Bilgi Yarışması, Ana Sayfa

Ana Sayfa

İkili Yarışmalar

Kelime Yarışmaları

Zeka Yarışmaları

Günlük

Foto Kulüp

Bir Soru

Serbest Kürsü

Dostluk

Üyelik
Ana Sayfa
Seçkin Üyelik
Mesaj Kutusu
Tavsiye Et
Tıkla Kazan
Ödül Listesi
Gruplar / Sıralama
Sohbet Odaları
  Üyelik
Kullanıcı adı
Şifre
Yeni üye
Şifremi unuttum
Tavsiye Edenlere 10,00 Bonus
Tavsiye edeceğiniz e-posta adresi


%50 Daha Hızlı Flash Menü

Aktif soru
27.965
Aktif üye
1.425

Bayrak

GÜNLÜK ÖZELLİKLERİ
Günlük sahibifilizmir - emekli
Günlük adıİlk Günlüğüm - Herkese açık günlük
Toplam okunma sayısı387469
Son güncelleme / Toplam kayıt16.07.2016 01:27:00 / Toplam kayıt: 62
Ben her zaman günlük tutmayı istemişimdir.Ama nasıl başlamam gerektiğini bilemiyorum.

GÜNLÜK KAYITLARI
NEDEN PU KADAR ÇALAYSUNUZYeni yorum girAç/Kapa

> Karadeniz'in doğusunda siyasi başarısından emin 'politikacı' bir grup
> halkın nabzını tutarken....  Bir köy kahvehanede toplanan kalabalıktan
> bir yaşlı emice:'poliikacılara':
>
> - Uşşuğunm de pakayim baa, siz hiç içki içer misinuz?
> - Yok dede, biz içkiyi ağzımıza bile sürmeyiz, günahtır.
>
> - Sigaraniz var midur?
> - Dede biz sigaraya karşıyız, her yerlerde yasakladık bile.
>
> - Peki kumarinuz var midur?
> - Yok dede, biz olduğumuz sürece memlekette kumar oynanmaz.
>
> - Kari kiz işleriyle araniz nasildur?
> - Dede hiç olur mu, o da örf adetlerimize aykırıdır. Sümme haşa.
>
> - Peki la' uşşağum, sizin hiç masrafinuz yoktur...
>  Neden pu kadar çalaysunuz?



Kayıt tarihi : 21.08.2008 - Toplam yorum : 0


GÜLMEKTEN SÖYLEYEMEYECEĞİMYeni yorum girAç/Kapa
Başbakanımız; ' Laikliğin güvencesi Benim demiş...:)) '
   
Kümese müdür aranıyormuş.
Tilki de müracaat etmis...
Tilki'yi çok beğenmişler ve işe almak istemişler ve   ' Ne ücret istersin? '  diye sormuslar..
 Tilki;  ' Ben gülmekten söyleyemeyecegim, artık siz ne verirseniz, verin '  demis.


Kayıt tarihi : 18.08.2008 - Toplam yorum : 6

:))Gülmekten yazamayacağım:))))) Teşekkürler...:)

Ben de çok güldüm ağlanacak halimize:)))


Kayıt tarihi : 18.08.2008 08:52:00 - Yorum sahibi: anayasa

Cuk oturmuş derler ya,öyle olmuş Filiz Hanım..Yüreğinize sağlık...

Teşekkürler gerçekten cuk oturmuş.


Kayıt tarihi : 18.08.2008 09:22:00 - Yorum sahibi: emelatam

Gülmekten öleceğim:))))))Eline sağlık.

Teşekkürler bana da mail olarak geldi.Çok güldüm.


Kayıt tarihi : 18.08.2008 13:36:00 - Yorum sahibi: marti..

Tilkiye mi yoksa yazıyamı güleceğim ben karıştırdım:)))

İkisine de...:))))))))))))


Kayıt tarihi : 18.08.2008 15:02:00 - Yorum sahibi: onlyforyou_m

:))))))))) Çok güldümmmmm, gülerken bir laf etmeyi becerebildim ama.:)))))) Teşekkürler.

Ne güvence ama:))))


Kayıt tarihi : 18.08.2008 15:23:00 - Yorum sahibi: pabucu yarım


BAYANLARIN DİKKATİNEYeni yorum girAç/Kapa
 YENİ İÇ ÇAMAŞIRI ALDIĞINIZDA GİYMEDEN LÜTFEN YIKAYINIZ…..
Antropoloji uzmani Susan McKimley, Guney
> > > Amerikada gerceklestirdigi bir sergisinden dondukten sonra gogsundeki bazi
> > > delikler dikkatini cekiyor ve doktora gidiyor. Ne oldugu anlasilmadigi
> > > gibi, Antibiotic veriliyor ve zamanla bu deliklerin kapanacagi
> > > soyleniyor. Goguste sisme , dayanilmayacak agrilar ve kanama baslayinca
> > > bir uzmana gitmeye karar verir ve o randevuda, hayatini degistirecek cok
> > > 0nemli bir durumla karsi karsiya oldugunu anlar(orijinalde bunun ne
> > > oldugu belirtilmemis) Burada vermeye calistiklari mesaj (ozellikle
> > > Ingilterede yasayanlar icin-(bence herkes icin gecerli)), giydigimiz
> > > ic camasirlari dunyanin bircok degisik ulkesinde yapiliyor ve>>bizim
> > > elimize ulasmadan 0nce ; paketleme sirasinda, paketlerde beklerken yada uretim
> > > sirasinda kac el degistirip nelere ve nasil parazitlere maruz kaldigini
> > > bilmiyoruz, dolayisiyla LUTFEN bu maili tanidiginiz butun bayanlara
> > > gonderin ve yeni aldiginiz camasirlari yikamadan 0nce giymeyin.
> > > Satın aldigimizda camasirlarin icinde hangi parazitlerin sakli oldugunu bilmiyoruz.
> > >
> > >
 


Kayıt tarihi : 17.08.2008 - Toplam yorum : 1

ben yıllardır yıkarım her yeni aldığımı....triko ve montlar hariç,tişörtler,pantalonlar gibi her şeyi bilhassa iç çamasırları yıkamadan bu zamana kadar giymedim hiç....çünkü gerçekten mikroplar taşıyolar ...hele çarşı,pazardan aldıklarımı daha bir özenle yıkar,hatta yumuşatıcı ile kokularını değiştiririm...fazla titizlikii değil  ama okuyunca haklı olduğum kesinleşti ...

Sanırım herkes yıkıyordur ama ben yine de yazdım.Çünkü gerçekten önemli olduğunu düşünüyorum.Yorumunuza teşekkür ederim sevgili arkadaşım.


Kayıt tarihi : 17.08.2008 15:57:00 - Yorum sahibi: safguzin


Evlenen insanların pişmanlıklarını dile getirdikleri komik mizahi sitemler : )Yeni yorum girAç/Kapa

1.Evli erkeklerin psikolojisi arkadaşlarla lokantaya gitmeye benzer.

İstediğin yemeği sipariş edersin sonra yanındakinin istediği yemeği

görüp: “keşke 0nu isteseydim” dersin.

2302 Evlenen insanların pişmanlıklarını dile getirdikleri komik mizahi sitemler : )

2.Bir davette bir kadın arkadaşına sorar: “Alyansını yanlış parmağına

takmıyor musun?”

Diğeri cevap verir: “evet yanlış adamla evliyim de 0ndan”

3.Bir adam evlenene kadar eksik sayılır evlenince tam bitmiş olur….

4.Bir genç babasına sorar: “Baba evlenmek kaça mal olur?”

Baba cevap verir: “bilmiyorum oğlum,ben hala ödüyorum.”

5.Adam anlatıyormuş: “Evlenene kadar mutluluğun ne olduğunu bilmezdi,

sonra da geç oldu.”

6.Yeni evlenmiş bir adam mutlu ise nedenini hemen anlarız. 0n yıllık bir

adam mutlu ise nedenini merak ederiz!

7.Evliliğin ilk yılında adam konuşur kadın dinler, ikinci yılında kadın

konuşur adam dinler, üçüncü yılında her ikisi de konuşur, komşular

dinler.

8.Bir kavgadan sonra kadın kocasına bağırır: “Seninle evlendiğimde tam bir

aptalmışım.”

Adam cevap verir: “evet çok aşıktım fark edemedim.”

9.Bir adam gazeteye ilan vermiş: “eş arıyorum”

Ertesi gün yüzlerce mektup almış.Hepsi aynı şeyi söylüyormuş:

“benimkini alabilirsin.”

10.Bir adam karısına arabasının kapısını tutuyorsa emin olabilirsiniz…

Ya arabası yenidir ya da karısı!.



Kayıt tarihi : 16.08.2008 - Toplam yorum : 0


ATEŞ PAHASIYeni yorum girAç/Kapa
Kanuni Sultan Süleyman, adamlarıyla birlikte avlanmaya çıkmıştı. Bir ceylanın peşinden koşarlarken zamanın nasıl geçtiğinin ayırdına varamadılar.

'Biz nerelere geldik böyle?' diyerek çevrelerine bakındıklarında hava kararmaya yüz tutmuştu.

Gök kararmakla kalmamış, şiddetli bir rüzgar ve ardından da savruntulu bir yağmur bastırmıştı. Hünkar ve adamları, bu dağ başında bulabildikleri bir kulübeye kendilerini zor attılar.

Sığındıkları kulübede, geçimini odunculuk yaparak sağlayan yoksul bir köylü yaşıyordu. Adamcağız bu Tanrı konuklarını içeri aldı, 0nlara elinden geldiğince yardımcı olmaya başladı.

Padişah kendini özellikle tanıtmak istememişti; ama yoksul oduncu 0nun kim olduğunu anlamakta gecikmedi. O nedenle ocağa büyük büyük odunlar atıp kulübeyi iyice ısıttı.Bir de sıcacık çorba ikram etti.

Dışarıda hem ıslanıp hem üşüyen padişah ve adamları bu durumdan pek memnun kalmışlardı. Geceyi orada rahatça geçirdiler. Hatta padişah bir ara çevresindekilere, 'Doğrusu şu ateş bin altın eder' diye de söylendi.

Ertesi gün yola çıkmadan önce padişah oduncuya önce memnuniyetini bildirdi:

'Efendi! Bizi ihya ettin. Harlı ateşin sayesinde geceyi pek rahat geçirdik' dedi ve sordu:

'Söyle bakalım borcumuz ne kadar?'

Oduncu, kırk yılda bir eline geçen bu olanağı değerlendi ve parayı biraz yüksek söyledi:

'Bin bir altın yeter, beyzadem' dedi.
'Çok fazla istemedin mi?'diye soran padişaha.
'Yemek ve yatak bedeli bir altın,ateşin bin altın ettiğini de zaten siz söylediniz.'dedi.

Padişah adamın kıvrak zekası karşısında gülümsedi ve bin altını ödedi.

ATEŞ PAHASI sözü buradan gelir.(Günlüğüme yorum yazılamadığını biliyorum ama yine de dostlarımla paylaşmak istedim.)



Kayıt tarihi : 15.08.2008 - Toplam yorum : 3

Hikâye çok güzelmiş Filiz hanımcım, değer verilmeyen çok şey  ihtiyaç olduğunda, bulunamadığında herşeye bedel maliyette oluyor.  Bu arada günlüğünüze yorum şimdi yazılabiliyor. :))

Bana ilginç gelen de insanların ince zekası.Yönetime ulaşmıştım düzeltmişler.Yorumunuza çok teşekkür ediyorum.


Kayıt tarihi : 15.08.2008 14:59:00 - Yorum sahibi: Sesu66

Çok güzel bir hikaye paylaştığınız için teşekkürler yorum yazılabiliyor sanırım:)

Çok teşekkür ediyorum.Ben hoşlandığım şeyleri dostlarımla paylaşmaktan çok mutlu oluyorum.Beğenmenize sevidim.


Kayıt tarihi : 15.08.2008 15:17:00 - Yorum sahibi: yezavel

Sonunda yazabildik, hallolduğuna sevindim Filiz, hikayen de çok güzeldi, teşekkürler.

Evet çok şükür.Bazen çok ilginç hikayeler oluyor.Ben bazı deyim ve atasözleriniz nereden geldiğini hep merak etmişimdir.Yorumunuza teşekkürler.


Kayıt tarihi : 15.08.2008 15:17:00 - Yorum sahibi: pabucu yarım


TORPİL NASIL YAPILIRYeni yorum girAç/Kapa


Yıl 1934, o dönemde Milli Eğitim Bakanlığı  Ulus'ta dır. Bakan ise
Niğdeli Abidin ÖZMEN'dir.
Bakan, makamında  çalışmaktadır.Kapı çalınır. Bakanın gür sesi:
'Giriniz!'   ATATÜRK'ün Yaverlerinden biri, yanında iki çocukla makama
girerler.
Konuklara yer gösterir ve zarfı acar.  ATATÜRK'TEN gelen bir mektuptur
bu: 'Bay Abidin OZMEN, Milli Eğitim Bakanı...'

Abidin OZMEN zarfı özenle acar ve mektubu  dikkatle okur:

"Yaver Bey'le, size iki fakir ve kimsesiz çocuk  gönderiyorum.
Bu  çocukları,  uygun göreceğiniz, bir liseye (parasız yatılı  olarak)
kaydını yaptırın... '

Bu, ATATÜRK'ün bir emridir. Kesinlikle yerine  getirilecektir. Bakan
OZMEN,  Orta öğretim Genel Müdürü'nü çağırtır ve  şu direktifi
verir:'Yaver Bey'in yanındaki bu iki çocuğun  evrakını alınız ve bu
çocukların  Haydarpaşa Lisesi'ne paralı yatılı olarak kaydını yaptırıp
her ikisi için  de üçer yıllık paralı yatılı makbuzlarının  'Veli ve
ödeyen hanesine ATATÜRK'üN ismini yazdırarak bana getiriniz. '
der.Bakanın emri yerine getirilmiştir. Abidin OZMEN de kısa bir mektup
yazarak Yaver Bey'le ATATÜRK'E yollar.
Mektubun içeriği şöyle:

'Muhterem ATATÜRK,

Yaver bey'le göndermiş  olduğunuz iki çocuk hakkında emirlerinizi aldım.

Ancak, arkasında veli olarak Türkiye  Cumhuriyeti'nin kurucusu ve
Cumhurbaşkanı ATATURK gibi biri bulunduğu için;
bu iki çocuğu "fakir ve kimsesiz" olarak kabul etmeme, hem
yasalarımız, hem de  mantığımız izin vermedi.

Bu nedenle her iki çocuğun da emirleriniz  gereği Haydarpaşa Lisesi'ne
paralı yatılı olarak kayıtlarını  yaptırdım. Çocukların üçer yıllık
okul taksitlerine ait makbuzları ekte takdim ediyorum..."

ATATÜRK bu mektup üzerine, devrin Başbakanı  İsmet İnönü'ye telefon
ederek: 'Bak Senin Milli Eğitim Bakanın bana ne yaptı!'  diyerek

olayı anlatmış,  İnönü de, Bakan'ı adına özür dilemiş.

ATATÜRK ise 'Yok' demiş, "özür dileme"; "onun için anlatmadım bu olayı
sana; tersine çok memnun  oldum.

Keşke her devlet  adamı bu medeni cesarete sahip olabilse ve doğruyu
gösterebilse. .."



Kayıt tarihi : 13.08.2008 - Toplam yorum : 1

Tarihî değeri olan ve hiçbir yerde  yayımlanmayan bu anının unutulup
gitmesine gönlü razı olmayan Bakanın yeğeni  yüksek mimar H.Rahmi
ÖZMEN  15.08.1985 günü bu mektubu gazeteci yazar Vahap  Okay'a iletir.
O da  15.09.1985 te gazetesinde yayımlar.  :)) Düzelmiş sevgili Filiz hanımcım, artık yorum kutucuğu açılıyor. :))

Gerçekten çok güzel bir anı.Umarım gereken yerlere de gider.Sevgiler.


Kayıt tarihi : 15.08.2008 15:01:00 - Yorum sahibi: Sesu66


ÇOK ÖNEMLİ -3-Yeni yorum girAç/Kapa
  Oluşturulacak olan 'OZEL CUMHURIYET DEVRIM MUHAFIZLARI BIRLIKLERI' yobazlar ile çatışırken, erlerde üzerlerindeki şaşkınlığı atacaklar ve subayların organizasyonu ile çatışmalara destek vereceklerdir.  Oluşturulacak 'OZEL CUMHURIYET DEVRIM MUHAFIZLARI BIRLIKLERI' çok özel eğitilmeli ve de Atatürk'e ve devrimlerine cani pahasına savunacak şekilde inanmış olmalıdırlar. Aksi halde basarîsizlik kaçınılmazdır. Çünkü en son Lübnan'da gördüğümüz üzere davasına inanmış bir kaç yüz Hizbullah Militanı dünyanın en iyi ordularından birisi olan İsrail ordusunu ağır zayiatlarla yenilgiye uğrattı.

        Sevgili dostlar ve kardeşler, elimden geldiğince sizleri bilgilendirmeye çalıştım çünkü aydınlığı savunmak durumunda olan sizler İran'ın geçtiği bu karanlık tüneli anlamak durumundasınız. İran'ın bu acı tecrübesi sizlerin uyanık olması  için bir şans olur umarım.

 
        Aşağıdaki birinci linkte İran'ın devrimin hemen öncesi görüntüleri ile hemen sonrası görüntülerini bulacaksınız. Orada göreceğiniz üzere Iran devrim öncesi belki su anki Türkiye'den bile daha modern. Yani olmaz, olmaz demeyin. İkinci linkte ise Devrim lideri Humeyni'ye kadınların şiir okuması. O linki vermemin nedeni ise o koltukta bir gün bugün ABD'de ikamet eden malum cemaatin başı olan şahsın oturabileceği ihtimalidir. Acı ama sanki tarih tekerrür ediyor.

http://www.youtube.com/watch?v=Gj1rSmQ5kvg
http://www.youtube.com/watch?v=rO2rf8KPacI

       Benim çok sevgili kız kardeşim Mehtab anısına yapabileceğim bu kadar. Elimden geldiğince sizleri bilgilendirmeye çalıştım. Ama sizin geride kalan, aydınlık yarınlar bekleyen kızlarınız, kardeşleriniz, çocuklarınız ve Mehtab'lariniz için yapabileceğiniz  çok şeyler var karanlık 'O Gün' çökmeden önce Atatürk Turkiye'si ne...  Yapabileceğiniz ilk şey bu mektubu bildiğiniz, tanıdığınız insanlara ulaştırarak daha fazla insani uyandırmak olabilir. O acı çok büyük acı sevgili kardeşler, anlatmak istemiyorum içinizi karartmamak için ama sevgili kardeşim Mehtab keşke bu dünyaya gelmemiş olsa idi de 'O gün' o acı sonu yaşamamış olsa idi o karanlık ve pis yobaz şehvetinin pençesinde. Allah sizleri ve Atatürk Türkiyesini korusun o yobaz karanlığının sevgili kardeşim Mehtab'a gösterdiği acı sondan. Anlatamıyorum 0nu yobazların nasıl katlettiğini, elim varmıyor yazmaya, dilim gitmiyor anlatmaya....

 
 
Mohsen Yazd

Kayıt tarihi : 6.03.2008 - Toplam yorum : 0


ÇOK ÖNEMLİ -2-Yeni yorum girAç/Kapa
İRAN İSLAM DEVRİMİNİ BAŞARIYA GÖTÜREN AYAKLAR:
 
1-Büyük kesimi fakirleşen halk dincilerin pençesine düştü. Bu halk yiyecek, giyecek gibi ufak yardımlarla 0nların safına çekildi. Beyinleri yıkandı ve
fakirliklerinin temelinde kirli ve dinsiz rejim olduğu benliklerine yazıldı. Açlıkla boğuşan halk bu cehaletin pençesine kolaylıkla düştü ve rejime düşmanlaştı. (COK FAKIRLESEN TURK HALKINADA AYNI SEYLER YAPILIYOR)

 
2-Hep demokrasi ve özgürlük dendi. Humeyni devrimi yapana kadar hep demokrasi ve özgürlük vaat etti. Bu şekilde birçok sol görüşlü insanları da
kendi saflarına çekti. Bu insanlar devrim akabinde ipe giden ilk insanlar oldu. (TURKIYE'DE HEP DEMOKRASI VE OZGURLUK DIYORLAR)

 
3-Emir komuta zincirinde yapılanmış olan din adamları halkı kontrol altına aldı. (BASI ABD'DE YASAYAN MALUM TARIKAT'IN YAPILANMA BICIMI OLAN 'ABI' YAPILANMASI BU EMIR KOMUTA SEKLIDIR VE DEVRIMIN EN 0nEMLI AYAKLARINDAN
BIRISI BU EMIR KOMUTA YAPILANMASIDIR. BU EMIR KOMUTA YAPILANMASI DEVRIMIN HALK ORDUSUDUR VE DEVRIM SIRASINDA BU EMIR KOMUTA COK KISA ZAMANDA COK BUYUK KITLELERE EGEMEN OLUR.)

 
4-Kargaşa ve kaos ortamında askeri Kışlalar basildi. Ellerinde Kur'an ile kışlalar ele geçirildi. (BU AYAGA COK DIKKAT EDELIM CUNKI DEVRIM SIRASINDA TURK SILAHLI KUVVETLERINI ELE GECIRMENIN EN ANAHTAR AYAGI BUDUR.)
 
       Türk silahlı kuvvetleri bildiğim kadarı ile 600-800,000 kişiden oluşan bir kuvvettir. Yalnız unutulmaması gereken gerçek bu ordunun ancak %0,1(Binde Bir) lik bir bolumu rejimin muhafızıdır. Yani Harp okullarında eğitim görmüş subaylar ancak bu kadardır. Geri kalan %99.99 er rejim muhafızı değildir. 0nlar emirlere göre hareket eden vücut parçalarıdır. Beyin olan ise az sayıdaki subaylardır. Iran devriminde kargaşa ve kaos ortamında kışlaları basan yobazların ellerinde Kur'an ile erleri geçerek direnen subay ve komutanları katlettiler. Burada kilit nokta ellerinde Kur'an ile harekete gecen büyük halk kitlelerine karşı erlerin silah kullanmakta zorlanacağı gerçeğidir. Zaten kullansalar bile cahil ve beyni yıkanmış halk öyle bir kudretle kışlalara saldırmıştır ki sonunda kışlalar teslim alınmıştır. O askerin açtığı ateş sonucu halktan çok ölen olmuştur ama sonuçta bir noktada erler silah bırakmak durumunda kalmışlardır. Erin kendi başına alacağı savaş inisiyatifi düşmana karşıdır. Ama büyük kitleler halinde ve ellerinde kuranlarla üzerine gelen kendi halkına karşı bu kararlılığı göstermesi mümkün olamaz. Yani er buna bir noktadan sonra direnmez yâda direnemez. Çünkü o er karşısındakinin karanlık bir devrim yapacak olan insanlar olduğunu bilecek bilinçte de değildir, kaybedeceği aydınlığın ne olduğunu da. Bunu bilecek olan sadece subaylardır. Ve kanlarının son damlasına kadar savaşacak olanlarda bu konuda aydınlanmış Türk subaylarıdır. Ama yukarda bahsettiğim üzere 0nlar ordunun sadece ve sadece en fazla binde birini teşkil ederler. Yani devrimin asil savunucusu Türk ordusunun tümü değildir, sadece subay kademesidir ve erlerin durduğu ve etkisizleştirildiği noktada o subay kademesinin yok edilmesi kolay olacaktır. İran'da ordu bu şekilde etkisiz hale getirilmiştir. 'Er düşman işgali durumunda durmaz ve etkisizleştirilemez, sonuna kadar da savaşır, ama büyük bir kudretle gelen kendi halkı karşısında durabilir.'

           Şu aşamada aldıkları bu büyük ivme ve arkalarındaki çok büyük güçler ile 0nları normal yollardan durdurmak çok zor olacaktır. Ve bunların durdurulmadan hareket edeceği her gün ivme ve güçlerini artıracak ve isi zorlaştıracaktır. Silahlı kuvvetler ne kadar erken hareket ederse o kadar iyi olur. Sonra geç olabilir. Silahlı kuvvetlerin su veya bu neden ile eli kolu bağlı ise ki öyle görünüyor bu durumda silahlı kuvvetler 'O GUN' geldiğinde kışlarını nasıl muhafaza edeceğinin planını çok iyi yapmalıdır. Çünkü kilit bu noktadır. Silahlı kuvvetler etkisiz hale getirilemedigi müddetçe devrim başarıya ulaşamaz. Bu nedenle her askeri kışlaya normal erlerin haricinde kışlaları kanının son damlasına kadar savunacak 'OZEL CUMHURIYET DEVRIM MUHAFIZLARI BIRLIKLERI' oluşturulmalı ve bunların böyle büyük bir halk hareketine karşı erlerden önce devreye girip, erler
şaşkınlıklarını üzerlerinden atana kadar çatışmaya girmeleri sağlanmalı ve burada kazanılacak vakit ile gerideki subaylar erlerin dağılmasının önüne
geçmelidir. Yani ordunun esas gücü ve gövdesi olan erlerin kontrolü kesinlikle kaybedilmemelidir. Iran ordusunun böyle bir hazırlığı olmadığı için gafil avlandı.



Kayıt tarihi : 6.03.2008 - Toplam yorum : 0


ÇOK ÖNEMLİYeni yorum girAç/Kapa

Türk dostu ve Atatürk hayranı, halen ABD'de yaşayan ve kız kardeşi İran Mollaları tarafından katledilen,

bir İran'lı Felsefe Öğretmeninin Türkiye'de ki çağdaş ve Atatürkçü insanlara yazdığı bu mektubu,

lütfen dikkatlice ve sonuna kadar okuyun. Ve sonra da iletebildiğiniz kadar çok kişiye,

hatta mümkünse tanıdığınız tüm AKP'yi destekleyen insanlara da gönderiniz.

Gönderiniz ki hiç olmazsa giden Trenin belki son vagonuna tutunabiliriz…..

Bu yazıyı daha önce almış ve okumuş olabilirsiniz ama şuna dikkat ediniz lütfen.

RTE nereye gitmek üzere…. Çok geç olmadan………..
Gelecekteki Türk İslam Devleti Başkanının 'Fetullah Gülen' olacağını

ve Başbakan'ın neden hiçbir ilişkimiz olmayan Tanzanya isimli garip bir ülkeye ziyarete gittiğini daha iyi anlayın.

NE OLUR BUNA DA KOMPLO TEORİSİ DEMEYIN ARTIK CUNKU BELKI DE SIZ BU MAILI OKUDUGUNUZDA,

RTE Türk İslam Cumhuriyeti Başkan Adayı Fetullah GULEN'E saygılarını sunuyor olacaktır.
 
 
 
Sevgili Türkiye deki dostlarım ve kardeşlerim,
 


        Devrim sırasında devrim muhafızları tarafından önce tecavüz edilip, daha sonrada ipe gönderilen çok sevgili kız kardeşim Mehtab'ın anısına...

        Bu mektubu sizlere yazmamdaki neden bizim 30 sene kadar önce yaşadığımız

o talihsiz ve karanlık günün Türkiye için de yaklaşıyor olduğunu görmem

ve bundan daha derin olarak kalbimde hissetmem oldu.

Türban yasasının mecliste 0naylandığı tarihin İran İslam devriminin olduğu güne denk gelmesi

kalbimde bunun ilahi bir güçten gelen uyarı fişeği olduğu hislerini uyandırdı ve

bu mektubu kaleme almaya karar verdim. Biliyorum hepiniz kalbinizde karanlığın otoritesini hissettiniz.

Karanlık otorite gelmeden hissettirdi yaklaştığını.

        İran İslam devriminden 1 hafta kadar önce Türkiye'ye gecen, uzun bir sure burada yasayan ve daha sonra Kanada'ya iltica eden ve hâlihazırda bu ülkede felsefe öğretmenliği yapan bir İranlıyım. Atatürk'ün aydınlık Türkiye'sini çok seviyorum ve yüreğim kan ağlayarak İran'da 'O gün' gelmeden önceki olayların sanki bir tekrarını sinemada izliyor gibi Türkiye'de görüyorum. Yobaz karanlığında hunharca katledilen kız kardeşim anısına sizlere yalvarıyorum ki, sakin olmaz demeyin! Sakin Türk Ordusu olduğu surece olamaz demeyin çünkü aşağıda anlatacağım gibi o gün geldiğinde tüm orduların eli kolu bağlanabilir. Bizim ailemiz İran'da laik, sol görüşlü ve aydın bir aile idi. Devrimden 1 ay önce bize bile söyleseler idi 1 ay sonra durum bu olacak diye biz bile güler geçerdik, 'deli misin?' diye sorardık belki de. Belki de derdik ki 'Şah'ın bu güçlü ordusunu nasıl yeneceklerde Şeriat karanlığını getirecekler?'.

        Sizlere önce Iran İslam devriminin nasıl geliştiğini kısaca anlatmak istiyorum çünkü Türkiye'deki gelişmelerle çok büyük benzerlikler mevcut.

İRAN İSLAM DEVRİMİNİ BAŞARIYA GÖTÜREN AYAKLAR:
Kayıt tarihi : 6.03.2008 - Toplam yorum : 0



ÇOK ÖNEMLİYeni yorum girAç/Kapa

Türk dostu ve Atatürk hayranı, halen ABD'de yaşayan ve kız kardeşi İran Mollaları tarafından katledilen,

bir İran'lı Felsefe Öğretmeninin Türkiye'de ki çağdaş ve Atatürkçü insanlara yazdığı bu mektubu,

lütfen dikkatlice ve sonuna kadar okuyun. Ve sonra da iletebildiğiniz kadar çok kişiye,

hatta mümkünse tanıdığınız tüm AKP'yi destekleyen insanlara da gönderiniz.

Gönderiniz ki hiç olmazsa giden Trenin belki son vagonuna tutunabiliriz…..

Bu yazıyı daha önce almış ve okumuş olabilirsiniz ama şuna dikkat ediniz lütfen.

RTE nereye gitmek üzere…. Çok geç olmadan………..
Gelecekteki Türk İslam Devleti Başkanının 'Fetullah Gülen' olacağını

ve Başbakan'ın neden hiçbir ilişkimiz olmayan Tanzanya isimli garip bir ülkeye ziyarete gittiğini daha iyi anlayın.

NE OLUR BUNA DA KOMPLO TEORİSİ DEMEYIN ARTIK CUNKU BELKI DE SIZ BU MAILI OKUDUGUNUZDA,

RTE Türk İslam Cumhuriyeti Başkan Adayı Fetullah GULEN'E saygılarını sunuyor olacaktır.
 
 
 
Sevgili Türkiye deki dostlarım ve kardeşlerim,
 


        Devrim sırasında devrim muhafızları tarafından önce tecavüz edilip, daha sonrada ipe gönderilen çok sevgili kız kardeşim Mehtab'ın anısına...

        Bu mektubu sizlere yazmamdaki neden bizim 30 sene kadar önce yaşadığımız

o talihsiz ve karanlık günün Türkiye için de yaklaşıyor olduğunu görmem

ve bundan daha derin olarak kalbimde hissetmem oldu.

Türban yasasının mecliste 0naylandığı tarihin İran İslam devriminin olduğu güne denk gelmesi

kalbimde bunun ilahi bir güçten gelen uyarı fişeği olduğu hislerini uyandırdı ve

bu mektubu kaleme almaya karar verdim. Biliyorum hepiniz kalbinizde karanlığın otoritesini hissettiniz.

Karanlık otorite gelmeden hissettirdi yaklaştığını.

        İran İslam devriminden 1 hafta kadar önce Türkiye'ye gecen, uzun bir sure burada yasayan ve daha sonra Kanada'ya iltica eden ve hâlihazırda bu ülkede felsefe öğretmenliği yapan bir İranlıyım. Atatürk'ün aydınlık Türkiye'sini çok seviyorum ve yüreğim kan ağlayarak İran'da 'O gün' gelmeden önceki olayların sanki bir tekrarını sinemada izliyor gibi Türkiye'de görüyorum. Yobaz karanlığında hunharca katledilen kız kardeşim anısına sizlere yalvarıyorum ki, sakin olmaz demeyin! Sakin Türk Ordusu olduğu surece olamaz demeyin çünkü aşağıda anlatacağım gibi o gün geldiğinde tüm orduların eli kolu bağlanabilir. Bizim ailemiz İran'da laik, sol görüşlü ve aydın bir aile idi. Devrimden 1 ay önce bize bile söyleseler idi 1 ay sonra durum bu olacak diye biz bile güler geçerdik, 'deli misin?' diye sorardık belki de. Belki de derdik ki 'Şah'ın bu güçlü ordusunu nasıl yeneceklerde Şeriat karanlığını getirecekler?'.

        Sizlere önce Iran İslam devriminin nasıl geliştiğini kısaca anlatmak istiyorum çünkü Türkiye'deki gelişmelerle çok büyük benzerlikler mevcut.

İRAN İSLAM DEVRİMİNİ BAŞARIYA GÖTÜREN AYAKLAR:
Kayıt tarihi : 6.03.2008 - Toplam yorum : 0



7.0 YETMEDİ MİYeni yorum girAç/Kapa

Bir hafta önce türban protestoların sırasında "7.4 yetmedi mi?" pankartını açan sevgili kardeşime seslenmek 
istiyorum bugün... 20 bin insanın acısı ve cenazesi 
 üzerine politika yapmaya kalkan "o güzel insana" 
bir çift sorum var. Ey mantosu uzun,aklı kısa kardeşim benim. 7.0 yetmedi mi?
Senin okuduğun gazeteler yazdı mı bilmiyorum ama Amerika'nın,hani o gavur ve Hıristiyan Amerika 
Birleşik Devletleri'nin,hani o Siyonistlerle iş birliği yaptığı için her yerde bayrağını yaktınız 
ABD'nin Los Angeles şehrinde 7.0 büyüklüğünde bir deprem oldu bacım...
 Neredeyse bizimkine yakın bir deprem. Bizde ayni şiddetteki bir deprem 20 bin kişi ölup 
20 bin kişi sakat kalırken,gavur,Hıristiyan ve Siyonist dostu Amerika'da sadece 2 kişi
yaralandı güzel ablam. Şimdi türbanlı başını ellerinin arasına alıp düşünüyor musun acaba?
Sakarya gibi muhafazakar bir bölgede Allah binlerce Muslumanı öldürerek cezalandırıyorsa eğer,Hıristiyanlara ve Siyonist dostlarına niye kıyak geçiyor?
Seks shoplarıyla,porno filmleriyle tüm dünyaya "seks","uyuşturucu" ve "günah"
ihraç eden bu ülkenin Allah katında ayrıcalığı ne olabilir ki güzel annem?
Oysa adım gibi eminim Sakarya'da,Gölcük'te hayatlarını kaybedenlerin çoğu ölmeselerdi eğer 
sabah ezanı ile birlikte camilerin yolunu tutacaklardı.
  
Üç aylarda
 oruç tutacak,Ramazan'da devrilmeyen minarelerin ışıklarıyla birlikte
 
senin ağzına adı bile yakışmayan Allah'ın adı ile birlikte oruçlarını açacaklardı. 
E nooldu şimdi? 7.0 yetmedi mi güzel ninem? Eğer her coğrafya olayını,her doğal afeti 
bilimin ve aklın süzgecinden geçirmeden böyle
 yorumlarsan bu ülkenin yarısı her deprem felaketinden 
sonra dinsiz olur güzel hala kızım...  
Fay hattında 10 katlı binalara izin veren şapşal belediyecilik anlayısını,deniz kumundan
 inşaat yapan edebiyatçı muteahitleri,depreme dayanıklı konut üretme çabalarını,
hırsızları,uğursuzları bir
 kenara bırakıp her şey ilahi kudretin intikamı olarak 
açıklarsan bu deprem 10 yıl sonra gene aramızdan binlerce "dinsizi" alır gider güzel amca kızım..
. Beynin var mı bilmiyorum,betonların altında inleyerek can veren 20 bin insanı,kadını,çocuğu 
ve bebeği bir kalemde günahkar diye silip atan kuş beynini türbanın altında görmek mümkün 
olamıyor cünkü ama bence bu yazıyı oku ve bütün gece uyumadan düşün. 
Kayıt tarihi : 9.02.2008 - Toplam yorum : 0


Yeni yorum girAç/Kapa
Parası olmadığı için öz el dershanelere gidemeyen ve dolayısıyla üniversiteye giremeyen her iki gençten biri başbakanın oğlunun bursla ABD de okumasından gurur duyuyorsa; 

Üniversiteyi bitirmiş boşta gezen her iki işsizden biri başbakanın oğlunun 500.000 dolarcık peşinatla aldığı gemicikten rahatsızlık duymuyorsa; 
 
403 YTL kazanan her iki asgari ücretlinin biri başbakan'ın 40.000 dolarlık saat takmasını doğru buluyorsa; 

Yeni doğum yapan her iki anneden biri b ebeğinin dünyaya 5.534 dolar borçlu gelmesinden şikayetçi değilse; 

İşine arabasıyla giden her iki kişiden biri ' dünyanın en pahalı benzinini kullandığı' için mutluysa; 

Borsada parası olmayan her iki insandan biri 'borsa yükseliyor demek ki  ekonomi iyiye gidiyor ' diyebiliyorsa; 

Her iki emekliden biri maaşını alabilmek için sabahın beşinde kuyruğa girmekte bir sorun görmüyorsa; 
Teröre 12.000 şehit, 20.000 yaralı vermiş ülke vatandaşlarının yarısı terörist başının 'saygıdeğer' olduğu konusunda hemfikirse; 

Kurtuluş savaşı vererek küllerinden yeniden doğan, ümmetten ulus yaratan bir ecdadın her iki evladından biri, bölg edeki idealleri uğruna
ABD'nin empoze etmeye çalışt ığı 'ılımlı İslam devleti' modelinde bir sakınca  görmüyorsa; 

Her iki kişiden biri ' şeyinin şey edilmesini' seviyorsa; 

Her iki kişiden biri önüne 4-5 yılda bir atılan makarnayla fasulyeye oyunu,ülkesini, çoluk çocuğunun geleceğini satmaktan utanmıyorsa; 
10 Kasım törenlerine katılan her iki kişiden
biri ' sap gibi ayakta durmayı gereksiz' buluyorsa; 

Her iki kadından biri 'baş derisinde çıkan ve adına saç denen tüylerin erkekleri tahrik ettiğini ve örtülmesi gerektiğini, aksi halde dinsiz
olunacağını ' düşünüyorsa; 

AKP sayesinde tatlı para kazanan, milyar dolarlık vergi
kıyağı geçilen her iki holding patronundan biri ' Cumhuriyet döneminin sonu gelmiştir, laik sistem çökmüştür ve 0nu kesinlikle değiştirmek istiyoruz' diyen kişiyi Cumhurbaşkanı olarak görmek istiyorsa; 
 
 Biz  ne yapalım? 
  
  Bir düşünelim arkadaşlar...
Kayıt tarihi : 6.02.2008 - Toplam yorum : 0


HER IKI KISIDEN BiRi Yeni yorum girAç/Kapa
HER IKI KISIDEN BiRi
Sokakta gezen her iki kadından biri ' mal ' olmayı içine sindiriyorsa; 

Her iki çiftçiden biri ' anasını da alıp gidiyorsa '; 
  
Her iki fındık üreticisinden biri ayaklandılar diye kendilerine dayak attıranlara teşekkür ediyorsa;  
  
Devlete vergi ödeyen her iki işçiden biri bu vergilerinin Anadolu  takımlarına futbolcu transferinde kullanılmasına razıysa;  
  
Sokaklarda çöp bidonlarını karıştırarak karnını doyuran her iki insandan biri  halinden memnunsa;  
  
Boş zamanlarında işportacılık yapan her iki memurdan biri mutluysa; 

Her iki şehit torunundan biri atalarının dedelerinin kanlarıyla sulanmış bu topraklar ın barzaniye peşkeş çekilmesinden rahatsızlık duymuy orsa;  
  
Her iki komşumuzdan biri AKP karşıtlığının din karşıtlığı olduğunu düşünüyorsa;  
   
Çocuklarımızın geleceğini şekillendiren her iki öğretmenden biri AKP nin icraatlarını 0naylıyorsa; 

Oğlu işsiz olan her iki babadan biri 'benim oğlum da işsiz kalıversin '  diyorsa; 

Evladını askere gönderen her iki kişide n biri 'askerlik yan gelip yatma yeri değil ' diye düşünüyorsa; 

Her iki arkadaşımızdan biri 'hem laik hem Müslüman olunmaz ' diyorsa, 

Ülke halkının yarısı şimdiye kadar cumhurbaşkanlığı yapan 10 kişinin 'dindar olmadığı' konusunda hemfikirse; 

Her iki vergi mükellefinden biri yabancı sermayenin sıfır vergiyle faiz kazanmasından mutluluk duyuyorsa; 
Kayıt tarihi : 6.02.2008 - Toplam yorum : 0


DÜNYA FEMİNİSTLER GÜNÜYeni yorum girAç/Kapa


Kayıt tarihi : 5.01.2008 - Toplam yorum : 0


DÜNYA FEMİNİSTLER KONGRESİYeni yorum girAç/Kapa
Dünya feministler kongresinde, Amerikan Delegesi Hanımefendi kürsüye gelmiş 'Geçen yılın kararlarını aynen uyguladım. Eve gider gitmez kocama :

-'Bundan sonra temiz çamaşır istersen kendi çamaşırını kendin yıka. İşte makine orda..' dedim.İlk gün birşey görmedim.İkinci gün bir şey görmedim. Üçüncü gün bir baktım, makinenin başında sadece kendi çamaşırlarını değil, benimkileri de yıkıyor.'

 Alman Delegesi söz almış. Ben de kararımız gereğince kocama: - 'Bundan böyle temiz tabakta yemek istiyorsan kendi bulaşığını kendin yıka' dedim.. Birinci gün birşey görmedim. İkinci gün birşey görmedim. Üçüncü gün baktım, makinenin başında sadece kendininkileri değil, benim bulaşıklarımı da yıkıyor.'

 Üçüncü konuşmacı bizden, feminist kardeşimiz; 'Türkiye'ye döner dönmez kararımız gereğince kocamla konuştum. 0na dedim ki: -'Bundan böyle yemek yemek istiyorsan, kendin pişirmen gerekecek. İşte mutfak orada..'Birinci gün birşey görmedim. İkinci gün bir şey görmedim. Üçüncü gün sol gözüm biraz açılır gibi oldu, hafiften görmeye başladım...



Kayıt tarihi : 5.01.2008 - Toplam yorum : 0


Sayfa : <<   <  1 2 3 4 5  >   >>

Günlük yazmak için üye girişi yapmalısınız, üye girişi yapmak için buraya tıklayın.




Günlük nedir? | Günlüklerim | Yeni kayıt | Günlük ara

Kelime Cambazı
Kelime Cambazı
Toplam 0 yarışmacı
Kelime Hazinesi
Kelime Hazinesi
Toplam 0 yarışmacı
İkili Bilgi Yarışmaları
İkili Bilgi Yarışmaları
Toplam 0 yarışmacı
Bir günlük hediye (ücretsiz) seçkin üyelik için buraya tıklayın

Ayın Yarışması

Mart ayı boyunca her gün Kakuro yarışmasına katılabilir ve hergün 48 TL değerinde bir yıllık seçkin üyelik kazanan kişilerden biri siz olabilirsiniz.
Hemen yarışmak için buraya tıklayın

Günün Yarışması

Sayın kullanıcımız, bugün Kelime Avı yarışmamıza ücretsiz üye olarak katılabilirsiniz.

Şimdi Kelime avı yarışmamıza ücretsiz üye olarak katılmak için buraya tıklayın

Bilgi

Üye olan herkese
10 BONUS
Üye olmak için tıklayın
Tavsiye edenlere
10 BONUS
Tavsiye için tıklayın
Tıkla Hemen
Bonus Kazan

Bonus için tıklayın
İş ortaklığı | Web Master | Hakkımızda | Sık Sorulanlar | Bize Ulaşın
birmilyon.com bilgi merkezli bir sitedir, bilginin paylaşılması ve çoğaltılması ilkesine dayanarak,
birmilyon.com da yer alan hertürlü soru ve bilgi yarışması tamamen paylaşıma açıktır.
Seçkin üyelik | Bilgi yarışmaları | Kelime ve Zeka Yarışmaları | Günlük | Foto kulüp | Bir sorum var | Serbest kürsü
Normal üyelik | Bilgi yarışması | Çocuk yarışması | Soru gönder | Bir işlem | Bir kelime | Timsah avı
Kullanım Şartları | Güvenlik ve Gizlilik | birmilyon.com V8 turbo

Bilgi Yarışması

1,03125