Bilgi Yarışması, Ana Sayfa

Ana Sayfa

İkili Yarışmalar

Kelime Yarışmaları

Zeka Yarışmaları

Günlük

Foto Kulüp

Bir Soru

Serbest Kürsü

Dostluk

Üyelik
Ana Sayfa
Seçkin Üyelik
Mesaj Kutusu
Tavsiye Et
Tıkla Kazan
Ödül Listesi
Gruplar / Sıralama
Sohbet Odaları
  Üyelik
Kullanıcı adı
Şifre
Yeni üye
Şifremi unuttum
Tavsiye Edenlere 10,00 Bonus
Tavsiye edeceğiniz e-posta adresi


%50 Daha Hızlı Flash Menü

Toplam üye
2.056.724
Aktif soru
27.965
Aktif üye
2.035

Bayrak

GÜNLÜK ÖZELLİKLERİ
Günlük sahibialeyra - NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Günlük adıbir tutam kahkaha - Herkese açık günlük
Toplam okunma sayısı2981705
Son güncelleme / Toplam kayıt26.06.2016 07:04:00 / Toplam kayıt: 618
ilginç bulduğum şeyleri paylaşmak istiyorum

GÜNLÜK KAYITLARI
ANNABEL LEE( Bir zamanlar maziye bak)Yeni yorum girAç/Kapa

Senelerce,senelerce evveldi
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı, bileceksiniz
İsmi Annabel Lee...
Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekten başka beni
O çocuk ben çocuk , memleketimiz
O deniz ülkesiydi,
Sevdalı değil karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee...
Göklerde uçan melekler bile
Kıskanırlardı bizi.

Bir gün iste bu yüzden göze geldi,
O deniz ülkesinde,
Üşüdü rüzgarından bir bulutun
Güzelim Annabel Lee...
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni,
Mezarı oradadır simdi,
O deniz ülkesinde.
Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskandı bizi ,
Evet ! bu yüzden şahidimdir herkes
Ve o deniz ülkesi...
Bir gece bulutunun rüzgarından
Üşüdü gitti Annabel Lee.
Sevdadan yana kim olursa olsun,
Yasça basça ileri,
Geçemezlerdi bizi;
Ne yedi kat göklerdeki melekler,
Ne deniz dibi cinleri,
Hiçbiri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee.
Ay gelip ışır, hayalin irileşir
Güzelim Annabel Lee;
Bu yıldızlar gözlerin gibi parlar
Güzelim Annabel Lee,
Orda gecelerim, uzanır beklerim
Sevgilim,sevgilim ,hayatim,gelinim
O azgın sahildeki,
Yattığın yerde seni.

 EDGAR ALLAN POE



Kayıt tarihi : 12.10.2006 - Toplam yorum : 0


ÇOK İLGİNÇYeni yorum girAç/Kapa

Hep kendi kendime sormuşumdur İspanya ligindeki maçları izlerken neden bu Deportivo'nun sahasında hep bir Türk bayrağı asılı kale arkasında diye. Sonunda öğrendim ve çok hoşuma gitti :

Deportivo La Coruna´nin kale arkasındaki Türk bayrağının anlamı şu, Deportivo, Galesia bölgesinin takımıdır, eskiden Türklerin orada yaşadığı rivayet edilir. Deportivo'lu taraftarlar ile Celta Vigo´lu taraftarlar birbirlerini hiç sevmiyorlarmış. Aşağı yukarı 20 yıl önce Celtali'lar bu nedenle Deportivo'lulara Türk demeye başlamışlar, ama hakaret anlamında. Ama Deportivo'lu taraftarlar bunu hiç hakaret diye algılamamışlar. Hatta kendi deyimleri ile ´Türk gibi güçlü´ görünmekten cok hoşlanmışlar. İşte bu yüzden her maçlarında en az 1 Türk bayrağı açıyorlar. Bir daha seyrederken dikkat edin, yüzde yüz görürsünüz.



Kayıt tarihi : 11.10.2006 - Toplam yorum : 0


TOTOCHE KIM????Yeni yorum girAç/Kapa

     Birkaç Fransız kantinde gevezelik ederken içlerinden biri sorar:

     -Gutenberg kim. Biliyor musunuz?

     -Hayır, der ötekiler.

     -Güzel, sizde benim gibi gece kurslarına gitseydiniz, Gutenberg'in basım makinesini bulan kişi olduğunu bilecektiniz.... Ya Panmentier'i?

     -Hayır, der ötekiler.

     -Güzel, sizde benim gibi gece kurslarına gitseydiniz, Panmentier'in patatesi bulan kişi olduğunu bilecektiniz.Eğer gece kurslarına gitmezseniz yasam boyunca....

     İste o zaman, aralarında lehimci olanı öfkelenip patlar :

     -Oldu, anlaştık! Gutenberg'i, Panmentier'i bilmiyoruz. Sen Totoche kim biliyormusun?

     -Hayır!

     -Peki, öyle ise öğren! Totoche, sen gece kurslarına giderken karınla yatan heriftir!



Kayıt tarihi : 11.10.2006 - Toplam yorum : 0


20 DOLARYeni yorum girAç/Kapa

İyi bilinen bir konuşmacı, seminerine 20 dolarlık bir banknotu göstererek başladı. 200 kişinin bulunduğu odaya, bu parayı kim ister diye sordu ve eller kalkmaya başladı. Konuşmacı bu parayı sizlerden birine vereceğim fakat öncelikle bazı şeyler yapacağım dedi. Parayı önce buruşturdu ve dinleyicilere hala bu parayı isteyen var mı diye sordu, eller yine havadaydı.

Bu sefer, konuşmacı peki bunu yaparsam dedi ve $ 20 i yere attı o nun üstüne bastı, ezdi, pisletti ve para şimdi pis ve buruşuktu, fakat eller yine havadaydı ve o parayı herkes istiyordu. Ve konuşmacı söyle dedi:

- Arkadaşlarım burada çok önemli bir şey öğrendiniz. Burada paraya ne yaptıysam hiç önemli değil o nu yinede istiyorsunuz, çünkü benim o na yaptığım şeyler o nun değerini düşürmedi, o hala 20 dolar.

Hayatımızda çoğu kez verdiğimiz kararlar veya hayat şartları nedeniyle hırpalanır, canımız acıtılır, yerden yere vuruluruz,kendimizi kötü hissederiz, fakat ne olduğu yada ne olacağı önemli değil, hiçbir zaman değerimizi kaybetmeyiz,temiz yada pis, hırpalanmış yada kırılmış, bunların hiçbiri önemli değildir. Seni sevenler senin ne kadar değerli olduğunu her zaman bileceklerdir.

Hayatımızın değeri ne yaptığımız veya kimi tanıdığımızla değil kim olduğumuzla alakalıdır.

Sen mükemmelsin, bunu asla unutma. Her zaman elinde olanları düşün olmayanları değil.



Kayıt tarihi : 11.10.2006 - Toplam yorum : 0


Yeni yorum girAç/Kapa


Kayıt tarihi : 8.10.2006 - Toplam yorum : 1

1-Batı ve Kuzeybatı topraklarında buraların gerçek sahipleri Kızılderililer devlet kuracak.

2-Dünyanın en yoğun Ermeni nüfusunun yaşadığı Los Angeles ve Kaliforniya'da büyük Ermenistan kurulacak. Türkiye ile Azerbaycan arasına sıkışmış küçüğünden pek fayda yok da...

3-Amerika'nın canı ciğeri, en kral müttefiki Peşmergelere petrol bakımından zengin Texas eyaleti bırakılacak. Burada , AB ve ABD normlarında tam demokratik derebeylik kurulacak. Peşmergeler petrol geliri ile yesin, içsin, semirsin, değil mi ama? Daha sonra üretime başlayıp Amerikanın arka sokakları için eroin, kokain, esrar üretecekler.

4-Meksikalının elinden katakulli ile alınan Arizona , New Mexico gibi eyaletler tekrar Meksika'ya bırakılacak.

5-Tüm tarihi boyunca Afro-Amerikalılara zulüm yapan ABD, tazminat olarak ırk ayırımının en çok yaşandığı güney eyaletlerini Siyahlara bırakacak.

6-Nüfusunun %60'ını Latin asıllılar ve özellikle Kübalıların oluşturduğu Florida ve çevresi bir iyiniyet göstergesi olarak Küba'ya bırakılacak.

7-İzmir'de denize dökülen ve Kıbrıs'ta Osmanlı tokadını yiyen Rum'ların acısını paylaşmak için deniz manzaralı Atlantik kıyısındaki eyaletlerde Pontus devleti kurulacak. Karadeniz'in yerini tutmaz ama olsun....

8-Bu haritada gözükmeyen Alaska eyaleti, gerçek sahibi Rusya'ya bırakılacak.

9-ABD'nin resmi dili İspanyolca olacak.


Kayıt tarihi : 8.10.2006 13:22:00 - Yorum sahibi: aleyra


3 ŞEYYeni yorum girAç/Kapa

  hayatta bir kez gittiğinde dönmeyen 3 şey vardır.

zaman, sözcükler ve fırsattır

   hayatta hiç bir zaman kaybedilmemesi gereken 3 şey vardır.

Barış, umut ve dürüstlüktür.

  Hayatta en değerli 3 şey

Sevgi, kendine güven ve arkadaşlıktır.

  Hayatta hiç emin olunmayacak 3 şey vardır.

Düşler, başarı ve zenginliktir.

  Hayatta insanı geliştiren 3 şey vardır.

Çok çalışma, samimiyet ve başarıdır.

    Hayatta insanı mahveden 3 şey vardır.

Cesaretsizlik, gurur ve öfkedir.

 Dün rüya yarın hayaldir.

Dünü mutlu yarını umutlu yapan bugündür.

onun için bugüne iyi bak  gülümse))))))



Kayıt tarihi : 8.10.2006 - Toplam yorum : 0


KADININ ELİNİ NİYE ÖPERSİN?? Yeni yorum girAç/Kapa

      
      Farklı milletlerin ' kadına bakış açısı' konulu bir
      toplantı.
      Soru: Bir kadının elini niye öpersin?
      Fransız, "Saygımdan öperim" der.
      Alman'ın cevabı şöyle olur: "Kadınlar kutsal
      varlıklardır, o yüzden öperim."
      sıra Türkiye'yi temsil eden Temel'e gelir.
     
      Soru aynı: Bir kadının elini niye öpersin?

Biraz düşünen Temel cevap verir:
      "Valla bir yerden başlamak lazım."



Kayıt tarihi : 7.10.2006 - Toplam yorum : 0


NEFRETİ AŞMANIN YOLUYeni yorum girAç/Kapa

Nefreti aşmanın tek yolu var: Affetmek. Başkalarını affettiğimizde

biz özgürleşiriz.Nefret yaşamdan zevk almamızı, insanların güzel yanlarını görmemizi engeller.Hiç kimse saf iyi ya da saf kötü değildir.

Salt kötülükleri görmek bir süre sonra şüphe, depresyon ve umutsuzluk

denizinde boğar insanı. Nefret dolu bir yaşam, mutsuz bir yaşamdır.

Affetmek insanı derinleştirir.

Affetmek için, insanın ruhsal ve zihinsel olarak kendisini hazır

hissetmesi  gerekir.Çünkü affetmek bir seçimdir.

Kimsenin zorlamasıyla affetmek mümkün değildir.

Affetmek bir süreçtir. Birdenbire affedişler bile bir sürecin ürünüdür.

Affetmeyi seçtiğinizde kimse size borçlanmayacaktır. Yani koşullu affetme

yoktur.

Diğer insanın da sizi affetmesini, değişmesini veya sizin istediğiniz gibi

 olmasını beklemeyin.

Affetmek bir seçimdir.

Amacı sizin rahatlamanızdır, sizin özgürleşmenizdir.

Nefret duyduğunuz kişinin yaşıyor ya da ölmüş olması sizin affetme

sürecinde  duyduğunuz acıların yoğunluğunda bir farklılık yaratmayacaktır.

O acılar sizin acılarınız. Affetmek kolay değildir.Fakat özgürleşmek için gereklidir.

Çoğu insan affetmenin nefret ettiği kişiyi suçsuz ya da haklı bulduğu

anlamına geleceğini sanır. Oysa affetmek, geçmişteki anıların

boyunduruğundan kurtulmak, yaşamımızı kontrolü altında tutmasına son

vermek  demektir.

Affetmek, o kişiyi sevmek değil.

Affetmek, o kişiyle konuşmak zorunda olmak değil.

Affetmek, o kişiyle ilişkiyi sürdürmek değil.

Affetmek, o kişinin beklentileri doğrultusunda davranmak değil.

Affetmek, o kişiyi kucaklamak değil.

Affetmek, o kişiyi suçsuz bulmak değil.

Affetmek, o kişiyi hakli bulmak değil.

Affetmek, o kişinin verdiği zararları telafi etmek için çaba göstermemek

değil.

Affetmek kırgınlığın, kızgınlığın, nefretin hapishanesinden özgürlüğe

çıkmaktır.

Affetmek artık acıyı hissetmemektir.Yapılanları zihinsel olarak unutmak

zaten mümkün değildir.

"Duygusal unutma" affetmenin diğer adıdır.



Kayıt tarihi : 7.10.2006 - Toplam yorum : 0


BİLİMİ DÜŞÜNEN DEHALARYeni yorum girAç/Kapa

Kimya biliminin dehası Lavoisier'nin asıl eğitimi hukuktu ve kendisi Paris
Barosu'na kayıtlı avukattı. Bilimsel gözlem ve yorum üzerine yaptığı
konuşmalarıyla ünü tüm dünyaya yayılmıştı. Kimya bilimini reddeden
yobazların kafasını gösterip "Bu kelleler hiçbir şeye yaramaz" dediği için
tutuklandı. Aynı gün yargılanıp ölüme mahkum edildi.
Lavoisier matematikçi Lagrange'ı çağırdı. "Kellem giyotinden sepete
düştüğünde gözlerime bak;
eğer iki kez kırpıyorsam bil ki, insan kafası kesildikten sonra bir süre
daha beyninin düşünmekte olduğunu anlarız."
Lavoisier'nin kafası kesildikten sonra sepete düştü ve gülerek iki kez göz
kırptı.
Matematikçi Lagrange diyor ki, "Lavoisier'nin son saniyedeki ispat
arayışı, bilimin yüzyıllar sürecek meşalesidir.
Ama o bilimi reddeden kafalar ufunet
üretmek için yüzyıllarca karanlıkta sürünecekler..."



Kayıt tarihi : 7.10.2006 - Toplam yorum : 0


ŞÜKRETMESİNİ BİLMEK LAZIMYeni yorum girAç/Kapa

Dünya nüfusunu, mevcut halkların nispetlerini muhafaza ederek, 100 kişilik bir köy kadar küçültebilseydik bu köy şöyle olacaktı:
57 Asyalı

21 Avrupalı,    

14 Amerikalı (Kuzey,Orta,Güney)

ve 8 Afrikalı  .
Bunlarin 52'si kadın  , 48'i erkek olacaktı.  
30 beyaz   , 70 beyaz olmayan,
30   Hiristiyan, 70   Hiristiyan olmayan,
89 heteroseksüel, 11 homoseksüel  .
6 kişi bütün servetin   % 59'una sahip olacaktı ve bunların hepsi   ABD kökenli olacaktı.

20 kişi iyi evlerde   yaşayacaktı,

30 kişi okuma-yazma     bilecekti,

1'i ölmek üzere  , 1'i de doğmak   üzere olacaktı.

1 kişi bilgisayar   sahibi,
1 kişi de (evet, sadece 1 kişi) üniversite mezunu   olacaktı.

şimdi şunları göz önünde bulundurun:
Eğer bu sabah hastalıklı   değil de sağlıklı uyanmış iseniz, 1 hafta sonrasını göremeyecek olan 1 milyon insandan daha şanslısınız.
Bir harp tehlikesi   ile, işkence görmek   ihtimali ile, aç kalma korkusu   ile karşı karşıya değilseniz,   500 milyon insandan daha iyisiniz.

Tutuklanmaktan  , işkence görmekten yahut öldürülmekten   korkmadan ibadethaneye  gidebiliyorsanız 3 milyar kişiden daha iyi bir sansa sahipsiniz.
Buzdolabınızda yiyeceğiniz  , üzerinizde elbiseniz  ve başınızı sokup uyuyabileceğiniz bir eviniz  varsa,
dünyadaki insanların % 75'inden daha zenginsiniz.

Bankada ve cüzdanınızda para   varsa, dünyanın en imtiyazli % 8'i arasındasınız

Anneniz, babanız  sağ ise, siz bu dünyada nâdir kişilerden birisiniz.
Eğer burada yazılanları anlayabiliyorsanız şanslısınız, çünkü okuma yazma    bilmeyen 2 milyar kişiden biri değilsiniz.

Paraya ihtiyacın yokmuş gibi çalış  .
Kimse seni üzememiş gibi sev  .
Kimse seni seyretmiyormuş gibi danset  .
Kimse seni dinlemiyormuş gibi şarkı söyle...  


Kayıt tarihi : 5.10.2006 - Toplam yorum : 2

Paylaştığınız ve öğrettiğiniz her şey için   SİZE   de teşekkür ederim sevgili Aleyra.
Kayıt tarihi : 6.10.2006 13:50:00 - Yorum sahibi: toldi

gerçekten çok etkileyici

 


Kayıt tarihi : 8.10.2006 11:26:00 - Yorum sahibi: aksucan


AZGIN BOĞAYeni yorum girAç/Kapa

   Çok güçlü, damızlık bir boğa köyündeki tüm ineklerle çiftleşmiş. İnekler yetmeyince diğer hayvanlara ve hatta köyün kadınlarına yan gözle bakmaya başlamış.

 Bu durumdan rahatsız olan köy ahalisi ne yapsak diye düşünmeye
başlamış. Köy ihtiyar heyeti toplanmış ve ünü tüm ülkeye yayılan boğayı devlet üretme çiftliğine satmaya karar vermiş.

 Bakıcıları devlet üretme çiftliğine
satılan boğayı ineklerin arasına salmış, aradan birkaç gün geçmiş ancak boğada hiç bir hareket olmamış.

 Ağacın altında geviş getiren boğanın bakıcısı yanına
gitmiş ve :
     - Boğa kardeş, köydeyken seni kimse tutamazdı, ne oldu hastamısın?
     diye sormuş. Boğa, bakıcısına yavaşça dönerek :
     - Eeee ne yapalım? Artık devlet memuru olduk, demiş... 



Kayıt tarihi : 4.10.2006 - Toplam yorum : 1

süper süper süper....
Kayıt tarihi : 5.10.2006 00:39:00 - Yorum sahibi: ekimbanger


KATİLLERYeni yorum girAç/Kapa

*Irak'ta 140 bin kişilik Amerikan ve müttefik ordusunun yanında, 30 bin
kişilik bir özel ordunun da bulunduğunu biliyormuydunuz?
Irak'ta sadece Temmuz ayında 3600 sivil öldü.Ortalama her ay 3000 sivil
ölüyor.Bugüne kadar ölen sivillerin sayısı yaklaşık 200 bin
civarında.Bunların yaklaşık yüzde yirmisi direnişçiler tarafından düzenlenen
saldırılarda öldü. Geriye kalanı, müttefik askerlerinin ve bu özel "ölüm
mangalarının" öldürdüğü tahmin ediliyor.Irak'lı sivillerin hatırı sayılır
bir bölümü, Amerikan ve İngiliz özel güvenlik şirketleri içinde bulunan
sapık katiller tarafından öldürülüyor.

*İşte ölüm timlerinin şok eden videosu !
*ABD'nin kanunları hiçe sayan ölüm timleri Irak'ta dehşet saçıyor... Konu
ile ilgili detaylı habere ve videoya aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz
arkadaşlar.*


http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=161170



Kayıt tarihi : 4.10.2006 - Toplam yorum : 0


DÜRÜST İNSANLARIMIZ SAYESİNDE AYAKTA DURUYOROZYeni yorum girAç/Kapa

Pamuk eller... Hadise, Keşan'da yaşanıyor... Hemen her şehirde ve ilçede olduğu gibi, Keşan'da da Atatürkçü Düşünce Derneği var.
Ne iş yapar bu dernek? Atatürk devrim ve ilkelerinin, bugün olduğu gibi, gelecekte de egemen olmasına katkı sağlar.Sivil toplum kuruluşudur.
Gönüllüler çalışır. Öğretmen, eczacı, diş hekimi, esnaf, çiftçi, işadamı, ev kadını...

Keşan Atatürkçü Düşünce Derneği'ne bir öğrenci gelir...
Burs ister. Neden?  Anlatır...
"Babam, kazası geçirdi. Sakat kaldı. Tazminatsız olarak işten çıkarıldı. Şu anda çalışamıyor... Eğitim masraflarımı karşılaması mümkün değil. Bundan..."

(Buraya bir parantez açalım... Atatürkçü Düşünce Derneği'nden burs isteyen öğrencinin, başvurusunu bizzat yapması şart... Çünkü
"aracı" ve "ricacı" kabul edilmiyor. Yani, torpil yasak... Devam edelim.)

Öğrenci başvurusunu yapar. İncelenir. Görülür ki, çocuk doğru söylüyor.
Hemen burs verilir. Nasıl verilir?
Bankadan... Öğrenciye bir ATM kartı verilir. Burs, öğrencinin adına açılan hesaba yatırılır. Öğrenci, her ay düzenli olarak bankanın istediği şubesine gider ve bursunu çeker.
Neden böyle?
Zorunlu şartlar nedeniyle yardıma muhtaç olan çocukları, Dernek çalışanları ile sürekli yüz yüze getirmemek ve öğrenciyi rencide etmemek için...

5 ay geçer... Her ay para yatar. Çocuk çeker.

Bir gün bir adam gelir, aynı, Keşan Atatürkçü Düşünce Derneği'ne.
Koltuk değnekleriyle. Anlatır...
"Ben, burs verdiğiniz şu şu öğrencinin babasıyım. İş kazası geçirdim. Gördüğünüz gibi, sakat kaldım. Çalışamadım. Bir lokma ekmeğe muhtaç hale gelmiştik... Evladıma sahip çıktınız. Hakkınızı ödeyemem... Ama şöyle bir gelişme oldu. Beni tazminatsız olarak işten atan işvereni, mahkemeye vermiştim. Davayı kazandım... Faiziyle birlikte tazminatımı aldım. Devlet de, malul maaşı bağladı. Evimize yeniden ekmek girdi."
Sonra? Sonrası şu...
"Evladıma verdiğiniz bursu topluca geri ödemek istiyorum. İster iade olarak alın, ister bağış olarak... Benim durumuma düşen başkaları da faydalansın."

Öder parayı... Fazlasıyla. Bu hadise, Keşan'da yaşandı.
Ama, emin olun, Türkiye'nin dört bir yanında, devamlı yaşanıyor...
Atatürk'ün kurduğu bu ülke, bu tür insanlarımız sayesinde ayakta duruyor.

Herkes elini taşın altına koyamaz. Ya fırsatı olmaz... Ya maçası yetmez...
Anlarım. Ama herkes, elini cebine atabilir. Karınca kararınca...

Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi'nin telefonları şu...
0312-232 43 52.   0312-232 43 44.
Oturduğunuz şehrin ya da ilçenin Atatürkçü Düşünce Derneği numarasını buradan alabilirsiniz.
İnternete bağlıysanız...Orada da hepsi var zaten.

Ramazan.
Haydi bankaya...     YILMAZ ÖZDİL



Kayıt tarihi : 4.10.2006 - Toplam yorum : 0


İSRAFYeni yorum girAç/Kapa

Ondokuz yıl evveldi. Stockholm' e gitmiştim. Bir otele indim.Geceydi.Sabahleyin,tıraş olmak için lâvaboya gittiğimde, aynanın yanında ilginç bir yazı gördüm.
Lütfen  diyordu, tıraştan sonra jiletinizi çöpe atmayın.Yanda bir kutu
var, oraya   bırakın. Bir tek jiletle dahi olsa, İsveç çelik sanayiine yardımcı olun.Doğrusu hayretler içinde kaldım. Çocukluğumdan beri çelik eşya
denince akla İsveç çeliği gelir. Birçok eşya üzerinde " İsveç çeliğinden
yapılmıştır" diye  yazardı.
İşte o ülke, kullanılmış bir tek ufacık jiletin bile çöpe gitmesini
istemiyor, o na sahip çıkıyor, gelen turistlere rica yollu uyarıda
bulunuyordu.
İsviçre' de zaman zaman, belli periyotlarda, radyolar,
televizyonlar, basın bir haberi duyurur. Şu tarihte, şu saatte, adamlarımız gelecek. Siz lütfen hazırlığınızı yapın. Okumadığınız, ilgilenmediğiniz, kullanmadığınız ne kadar kitap, dergi, gazete varsa, kağıt, ambalâj, kutu varsa, velev ki, bir ilaç prospektüsü  dahi olsa, kapının
önüne koyun. İsviçre'nin kalkınmasına yardımcı olun. Fazla ağaç
ziyanına engel olun.
Beş yaşında idim. Babaannem rahmetli, pirinç ayıklıyordu. Bir
tane yere düştü. Babaannem eğildi, aramaya başladı. Sağa bakıyor, sola bakıyor,bulmaya çalışıyor.
Çocukluk işte, aman babaanne dedim. Bir pirinç tanesi için bu
kadar çaba harcamaya,yorulmaya değer mi? Rahmetli ilk defa sertleşti bana karşı, öfkeyle doğruldu. Sen oturduğun yerden ahkâm kesiyorsun, dedi. Hiç pirinç üretilirken gördün mü?
İnsanlar ne kadar zorluk çekiyorlar. Bir pirinç tanesinde kaç insanın göz
nuru, alın teri, emeği, çilesi var biliyor musun? Utancımdan kıpkırmızı olmuştum.
Aradan yıllar geçti. Hukuk Fakültesinde öğrenciyim. Alain'in
proposlarını okuyorum.Birden irkildim. Babaannemi hatırladım. Alain, bir insan yerde bir iğne görüp de eğilip almazsa, bütün uygarlığa karşı ihanet etmiş olur diyordu. İlâve ediyordu.
Bir iğnenin üretiminde binlerce insanın alın teri, göz nuru, el
Emeği vardır diyordu.
Japonlar son derece sade, basit, yalın mütevâzı yaşayan
>insanlardır.Evlerini mobilya ile eşya ile dolduranlar japonlara göre ruhen tekâmül edememiş, hayatın mânâsını
anlayamamış, zavallı kimselerdir.Böyleleriyle, zavallı, evini
belediye mezat salonuna çevirmiş diye eğlenirler.  Bir insanın gösteriş için eşyanın esiri olması ne kadar acıdır.
Vaktiyle Japon ekonomisi bir darboğazdan geçiyor. İç borçlar,
Dış borçlar gırtlağı aşıyor. Zamanın başbakanı meclisi toplar. Kürsüye çıkar. Durumu olanca açıklığı ve tehlikeleri ile anlatır ve şu andan itibaren der, Allah şahidim olsun ki, Japonların iç ve dış borçları son kuruşuna kadar ödenmeden, pirinçten başka bir şey yemeyeceğim.
Şu üstümdeki elbiseden başka elbise giymeyeceğim. Dediklerini
yapar, en üstten en alta bir israftan kaçınma kampanyası açılır. Japonya bütün borçlarını öder. Bu durumun toplumun bütün kesimlerini, tek istisna olmadan kapsadığını söylemeye gerek yok.
Geçenlerde Japon imparatorunun sarayını gördüm. Yarabbim, ne
kadar sade, ne kadar mütevâzı, ne kadar gösterişten uzak...
Gerekmediği halde elektriği yakmakla, suyu kapamadan boş yere
akıtmakta, biz de zalimler sınıfına geçmiyor muyuz? Hayat çok ince, akıl almaz incelikte ipliklerle örülmüştür. Her şey o kadar birbirine bağlıdır ki, ilkokul okuma kitabımızdaki bir sözü hiç unutmadım. Bir mıh bir nal kaybettirir. Bir nal, bir atı, bir at bir orduya
savaşı kaybettirir diyordu. Maddî durumumuz ne olursa olsun,
ister zengin olalım,ister fakir, hepimiz çok dikkatli olmak zorundayız. Bunda parayı da, maddiyatı da aşan büyük bir edep ve incelik vardır.



Kayıt tarihi : 1.10.2006 - Toplam yorum : 0


SONSUZ SEVGİ DOLU ÖPÜCÜKLÜ PAZARLAR....Yeni yorum girAç/Kapa

Bu hikaye bir babanın para ve değerli bir eşyayı kaybettiği için 5 yaşındaki kızına ceza verdiği zaman meydana geldi. Paranın bulunamadığı zor zamanlardı.

Noel gecesiydi, ertesi sabah küçük kız babasının yanına gelerek bir kutu uzattı ve <<Babacığım, bu senin için !>> dedi.

Baba hoşnut bir şaşkınlıkla baktı  ama kutunun boş olduğunu görünce çok alındı;

Çok kaba bir şekilde: << Hediye yapmak istediğinde kutunun içine bir de hediye koyman gerektiğini bilmez misin sen?>>

Küçük kız yaş dolu gözlerle aşağıdan yukarı bakarak: << Baba... , o boş değil. O kadar çok öpücük koydum ki içine, ağzına kadar doldu >> dedi.

Babası o an hemen çömeldi, kızını kucakladı ve özür diledi.

Hayatının diğer kalan kısmında Baba bu kutuyu hep başucunun yanında sakladı ve her kötü hissettiğinde veya kendini kalpsiz biri olarak hissettiğinde, kutuyu açar ve kızının içine ne kadar çok sevgi doldurduğunu hatırlayarak içinden bir öpücük alırdı...

Her birimizin içinin çocuklarımızın, ailemizin, arkadaşlarımızın ve Tanrı’nın sonsuz sevgisi ve öpücükleri ile dolu birer kutusu var.



Kayıt tarihi : 30.09.2006 - Toplam yorum : 0


Sayfa : <<   <  1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14  >   >>

Günlük yazmak için üye girişi yapmalısınız, üye girişi yapmak için buraya tıklayın.




Günlük nedir? | Günlüklerim | Yeni kayıt | Günlük ara

Kelime Cambazı
Kelime Cambazı
Toplam 0 yarışmacı
Kelime Hazinesi
Kelime Hazinesi
Toplam 0 yarışmacı
İkili Bilgi Yarışmaları
İkili Bilgi Yarışmaları
Toplam 0 yarışmacı
Bir günlük hediye (ücretsiz) seçkin üyelik için buraya tıklayın

Ayın Yarışması

Nisan ayı boyunca her gün Kelime Cambazı yarışmasına katılabilir ve hergün 48 TL değerinde bir yıllık seçkin üyelik kazanan kişilerden biri siz olabilirsiniz.
Hemen yarışmak için buraya tıklayın

Üye olan herkese
10 BONUS
Üye olmak için tıklayın
Tavsiye edenlere
10 BONUS
Tavsiye için tıklayın
Tıkla Hemen
Bonus Kazan

Bonus için tıklayın
İş ortaklığı | Web Master | Hakkımızda | Sık Sorulanlar | Bize Ulaşın
birmilyon.com bilgi merkezli bir sitedir, bilginin paylaşılması ve çoğaltılması ilkesine dayanarak,
birmilyon.com da yer alan hertürlü soru ve bilgi yarışması tamamen paylaşıma açıktır.
Seçkin üyelik | Bilgi yarışmaları | Kelime ve Zeka Yarışmaları | Günlük | Foto kulüp | Bir sorum var | Serbest kürsü
Normal üyelik | Bilgi yarışması | Çocuk yarışması | Soru gönder | Bir işlem | Bir kelime | Timsah avı
Kullanım Şartları | Güvenlik ve Gizlilik | birmilyon.com V8 turbo

Bilgi Yarışması

0,09375