Bilgi Yarışması, Ana Sayfa

Ana Sayfa

İkili Yarışmalar

Kelime Yarışmaları

Zeka Yarışmaları

Günlük

Foto Kulüp

Bir Soru

Serbest Kürsü

Dostluk

Üyelik
Ana Sayfa
Seçkin Üyelik
Mesaj Kutusu
Tavsiye Et
Tıkla Kazan
Ödül Listesi
Gruplar / Sıralama
Sohbet Odaları
  Üyelik
Kullanıcı adı
Şifre
Yeni üye
Şifremi unuttum
Tavsiye Edenlere 10,00 Bonus
Tavsiye edeceğiniz e-posta adresi


%50 Daha Hızlı Flash Menü

Aktif soru
27.965
Aktif üye
1.543

Bayrak

GÜNLÜK ÖZELLİKLERİ
Günlük sahibitalatnayir - Nef'i
Günlük adıŞarkılar,Türküler, Fıkralar - Herkese açık günlük
Toplam okunma sayısı375277
Son güncelleme / Toplam kayıt6.07.2015 00:08:00 / Toplam kayıt: 61

GÜNLÜK KAYITLARI
Sessiz GemiYeni yorum girAç/Kapa

Artık demir alma günü gelmişse zamandan,

Meçhûle giden bir gemi kalkar bu limandan

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;

Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol

Rıhtımda kalanlar bu seyâhatten elemli,

Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,

Bîçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!

Hicranlı hayâtın ne de son mâtemidir bu!

Dünyâda sevilmiş ve seven nâfile bekler;

Bilmez ki giden sevgililer dönmiyecekler

Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,

Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden



Kayıt tarihi : 6.10.2009 - Toplam yorum : 0


Artık Bu Solan BahçedeYeni yorum girAç/Kapa

rtık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
bir yer ki sevenler sevilenlerden eser yok
bezminde kadeh kırdığımız sevgililer yok
bir yer ki sevenler sevilenlerden eser yok

şiir : FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL

beste Alaeddin YAVAŞÇA

Çok fazla söze gerek yok Şair anlatmış Bestekarda notaya dökmüş...



Kayıt tarihi : 11.08.2009 - Toplam yorum : 4

"faruk nafiz çamlıbel'i bilirsiniz. gelmiş geçmiş şairlerin en büyüklerinden biridir çamlıbel. çok iyi, sevdiğim bir dostumdu o benim. yaşı elbette benden ileriydi ama saygı dolu bir ahbaplık vardı aramızda. bir gün muayenehaneme geldi. o zamanların çok meşhur ve yanına varmayı bırakın, randevu almak için bile ter dökülen bir genel cerrah hocamız vardı. eşinin rahatsız olduğunu söyledi. o cerrah hocamıza göstermemiz için yardım talep etti.

hocayı iyi tanıyordum. aradım, söyledim yanına çağırdı bizi. hanımefendiyi muayene etti. sonra beni yanına çağırdı ve teşhisini söyledi: "alaeddin kardeşim, durum fena. göğüsten başlamış tüm koltuk altını sarmış kanser. mutlaka vücudun başka yerlerinde de metastaz yapmıştır. bu hastayı hiçbir şekilde ameliyat etmek istemem. hekim olarak yapacağımız, ilaçlar verip ömrünün son demlerini mümkün olduğunca ağrısız geçirmesini sağlamaktan ibarettir." ben yıkıldım duyunca. nasıl söyleyeceğim ki bunu faruk nafiz bey'e. eşinin üzerine titreyen, 0na delice sevdalı bir adam. kırılgan, duygulu, şair bir adam. nasıl derim, nasıl söylerim?

hikayenin tam burasında gözlerine yaşlar doluveriyor alaeddin yavaşça'nın. koca bir çınar yapraklarını döküyormuş gibi, gözünden yaşlarını döküyor hocamız da. titreyen bir sesle devam ediyor anlatmasına: ben o dev şairin koluna girip; "gel biraz yürüyelim üstat' dedim. bin dereden bin su getirir gibi anlatabildim acı tabloyu 0na.
- ne dedi peki?
- hiçbir şey söylemedi. çıt bile çıkarmadı gitti.
- yıkıldı demek?
- yıkıldı ama bir süre sonra hanımefendi vefat edince geldi esas yıkımı. haftalar sonra yine geldi bana. omuzları, avurtları çökmüş, gözleri kan çanağı bir halde geldi.
- unutamıyor bir türlü?
- mümkün mü? cebinden katlanmış bir kâğıt çıkartıp açtı, uzattı. "bunu yazdım. bestelersen sevinirim" dedi ve yine çıktı gitti.
- çok merak ettim hangi şarkınız hocam?
hoca yine duruyor. dalıyor ve neden sonra mırıldanıyor o meşhur şarkının muhteşem sözlerini: "artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok. bir yer ki sevenler, sevilenlerden eser yok. bezminde kadeh kırdığımız sevgililer yok. bir yer ki sevenler ve sevilenlerden eser yok."

19 nisan 2008
savaş ay- alaeddin yavaşca söyleşisi: "bestelerin beyefendisi"
takvim gazetesi

Kayıt tarihi : 11.08.2009 15:31:00 - Yorum sahibi: emelatam

UNUTULMUŞ NE VARSA SEVGİDEN GERİ KALAN.

Unutulmuş ne varsa sevgiden geri kalan
Bir kadeh şarap gibi içilmiş şarkılarda
Bütün ışıklar sönmüş, terkedilmiş hatıran
Bir senin aydınlığın karanlık sokaklarda

 

Makam: Muhayyerkürdi
Usûl : Düyek
Beste: Avni Anıl
Güfte: Turhan Oğuzbaş

 

T.N.:  MARTICIM  EMEL YENGEM MESAJINI İLETTİ :)


Kayıt tarihi : 11.08.2009 15:37:00 - Yorum sahibi: marti..
Nihavent,rast hicaz,duygu yüklü şarkılar bizi bu hale getirdi:((keşke bizede hoptek öğretselerdi,vur ayağını yere sanki birilerini ezercesine:((Kardeşim talat inan hayata çok ama çok kızgınım...
Kayıt tarihi : 11.08.2009 22:39:00 - Yorum sahibi: milkman74
KEŞKE BİLE DİYEMEMEK

Bazen önemi yoktur bazı şeylerin
Ne istemenin nede istememenin
Bilirsin ki seçim artık senin değildir
Seçenek kendi kendini imha etmiştir....
         
           Hem duymak istersin sesini yüreğinin
           Hem pamuk tıkarsın kulaklara, kapaklara
           Aslında bu seçimde senin değildir
           Seçenek kendi kendini imha etmiştir....

İşte bunu anlayana dek geçen süreçte
Pek çok yanlışı bularsın doğrunun içine
O zaman aklından geçer belki bir keşke
Ama zaten seçenek kendini imha etmiştir...

             Bundandır pek çok bilinenin bilinmezliği
             Artık istemezsin ne ip ucu ne cevap anahtarı
             Keşke bile diyememek verdirmiştir kararı
             Çünkü seçenek kendi kendini imha etmiştir.....

                                        Murat BAŞARAN (04.06.2008-İzmir)



Kayıt tarihi : 14.08.2009 11:31:00 - Yorum sahibi: ombasaran


İyiki doğdun Başkan :))))Yeni yorum girAç/Kapa

Baktım ki sitede bir günlük curcunası var,çorbada benimde tuzum olsun dedim...Muratım,Başaranım...Doğum gününü kutlu olsun.Allah sağlık huzur bol para versin..Kriz sana uğramasın...İyiki doğdun diyorum....Sözlerime son noktayı koyarken benim feci şekilde balık zamanım geldiğini hatırlatmayı borç biliyor olta takımlarımın arabanın bagajında paslandığını hatırlatmak istiyorum:)

Pasta resmi bulamadım.Artık bununla idare ediver kardeşim:))) Allah bahtını benzetmesin:)))



Kayıt tarihi : 29.04.2009 - Toplam yorum : 9

 

    

 

Doğumgünün kutlu olsun Murat'cımmm, mutlu yıllar tekrar. :))

 

T.N.: SANIRIM BU FOTOĞRAF GÜNÜN ANLAM VE ÖNEMİ AÇISINDAN DAHA İSABETLİ OLDU...TEŞEKKÜRLER GÜZİNCİM:)))


Kayıt tarihi : 29.04.2009 21:16:00 - Yorum sahibi: pabucu yarım

((: Nice Mutlu Yıllara :))

T.N.: DEĞERLİ YORUMUNUZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM..:)


Kayıt tarihi : 29.04.2009 21:47:00 - Yorum sahibi: toldi

Baktım bi sürü günlük var hepsinin içeriği de aynı, sıradan bu yorumu hepsine yazıcam.:) Ne kadar çok dostunuz var ne mutlu size. Sağlık, mutluluk, başarı dileklerimle nice yıllara. Umarım yeni yaşınızda, gönlünüzden geçirdiğiniz dileklerinizde hayat bulur.:)

 

T.N.: MURAT BAŞKANIM ADINA TEŞEKKÜRLER:))))


Kayıt tarihi : 29.04.2009 22:04:00 - Yorum sahibi: yezavel

Kardeşcağızım bu gün kaç kere doğdu artık sayamıyorum.Çocuğu sevgi denizinde boğmazsak iyidir..Hadi bakalım gene kutlu olsun...:))

T.N.   CANIM YENGEM...EN ÇOK F.B. LOGOSU İÇİN TEŞEKKÜRLER:)))

 


Kayıt tarihi : 30.04.2009 00:41:00 - Yorum sahibi: emelatam

Yahu ben kesin yaşlanmışım bu günlüğü şu saatte ancak farkettim , yarısını geçince yaşlılık alametleri hemen tesirini gösteriyor vesselam :))) Çok teşekkür ederim can kardeşim , komisyonumun biricik başkan yardımcısı ;-) Grubumuzun 0nursal üyesi Arzu yengemle (!)  sana ve biricik yeğenlerime nice sağlıklı mutlu uzun yıllar sıhhatli bir ömür dilerim :)) Ayrıyetten haklısın bu balık olayını çok ihmal ettik tiz zamanda bu işe çözüm bulmak farz oldu vesselam :)) Tüm katılımcılara teşekkürlerimi sunarım iyiki varsınız hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum:)) Veeeeee tabiki EN BÜYÜK FENARBAHÇEEEEE ::))
Not: Kupa maçına gidelim derim kardeşim en azından torunlarımıza anlatacak mutlu bir maceramız olur ;-)

 

T.N.: KUPA MAÇINA KESİN GİDİYORUZ KARDEŞ..İRTİBATI KOPARMAYALIM...AZİZ AMCAYLA YILDIRIM TÜPÇÜ İSTANBULA ALDIRMAK İSTEDİLER AMA BEN ENGEL OLDUM..İSTANBULLULAR HER HAFTA SEYREDİYORLAR.BU MAÇ İZMİRE YAKIŞIR DEDİM...13 MAYISTA ATATÜRKTEYİZ.:)))


Kayıt tarihi : 30.04.2009 01:02:00 - Yorum sahibi: ombasaran

Nice yıllara murat kardeşim...

 

T.N.  Teşekkürler Nail abim..Bu arada senin şahsında BeJeKeli tüm dostlarımıza tekrar selam göndermiş olayım:)))


Kayıt tarihi : 4.05.2009 08:19:00 - Yorum sahibi: milkman74


Gülümsemek bazen iyidir...:)Yeni yorum girAç/Kapa

Gülümse - EF - Watch more amazing videos here

Kayıt tarihi : 12.03.2009 - Toplam yorum : 10

Sarı saçlı çocuklara sokakta mendil sattırmıyorlar alıp reklamlarda oynatıyorlar bu birr.Bunu çeken üniv öğrenceleri sokakta hiç mendil satan çocuk görmemişler.Bu krizde garsona 50 tela bahşiş bırakacak yiğit olmaz bu da iki.Adam kuşyemcinin yanına geldiğinde ben bunalıma girdim bu üç yarısınıda yarım seyretsem olur mu buda dört:)))))))

 

1- İzmirin kızları mendilde satsa çok güzeldir.Bu birrrrr...

2-İzmiri Amazon kadınlar kurmuştur.Onlar savaşçıdırlar.Öyle kolay pes etmezler.Güzellikleride amazonlardan gelir.bu ikiiiiii..

3-İzmirde garsonlara , sokak çalgıcılarına,falcılara bahşiş vermek,kordonda fal baktırmak,akşam bira içerken kemancının kemanından dökülen"Unutulmaz bu acı dertli dertli çal kemancı" namelerini dinlemek ve rakının verdiği keyifle hem kemancıyı hem garsonu "görmek" çok rastlanır bir harekettir.İzmiri hiç tanımıyorsunnnnn..Üüüüüüüüççç...

4-Videonun tamamını izle ve bitir.dööööööööööörrrrt...:):):):):)


Kayıt tarihi : 12.03.2009 14:28:00 - Yorum sahibi: marti..

Eh be Telat bu gün gelgitler içinde yüzüyorum zaten ,seninde katkıda bulunmana gerek yoktu...Hayatta da, böyle değil mi,iyilikler de kötülüklerde bir şekilde gene kendimize dönmüyor mu?Pozitif enerji yayalım tüm evrene ki pozitif güçler bizle olsun:))))

Talatnayir: Biz her zaman pozitifiz.Arada gelgitler yaşanılmalı.Bu da ayın çekim kuvvetinden olsa gerek.Doğal yani...:)))

 


Kayıt tarihi : 12.03.2009 14:29:00 - Yorum sahibi: emelatam

http://www.birmilyon.com/g/?a=4&mi=6732 ben daha önce davrandımmmmmm:)))))

 

talatnayir: yes..ama ben bunu bugün sevdiğim bazı dostlar için hatırlatmak gereği duymuştum..Vesile ile sizide güldürmüş olduk belkide:))))


Kayıt tarihi : 12.03.2009 16:06:00 - Yorum sahibi: nisan0606

kanatlı ablam MARTI ya : önemli olan mendil satan çocuğun rengi, verilen bahşişin değeri, üniversitelilerin  mendil satan çocuk germemeleri değildir. önemli olan MUTLULUĞUN da paylaşılarak arttığının gösterilebilmesidir:))

talatnayir: martıcım o kanatlarını kesicem senin...Yeni grubun hayırlı olsun bu arada:)))


Kayıt tarihi : 12.03.2009 16:44:00 - Yorum sahibi: gelibolu17

YENİ GRUBUMA BAYILIYOM BEN.KASMA YOK,GERİLME YOK,İÇİMİZDEN GELDİĞİ GİBİ EĞLENİYOZ.HEPİMİZ ZEKİ KIZLARIZ ALLAMA ÇOK ŞÜKÜR ,KİMSE KİMSEYE DERS VERMEYE KALKMIYO,TERBİYEYE SOKMUYO.TAMAM ESKİ GRUBUMDA ÖYLEYDİ AMA BURASI DAHA BİR ÖZGÜR HALİYLE:))))))

 

 

talatnayir:

Hırkızsın kızım sen...Altın kızları çaldın gruptan:)))))


Kayıt tarihi : 15.03.2009 12:43:00 - Yorum sahibi: marti..

Kim demiş uzuneşşek oynamak erkek işidir diye.Ahanda bak burda.Yalnız oyunda Emel mızıkçılık yaptı:)))Allahın izniyle yarın da Picama Partisi yapciiiiz:)))))


Kayıt tarihi : 15.03.2009 16:26:00 - Yorum sahibi: marti..

Çok güzelmiş, seyrederken hayatın akışının ne kadar farklı olduğunu düşündüm ama sonunda gözlerim yaşardı... Yazabileceğim bir çok güzel duygu yaşatan kısa video klibi bizlerle paylaştığın için  sonsuz teşekkürler Talat kardeşim.

 

TalatNayir: Rica ederim Arzu kardeşim:)


Kayıt tarihi : 15.03.2009 17:36:00 - Yorum sahibi: arzueylül

Aklıma bir şarkı geldi şimdi dur googleden bulup kopyalayıvereyim :))))
İyilik yap, iyilik bul
Kim kazanmış kötülükten(2)

Kötünün başına gelmedik olmaz
Kimsenin ettiği kimseye kalmaz(2)

İyilik yap, iyilik bul
Kim kazanmış kötülükten(2)

Kötünün başına gelmedik olmaz
Kimsenin ettiği kimseye kalmaz(2)

İyilik yap, iyilik bul
Kim kazanmış kötülükten(2)

 

talatnayir: Başkan hafta sonunun en kötü tarafı kaybettiğimiz 2 puandı...Onun dışında herşey çok güzeldi:)))



Kayıt tarihi : 15.03.2009 18:47:00 - Yorum sahibi: ombasaran


Vallahi bir zamanlar Demir abiyle bayağı tartışmıştık bu konuyu:)))Yeni yorum girAç/Kapa

 

 

Teşekkürler Toldi :)))



Kayıt tarihi : 6.03.2009 - Toplam yorum : 7

Bir şey değil sevgili Talat, böyle faydalı bir şeye aracılık ettiğim için çok mutlu oldum.:))

Müthiş...:)))))))) Çok güzel... :))))))) İzlerken gülmekten gözlerimden yaşlar aktı. Akşama biz bunu bir de aile boyu izleyeceğiz. İşte esas gürültü o zaman kopacak. Bu harika paylaşım için çok teşekkürler.:))

 

talatnayir: vallahi o kadar güzel izah ettinizki bir kerede hallettim.Gerçi ben daha önce masaüstüne atmıştım.Düzeltme yapıp "Alınan Belgeler"e gönderdim..Yardımınız için teşekkür...Seyrederken kulaklarımı çınlatırsınız:)))


Kayıt tarihi : 6.03.2009 15:14:00 - Yorum sahibi: toldi

Çokk güzeldi, yanaklarım ağrıdı gülmekten :) :) Hele şu park edemeyen bayan var ya O benim kesin ruh ikizim :):) İki gün önce köye gittim, akşam. Dış kapıya vardım, baktım babamlar evde değiller. Hadi bismillah, ilk defa kendim denemiş girmiş olayım şu kapıdan dedim. Gittim demir kapıyı açtım ve başladım denemelere :) Sağa kır, olmadı, geri git, çok gittin tamam arkada bağ var, tak bire, ileri, yook bu kez de sola fazla yanaştın, tak geri, heh tamam şimdi ileri, oluyor oluyor, yoook burnu duvara değiyor eyvaaahh, tak geri :):) Şimdi gülüyorum ama nasıl sinir olmuştum o akşam. İnanır mısınız (ki bu konuda –inanmak- herhalde hiç zorluk çekilmez :) defalarca denememe rağmen bi türlü olmadı. En sonunda öyle bir pozisyona geldim ki.. Öne gidemiyorum arkaya gidemiyorum, duvara sıfırım :( Sıkıştım kaldım :( Arabanın yarısı içerde yarısı dışarıda, çizilmekle kalmayacak, tamamen yamulacak araba.. Solumda kocaman açıklık ve ben sağa sıfırım :( Babamı aradım, bir hamle yetti.. Kliptekilere benzer çok anım var yani :):) Gerçekten çok hoştu Talat Abi, teşekkür ederiz :)

 

Talat Nayir: sevgili kardeşim benden sana tavsiye.Baktın park edemeyecek gibisin,olduğu gibi bırak hemen içeri gir "babacım acil lavaboya girmem gerek arabayı yanaştırırmısın?" de olaydan kurtul..İnatla park etmeye çalışırsan stres olursun:))))))))


Kayıt tarihi : 6.03.2009 15:57:00 - Yorum sahibi: bulmalıyım

Siz ikiniz Toldiş,Telat çok yaşayın emii.Hepsine ayrı güldüm ama şu benzin hortumunu çeke çeke uzatmaya çabalayan kadın beni öldürdü.Bir ara inadımla aşık atacak  birilerinin olduğunu gördüm:))))))

 

Telat Nayir : Martıcım ben bir ara kız benzin almaya değilde hortumu almaya gelmiş diye düşündüm.baktım sanki eve götürecek gibi hareketlerde bulunuyor...Ama hortum daha inatçı çıktı vallahi:)))))


Kayıt tarihi : 6.03.2009 16:25:00 - Yorum sahibi: marti..
Doğruyu buldun sonunda ama epey uzun sürdü sevgili kardeşim. Altın kural üstad daima haklıdır :)))) O değilde eğer birgün bir hata daha yapıp evlenirsem evlilik sözleşmesinin birinci maddesine araba kullanmayacağına dair kayıt düşüp üstüne birde taahhütname alıcam. Eminim ve son kararım :)))

Telat Nayir:  İyi kullanan kullanıyor başkan...Şimdi 0nların hakkını yemeyelim.:)))

Kayıt tarihi : 7.03.2009 00:03:00 - Yorum sahibi: ombasaran
Gerçekten çok güldüm:))))Böyle park edemeyen komik insanlar hala varmı acaba?Çok teşekkür edrim paylaşımınız için....

Telat Nayir:   Rica ederim..Arada yüzlerimizin gülmesi gerekli :)))

Kayıt tarihi : 7.03.2009 06:30:00 - Yorum sahibi: atone


Karga kardeş beni seç...:)Yeni yorum girAç/Kapa
KARGALARIN SEÇTİĞİ PADİŞAH


Bir varmış, bir yokmuş... Eski çağlarda, ülkenin birinde bir zavallı kişi varmış. Günlük yiyeceğinin bile yoksunu, çulsuzun biriymiş. Ama kötü yürekli de değilmiş hani... Bütün isteği başkalanna iyilik etmekmiş. İyilik etmek istermiş istemesine ama, bunun nasıl yapılacağını da pek bilmezmiş. Sıksık,
- Aaah ah, denniş, bir gücüm yetse de şu insanlara hep iyilik etsem... Bu sözleri duyanlar sorarlarmış:
- Peki, nasıl iyilik edeceksin? 0 da,
- İyilik işte, dermiş, herkese iyilik edeceğim... Hele o günler bir gelsin, ben bilirim nasıl iyilik edeceğimi...
Günlerden bigün dağ başında, «Tannm bana yardım etse de, ben de insanoğluna iyilik edebilsem.» diye mınl mınl mınldanırken, arkadan gelen bir yolcu, yaklaştıkça adamın bu sözlerini duymuş.
- Merhaba oğul!.. demiş.
İyilik yapmak isteyen adam başını çevirince, ak sakalı göbeğine kadar uzanmış bir yolcu görmüş.
- Merhaba baba... demiş.
- Nedir öyle kendi kendine konuşuyorsun, Tanndan bişeyler istiyorsun? Adam derdini, insanlara iyilik etmek için nasıl içinin yandığını dilinin döndüğü kadar anlatmış.
Ak sakallı adam,
- Senin gibi çok kişi başkalanna iyilik yapmak istemiştir çimdiyedek. Bu iyiliğin nasıl yapılacağmı bilseydin, bu kadar çok iyilik yapmak istemezdin. İnsanlara iyilik yapmak, kötülük yapmaktan daha zordur. Dünya kuruldu kurulalı bunu becerebilen çok az kişi çıkmıştır... diye adama akıl vermişse de, o dinlemez,
- Ah, demiş, ben başkalarına benzemem. Hele bir öyle yere geçsem, bütün kötülükleri kaldıracağım yeryüzünden. Aç, susuz kalmayacak. Çıplak, çulsuz kalmayacak. Kavga dövüş kalmayacak... Bütün işleri yoluna koyacağım.
Ak sakallı,
- Çok istiyorsun ama, demiş, yapmak istediğin işin nasıl yapılacağını bilmiyorsun. Senden önce de senin gibi yapmak istedikleri işi bilmeyenler çok geldi geçti. Öbürü,
- İyilik yapmaktan kolay ne var yeryüzünde... demiş.
Sakallı da,
- Eh, demiş, demek o kadar çok istiyorsun iyilik yapmasını, öyleyse buralarda durma. Durmadan gez dolaş... Öyle bir yer gelir, öyle bir zaman gelir, sen de istediğin yere yükselirsin...
İyilik yapmak isteyen kişi, ak sakallının yalnız son sözlerini dinlemiş, almış başını yürümüş... Orası senin, burası benim, yıllar yılı gezimş dolaşmış. Her gittiği yerde, insanoğluna iyilik yapmak için, nasıl içinin yanıp tutuştuğunu anlatmış.
Yine böyle gezip, dolaşıp dururken, bütün gün, sonra bütün bir gece yürümüş, gökbitimi ışırken, uzakta bir kent görünmüş. Bu kent çepçevre kale duvanyla çevriliymiş. Kente girilecek kapıyı bulmuş, içeri yönelmiş. Kapıdan kentin alanına girince şaşırmış kalmış. Nası şaşırmasın... Alan insanla dolu... Ben diyeyim yüzbin kişi, sen de üçyüzbin kişi... İnsan yığınının ucu bucağı görünmüyor. 0 da kalabahğın içine dalmış. Her kafadan bir ses çıkıyormuş. Adam, konuşulanlara kulak vermiş. Şöyle diyorlarmış:
- Yurttaşlar! Ben sizin iyiliğinizi istiyorum. Beni padişah yapması için kargalara söyleyin. Kargalar beni padişah yapsınlar. Göreceksiniz. sizlere çok iyilikler edeceğim. Bu kentin ırmaklarından şerbetler akacak, kaldırım taşları altından olacak. Yağmur yerine gökten şurup yağdırtacagım. Bir eliniz yağda, bir eliniz balda olacak. Her Tanrının günü baklava börek yemekten artık bıkıp usanacaksınız. Öyle rahat edeceksiniz ki, rahat sizi rahatsız etmeye başlayacak. Sayın yurttaşlarım! Söyleyin kargalara, beni padişah yapsınlar.
Bütün ağızlardan hep bu sözleri duyan adam şaşırmış. Bir de yanındakine bakmış ki, yıllarca önce kendisiyle bir dağ başında karşılaştığı ak sakallı göbeğindeki yaşlı adam değil mi...
- Merhaba baba... demiş. Sakallı da,
- Merhaba oğul.... demiş.
- Görüyorum,bu kentte herkes bitürlü konuşuyor. Öyleyse neden bağınp çağırıyorlar?.. diye ak sakallıya sormuş. Ak sakallı,
- Herkes salt kendisinin iyilik yapabileceğini sanıyor, ama bu iyiliği nasıl yapacağını bilmiyor da 0ndan... demiş.
- Bu insanlar hep böyle bağırışırlar mı?
- Hayır. Seçimden seçime bağırırlar. Burada yılda bir seçim olur. Seçim zamanı gelince herkes kendisinin seçilmesini ister.
- Neden?
- Çünkü herkes salt kendisinin iyilik yapacağını sanır. Hepsi de iyilik yapmak ister. Kötülük yapmak isteyen hiç yoktur.
- Ne seçilir burada?
- Padişah seçilir... Bu ülke başka ülkelere benzemez. Başka ülkelerdeki gibi, burada padişahhk babadan oğula kalmaz. Her yıl halkın içinden yeni bir padişah seçilir. Seçilen padişah, söz verdiği gibi halka iyilik yaparsa padişah kalır, yapamazsa ertesi yıl yeni seçim yapılır. Şimdiyedek bir yıldan çok padişahlık eden çıkmadı.
- Peki, neden «karga, karga!» diye bağırıyorlar?
- Bu ülkede padişahları kargalar seçer de 0ndan böyle bağırıyorlar.
Derken hava birden kararmış; Gökyüzünü bir karga bulutudur kaplamış. Karga bulutlarından güneş görünmez olmuş. Kargalar insanların tepesinde uçuşup gak gaaak diye bağırışırlarken, insanlar da,
- Karga kardeş, karga kardeş, aman beni seç!. diye 0nlara yalvarırlarmış. Kargalar böylecene bağıra, uçuşa dursun, içlerinden iri bir karga yere doğru süzülmüş, iyilik yapmak için dağ bayır dolaşan adamın başının üstünde dönmeye başlamış. Dönmüş, dönmüş, en sonunda gak diye pislemiş. Sonra yine göklere yükselmiş.
- Üçte bir padişah oldun, üçte bir padişah oldun! diye adama ünlemeye başlamışlar.
Neye uğradığını şaşıran adam da, yanındaki Aksakal'a,
- Nedir, ne oluyor?.. demiş. Aksakal,
- Burada padişah seçimi işte böyle olur, demiş. Bir karga, birinin başına üç kere pislerse o kişi bu ülkeye padişah seçilir. Sen şimdi üçte bir padişah oldun, demektir. Dua et de, karga yine senin başını seçsin.
Demeye kalmamış, karga yine fır dönüp o adamın başına bir daha etmiş. Alanı dolduranlar,
- Üçte iki padişah oldun, üçte iki padişah oldun!.. diye bağırmışlar.
Karganın üçüncü işini de yine o adamın başına yapmaması için, herkes kendi başını açip,
- Karga kardeş buraya, karga kardeş buraya!. diye seslenerek kargaya yalvarıyormuş.
Karga bu sözleri dinlememiş. Üçüncü kere de yine o adamın başını seçmiş. Bunun üzerine adamı,
- Padişah oldun!.. diye alıp sallasırt ederek, omuzlannda saraya taşımışlar. Adam padişah olunca, kendisini padişah yapan kargalann bu iyiliğini unutmamış. Bütün bostanlardaki, tarlalardaki bostan korkuluklarının kaldınlması için bir ferman çıkarmış. Kargaları taşlayan, kışlayanlan mahkemeye verip cezalandırmış. Bununla da kalmamış, her evin kargalara günde bir avuç yem atmasını buyurmuş.
Halk, mırıl mırıl mınldanmaya başlamış ama, padişahın gozü kargalardan başkasını görmüyormuş. Böylece ilk yılı geçirmişler. Yeni seçime girmişler.
O ülkenin kişileri yine kentin alanına toplanmışlar. Yine herkes kendisinin seçilmesi için kargalara yalvarmaya başlamış. Yine hepsi de insanlara iyilik yapmak istediklerini söylüyorlarmış. Kargalar bulut bulut gelmiş. Yine gök kararmış. Gak sesleri göklerde uğuldamış. Her yıl padişahı bir karga seçerken, bu yıl, padişahtan gördükleri iyiliğe teşekkür için, 0n karga birden gelip, eski padişahın başına üçer kere pislemişler. O adam yine padişah olunca kargaların bu iyliğini unutmamış, herkesin evinde yirmi karga beslemesini zorunlu kılmış. Kargalara, soğuktan, rüzgardan korunmaları için yuvalar yaptırmış. Kargalar beslene beslene büyüdükçe büyümüş, yağlandıkça yağlanmış. Her bir karga bir hindi kadar olmuş.
Derken yine seçim zamanı gelmiş. Padişahı hiç sevmeyen halk mınldanmış durmuş, ama neye yarar, bu seçimde hi

Kayıt tarihi : 25.02.2009 - Toplam yorum : 3

yüz karga birden üçer kere, yine eski padişahın başını beğenmişler.
Üçüncü kere padişah olan adam,
- Kargaların üstünde hiçbir bit bulunmayacak... Bitler ayıklanıp, kargalar temizlenecek. Kargaların ayaklarını cilalayacak, gerilerini yağlayacaksınız! diye ferman çıkartmış.
Kargalar beslene, bakıla, koyun kadar olmuşlar, hem de gündengüne çoğalıyorlarmış. Bir zaman gelmiş, çoğalan, irileşen kargalar kente sığışamaz olmuş. Yine seçim zamanı gelmiş. Bu seçimde padişaha daha çok teşekkür için, beşyüz karga birden üçer kere yine eski padişahın başını beğenmiş.
Padişah da, kargalara o kadar iyi baktırmış ki, kargalardan kendilerine kentte yer kalmayan insanlar, evlerini, yurtların kargalara bırakıp, dağlara bayırlara düşmüşler. Beslenen kargalar sığır kadar irileşmişler.
Bir seçim daha olmuş. Havada sığır kadar iri kargalar uçmaya başlamış. 0nların gürültüsünden kulaklar sağır oluyormuş. Kargalar, padişaha olan borçlannı ödemek için, bu sefer hep birden gelip, padişahın tepesine teşekkürlerini bırakmışlar.
İnsanlar, yeniden seçilen padişahı saraya götürmek için yaklaşınca bir de bakımışlar ki, karga tersinden bir tepe... Padişah da bu tepenin altında boğulmuş, ezilmiş. Oradaki insanlar, sevinç içinde, yeniden,
- Karga kardeş, beni seç. Karga kardeş, beni seç!.. diye bağrışmaya başlamışlar.

AZİZ NESİN...


Kayıt tarihi : 25.02.2009 23:00:00 - Yorum sahibi: talatnayir
Padişahım .ok yaşaaaa :))))

Kayıt tarihi : 1.03.2009 20:03:00 - Yorum sahibi: ombasaran
Aziz Nesin büyük adamdı vesselam....:)))
Kayıt tarihi : 1.03.2009 21:07:00 - Yorum sahibi: emelatam


Evvelim sen oldunYeni yorum girAç/Kapa


Kayıt tarihi : 17.02.2009 - Toplam yorum : 2

   Çok güzel bir paylaşım...Teşekkürler..:))

t.n.:tekrar teşekkürler..yardımın için:)))

Kayıt tarihi : 17.02.2009 23:20:00 - Yorum sahibi: ginger2004

Cahildim dünyanın rengine kandım
Hayale aldandım boşuna yandım
Seni ilelebet benimsin sandım

Ölürüm sevdiğim zehirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin

Sözüm yok şu benden kırıldığına
Gidip başka dala sarıldığıma
Gönülüm inanmıyor ayrıldığına

Gözyaşım sen oldun kahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin

Garibim can yıkıp gönül kırmadım
Senden ayrı ben bir mekan kurmadım
Daha bir gönüle ikrar vermedim

Batınım sen oldun zahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin


Sözleri de benden olsun :)

 

t.n.:  teşekkürler:)


Kayıt tarihi : 17.02.2009 23:31:00 - Yorum sahibi: bulmalıyım


Babalık zor iş , azim ister :)Yeni yorum girAç/Kapa
HER ŞEYDE MIZMIZLANIP YAKINANLARA,  SIZLANIP DURANLARA....
 
Önce metni okuyun, ardından videoyu seyredin....
 
Oğlu babasına sorar :
- 'Babacığım benimle maraton koşmaya var mısın?'
Kalp sorunları olmasına karşın baba, yine de
- 'Evet, varım' diye yanıtlar.
Ve bir maratonu birlikte tamamladılar. Baba oğul başka bir çok maratonu daha birlikte koştular.
Baba her seferinde oğlunun yeni bir yarış talebini kabul ediyordu.
Oğlu bir gün babasına;
- 'Baba, birlikte bir Ironman'a (Triathlon) koşmaya var mısın benimle?' deyince baba bu kez de evet der
ve kabul eder.
(Bilmeyenlere için: Ironman dünyanın en zor triathlon yarışıdır ve üç dayanıklılık sınavından oluşur :
Denizde 3,86 km'lik yüzme,  karada 180,2 km'lik bisiklet ve nihayet 42,195 km'lik bildiğimiz maraton.
Baba oğul bu zor yarışı biirlikte tamamladılar. Nasıl mı ?
Linke tıklayınız :
http://www.tangle.com/view_video.php?viewkey=8cf08faca5dd9ea45513


Kayıt tarihi : 13.02.2009 - Toplam yorum : 9

Epey oldu bu videoyu seyredeli , o an yanımda yöremde kim varsa seyrettirmiştim.  Ayın yılın değil yüz yılın babası. Helal olsun :)))

t.n.: arşivimdeki tek video budur.arada açar seyrederim.kendime çeki düzen veririm...:)


Kayıt tarihi : 13.02.2009 14:12:00 - Yorum sahibi: ombasaran

Güzelmiş. Ama link çalışmadı galiba aşağıdaki linke taşınmış. http://www.tangle.com/view_video.php?viewkey=8cf08faca5dd9ea45513 . Saygılar

 

t.n.düzeltme için çok teşekkürler..:)


Kayıt tarihi : 13.02.2009 15:12:00 - Yorum sahibi: stoygar

 Sayın talatnayır konu başlığınız bile sizi tebrik etmem için yeterli....TEBRİK EDERİM ....

 

t.n.:Konu başlığını bile beğenmeniz benim için yeterli...RİCA EDERİM...


Kayıt tarihi : 13.02.2009 15:22:00 - Yorum sahibi: ginger2004

80'ine merdiven dayamış yaşlı baba ile 0nu ziyarete gelen 45 yaşında ve saygın bir işi olan- oğlu salonda oturuyorlardı . Hal-hatırdan, çoluk-çocuktan, havadan-sudan sahbet ettikten sonra oğlu susmuş, ayrılmanın sinyalini vermişti. O anda üzerinde oturdukları sedirin yanındaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Yaşlı baba kargaya gülümserek biraz baktıktan sonra oğluna sordu: 'Bu ne oğlum?'Oğlu şaşkın, cevapladı: 'o bir karga baba.'Yaşlı baba kargaya biraz daha baktıktan sonra yine sordu: 'Bu ne oğlum?'Oğlu daha da şaşkın, yine cevapladı:

'Baba, o bir karga'Karga hâlâ pervazda, komik hareketlerle başını sağa sola çeviriyor, başını yan yatırıyor, havaya bakıyor, sonra başını yine
onlara çeviriyordu. Yaşlı baba üçüncü defa sordu: 'Bu ne?'Oğlunun şaşkınlığı sabırsızlığa dönmüştü: 'O bir karga baba, üç oldu soruyorsun.
Beni işitmiyor musun?'Yaşlı baba dördüncü defa da sorunca oğlunun sabrı taştı ve sesini yükseltti: 'Baba bunu neden yapıyorsun? Tam dört defadır
onun ne olduğunu soruyorsun, sana cevap veriyorum ve sen hâlâ sormaya devam ediyorsun. Sabrımı mı deniyorsun?'

Babası -yüzünde hâlâ bir gülümseme- yerinden kalktı, içeri odaya gitti ve elinde bir defterle döndü. Bu bir hâtıra defteriydi. Oturdu, sayfalarını karıştırdı ve aradığını buldu. Sevgiyle gülümseye devam ederek sayfası açık bir vaziyette defteri oğluna uzattı ve o sayfayı okumasını söyledi.'Bugün 3
yaşındaki minik yavrumla salondaki sedirde otururken yanıbaşımızdaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Oğlum tam 23 defa 0nun ne olduğunu
sordu. 23 soruşunda da 0na sevgiyle sarılarak, 0nun bir karga olduğunu söyledim. Rahatsız olmak mı? Hayır! 0nun sorusunu masumca tekrar edişi
içimi sevgiyle doldurdu. (
Alıntıdır... )
Paylaşımınız için teşekkürler..:)

 

t.n.:   Sevgili Mercan ...Çok güzel bir hikaye...Çok ama çok teşekkürler:))) Allah hepimize çocuklarımıza ve büyüklerimize karşı sabır gösterebilme,anlayabilme ve dinleyebilme gücü versin...:)


Kayıt tarihi : 13.02.2009 16:17:00 - Yorum sahibi: coralwar

Günlüğünüze ilk girdiğimde link açılmadı...ikincide arkadaşın verdiği linke girdim....Çocuğun mutluluğunu gördükçe sevinçten ağladım....böyle çoooook çocuk var...ama böyle BABA bir elin parmaklarından bile az....TEŞEKKÜRLER MUTLULUKTAN AĞLATTIĞINIZ İÇİN..ÇOK GÜZELDİ...

 

T.N.: Ne yalan söyleyim benimgözpınarlarım kurumuş gibidir.Belkide duygusuzluk diyebiliriz...Ama benim bile gözlerim yaşardı doğrusu...O çocuğun gözlerindeki mutluluğu görmek sanırım o baba için dünyadaki hiç bir şeye eş değildir.O insanın elini öpmek isterdim...:)


Kayıt tarihi : 13.02.2009 16:31:00 - Yorum sahibi: ginger2004
Gündüz birkaç kez denedim açamamıştım.Şimdi sayın stoygar'ın verdiği linke tıkladım açıldı.Seyrettikçe canevimden vuruldum.Bazen ne kadar saçma-salak şeyler için mızmızlandığımI,huysuzlandığımı düşündükçe utandım.Bıraktım gözyaşlarım sessizce akıyor.Ağlamak bazen güzeldir,insanın içi yakanır,arınır.Sağol Telat dikkat çektiğin için,sağol stoygar linke ulaşmamı sağladığın için.Sağolun...

tn.:))) Ağlamak güzeldir,süzülürken yaşlar gözünden.... demiş şair..iyi demiş

AĞLAMAK GÜZELDİR  

Ağlamak güzeldir 
Süzülürken yaşlar gözünden 
Sakın utanma 
Ağlamak öfke delice nefret 
Doruklarda aşk doyumsuz sevinç 
Kahreden keder kısaca hayat 
Ve nefesindir
Ağlamak şu geçici dünyada 
Herşeye rağmen varolmak demek 
Ağlamak yaşanan binlerce duygu 
İnsanca coşkunun güzel bir şeyidir 
Ağlamak senin kara dünyada 
Hala sevdiğin ve hissettiğin 
Tüm güzelligin ve çirkinliğinle 
Var olduğundur




Kayıt tarihi : 14.02.2009 01:49:00 - Yorum sahibi: marti..

Linke tıklıyorum ama henüz açılmadı sevgili Talat, hata veriyor. Ama deneyeceğim, gerçi arkadaşlar ağlamışlar, açmasam mı acaba, dayanamam ki ben, çok sulu gözlüyümdür. :(

 

http://www.tangle.com/view_video.php?viewkey=8cf08faca5dd9ea45513 

 

Bu linkten denersen açılacaktır..Ben seyretmenizi tavsiye ederim...Bazı şeyleri hatırlatıyıor insana:) Ağlamakta o kadar kötü birşey değil.Arada gözpınarlarını  boşaltmak gerek:)


Kayıt tarihi : 14.02.2009 14:26:00 - Yorum sahibi: Sesu66


Masum Değiliz...Yeni yorum girAç/Kapa

http://www.youtube.com/watch?v=WwylupdlovU

 

Kan ter içinde uykularından uyanıyorsan eğer her gece
Yalnızlık sevgili gibi boylu boyunca uzanıyorsa koynuna
Olur olmaz yere ıslanıyorsa kirpiklerin artık herşeye
Anneni daha sık anımsıyorsan hatta anlıyorsan

Kalbini bir mektup gibi buruşturulup fırlatılmış
Kendini kimsesiz ve erken unutulmuş hissediyorsan
İçindeki çocuğa sarıl
Sana insanı anlatır

Eller günahkar
Diller günahkar
Bir çağ yangını bu
Bütün dünya günahkar

Eller günahkar
Diller günahkar
Bir çağ yangını bu
Bütün dünya günahkar

Masum değiliz hiçbirimiz
Masum değiliz hiçbirimiz

Kan ter içinde uykularından uyanıyorsan eğer her gece
Yalnızlık sevgili gibi boylu boyunca uzanıyorsa koynuna
Olur olmaz yere ıslanıyorsa kirpiklerin artık herşeye
Anneni daha sık anımsıyorsan hatta anlıyorsan

Kalbini bir mektup gibi buruşturulup fırlatılmış
Kendini kimsesiz ve erken unutulmuş hissediyorsan
İçindeki çocuğa sarıl
Sana insanı anlatır

Eller günahkar
Diller günahkar
Bir çağ yangını bu
Bütün dünya günahkar

Eller günahkar
Diller günahkar
Bir çağ yangını bu
Bütün dünya günahkar

Masum değiliz hiçbirimiz
Masum değiliz hiçbirimiz (Sezen Aksu)

Şebnem Ferah'tan



Kayıt tarihi : 11.02.2009 - Toplam yorum : 6

HE VALLAH DEĞİLİZ.ZATEN BEN BU GİBİ  CÜMLELERE AYAR OLUYOM.AL BU LAFI KULLANAN SEZEN MESELA 4 KOCADAN KART YEMİŞ.BİZ DAHA BİRİNE BİLE YOL VEREMEMİŞKEN.MASUMİYETİMİ KALMIŞ SEZEN HANIMMMM:)))

 

t.n.: Martıcım o aslında birini sevdi...O da uçakta gitti...O sevgiyle Sezen oldu...:)Aşk insanı pişirirmiş:)))


Kayıt tarihi : 11.02.2009 12:59:00 - Yorum sahibi: marti..

Sevgili gibi boylu boyuna uzanmak ne demek yahu ??? Sevgiliden ziyade Gebetto ustanın imalatı gibi geldi bana::))) Sevgili dediğin başını omzuna yaslar yada ben öle biliyom hafızam zayıf bazı şeyleri unuttum sanırım :)))) Bu kadar kelamdan sonra son söz : Ben hakimim masum bey :)))) Masumum demeye dilim varmıyorda :))))

Başkan akşama maç var.Sen 0nu bunu bırakta maça kaçalım.Saat 20:30 da başlıyor...kestane kebap..acele cevap...Bi daha milli takım göremeyiz vallahi.:)


Kayıt tarihi : 11.02.2009 13:30:00 - Yorum sahibi: ombasaran

tALAT BU AKŞAM SİZE GELİYOZ..SANA MAÇ SEYRETTİREN DE NE OLSUN:)))MAUM MUŞ..PABUCUMUN MASUMU..:)))

 

gel anacım gel..osmanıda getir...lahmacun yaptım..mersinden taze şalgam getirdiydim 0nla şalgam suyu da yaptım.balkonda yetiştirdiğim roka ve maydonozlardan yeşillik yıkadım...Yine balkondan limon topladım...herşey organik anlayacağın...akşam maç başlayana dek çalışırım..Ondan sonrası size kalmış:)


Kayıt tarihi : 11.02.2009 17:56:00 - Yorum sahibi: emelatam

Paylaşımın için teşekkürler talat kardeşim....


Kayıt tarihi : 11.02.2009 21:38:00 - Yorum sahibi: milkman74


O gün izmire çamur yağdı...Yeni yorum girAç/Kapa

http://tinypic.com/view.php?pic=5yc31d&s=5



Kayıt tarihi : 2.02.2009 - Toplam yorum : 2

E çamur nerdeki kardeş arabalar cillop gibi , benim arabanın fotosunu çekseyd,m keşke :))))

 

t.n.: Başkanım Demir abi daha gerçekçi yaklaşmış olaya...:))))gerçekten ikimizinde arabası şaşkın ördek misali çamurda debelenmiş:))))


Kayıt tarihi : 2.02.2009 12:42:00 - Yorum sahibi: ombasaran


Fil hamdi nasıl yakalandı :)))Yeni yorum girAç/Kapa
ORHAN ERİNÇ

Fil Hamdi Nasıl Yakalandı?

Fi tarihinde, yapmakta olduğu sayfada ayırdığı yere yerleştirmesi gereken şiiri, uzun geldiği için kısaltan meslektaşımızla dalga geçmiştik. Bugün de benim başıma geldi. Öyküyü kısaltmak zorunda kaldım.

Ne demişler? Gülme komşuna gelir başına...

***

Aziz Nesin (1915 - 6 Temmuz 1995) gazeteciliğinin yanı sıra mizah edebiyatımızın da devlerinden biridir.

Kitaplarını karıştırırken ilk baskısı 1956 yılında yapılan, 22 öykünün yer aldığı "Fil Hamdi" adlı kitabı dikkatimi çekti. 17 baskıda 113 bin kitap satışa sunulmuştu ama.. okuyamayanlar vardır diye bazı bölümlerini alıntılamak istedim.

"Fil Hamdi Nasıl Yakalandı?" adlı öykü şöyle başlıyor:

"İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden bütün taşra vilayetleri emniyet müdürlüklerine şu telgraf çekilmişti:

'Otuz beş yaşında, uzun boylu, iki yüz kilo ağırlığında, kumral, üç dişi eksik, üst çenede bir azı dişi dolgulu, alt sol köpek dişi altın kaplama, çizgili kahverengi elbiseli, saçları oldukça dökülmüş, ablak çehreli, kahverengi gözlü, 'Fil Hamdi' adında azılı sabıkalı bir dolandırıcı, üç gün üç gece içinde durdukları nöbet kulübesini büyük dikkatle bekledikleri için uykusuz kalan iki polis memurumuzun, yolda giderken uyuklamalarını fırsat bilerek ellerinden kaçmıştır. Yaptığımız tahkikat, takibat ve tetkikat sonunda Fil Hamdi'nin kaçtığı kesin olarak anlaşılmıştır. Vilayetiniz ve vilayetinizdeki kaza (ilçe) karakollarından birine uğradığı veya bir polis memuruna yol, adres sorduğu takdirde, kendisine merakla yolunu beklediğimizi, bizi daha fazla intizarda (beklemede) bırakmayarak, münasip boş bir zamanda İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne gelerek teslim olmasını rica ettiğimizi söyleyin. Azılı sabıkalı Fil Hamdi'nin fotoğrafı ilişiktir.'..."

(.............)

Taşra vilayetleri emniyet müdürlüklerinden İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne yüzlerce telgraf geliyordu.

"Falan falan tarihli, filan filan sayılı telgrafa cevaptır:

Vilayetimiz dahilinde 0n dört tane çizgili kahverengi elbiseli, sekiz tane köpek dişi altın kaplamalı olmak üzere 0n dört Fil Hamdi yakalanmıştır. Bu miktarın isteğe yeter olup olmadığının, araştırmaya devam edip etmeyeceğimizin emir buyurulmasını saygı ile rica ederim."

***

"Falan falan tarihli, filan filan sayılı yüksek telgrafınıza cevaptır.

Vilayetimiz dahilinde 180 kilo ile 200 kilo arasında iki düzine Fil Hamdi yakalanmış olup, aradaki kilo farkının kantarların ayarsızlığından ileri geldiğini, hepsinin de gözlerinin kahverengi olduğuna göre, Fil Hamdi olduklarında en ufak bir şühpeye yer kalmadığını, yakalanan Fil Hamdi'ler sevkedilmiş olup, gözden kaçmış olanlar varsa, 0nların da büyük dikkatle arandığını ve peyderpey sevkedileceğini saygı ile arz ederim."

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden taşra emniyet müdürlüklerine gönderilen telgraf:

"Koyacak bütün yerler dolmuş olduğundan, şimdilik eldeki Fil Hamdi'ler yeterli görülmüştür. İkinci bir emre kadar Fil Hamdi'lerin yakalanmasına ve aranmasına ara verilmesini teşekkürlerimle rica ederim.

Not: Fil Hamdi yakalanmıştır."

***

"53 yıl önceki öyküyü bugün anımsatmanın ne gereği var?" diyorsanız benim münasebetsizliğime verin.

Not: Aziz Nesin, eserlerinin gelirini 1972'de kurduğu Nesin Vakfı'na bağışlamıştı. Eserlerini de Nesin Yayınevi yayımlıyor. Öykünün tümünü merak ederseniz alacağınız kitapla 40 çocuğun eğitimine de katkıda bulunmuş olursunuz.

Cumhuriyet 17.01.2009



Kayıt tarihi : 26.01.2009 - Toplam yorum : 6

Ben copy paste yaptım...Artık kim üzerine alınır bilemem:))))
Kayıt tarihi : 26.01.2009 18:49:00 - Yorum sahibi: talatnayir

Fil Hamdi'yi görünce balıklama daldım kusuruma bakma.:)) Belki yüzlerce defa okumuşumdur...Hiçbir zaman bıkmadım. Bunu görünce aklıma "yüz liraya bir deli" hikayesi geldi .:)) Günün şartları hiç değişmeyecek anlaşılan.))) O zaman yazılanların çoğu hâla geçerli.:))) (Bence)

 

t.n.   teşekkürler yorumunuz için :)


Kayıt tarihi : 26.01.2009 20:21:00 - Yorum sahibi: deliriyom

Bugünki Türkiye'ye baktığımızda ; Aziz Nesin'in  53 yıl önce, bugünkü Türkiye'yi gördüğünü izliyoruz....Bugün ,"Kaaaççççç Fil Hamdi ler varmış?"  sayamıyoruz  :))))..Teşekkürler..

 

t.n.  rica ederim...daha ne filler çıkacak bakalım:))


Kayıt tarihi : 27.01.2009 09:56:00 - Yorum sahibi: ginger2004

yanlış tıkladığımı sanmıyorum ama yorumum bir alta geçmiş..şimdi yineliyorum...bakalım nereye yerleşecek:)))))))))))))))

 

t.n.:   su akar yatağını bulur efendim:)))


Kayıt tarihi : 27.01.2009 09:58:00 - Yorum sahibi: ginger2004


Kırmızı Başlıklı Kız...:)Yeni yorum girAç/Kapa
kirmizi baslikli kiz masali, daha evvel de bahsedilmis oldugu gibi pek de masum degildir. 0nce teker teker karakterleri inceleyelim, sonra kendi capimizda bir sonuca varalim.

karakterler:

1. anne karakteri: bu kadin nasil bir annedir ki, kucuk kizini kurtlarin dolastigi bir ormana yalniz basina gonderebilmektedir? ayrica, anne karakteri nasil bir evlattir ki kendi yemege muhtac annesinin (anneanne karakteri) ormanin diger ucunda yasamasina izin verebilmektedir?

2. anneanne karakteri: yasli, yemeginin bile baskalari tarafinda getirildigi bir kadin, nasil oluyor da ormanin ortasinda yalniz basina yasamaktadir? ayrica kurt karakteri nasil oluyor da kolaylikla anneanne karakterinin evine girebilmektedir? anneanne karakteri tehlikeli mahlukatlarin dolastigi ormandaki evinin kapisini acik mi birakmaktadir?

3. kirmizi baslikli kiz karakteri: ne kadar kucuk olursa olsun, annesinin nasihatlarina ragmen, sivri disli koca kulakli kurtla ormanin ortasinda nasil muhabbete dalabilmektedir bu kiz? hadi bir hata yapti, daha sonra anneannesinin kiyafetlerini giyen kurdu nasil oluyor da hemen taniyamamistir, kurtla birlikte yataga girmeye tenezzul etmistir? ayrica ufacik kiz kurdun karnina doldurulmak uzere nasil tas toplayabilir? piskopat midir bu kiz?

4. kurt karakteri: kurtlar genellikle avlarina suru halinde saldirir. bu nasil bir kurttur ki avina, hem de insan gibi tehlikeli bir ava, tek basina saldirabilmektedir?

5. ormanci karakteri: bu karakterin incelenecek bir tarafi yoktur. amaci besbelli kirmizi baslikli kizi "goturmektir."

sonuclar:

1. anne karakteri: anne karakteri bir ihtimal kizindan kurtulmak icin 0nu tehlikeli ormana yalniz basina yollamistir.
2. anneanne karakteri: anneanne karakteri orta yas krizi gecirmekte, tehlikeli ormanin ortasinda yalniz basina yasamakta, ve kapisini da maceralar yasamak icin(!) acik birakmaktadir.muhtemelen psikopattanda ötededir...
3. kirmizi baslikli kiz karakteri: kirmizi baslikli kiz karakteri ilk genc kizlik yillarini yasamakta, cesitli magazinsel ve diger maceralar aramaktadir.
4. kurt karakteri: tavsanlarla, tavuklarla ugrasacagina insanlarla yalniz basina ugrasmayi secen kurt karakteri acgozlu ve belasini arayan bir karakterdir.

cikarilacak ders:
bu hikayeden cikarilacak ders kucuk kizlarin yabancilarla konusmamasi vs. degildir. hikayedeki butun karakterler aslen macera arayisindadir. kirmizi baslikli kizin anneannesine yemek goturmesi aslinda bahanedir. asil amac kirmizi baslikli kizi kendi rizasiyla yem olarak kullanarak acgozlu kurdu tuzaga dusurmektir. yani masaldan cikarilacak ders, kurtlarin ormanda yalniz basina gezinen kucuk kizlara bulasmak yerine, tavsanlarla sincaplarla filan yetinmesidir.


Kayıt tarihi : 7.01.2009 - Toplam yorum : 0


Kayıp DiplomaYeni yorum girAç/Kapa

.



Kayıt tarihi : 4.01.2009 - Toplam yorum : 10

Bir şey okuyabildiysem ne olayım kardeş büyüteçler promosyon mu olacak bekliyoruz :))

 

TLTNYR:Başkan beyza aşağıda açıklama yapmış gerçi ama benimde açıköğretimde bekleyen böyle bir diploma olayım var..Ne tavsiye edersin:)))


Kayıt tarihi : 4.01.2009 15:23:00 - Yorum sahibi: ombasaran

O kadar zahmete gelemem diyordum ama yazıyı okuyunca inan değdi sağolasın Beyzacık yoksa abin yaşlandı akıl edemez :))) Bence yazının cevabı şu olmalı, dilekçe üzerine kayıtlarınız okul arşivinden 'bertaraf' edildi ::)))

tltnyr:Fotolarıma girersen orda her boyutta var başkan:)


Kayıt tarihi : 4.01.2009 15:49:00 - Yorum sahibi: ombasaran


Ooooo....Recep Beyde burdalarmış...:)Yeni yorum girAç/Kapa
Oo-ooo, Recep Bey de burdalar


Dün yazdım. ..

Saakaşvili ile kucaklaştı, Rusya Gürcistan’ı dağıttı. Lübnan meclisinde konuştu, Lübnan’ın yarısı işgal edildi. Hindistan’a gitti, Bombay havaya uçtu. Olmert ile el sıkıştı, Gazze yerle bir.


*

"Başbakan’ın maşallah dediği, üç gün yaşıyor" diyorum, inanmıyorsunuz...

Bakın, simit alıp 100 lira bahşiş verdiği çocuk da işinden kovulmuş!

*

Neyse...

*

Tımbır tımbır tımbır "Oo-ooo, Recep Bey de burdalar" filan diye taverna şarkıları söyleyen Cengiz Kurtoğlu oğlunu evlendirdi önceki gün... Başbakan Ankara’daydı. Herkesin "N’olacak bu memleketin hali?" diye kafa patlattığı dakikalarda, yollarda tertibat alındı, aaiiaia diye bağıran eskortlar eşliğinde, konvoyla havalimanına gitti, Ankara Valisi ve Ankara Emniyet Müdürü tarafından uğurlandı, atladı Ata uçağına, İstanbul’a geldi... İstanbul Valisi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, İstanbul Emniyet Müdürü tarafından karşılandı, yollarda tertibat alındı, aaiiaia diye bağıran eskortlar eşliğinde, konvoyla, düğün salonuna geldi, nikáh şahitliği yaptı, çıktı, yollarda tertibat alındı, aaiiaia diye bağıran eskortlar eşliğinde, konvoyla, havalimanına geldi, İstanbul Valisi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, İstanbul Emniyet Müdürü tarafından uğurlandı, atladı Ata uçağına, Ankara’ya döndü, Ankara Valisi ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından karşılandı, yollarda tertibat alındı, konvoyla, aaiiaia diye bağıran eskortlar eşliğinde evine gitti.

*

Sadece 2.5 saat için...

Vın diye, teğet geçti yani.

*

"Ata uçağı Başbakan’ın dolmuşu mudur, bu uçak suyla mı çalışıyor, bu valilere, polislere bunun için mi maaş ödüyoruz, millet kırılırken böyle israf olur mu?" diye sormuyorum.

*

Kendi kıçında don yokken, işini kaybettiği için hindi gibi düşünürken, kapısına haciz dayanmışken... Başbakanına bu saltanat imkánını sağlayan gönlü zengin halkımıza, yılbaşı vesilesiyle, Cengiz Kurtoğlu’ndan armağan ediyorum...

*

Gelmeyin üstüme

Sakın gelmeyin...

Dostu arkadaşı kırarım bugün

Gözümde anılar canlandı yine

Kadehi şişeyi kırarım bugün.


(Hadi hep beraber, elleri göreyim!)


Yılmaz ÖZDİL

31 Aralık 2008


Kayıt tarihi : 31.12.2008 - Toplam yorum : 1

Laf etme Recep'ime :))) Bazen yazarları anlamakda güçlük çekiyorum. Gerçekten Türk milletinin balık havızalı olduğu konusunda konsensüs kurmuşlar öyle yazıyorlar. Yukarıda ki yazının içeriğinde k eskort, konvoy, uçak vs. detaylar  Sayın Özal zamanın'dan bu yana uygulana gelmiştir. Sanırım en çok düğüne gidip şahitlik yapanda Sayın Özal'dır. Ardında gelenlerde hep aynı şeyleri yapmışlardır. Mesele olan bu tarz israflara izin veren sistemin realize edilmesi ve şartların yeniden oluşturulmasıdır. Bunu tek yöntemi de ülkemizde ne yazık ki çorba olan,  Yasama ve Yürütmenin biribirinden ayrılmasıdır. Yoksa Recep de oynar, Deniz'de Devlet'te  hatta ve hatta Nuri 'de . Bu yazıya ise sadece ibreti alem bir gazeteci zekası ile yaklaşmak gerekir kanaatindeyim, kalem elde karala yavrum aç bakalım arşivi neler çıkacak.

 

Dolayısıyla: Uzay mekiği vardıda bizmi binmedik düğüne giderken diyorsun.:))) hehehe...Ben yalnız çok güldüm bu yazıya...Hatta ilk başta iki saatliğine bu sayfa hacklendi ama hürriyetin  uzmanları iyi bilgisayarcılarımış:)))

Tabiiki modernizasyonun izin verdiği kadarıyla çağı yakalayabildiğimiz kadarıyla dümen bizde ise arabayı mümkün mertebe evin önüne parkedelim...) Nayse president bu konuları senle daha çok konuşuruz...Şimdi asıl mesele şu benim firmanın yatırım olayıdır...Olumlu gelişmeler var...İnşallah o işi beraber halledicez:)


Kayıt tarihi : 31.12.2008 10:53:00 - Yorum sahibi: ombasaran


Günün Karikatürü:)Yeni yorum girAç/Kapa


Kayıt tarihi : 6.11.2008 - Toplam yorum : 3

Güzel bir kontraatak.Yattara saçını sarıya boyatıp halkı kandırma yoluna gidiyor.Bu durumda Nonda'nın kazanma şansı çok yüksek:))).

 

t.n.:  Değil mi? Oysa aslın neyse 0nu inkar etmeyeceksin...:))))


Kayıt tarihi : 6.11.2008 10:16:00 - Yorum sahibi: 001smmm

Sayın Talatnayır benim de bugün en çok güldüğüm karikatür bu.Bunun neresi karikatür derseniz Bazılarının Devlet Adamlığı derim.

 

T.N.  Sayın chick2008 bende her iki surat ifadesine dikkatle bakalım derim.İfadelerin biri açıkça bundan sonraki dönemde Türkiye Cumhuriyetinin yol haritasının (karanlık belki çok ağır olur ama) oldukça sisli olduğu endişesinde iken diğer ifade sanırım "köşkteki Atatürk kokusunu çıkarmak için ne gibi tadilatlar yapmam gerekir" endişesinde...Bu tabii ki benim naçizane düşüncem...Ama "demokrasi" de bizim ülkemizde "din" gibi istediğin şekli verebileceğiniz bir oyun hamuru olduğu için bazı istenmeyen şekillere bir müddet katlanmamız gerekiyor...Devlet adamlığına gelince ise biri köşkte askerliğini bitiren bir askeri kendi uçağı ile memleketine götürme jestini yapacak kadar alçakgönüllü olabilirken,diğeri protesto edildiği için korumalarına bir vatandaşı "alın bunu" diyecek kadar"ALÇAK"gönüllü...Ben bunu aldıkları maaşla ölçemiyorum... Karikatürünüz için teşekkürler...


Kayıt tarihi : 6.11.2008 12:24:00 - Yorum sahibi: chic2008

90'lara topu çakmak diye ben buna derim.Ama topu ben ortaladım unutmayın.>:=)

 

t.n.:  Gol ne kadar güzelse asist o kadar iyi yapılmış demektir :)


Kayıt tarihi : 6.11.2008 13:56:00 - Yorum sahibi: chic2008


Sayfa : <<  < 1 2 3 4 5  >   >>

Günlük yazmak için üye girişi yapmalısınız, üye girişi yapmak için buraya tıklayın.




Günlük nedir? | Günlüklerim | Yeni kayıt | Günlük ara

100% Güvenli Bölge
İş ortaklığı | Web Master | Hakkımızda | Sık Sorulanlar | Bize Ulaşın
birmilyon.com bilgi merkezli bir sitedir, bilginin paylaşılması ve çoğaltılması ilkesine dayanarak,
birmilyon.com da yer alan hertürlü soru ve bilgi yarışması tamamen paylaşıma açıktır.
Seçkin üyelik | Bilgi yarışmaları | Kelime ve Zeka Yarışmaları | Günlük | Foto kulüp | Bir sorum var | Serbest kürsü
Normal üyelik | Bilgi yarışması | Çocuk yarışması | Soru gönder | Bir işlem | Bir kelime | Timsah avı
Kullanım Şartları | Güvenlik ve Gizlilik | birmilyon.com V8 turbo

Bilgi Yarışması

0,1679688