Ana Sayfa		İkili Yarışmalar		Kelime Yarışmaları		Zeka Yarışmaları		Günlük		Foto Kulüp		Bir Soru		Serbest Kürsü		Dostluk		Üyelik

Bilgi Yarışmaları	\|	Ödüllü Yarışmalar	\|	İkili Yarışmalar	\|	İnteraktif Yarışma	\|	Bonusmatik	\|	Ödül Listesi	\|	Çocuklar İçin	\|	Sonuçlar	\|	En İyiler

	Ana Sayfa
	Seçkin Üyelik
	Mesaj Kutusu
	Tavsiye Et
	Tıkla Kazan
	Ödül Listesi
	Gruplar / Sıralama
	Sohbet Odaları

%50 Daha Hızlı Flash Menü

Toplam üye
2.056.785
Aktif soru
27.965
Aktif üye
1.114

KONU SAHİBİ: ferdigungor - 2 yorum, 3.712 kez okundu

TARİH: 25.01.2009 14:17:00

KONU BAŞLIĞI: Düşünmek ya da "bir düşüneni beklemek"

KONU AÇIKLAMASI: Yazı yazmanın bir "sanat" olduğu fikri çok mu "abartılıdır" sizce? "İyi" olana "iyi" diyecek, ölçütümüzü nasıl belirleyeceğiz? Güzel bir yazı nasıl olabilir ki? Bir yazıya başlarken hep bunu düşünürüm: "Acaba bu yazdıklarımı nasıl kurgulasam?" diye. Kendimi başkalarının yerine koymayı eğlenceli bulduğumdan dolayı sürekli olarak oyun oynarım kendimle: "Acaba şunu söyleyen bir insan ne anlamıştır yazdıklarımdan..." diye. Sonuçta ne kadar yazarsam yazayım, insanlar anlayabildikleri kadarını anlamayacaklar mı? Düşünmek dedim ya hakikaten son derece keyifli bir iş. Her ne olursa olsun, her ne düşünülürse düşünülsün, hayal etmesi gibisi yok. Kimi zengin olacağının hayallerini kurar, kimi öldükten sonra kendisine vaad edilen yaşamda mutlu olacağını... Kimi şu anki mutluluğu hiç bitmesin diye düşünür, kimisi bir gün biteceğini... Kimi sevgiyi, aşkı, cinselliği "güzel" hislerle düşünür, kimisi kötü niyetli... Ancak sonuçta mutlaka düşünülür. Bir plan yaparken de düşünülmez mi? Okula başlayacakken nasıl başlanacağı, nasıl bir ortama girileceği? Evlenirken de keza her iki taraf da diğer tarafta kendisinin ne bekleyeceğini düşünür durur. Kâh hayıflanır, kâh gülümser. Ancak her ne olursa olsun düşünmek güzel iştir. İnsanı çıkmaza sokanı ise belki de düşündüğünün aksi olduğundadır. Aslında bunun nedeni o da değildir. Kişi hiç aksini düşünmek istemez. Olasılık olarak bir "hiç"tir diğeri. Hep odaklandığı düşüncenin gerçekleşmesini bekler. Ancak aksi olduğunda ise hayal kırıklığı yaşar. Oysa burada dikkatli bakıldığında bir "çelişki" ve "hata" da vardır. Aslında kişinin düşündüğü, onun gerçekleşmesi değil; aksinin asla gerçekleşmemesidir. Çünkü aksi olduktan sonra artık düşündüğü şeyin gerçekleşmesinin bir önemi de yoktur. Örneğin eşinin kendisini gezmeye götürmesini bekleyen bir kadın düşünelim. Bunu erkek o sırada yapar ise çok mutlu olur. Ancak başka bir kadını gezdirdikten sonra bunu yapmasının kadın için bir anlamı yoktur. Buradan da anlaşılacağı üzere aslında bizler düşündüklerimizin gerçekleşmesi değil, aksinin olmamasını bekleriz. Düşündüklerimizin gerçekleşmesini değil, bizim istediğimiz koşullarda gerçekleşmesini bekleriz. Bu kez erkeklerden örnek verelim: Bir adam düşünün ki, karısının surat asmasını değil gülmesini ister. Ancak alay edilesi bir gülüş karşısında aynı adamın tepkisiz kalması düşünülebilir mi? Erkek kadının gülmesini ister: Ancak istediği şekilde. Mesela evde gülmesi çok da önemli değilken, iş arkadaşlarıyla eşli bir yemek sırasında kahkaha atan karısına "iyi" davranması beklenemez. Düşüncelerin gerçekleşmesi ancak istenilen koşullarda olduğunda olanaklıdır. Peki hiç bir şey düşünmemeye ne demeli? Düşünün ki, hiç bir düşüncesi olmayan bir insanla berabersiniz. Düşündüklerini saklayan bir insanla anlaşmak zordur. Peki hiç bir şey düşünmeyen bir insanla? İnsanların "özgeçmişlere" ya da "gerçek yaşanılan olaylara" ilgisini de şimdi daha iyi anlayabiliriz. Düşünmenin çetrefilli bir iş olduğunu anlayan insan artık bunu kendisinin yerine başkalarının yapmasını beklemekte ve yine kendisini "daha önce düşünülmüş olan hazır yaşam kurgularını" okuyarak, izleyerek tatmin etmektedir. En basiti; siyaset, din ya da cinsellik denildiğinde herkesin bir söyleyeceği vardır. Ancak bunların her birinin gerçekten üzerinde yoğunlaşılmış, düşünülmüş şeyler olduğu söylenebilir mi? Kaç insan bu işlere gerçekten kafa yormuş, zaman ayırıp düşünmüştür? Anne baba ya da okuldan öğrenilen ile bir noktaya ulaşan düşünce ve bilgi sistemimizin kaçta kaçı orijinaldir? Kendi kendimize düşünüp anladığımız, kavradığımız kaç olay var? Kaç kişi düşünmüştür ki, şu an plastik tuşlara vurularak üzerinde düşünülen bu konuyu yazan ben az sonra bunu bitireceğim ve ardından bilmem kaç kilometre ötedeki bir insan bunu anında görebilecek ve benim ne düşündüğümü anlayacak? Bunun teknik ve sosyal açısına kaçımız hakimiz? Düşünmek ve hayal etmek güzel iş. Ancak bu konuda kendimize daha fazla zaman ayırmamız gerekmez mi? Daha fazla okuyup, daha fazla öğrenip; hiç bilmiy

Yorum yazmak için üye girişi yapmalısınız, üye girişi yapmak için buraya tıklayın

KULLANICI	YORUM
sense_sea	SON İKİ KÜRSÜNÜDE OKUDUM ama yorum yazmadım.Güzel yazıyorsun (tabi herkes beğenmez bu ayrı)yazının altına gittikçe yukarda yazanları unuttum bak :))) evet düşünmek güzel çok güzel ama ne düşündüğüne bağlı,güzel şeyler düşündüğünde düşündüğün güzeldir,uğruna ölebileceğin bir insandan ayrılıpta onu düşünmek güzel olmasa gerek.SENİN OLMAYACAĞINI BİLDİĞİN BİR İNSANI BEKLEMEKTE BEK GÜZEL OLMASA GEREK.Bunlar acı verir insana,bu yüzden bir sayfayı kapattıysan ya da defteri geri açmayacaksın.Yeni bir sayfa açacaksın ve o sayfaya yazmaya başlayacaksın.Şimdi çıkmam lazım,fırsat bulursam uzun uzun yazmaya çalışırım.Kendine iyi bak olurmu. Ne kadar güzel söcükler. İnsan, gerçekten övülesi bir insanı övdüğünde ondan daha büyük olurmuş. Bana da saygıyla eğilmek düşer... Teşekkürler...
asli_616	Düşünebilen insanlar yada düşünebildiğini düşünen insancıklar; güzel bir makale, düşünebildiklerini yazı ile ifade edebilmen çok güzel, bazı insanlar konuşma dili ile bile ifade edemezken.. Sıradan bir karalama için MAKALE atıfınız beğeninizin bir ifadesi. Düşündükleriniz sizin güzelliğiniz. Eksik kalmayınız. Sağlıcakla...

Serbest kürsü nedir? | Yeni konu aç | Açık konular | Biten konular | Konularım

İş ortaklığı | Web Master | Hakkımızda | Sık Sorulanlar | Bize Ulaşın

Bilgi Yarışması

3,686523E-02