Bilgi Yarışması, Ana Sayfa

Ana Sayfa

İkili Yarışmalar

Kelime Yarışmaları

Zeka Yarışmaları

Günlük

Foto Kulüp

Bir Soru

Serbest Kürsü

Dostluk

Üyelik
Ana Sayfa
Seçkin Üyelik
Mesaj Kutusu
Tavsiye Et
Tıkla Kazan
Ödül Listesi
Gruplar / Sıralama
Sohbet Odaları
  Üyelik
Kullanıcı adı
Şifre
Yeni üye
Şifremi unuttum
Tavsiye Edenlere 10,00 Bonus
Tavsiye edeceğiniz e-posta adresi


%50 Daha Hızlı Flash Menü

Aktif soru
27.965
Aktif üye
1.016

Bayrak

KONU SAHİBİ: murat_mutlu21   -   9 yorum, 3.747 kez okundu

TARİH: 14.01.2009 12:56:00

KONU BAŞLIĞI: BİR JAPON MASALI :TAŞ USTASI

KONU AÇIKLAMASI:
Bir Japon masalı: Taş ustası Evvel zaman içinde, Mogo adında bir fakir Japon vardı. Mogo kendi halinde bir taşçı idi. Zavallıcık hayatını kazanmak için güneşin doğuşundan batışına kadar, yağmur demez, fırtına demez, güneş demez boyuna taş kırardı. Doğrusu işi çok güçtü ama yine de Mogo'nun pek o kadar hayatından şikâyetçi olmaması lâzımdı. Çünkü babası, büyükbabası hep taşçıydılar. Daha iyi bir hayat görmeyen Mogo da taşçılığı seve seve yapmalıydı. Mogo, genç ve iri yapılıydı, hastalık nedir bilmezdi, sabahtan akşama kadar çalışması, karnını doyuracak kadar pirinç almasına yetiyordu. Bu yüzden birçok arkadaşı onu kıskanıyorlardı bile. Çünkü Mogo çalışma zamanında çalışıyor, dinlenme zamanı gelince de babasından kalma evine çekilip, dünyanın bütün kötülüklerine arkasını dönerek rahatına bakıyordu. Bütün bunlara rağmen Mogo hayatından memnun değildi. Zenginlik ve büyüklük sevdası içini kemiriyor, zaman zaman bir asilzade olarak doğmadığına üzülüyordu. Bütün boş zamanlarında kendi kendine halinden şikâyet eder, kendisini daha iyi bir seviyeye ulaştırması için Tanrı'ya yalvarırdı. Bu hal bir gün değil, beş gün değil, aylarca, yıllarca devam etti. Tanrı, Mogo'nun hangi seviyeye gelirse gelsin, daima daha ötesini isteyecek bir yaratılışta olduğunu biliyordu. Bununla beraber ona ders vermek için bütün isteklerini yerine getirmeye karar verdi. Yine sıcak bir gündü. Mogo yolun kenarında, kan ter içinde taş kırıyordu. Bir ara yoruldu ve kazmasının sapına dayanarak dinlenmeye başladı. O sırada yolun öbür ucundan bir toz bulutu yükseldi. Aynı zamanda kulağına sürekli gürültüler gelmeye başladı. Toz bulutu yaklaştığı zaman, Mogo, tozların arasında son derece süslü üniformalar giyinmiş süvariler görmeye başladı. Birçok süvarinin arasında ise her tarafı altın, gümüş ve kıymetli taşlarla işlemeli bir tahtırevan geliyordu. Tahtırevanda bir prens vardı. Mogo artık dayanamadı: - Ey Tanrım, neden ben de bir prens değilim, diye söylendi. Bunun üzerine Tanrı: - Peki, dedi, madem ki prens olmak istiyorsun, o halde ol! Mogo daha ne olduğunu anlamadan kendisini prens haline gelmiş buldu. Sayısız uşakları, askerleri, atları, arabaları, sarayı ve pırıl pırıl işlemeli bir sürü elbisesi vardı. Ama onun asıl hoşuna giden şey, ahalinin kendisine gösterdiği hürmetti. Sokağa çıktığı zaman herkes karşısında iki büklüm eğiliyor, hele eski arkadaşları onu görünce yerlere kapanıyorlardı. Bunlardan çok hoşlandığı için Mogo her gün sokağa çıkıyordu. Bu hal uzun müddet Mogo'yu eğlendirdi. Fakat aradan zaman geçince yine düşünmeye başladı. Dünyada kendisinden üstün durumda bulunan birçok prens, birçok kral ve en nihayet de kendi imparatorları Mikado vardı. Düşündü ki, Mikado bile olsa kendisinden üstün başka bir şey daima mevcut olacaktır. Bunun üzerine güneşin, her şeyden üstün olduğu aklına geldi. Şüphesiz ki o, bütün kralların, Mikado'nun, her şeyin üstündeydi. Dünyayı ısıtan, hayat veren tek varlık güneşti. O halde en iyisi güneş olmaktı. Mogo böyle düşününce: - Ey Tanrım, dedi, beni prens yapacağına güneş yapsan olmaz mıydı? - Güneş mi olmak istiyorsun, dedi Tanrı, öyleyse ol! Ve Mogo bir anda güneş oldu. Doğrusu gökyüzündeki saltanatının keyfine diyecek yoktu. Dünyaya istediği gibi sıcaklık dağıtıyor, ekinleri, meyvaları olgunlaştırıyor, insanları ısıtıyordu. Mogo aylarca güneş olmanın keyfini sürdü, sonra günlerden bir gün, uzaklarda bir siyah nokta gördü. Bu nokta gitgide büyüdü büyüdü ve simsiyah bir leke gibi kendi ışıklarını önlemeye başladı. Bu, buluttu. Mogo ne yaptıysa onu yenemedi. Nihayet bulutlar güneşin her tarafını kapladı ve şiddetli bir fırtına başladı. Bunun üzerine Mogo: - Ey Tanrım, diye bağırdı, bulut güneşten daha kuvvetli, ben bulut olmak istiyorum. Tanrı kısaca: - Ol! dedi. Ve Mogo bulut oldu. Güneşten daha kuvvetli olmak demek artık kâinatta her şeyin üstünde olmak demekti. Bunu düşünmek zavallı Mogo'yu büsbütün deli etti. Sevincinden ne yapacağını bilemiyordu. Mogo, güneşi istediği zaman ve istediği yerde kapatabildi

Yorum yazmak için üye girişi yapmalısınız, üye girişi yapmak için buraya tıklayın


KULLANICIYORUM
murat_mutlu21Mogo, güneşi istediği zaman ve istediği yerde kapatabildiği için bunun tadını bol bol çıkarmak istedi. Tarihin hiçbir devrinde Japonya o kadar fırtına, o kadar tayfun ve kasırga görmemişti. Kara ve denizdeki felâketlerin haddi hesabı yoktu. Ama Mogo bütün bunları güneşe karşı kazanılmış bir zafer sayıyor ve gittikçe zulmünü arttırıyordu. Bu sırada bir gün, Mogo gökyüzünde dolaşıp dururken okyanusun kıyısında âbide gibi dikilmiş muazzam bir kayalık gördü. Granit bir sütun olan kayalığın binlerce seneden beri mevcut olduğu ve tabiatın her türlü olayına göğüs gerip hiçbirinden müteessir olmadığı aşikârdı. Zamanın ve tabiatın bütün tesirlerine karşı koyan bu muazzam kayalık, nihayet Mogo'nun gözüne çarpmıştı. Mogo onun bu haşmetli halini görünce ne yapıp yapıp yerinden sökmeyi ve denize fırlatarak dalgaların arasında yok etmeyi kararlaştırdı. Çıkan fırtınada sade gök değil, yer de karmakarışık oldu. Kayanın kıyısında bulunduğu denizde dağlar gibi dalgalar yükseliyor, fakat bütün dalgalar granit kayanın eteklerine çarptığı zaman parçalanıp kayboluyordu. Fırtına üç gün üç gece devam etti. Fırtınanın arkasından şiddetli bir kasırga, onun arkasından bir siklon çıktı. Artık evler yıkılıyor, ağaçlar kökünden çıkıyor, nehirler taşıyordu. Ama aradan bir hafta geçip de fırtına dindiği zaman, kayanın yine eski haliyle, okyanusun kıyısında durduğunu gördü. Mogo hırsından küplere biniyordu. Demek ki bu kaya kendisinden daha kuvvetliydi. Hırsla: - Tanrım, diye bağırdı, kaya benden daha kuvvetli, ben kaya olmak istiyorum. - Ol! dedi Tanrı. Ve Mogo okyanusun kıyısında muazzam bir kaya haline geldi. Artık ona ne güneş, ne bulut, ne fırtına hiçbir şey tesir etmiyordu. Artık kâinattaki bütün varlıkların üstündeydi. Bir sabah, bir tarafını bir şey sokmuş gibi bir acıyla uyandı. Evet, hakikaten bir yerine bir şey batıyor gibiydi. Sonra vücudundan bir parça et koparmışlar gibi bir acı duydu. Sonra kendisine vurduklarını hissetti. Evet, muntazam aralıklarla durmadan vuruyor, vuruyorlardı. Her vuruşta aynı acıyı duyuyor, her vuruşta vücudundan bir şeyler kopmuş gibi oluyordu. Bu hal saatlerce devam etti, Mogo saatlerce tahammül etti, sesini çıkarmadı ama sonra öyle bir an geldi ki birden kuvveti kesilir gibi oldu, yerinde sallanmaya başladığını farketti. Bunun üzerine: - Tanrım, diye bağırdı. Bana kayadan daha kuvvetli biri hücum ediyor. Ben o olmak istiyorum. Tanrı: - Ol! dedi. Ve Mogo tekrar taşçı oldu. ************************************************** Yalanlamak ve reddetmek için okuma! İnanmak ve her seyi kabullenmek için de okuma! Konusmak ve nutuk çekmek için de okuma! Tartmak, kıyaslamak ve düsünmek için oku! Francis Bacon
Kardelen1980Hiçbir zaman için kendini küçümsemeyeceksin. Eğer hayatında bir şeyler oluyorsa olması gerektiği içindir. Bazen hepimiz başkalarının yerinde olmak isteriz elbette ama belki o kişi de bizim yerimizde olmak istiyordur değil mi...
Aslında yaşamın bizlere sunmak istediği asıl mesajda bu olsa gerek.MUTLULUK, SONU GELMEZ İSTEK VE ARZULARIMIZIN DEVAMLI OLARAK DOYURULMASI DEĞİL, ONLARI KISITLAMAYA ÇALIŞMAKTIR... BİR BAŞKA DEYİŞLE, ELİMİZDEKİLERLE YETİNMEYİ BİLMEKTİR... Çünkü, insan doyumsuzdur... Bir şeyi elde eder, sonra daha fazlasını ister... Sonra daha fazlasını... Sonra daha daha fazlasını...
murat_mutlu21(Hırs, başarıyı yakalamak için son derece faydalı bir özelliktir... Ama, ölçü kaçırılırsa insana çok büyük zararlar verebilir...) Halbuki, ne güzeldir elimizdekilerle yetinmek ve kanaat etmek... Başkalarının şusunda-busunda gözümüz olmamak... Ne güzeldir onları kıskanmamak... Ne güzeldir, kendimizden yukarıdakilere değil, kendimizden aşağıda olanlara bakmak... NE GÜZELDİR, ŞÜKRETMEK...
murat_mutlu21Kendimizden aşağıda olanların sahip olamadıklarına sahip olduğumuz için mutlu olmak ve şükretmek... Sağlığımızın yerinde olmasından dolayı mutlu olabilmek... Aklımızın, zekamızın, duygularımızın, gülmemizin, ağlamamızın, kolumuzun, bacağımızın GÖZÜMÜZÜN yerinde olmasından MUTLU OLABİLMEK... Bunlara sahip olmayanları düşünmek... Eşimizin, çocuklarımızın, AİLEMİZİN, İŞİMİZİN, ARKADAŞ VE DOSTLARIMIZIN olmasından mutlu olabilmek... HER ŞEYE RAĞMEN "YAŞAMAKTAN" MUTLU OLABİLMEK...
marti..Ve Mogo tekrar taşçı oldu ve bu masal burada bitti.Gökten 3 elma düştü uyduranın,bize getirenin ve dinleyenlerin başına aminnnn.:)))))
Aramızdaki negatif elektriğe rağmen yinede iyiki varsınız. Ha bu arada ben elmamı yemeyip saklayacağım, onu tekrar gökyüzüne atıp, yeniden herhangi birinin kafasına düşmesini bekleyeceğim. Sen sen ol elma düşene kadar kafana mukayet ol:))
sense_seaTanrı'dan mektup diye bir yazı var bende 12 sayfa,yazmaya eriniyorum,oda çok güzel ve anlamlı bir yazı.Ve unutmayalım ki,bizden bir tane daha yok bu dünyada...Ve yaşadığımız bu zamanın tekrarı...
gundoqduDağ tepesinde bir çam olamazsan Vadide bir çalı ol; fakat Dere kenarındaki en büyük çalı sen olmalısın; Ağaç olamazsan çalı ol. Çalı olamazsan bir ot parçası ol. Bir yola neşe ver; Bir mis çiçeği olamazsan bir saz ol, Fakat gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın. Hepimiz kaptan olamayız, tayfa olmaya mecburuz, Burada hepimiz için bir şeyler var. Yapacak büyük işler var, küçük işler var. Yapacağımız iş, bize yakın olan iştir. Cadde olamazsan patika ol, Güneş olamazsan yıldız ol. Kazanmak veyahut kaybetmek ölçü ile değildir. Sen her neysen onun en iyisi olmalısın.
sense_seaİnsan usulen olsun bir cevap yazar.Neyse önemli değil artık yazmana gerek kalmayacak bundan sonra.


Serbest kürsü nedir? | Yeni konu aç | Açık konular | Biten konular | Konularım



100% Güvenli Bölge
İş ortaklığı | Web Master | Hakkımızda | Sık Sorulanlar | Bize Ulaşın
birmilyon.com bilgi merkezli bir sitedir, bilginin paylaşılması ve çoğaltılması ilkesine dayanarak,
birmilyon.com da yer alan hertürlü soru ve bilgi yarışması tamamen paylaşıma açıktır.
Seçkin üyelik | Bilgi yarışmaları | Kelime ve Zeka Yarışmaları | Günlük | Foto kulüp | Bir sorum var | Serbest kürsü
Normal üyelik | Bilgi yarışması | Çocuk yarışması | Soru gönder | Bir işlem | Bir kelime | Timsah avı
Kullanım Şartları | Güvenlik ve Gizlilik | birmilyon.com V8 turbo

Bilgi Yarışması

3,515625E-02