Bilgi Yarışması, Ana Sayfa

Ana Sayfa

İkili Yarışmalar

Kelime Yarışmaları

Zeka Yarışmaları

Günlük

Foto Kulüp

Bir Soru

Serbest Kürsü

Dostluk

Üyelik
Ana Sayfa
Seçkin Üyelik
Mesaj Kutusu
Tavsiye Et
Tıkla Kazan
Ödül Listesi
Gruplar / Sıralama
Sohbet Odaları
  Üyelik
Kullanıcı adı
Şifre
Yeni üye
Şifremi unuttum
Tavsiye Edenlere 10,00 Bonus
Tavsiye edeceğiniz e-posta adresi


%50 Daha Hızlı Flash Menü

Aktif soru
27.965
Aktif üye
1.211

Bayrak

GÜNLÜK ÖZELLİKLERİ
Günlük sahibialeyra - NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Günlük adıbir tutam kahkaha - Herkese açık günlük
Toplam okunma sayısı2978523
Son güncelleme / Toplam kayıt26.06.2016 07:04:00 / Toplam kayıt: 618
ilginç bulduğum şeyleri paylaşmak istiyorum

GÜNLÜK KAYITLARI
DOKUNMANIN GÜCÜYeni yorum girAç/Kapa


Kayıt tarihi : 25.08.2006 - Toplam yorum : 1

işte gerçek sevgi bu olsa gerek.
Kayıt tarihi : 25.08.2006 08:50:00 - Yorum sahibi: suatoktem


ÇILGINLIĞA TESLİM OLMAYIN!!Yeni yorum girAç/Kapa

Bir diken battı diye

bütün güllerden nefret etmek...

Biri gerçekleşmedi diye

Hayallerinizden vazgeçmek...

Biri kabul edilmedi diye

 inancını yitirmek...

Bir defa başaramadın diye

Gayret etmekten vazgeçmek...

Biri size ihanet etti diye

Bütün arkadaşlarınıza küsmek...

Biri  sana  sadakatsizlik etti veya aşkına karşılık vermedi diye

Aşka inanmamak...

İlk teşebbüzünüzde başarılı olmadınız diye

Mutlu olmak için önünüze  çıkan bütün fırsatları tepmek..

Umarım ki;

Yolunuzda ilerlerken  çılgınlığa teslim olmazsınız.

Unutmayın ki

Önünüze bir başka fırsat çıkabilir

Bir başka arkadaş

Yeni bir aşk

Yenilenmiş canlanmış güç

İnatçı olun her gün mutluluğu arayın

Hemen pes etmek sizi başarısızlığa götürecek

Başarıya giden yol pes etmemekten geçer...Gayret edin...



Kayıt tarihi : 22.08.2006 - Toplam yorum : 0


HAYATINIZDAKI TÜM ANNELERE..Yeni yorum girAç/Kapa

21 senelik evlilikten sonra "aşk ışıltısını" canlı tutmanın yeni bir yolunu buldum. Bir süre önce, başka bir kadınla çıkmaya başladım ve bu Aslında eşimin fikriydi. Bir gün eşim, beni çok şaşırtarak: "Biliyorum ki o nu seviyorsun" dedi . Şiddetle itiraz ettim: "Ama ben seni seviyorum!!!"

"Biliyorum ama aynı zamanda o nu da seviyorsun. o na da zaman ayırman gerekiyor" Karımın, ziyaret etmemi istediği "öbür kadın" , 19 yıldır dul olan annemdi. işimin yoğunluğu ve üç çocuğumun beklentileri sebebiyle Annemi görme fırsatım pek olamıyordu. O akşam annemi yemeğe ve ardından Sinemaya davet ettim. Endişelendi ve hemen “İyi misin, her şey yolunda mı" diye sordu. Annem de geç saatte gelen bir telefonun veya sürpriz bir Davetin mutlaka kötü bir anlamı olacağından şüphelenen tipte kadınlardandı. "Seninle beraber ikimizin biraz zaman geçirmemizin güzel olacağını düşündüm" diye yanıtladım. "Sadece ikimiz mi?" Biraz düşündü ve "Çok isterim" diye cevap verdi.

O Cuma, iş çıkışı o nu almaya giderken kendimi biraz gergin hissediyordum.Eve vardığımda fark ettim ki o da, randevumuzdan ötürü hafif gergin görünüyordu. Kapısının önünde, paltosunu çoktan giymiş bir şekilde bekliyordu. Saçlarını yaptırmıştı ve üzerinde babamla kutladıkları son Evlilik yıldönümlerinde giydiği elbise vardı. Bana melekler kadar ışıltılı bir yüzle gülümsedi.

Arabaya bindiğimizde "Arkadaşlarıma oğlumla dışarı Çıkacağımı söyledim ve gerçekten çok etkilendiler" dedi. "Randevumuzun nasıl geçtiğini duymak için sabırsızlanıyorlar." Gittiğimiz restoran, çok şık olmasa da sevimli, sıcak ve Servisin kaliteli olduğu bir mekândı. Annemse, bir kraliçe edasıyla koluma girdi.Yerimize oturduktan sonra o na menüyü okumam gerekmişti, çünkü küçük yazıları göremiyordu.

Ben daha menünün ortalarındayken annemin nemli gözlerle ve Nostaljik bir gülüşle bana bakmakta olduğunu fark ettim: "Eskiden, sen küçükken, menüleri okuyan bendim, sense meraklı bakışlarla beni dinlerdin" dedi. Ben de gülümsedim:"O zaman, şimdi senin rahat rahat oturma sıran ve ben de okuyarak borcumu ödeyebilirim" dedim. Yemek boyunca muhabbetimiz çok güzeldi, sıra dışı hiçbir şey olmadı ama eskilerden ve hayatlarımızdaki yeniliklerden bahsederek Kaybettiğimiz zamanın birazını telafi etmeye çalıştık.O kadar çok konuştuk ve eğlendik ki film saatini kaçırdık. Akşam annemi bırakırken; "Seninle tekrar çıkmak isterim ama ancak bu sefer benim seni davet etmeme izin verirsen" dedi ve bir aksam tekrar buluşmakta karar kıldık. Eve geldiğimde eşim yemeğin nasıl geçtiğini sordu: "Çok güzeldi" Dedim "Düşünebileceğimin çok üstündeydi"

Birkaç gün sonra annem aniden ciddi bir kalp krizi sonucu vefat etti.

Bu o kadar ani gerçekleşmişti ki o nun için bir şey daha yapma şansım olmamıştı. Birkaç zaman sonra evime, annemle yemek yediğimiz restorandan, ödenmiş iki kişilik bir yemek faturası ve üzerine iliştirilmiş bir not yollandı: Oğlum, bu faturayı önceden ödedim, çünkü seninle kararlaştırdığımız Randevu gününe gelemeyeceğimden neredeyse yüzde yüz emindim. Yine de iki kişilik bir yemek ayarladım çünkü bu sefer esinle beraber gitmenizi istiyorum. Seninle olan o günkü randevumuzun benim için ne anlam ifade ettiğini bilemezsin. Seni Seviyorum.

" O esnada, "Seni Seviyorum" demenin ve hayatta değer verdiğimiz insanlara Hak ettikleri zamanı ayırmanın önemini anladım. Hayatta hiçbir şey ailenizden daha önemli değildir. o nlara hakları olan zamanı ve ilgiyi verin çünkü böyle şeyleri erteleyebileceğiniz "başka bir zaman" her istediğinizde yakalayamayabilirsiniz.

HAYATINIZDAKI TÜM ANNELERE..



Kayıt tarihi : 18.08.2006 - Toplam yorum : 0


NAZIM HİKMETYeni yorum girAç/Kapa

Yaşamak şakaya gelmez,   büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın   bir sincap gibi mesela,   yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,  yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,   yani o derecede, öylesine ki,   mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,   yahut kocaman gözlüklerin,         beyaz gömleğinle bir laboratuvarda  insanlar için ölebileceksin,          hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,  hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,  hem de en güzel en gerçek şeyin                     yaşamak olduğunu bildiğin halde.

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,   yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yanı ağır bastığından.

                                                                                    1947

2

Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız, yani, beyaz masadan, bir daha kalkmamak ihtimali de var.   Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini   biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,   hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,   yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz  en son ajans haberlerini.

Diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,  diyelim ki, cephedeyiz.   Daha orda ilk hücumda, daha o gün  yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.   Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,  fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz  belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.

Diyelim ki hapisteyiz,   yaşımız da elliye yakın,   daha da o n sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,   insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla  yani, duvarın ardındaki dışarıyla.Yani, nasıl ve nerede olursak olalım  hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...

                                                                     1948

3

Bu dünya soğuyacak, yıldızların arasında bir yıldız, hem de en ufacıklarından, mavi kadifede bir yaldız zerresi yani, yani bu koskocaman dünyamız.

Bu dünya soğuyacak günün birinde,   hatta bir buz yığını   yahut ölü bir bulut gibi de değil,   boş bir ceviz gibi yuvarlanacak zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

Şimdiden çekilecek acısı bunun,   duyulacak mahzunluğu şimdiden.   Böylesine sevilecek bu dünya   "Yaşadım" diyebilmen için...
                                    

                                                                         Nazım Hikmet



Kayıt tarihi : 12.08.2006 - Toplam yorum : 0


Söylenen SözYeni yorum girAç/Kapa

"Eğer dilde bozukluk varsa, söylenen şey, söylenmek isteneni anlatamaz; eğer söylenen, istenen anlamı yansıtmazsa, yapılması istenen şey yapılamaz; eğer istenen yapılmazsa, ahlâk ve sanat bozulmaya uğrar; eğer ahlak ve sanat bozulursa, adalet doğru yoldan çıkar; eğer adalet doğru yoldan çıkarsa, halk çaresiz bir bunalıma sürüklenir. Sonunda, söylenen (söz) hakkında doğru karar verme fırsatı kalmaz. Böyle bir durumu önlemek, her şeyden önemlidir." KONFÜÇYÜS



Kayıt tarihi : 11.08.2006 - Toplam yorum : 0


SEDEF ÇİCEĞİ(2)Yeni yorum girAç/Kapa

Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle, hakime yöneldi.

Tane tane konustu: "Askerliğimi Reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım. O bahçenin, görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim Fadime'mi de orada tanıdım. Sedefleri de... o na en güzel çiçeklerden buketler verdim Ilk evlendiğimiz günlerin birinde, boyun ağrısı nedeniyle, o nu hekime götürdüm Hekim çok uzun süre uyanmadan yatarsa, boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir dedi

Her gece uykusunu bölüp uyansın, gezinsin dedi

Hekimi pek dinlemedi bizim hatun... Lafım geçmedi...
O günlerde, tesadüf, bu çiçek kurumaya yuz tuttu

Ben o na: Gece çiçek sularsan geçer”, dedim. Adak dilettim...

Her gece o nu uyandırdım ve o nu seyrettim. O sevdiğim kadını, yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim. Her gece, o çiçek ben oldum sanki..." dedi adam O yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle…

Her gece, o yattıktan sonra uyandım. Saksıdakı suyu boşalttım. Sedef, gece sulanmayı sevmez, hakim bey... Geçen gece de... Yaşlılık... Ben de uyanamadım Uyandıramadım... Çiçek susuz kalırdı ama kadınımın boynu yine azabilirdi... Suçlandım...Sesimi çıkartamadım...

O anda gazeteciler dahil, mahkeme salonundaki herkes ağlıyordu…

Kayıt tarihi : 3.08.2006 - Toplam yorum : 0



SEDEF ÇİCEĞİ(1)Yeni yorum girAç/Kapa

Mahkeme salonunda, seksen yaşlarındaki yaşlı çiftin durumu içler Acısıydı... Adam inatçı bakışlarla, suskun ninenin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözlerini ve bıkkın bakışlarını süzüyordu

Hakim tok sesiyle, yaşlı kadına: „Anlat teyze, neden boşanmak istiyorsun?“

Yaşlı kadın, derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başladı:

„Bu herif yetti gayri, 50 yıldır bezdirdi hayattan...“

Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu, mahkeme salonunda...

Sessizlik, bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu... Kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmıs 50 yılın ardından? Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı... Kadın neler diyecekti? Herkes, o nu dinliyordu... Yaşlı kadının gözleri doldu ve devam etti:

„Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim... O bilmez...
50 yıl önceydi.. O çiçeği bana verdiği çiçekler arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm. Yavrumuz olmadı o nları yavrum bildim. Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım.

Her gece güneş doğmadan önce, bir tas suyla sulayacağım o nu diye... İyi gelirmiş derlerdi...

50 yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben sulayayım demedi .Taa ki geçen geceye kadar... O gece takatim kesilmiş uyuyakalmışım... Ben, böyle bir adamla 50 yıl geçirdim

Hayatımı, umudumu, herşeyimi verdim. o ndan hiçbirşey görmedim

Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim. o nsuz daha iyiyim, yemin ederim." Hakim yaşlı adama dönerek:
"Diyeceğin birşey var mı, baba?" dedi.



Kayıt tarihi : 3.08.2006 - Toplam yorum : 0


SİHİRBAZLIKYeni yorum girAç/Kapa
 http://www.haber.gen.tr/haberadres/haberadres.asp?47673A8


Kayıt tarihi : 3.08.2006 - Toplam yorum : 1

Her bayana bu adamdan lazım.
Kayıt tarihi : 25.08.2006 09:23:00 - Yorum sahibi: suatoktem


YA SABIRYeni yorum girAç/Kapa

Ya sabır...

Türk askeri, "saldırılardan korumak için" Lübnan'a gitsin mi?
Tartışılan soru bu.

 En sonda söyleyeceğimi, en başta söyleyeyim...
O Lübnan, bana mı sormuştu, Bekaa Vadisi'nde PKK'yı saklarken?
Neredeydi şu meşhur Mahsun Korkmaz Akademisi... Var mı hatırlayan?

Ne çabuk unutuyor Türkiye...
Hiç mi hafızası yok bu milletin?

Madem göğsümüzü siper edecek kadar çok seviyoruz Lubnan'ı... O zaman neden Lübnan'ın hamisi Suriye'ye savaş açmaya kalktık kardeşim?
Neden?

 Evet, çocukların öldürülmesi vahşettir.
İnsanlık suçudur. Ama...
Bekaa Vadisi'nden gelen PKK'lılar, köylerimizi basıp, bizim bebelerimizi öldürürken, vicdanı neredeydi Lübnan'ın?

 Din kardeşiysek eğer...
Müslüman Suriye, Müslüman Lübnan... Neden "sünnetsiz" teröristlerin Müslüman Türkleri katletmesine göz yumuyordu?

Bakın önceki gün, Roma'da Lübnan için bir toplantı yapıldı...
15 ülke katıldı.
Abdullah Gül de oradaydı.
Toplantı sonundaki açıklamayı İtalya Dışişleri Bakanı D'Alema yaptı.
Dedi ki:
"Sivillerin öldürülmesi kabul edilemez."

Abdullah Gül, tebrik etti D'Alema'yı.
Türkiye'ye falan davet etti.

 Peki kim bu D'Alema?

 Abdullah Öcalan, Roma'nın Cehennem Mahallesi'ndeki villasında saklanırken, kimdi İtalya'nın Başbakanı?
Kim veriyordu Öcalan'ın yiyecek içecek parasını, telefon masrafını, avukatlık ücretini, kirasını?
Kimdi o zamanlar, hiç utanmadan, "Öcalan terorist değildir" diyen?
Kimdi, "Türkiye'de insan hakları yok...
Ocalan'ı Türkiye'ye iade etmem" diyen?
Kimdi, Türk milletini sokağa döküp, İtalyan mallarını boykot ettiren?

 Bu D'Alema.
İşte o D'Alema.

 
Bugün çıkmış ne diyor dallama?
"Sivillerin öldürülmesi kabul edilemez."

 
Allahım ne çabuk unutuyor Türkiye...
Hiç mi hafızası yok bu milletin?



Kayıt tarihi : 2.08.2006 - Toplam yorum : 3

Sana katılıyorum..Sivillerin öldürülmesi kesinlikle doğru bir olay değil..İster savaşta ister herhangi başka bir olayda..Ben meseleye sadece Lübnan açısından bakmak istemiyorum..Nerde olursa olsun bu bir insanlık suçudur..Ama malesef her zaman olduğu gibi keser hep bana hep bana yontuyor..Bundan önce talibanı destekleyenler,özürülük savaşçısı diyenler sonra da orayı taş üstünde taş bırakmadan yıkanlar o nlar değil miydi?Bizim içinde aynı şey söz konusu..Batı dediğimiz dostlarımız!!!iki gün sonra bizimde kapımıza dayanırsa şaşırmayalım..Ki bunu zaten yapmaya başladılar bile..Daha öncede sözde ermeni soykırımda aynı rotayı izlemilerdi..Bir Fransız yetkiliye Cezayir olayı sorulduğunda bırakalım buna tarihçiler karar versin derken,aynı ölke soykırım yasasını parlemontosundan geçirmeye kalktı..Mesele BOP bence..Kendi ağızları ile söylediler zaten..Artık ortadoğunun yeniden şekillenmesi gerektiğini..Şimdi bunun Lübnanla ne alakası var diyebilirsin(yani senin konun)Şöyle bir alaka kuruyorum kendimce bilmiyorum katılırmısın ama BOP'un bir ayağıda Lübnan..Sonra Suriye,sonra İran,sonra da biz..İşin diğer yönü ise bizi de içine çekmeye çalışmaları..İşte orda senin sorun geliyor aklıma.Türk askeri Lübnana gitsin mi?Yani savaşın içine çekilelim mi??
Kayıt tarihi : 2.08.2006 23:01:00 - Yorum sahibi: onlyforyou_m
Biz Trk Milleti her zaman mazlumun ve güçsüzün yanında yer almışzdır.Ama her zaman bizi arkadan vura,Kurtuluş Savaşı'nda İngilizle bir olan,PKK ya yataklık yapanlarla işimiz olmamalı.Masum çocuklaın ölümüne bende çok üzülüyorum.Bir zamanlar kundaktaki bebekler kurşunlanırken neredeydi o dallama:((((
Kayıt tarihi : 2.08.2006 23:39:00 - Yorum sahibi: anayasa
Aleyracım 33 lük sabır tespihi değil artık 5333 lük sabır tespihi gerekiyor. Siyasetcim  akıllı unutmazda işine o ara gelmemiştir hatırlamak.Bana kim yardım etsin kardeşim. Benim sorunlarımla kim ilgileniyor , benden başka. Ömrümüz pkk ya karşı masum olduğumuzu anlatmakla geçiyor, o bizi yardıma çağıran ülkelere karşı, bizi pazarlık konusu yapanlara karşı.Benim de bebelerim ölüyor, halkım ölüyor, askerim ölüyor, Kim ne diyor.? Sadece Vah vah. Ben ,benim insanım ölürken beni düşünmeyen üstelik seyreden in ölüsünü düşünemem.   Kangren olmuş konu benim, benim milletimin. Bu dallama benim sivilimi düşünse kim takar düşünmese kim takar:) Kangren kesilip atılır bir kere de .......Biz  kangren olan yerin kendiliğinden düşmesini bekliyoruz:(
Kayıt tarihi : 3.08.2006 03:08:00 - Yorum sahibi: yedi7


SEÇİMLERİMİZİN GÜCÜYeni yorum girAç/Kapa

 Seçimlerimizin gücü gerçektir.
 Neleri seçebiliriz?
 SEVGİYİ, Nefret etmektense...
 GÜLÜMSEMEYİ, Kaşlarımızı çatmaktansa...
YAPICI OLMAYI , Yıkıcı olmaktansa...
 AZİMLE devam etmeyi , Vazgeçmektense...
 ÖVMEYİ, Dedikodu yapmaktansa...
 İYİLEŞTİRMEYİ , Zarar vermektense...
 VERMEYİ , Almaktansa...
 HAREKETE GEÇMEYİ, Ertelemektense...
İNANMAYI , Umutsuzluğa kapılmaktansa...
 AFFETMEYİ , Lanetlemektense...
 Her yeni gün beraberinde bizlere yeni seçim fırsatları getirir.
 Peki ya siz?

 Bugün neleri seçeceksiniz?



Kayıt tarihi : 2.08.2006 - Toplam yorum : 0


32 SENEDEN BERİ DEĞİŞİKLİK YOK MAALESEF!!!!Yeni yorum girAç/Kapa

"Bir kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma karşı işlenmiş bir suçtur.
Bu bilinci paylaşmak ve bu sorumluluğu yerleştirmek zorundayız.
Uygarca paylaşılan sorumluluk bilinci, özgürlüğün de, demokrasinin de tek güvencesidir.
Bu güvence sağlanmadıkça, demokrasinin temeline tek bir taş bile konmuş olamaz.
Unutmayalım ki "cesur bir kez, korkak bin kez ölür".
Önemli olan, insanın böyle bir toplumda "mezar taşı" gibi suskunluk simgesi olmamasıdır."

Yeni ortam 09 Aralık 1974
Uğur MUMCU



Kayıt tarihi : 16.07.2006 - Toplam yorum : 0


TEŞHİS!!Yeni yorum girAç/Kapa

Adamın biri, seks hayatındaki sorununa çare bulmak için doktora gider ve şikayetlerini anlatır:
- Doktor bey, bana bir şeyler oluyor. Sevişirken bir sıcak basıyor, terliyorum, bir soğuk basıyor, üşüyorum.
Yapılan tahlillerde hiçbir şey çıkmaması üzerine, doktor kütüphanesindeki tüm tıp kitaplarına bakar ve benzer bir olguya rastlayamaz. Adama hitaben:
- Beyefendi, bir de eşinizi çağırıp 0nunla konuşalım...
Ertesi gün, adamın eşi gelince doktor durumu kadına anlatır:
- Sevişirken eşiniz bir terliyormuş, bir üşüyormuş.
Kadın:
- Aman körolasıca herif, bir Ağustosta sevişir, bir de Ocakta!!!



Kayıt tarihi : 13.07.2006 - Toplam yorum : 0


ANNE VE BABALARLA ÇOCUKLAR ÜZERİNEYeni yorum girAç/Kapa

* Çocuklarınızın üzerinde yarattığınız ilk izlenimleri değiştiremezsiniz.
* Çocuklarınızın yapmasını istediğiniz şeyler, sizin de yapmak istediğiniz şeylerdir.
* Saygı görmeyen bir çocuktan saygı, sevgi görmeyen bir çocuktan da sevgi beklemeyin.
* Merakı, girişimciliği ve birey olma içgüdüsünü engellemeyin.
   Merak bilginin, girişimcilik canlılığın, bireysellik ise bilgeliğin kaynağıdır.
* Çocuğa bir şeyler öğretmek için olduğu kadar,
   0ndan bir şey öğrenmek için zaman harcayın.
* İçten bir sarılma, sevgiyi tüm kelimelerden daha iyi anlatır.
* Hemen hiçbir şey göründüğü kadar önemli değildir.
   Kızmadan önce bir kere daha düşünün.
* Dövmek mi?.. Asla yapmayın!..
* Bir çocuğu yemek için asla zorlamayın, açlık bu işi sizden daha iyi yapar.
* Bir anne - babayı akıllı yapan, söyledikleri değil söylemedikleridir.
* Kurallarınız varsa, nedenleriniz de olmalı. Bu nedenleri bilmek çocuğunuzun hakkıdır.
* Çocuğunuzun arkadaşlarını kendi arkadaşlarınız gibi sıcak karşılayın.
* Çocuğunuzu sürpriz hediyelerle sevindirin, çünkü 0nu seviyorsunuz.
* Çocuğunuz, hayallerinden ya da sırlarından birisini sizinle paylaşmak istiyorsa,
   size ne kadar değer verdiğini anlayın ve 0nu dinleyin.
* Hatanızı çocuğunuza itiraf edemiyorsanız, zamanla güvenirliğinizi kaybedersiniz.
* Kucaklar çocukların oturması için yaratılmıştır.
   Çocukların büyük olması bu kuralı değiştirmez.
* Çocuğunuza verdiğiniz sözü mutlak yerine getirin.
* Bir çocuğun yaşamındaki tüm riskleri kaldırırsanız,
   o çocugun yaşamındaki tüm canlılığı da kaldırmış olursunuz.
* Soru sorduğunuzda cevabını mutlaka bekleyin.
* Konuşan bir çocuğun sözlerini tamamlamaya çalışmayın.
* Çocuğunuzla birlikte oynamak, 0nun için önemli olduğu kadar sizin için de önemlidir.
* Çocugunuzun dişlerini fırçalamasını istiyorsanız siz de dişlerinizi fırçalayın.
* Çocuğunuzun anlattıklarıyla alay etmeyin.
* Çocuğunuzu, diğer yetişkinlerle ve diğer çocuklarla birlikte olmaya özendirin.
* Büyükanneler, büyükbabalar çocuğunuzu şımartmak için yaratılmıştır,
   bırakın şımartsınlar.
* Kimi zaman çocuğunuz için çok şey yapmaya çalışmak, az şey yapmaktan yıkıcıdır.
* Çocuğunuza değer verdiğinizi ,
   0nunla birlikte olmayı tercih etmenizden daha güzel hiçbir şey anlatamaz.
* Çocuğunuzla içten bir konuşma yapmak istiyorsanız, gözlerinizi gözlerinizden ayırmayın.
* Çocuklarınızı başkalarının yanında küçük düşürmeyin.
* Sınırsız sevgiyi, sınırsız ihtimamla karıştırmayın.
   Kimi zaman çocukları yalnız bırakmak, daha olumlu sonuçlar doğurur.
* Çocuklara özgü saldırganlığı soğukkanlı karşılayın.
* Tv den uzak durun.
* Rahat anne - babaların yetiştirdiği çocuklar, büyük olasılıkla rahat olacaktır.
* Her gece çocuklarınıza iyi geceler öpücüğü verin.
* Bir çocuğun işe katılmasının en basit yolu, 0ndan yardım istemektir.
* Çocuğunuzun size duyduğu öfke, sevginize duyduğu güvenin ifadesidir.
* Kaba sözler, çocuğunuzun kalbini kırmakla kalmaz. 0na kaba olmayı da öğretir.
* Eğer 0na bir şeyin, "onun için iyi" olduğunu söylüyorsanız,
   o şeyden hoşlanmayacağından emin olabilirsiniz.
* Çocuklarınızın evi dağıtmasına izin verin, işleri bittiğinde toplamalarını sağlayın.
* Güneşin batışını, gökkuşağını ve diğer doğa olaylarını birlikte izleyin.
* Eşinizle tartıştığınızı yalanlamayın,
   ancak çocuğunuza aranızdaki sorunu çözdüğünüzü gösterin.
* Yersiz övgüler, gerçek övgülerin değerini azaltır.
* Çocuğunuzun büyümesini beklemeyin. Yetişkin olmanın hiçbir avantajı yok.
* Bir ağacın varoluş nedenlerinden birisi de, insanların 0na tırmanabilmesidir.
*Çocuğunuz okumayı sökse de siz 0na yüksek sesle kitap okumaya devam edin.
* Çocuklarınıza nasıl öğrenebileceklerini öğrettiyseniz,
   0nlara hemen her şeyi öğretmişsiniz demektir.
* Çocuklarınıza, siz olmadan nasıl ayakta durabileceklerini öğrettiyseniz,
   0nları hayata hazırlamışsınız demektir.



Kayıt tarihi : 13.07.2006 - Toplam yorum : 1

Çok güzel...Umarım uygulayanların sayısı gün geçtikçe artar.Teşekkürler...
Kayıt tarihi : 13.07.2006 10:13:00 - Yorum sahibi: anayasa


SEÇİM SİZE AİT!!!Yeni yorum girAç/Kapa

Fransa'da, agır işçilerin işleri hakkında ne düşündüklerini incelemek üzere arastırmayı yürüten bir görevli, bir inşaat alanına gönderilir.
Görevli, ilk işciye yaklaşır ve sorar :
"Ne yapıyorsun?"

 "Nesin sen, kor mu?" diye öfkeyle bagırır işçi.
" Bu parçalanması imkansız kayaları ilkel aletlerle kırıyor ve patronun
emrettiği gibi bir araya yığıyorum.Cehennem sıcağında kan ter içinde
kalıyorum.Bu çok agır bir iş, ölümden beter."
Görevli hızla oradan uzaklaşır ve çekinerek ikinci işçiye
yaklaşır.Aynı soruyu sorar :''Ne yapıyorsun? "İşçi cevap verir :

"Kayaları mimari plana uygun şekil de yerleştirilebilmeleri için, kullanılabilir şekle getirmeye çalisiyorum.

Bu ağır ve bazen de monoton bir iş, ama karım ve çocuklarım için
para gerekli.
Sonuçta bir işim var. Daha kötü de olabilirdi."
Biraz cesaretlenen görevli üçüncü işçiye doğru ilerler.
" Ya sen ne yapiyorsun?" diye sorar.
"Görmüyor musun?" der işçi kollarını gökyüzüne kaldırarak.

" Bir katedral yapıyorum."
Bu hikayenin enterasan tarafı her üç işçinin de aynı işi yapıyor
olmaları....Görmeyi seçtiginiz yol sizin tutumunuza bağlıdır.
Bugün hava biraz bulutlu mu yoksa biraz güneşli mi?
Güllerin dikeni mi vardır, dikenli dalların gülleri mi?
Bardağın yarısı boş mudur, yarısı dolu mu?
Yoksa bardak olması gerekenin iki katı büyüklükte midir?
Seçim size ait...



Kayıt tarihi : 13.07.2006 - Toplam yorum : 0


RÜŞVET VERMEK BİR SANAT'DIR!!Yeni yorum girAç/Kapa

Polis - Beyefendi radar uygulamamız vardı. Hız sınırını aştınız.

Adam - Aşmadım birader.

Polis - Beyefendi radar kayıtlarını gösterebiliriz.

Adam - Ben Mustafa'nın arkadaşıyım, uğraşmayın benimle!!

 Polis - (bi afallar) Mustafa mı o da kim ?

Adam - Sen Mustafa yı tanımıyor musun ?

Polis - Ee şey hatırlayamadım...

 Adam - Dur yanımda resmi var sana göstereyim. cebinden bir 10

Milyonluk çıkartır ve üzerindeki Atatürk resmini gösterir)

Polis - Haa, pardon şimdi hatırladım. Tamam.

Adam - Gidebilir miyim ?

 Polis - Şey, bu Mustafa' nın başka resmi var mı yanınızda ?

 Adam - Eeeh be... Arkadaş dediysek bütün albümü yanımızda

Taşımıyoruz.!!!



Kayıt tarihi : 13.07.2006 - Toplam yorum : 0


Sayfa : <<   <  1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19  >   >>

Günlük yazmak için üye girişi yapmalısınız, üye girişi yapmak için buraya tıklayın.




Günlük nedir? | Günlüklerim | Yeni kayıt | Günlük ara

Kelime Cambazı
Kelime Cambazı
Toplam 0 yarışmacı
Kelime Hazinesi
Kelime Hazinesi
Toplam 0 yarışmacı
İkili Bilgi Yarışmaları
İkili Bilgi Yarışmaları
Toplam 0 yarışmacı
Bir günlük hediye (ücretsiz) seçkin üyelik için buraya tıklayın

Ayın Yarışması

Nisan ayı boyunca her gün Kelime Cambazı yarışmasına katılabilir ve hergün 48 TL değerinde bir yıllık seçkin üyelik kazanan kişilerden biri siz olabilirsiniz.
Hemen yarışmak için buraya tıklayın

Günün Yarışması

Sayın kullanıcımız, bugün Adam Asmaca yarışmamıza ücretsiz üye olarak katılabilirsiniz.

Şimdi Adam asmaca yarışmamıza ücretsiz üye olarak katılmak için buraya tıklayın

Bilgi

Üye olan herkese
10 BONUS
Üye olmak için tıklayın
Tavsiye edenlere
10 BONUS
Tavsiye için tıklayın
Tıkla Hemen
Bonus Kazan

Bonus için tıklayın
İş ortaklığı | Web Master | Hakkımızda | Sık Sorulanlar | Bize Ulaşın
birmilyon.com bilgi merkezli bir sitedir, bilginin paylaşılması ve çoğaltılması ilkesine dayanarak,
birmilyon.com da yer alan hertürlü soru ve bilgi yarışması tamamen paylaşıma açıktır.
Seçkin üyelik | Bilgi yarışmaları | Kelime ve Zeka Yarışmaları | Günlük | Foto kulüp | Bir sorum var | Serbest kürsü
Normal üyelik | Bilgi yarışması | Çocuk yarışması | Soru gönder | Bir işlem | Bir kelime | Timsah avı
Kullanım Şartları | Güvenlik ve Gizlilik | birmilyon.com V8 turbo

Bilgi Yarışması

0,1030273