Bilgi Yarışması, Ana Sayfa

Ana Sayfa

İkili Yarışmalar

Kelime Yarışmaları

Zeka Yarışmaları

Günlük

Foto Kulüp

Bir Soru

Serbest Kürsü

Dostluk

Üyelik
Ana Sayfa
Seçkin Üyelik
Mesaj Kutusu
Tavsiye Et
Tıkla Kazan
Ödül Listesi
Gruplar / Sıralama
Sohbet Odaları
  Üyelik
Kullanıcı adı
Şifre
Yeni üye
Şifremi unuttum
Tavsiye Edenlere 10,00 Bonus
Tavsiye edeceğiniz e-posta adresi


%50 Daha Hızlı Flash Menü

Toplam üye
2.056.785
Aktif soru
27.965
Aktif üye
1.145

Bayrak

KONU SAHİBİ: bonjour34   -   30 yorum, 10.053 kez okundu

TARİH: 18.11.2008 13:29:00

KONU BAŞLIĞI: ESKİLER VE GEYİK

KONU AÇIKLAMASI:
Yağmur yağıyor,seller akıyor........iş,güç arası can sıkıntısı...Günlerden salı..Salı dendiğinde aklıma hep aynı tekerleme gelir..Eskiden Kumla'da İzzet Kaptan vardı.Her salı teknesiyle Kumla sahilinden geçer ve şöyle bağırırdı; "Bugün salı,Gemlik'in pazarı.Hadi hanımlar pazara.Saat 10'da Kumla iskeleden vira"...Eskiler,eskiler...Hadi eskileri konuşup,nostalji karışık geyik yapalım...

Yorum yazmak için üye girişi yapmalısınız, üye girişi yapmak için buraya tıklayın


KULLANICIYORUM
seba_eskiden macuncu amca gelirdi mahalleye, ama benim o pis macundan yememe izin verilmezdi, amca arka sokağa gider gitmez; ben sakız alacam, çikolata alcam diye para ister , peşinden gidip alırdım....
Yaramaz olacağın o zamandan belliymiş:) Ben leblebi tozu yerdim.boğulur,öksürür,tıkanır ama inatla gider alırdım:)
piruspapirusGeçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer deyince nedense ilk aklıma gelen insanların pazara giderken ellerinde götürdükleri ağ gözlü fileler geldi. :) Kese kağıdının ağzından taşan biber, havuç, fasulye gibi şeyleri döke saça eve kadar gelirdik. :) ... Derken hayatımıza poşet girdi, sebze, meyveleri dökmeden eve kadar taşıdık ama bu kez de ekolojik dengeleri alt üst ettik.
Ben de hatırlıyorum beyaz fileleri.Eskiden bu kadar çok şey alınmazdı galiba.O fileler yeterdi alışverişe.Süper market falan da yoktu.
bonjour34Ankara'da Gima vardı ve oraya alışverişe gitmek önemliydi:)
seba_sokaklarda çingeneler AYI oynatırdı:):):)
Hamamda karılar nasıl bayılır derlerdi.Zavallı ayıcık ta bayılırdı.Burunlarında halka.Ben hiç bakamazdım.Neyse bu rezilliği bitirdiler...
seba_iri bi amcanın koluyla çevirdiği DÖNME DOLAP vardı; bizim mahalleye geldiğinde babam bütün mahalleyi bindirirdi:):):)
Ben hiç görmedim bunu biliyor musun.Bu sitede duydum ilk kez:)Adamdaki kası tahmin edebiliyorum
seba_kimse kendi evine su içmeye girmezdi.. ( eve girmek demek yemek yenmesi, yemek yenmesi için el yüz yıkanması ve el yüz temizlenmişken bir daha dışarı çıkamamak demekti)... her çocuk bir komşunun camını tıklatır, su isterdi.... çeşmeden tabi ki; o zamanlar İst da çeşme suları içilebiliyordu!!!
Ankara'da apartmanın bahçesinde çeşme vardı.Oradan içerdik.Hava kararana kadar bahçede oynar,koştururduk.ağaç tepelerinden inmezdik.Benim kızım henüz bir ağaca çıkmış değil,yaşı 18.
seba_eskiden domatesler kıpkırmızı olur ve mis gibi toprak kokardı.....
Ve sadece mevsiminde olurdu.Yaz gelince domates,salatalık çıkınca nasıl özlemle yerdik onları.
seba_bakkallarda baskın bi şekerleme ve biskui kokusu olurdu:):):) bi de bakkal peyniri farklı bi şeydi.... bizimkiler pazardan kalıpla alırlardı onu sevmezdim de, Naymoş un peynirli ekmeğini severdim. tuzlu- sert - resmen rakı peyniri.... hala daha pazarda markette mezelik Rakı Peyniri ararım.....
Özgür Bey yazmıştı ya,kesekağıdına koyardı bakkal amca o bisküiyi.Peyniri hatırlıyorum.Kocaman terazilerde tartarlardı.
seba_bizim evin karşısında bostan vardır; eskiden orda sebze marul falan yetiştirilir, hergün Topkapı Haline kamyon kamyon mal sevkedilirdi; bostan hala var; hatta bostancı Pala Amca da hala var, ama gidip Halden alıp, bostan malı diye kakalıyor...
Pala amca yoldan çıktı desene:)Ortama uydu
seba_mahalle aralarında ağaçlarımız vardı; dut sallardık... çitlenbik ağacının yemişi ile de boru ile üfleneme şeklinde savaş oyunu oynardık:):):):)
Geçen yaz.İstanbul'da dut yoktu resmen.Bu yaz biraz bulabildik.Eskiden temiz çarşaf serilir ağaca çıkılır ve dutlar aşağı silkelenirdi.Eller,ağızlar yapış yapış,avuçlayıp yerdik...Ah o boru ve çitlembik.Az azar işitmedik savaşçılık oynarken:)
seba_kar yağdığı zaman bostan bembeyaz olurdu; bostana çocukların girmesi yasaktı Pala(!) korkusu ( cidden korkunç bi adamdı ve kocaman bıyıkları vardı).... ama dedem beni bostana sokardı, karların içinde oynardık, birbirimizi ( tabi ki dedem kendini kendiliğinden atıverirdi ) karların içine atardık.....
Dede Pala'yı döverdi yani...:) Bursa'da yollar trafiğe kapanırdı kar yağınca.Çekirge Meydan'da dik bir yokuş vardı.Oradan kayakla kayardık.Kar resmen diz kapklarımıza çıkardı ve ben o zaman çocuk falan değildim.Lisedeydim
seba_dede; mahalle muhtarı gibiydi:):):) pala da kimmiş??? babamın en büyük tehditi, ""zayıf getirirsen bostanda çalışmaya gidersin"" di... ahh o bostannnn, yazın çardağında çay içerdik, kışın kartopu oynardık; babamlar bahçesinde araba tamir ederlerdi; otopark olarak kullanırdık hatta depremden sonra Işıkara bu gece evinizde kalmayın dediğinde; bütün mahalle bostan da sabahlamıştık.... Ama dedemin faktörü ile ağacın altındaki loca bize aitti:):):)
Pala sadece bostan korkuluğuymuş desene:)
seba_evlerimizde telefon falan yoktu, hatta telefon bile görmemiştik.. çok lüküstü o zamanlar:):) mahallede 1 evde telefon vardı, o kişi de PTT çalışanıydı:):) birgün onlara gittik, çoluk çocuk telefonun başındayız; Kemal abi de show yapmış, paralel bağlamış hatları falan... içerideki oda ile konuşuyoruz.... çok şaşırmıştım... bak bu anlatım "ben çocukken çok salaktım kürsüsüne " konu olur:):):):)
Bizim evde ilk gördüğüm telefondu:) Hatta olay fazla abartılmıştı.Dedemler ve teyzemler yan yana apartmanlarda otururlardı onların 2 daire arasında telefon vardı.Herkes bize telefona gelirdi.Bizde neden mi vardı? Dedem posta müdürüydü:)
seba_bi poğaçacımız vardı, her sabah 9:30 da "pooooçaaaeeeee"" diye bağırırdı; hala bağırıyor....
Ses telleri sağlam yani öyle mi? Desene biz çocukken çok bağırmayın sesiniz gider diye bize kızdıklarında boşuna korkmuşuz:)
sarpedrosO bostanın hemen yanında boş bir arsa vardı ve o arsada hafta sonları çok ciddi maçlar olurdu(kaleler büyük taş parçasından),ara sıra oynadığımız top(haçlıklarımızdan biriktirerek alınan meşhur "mikasa" markalı top)bostana kaçardı ve o zalim Pala nedense bilerek o top'un oraya gittiğini görmezdi.şimdi pala yaşıyormu bilmiyorum ama eğer yaşıyor ise Allah uzun ömürler versin,yok vefat etti ise eminim ki ruhu halen Belgradkapı da dolaşıyordur...
Yaşıyormuş bak.Git elini öp,topların başına geleni sor:)
Sayfa : <<  < 1 2  >   >>


Serbest kürsü nedir? | Yeni konu aç | Açık konular | Biten konular | Konularım



100% Güvenli Bölge
İş ortaklığı | Web Master | Hakkımızda | Sık Sorulanlar | Bize Ulaşın
birmilyon.com bilgi merkezli bir sitedir, bilginin paylaşılması ve çoğaltılması ilkesine dayanarak,
birmilyon.com da yer alan hertürlü soru ve bilgi yarışması tamamen paylaşıma açıktır.
Seçkin üyelik | Bilgi yarışmaları | Kelime ve Zeka Yarışmaları | Günlük | Foto kulüp | Bir sorum var | Serbest kürsü
Normal üyelik | Bilgi yarışması | Çocuk yarışması | Soru gönder | Bir işlem | Bir kelime | Timsah avı
Kullanım Şartları | Güvenlik ve Gizlilik | birmilyon.com V8 turbo

Bilgi Yarışması

0,078125