ama çok gerçek duruyo bazıları mesela yanıklar
celi_bon*** evet baya başarılı bi iş çıkartıyorlar meydana.çok ürkütücü duruyor gerçekmiş gibi :)
Ne kadar da gerçekciler,midem kalktı.. ıyy..
celi_bon*** ee zaten bu çaba da gerçekçi olmalarını sağlamak değil mi? ama haklısın gerçekten iğrenç gözüküyorlar :)))
Bakarken inanın içim kalktı, pess doğrusu, o kadar gerçekçi olmuş ki..
celi_bon*** kimbilir ne kadar emek veriyorlardır çok uzun saatler sonucunda ortaya çıkıyor sanırım bu görüntüler.korkunç oldukları kadar başarılılar da:))
Asker hasta da olsa askerdir.Mesela otobüsle hastaneye sevk edilen askerler, otobüs kara saplandığında araçtan inip hasta hasta otobüsü iterler."pardon benim bel fıtığı başlang..." "it ulann! " " emredersiniz gomutanım ! "
Askerde mantık olmaz.16 Mayısta terhis olacak adamlar 19 Mayıs yürüyüş çalışmasına katılır.Lapa lapa kar yağarken kar mıntıkası yapılır.Kimse helikopteri alıp bir tur atmasın diye helikopter başında nöbet tutulur.Yağmur yağarken çimler sulanır.Odadaki bir ampül tasarruf olsun diye sökülür ama içeride gün boyu elektrik sobası yanar.18 Mart şehitleri anma töreninde kışlada 15 dakika Türk bayrağı bulunamaz.(Çıkıp Hürriyet bayrak veriyodu bugün" de diyemiyosun)
Asker arası her iş şafak hesabı dağıtılır.Alman kale oynarken bile kaleye şafağı en çok olan geçer."10 gün boru, kaleyi sen koru" "Benimle mi krampon bağladın lann!"
Hamamda 2 tür su ayarı vardır: Kaynar ve kutup.Duşta hem yıkanıp hem de sürekli suyu ayarlamak için gövdeden çıkan üçüncü bir ele ihtiyaç duyuyor insan.Tabi bu koşullarda yıkanmayı reddedip bir ayağında tüm şirinler ırkını ev sahibi yapacak kadar mantar yetiştiren tarımsever, kültürlü tipler de çıkıyo.
İlk gün imzalattırılan Emniyet-kaza önleme klavuzundan gayet ciddi notlar: Elektrik direklerine tırmanmayacağım.Araçların altına yatmayacağım.Prizlere tel, çivi, kasatura ucu vb. gibi cisimler sokmayacağım.Terli terli su içmeyeceğim.
Birşey bilmemenin ve garip mesleklerin değerli olduğu bir ortama gidiyoruz.Tonmaysterlik, jonglörlük, kambiyo alım satımıyla uğraşmak sizi yardırıştan kurtarır.Ama peyzaj mimarları direk olarak çim sular.
Askerlikte mantı da yoktur.Tamam ama bir öğünde aynı anda sulu patates, patates kızartması, patates püresi de verilmez ki.
15 dakika boyunca gökten ceviz büyüklüğünde dolu yağarken, komutanların kıdem sırasına göre arabalarını büyük ağaçların altına çekmek için koşuşturmalarını izlemek de güzel olur."İstikamet sağınız direksiyon kır marş marş" " kaporta temas aralığı hizaya gelinecek, geeellllll :))))
ceviz büyüklüğünde dolunun altında komutanların kıdemlerine göre ağaç altına araba park etmek çok hoş :)))) askerlik çok zor bi görev Allah yardımcıları olsun ....
celi_bon---- bence de Allah kolaylık versin hepsine Vatanı korumak görevinin dışında bi de bir sürü angarya iş veriyorlar gariplerime taş olsa çatlar yahu:))
senin askerlikte baya zor geçmiş sanırım.ya ben bi mantı kısmına şiddetle katılıyorum.3 yıldır yok çıkmıyor.kendimmi yapsam acaba:)))güzel bi yazı idi.
celi_bon --- bayanlar henüz askere gitmiyor ama eğer kızları da alın askere şarkısı kabul görürse ilk önce ben gidicem o zaman görücez bakalım zor mu kolay mı :)) hee bu arada mantı işinde geç bile kalmışsın emin ol ki kendi yaptığın mantı askeriye de bir gün çıkma ihtimali olan mantıdan çok daha iyi olucaktır:))
Bir kadın...adını da gizlemiş madını da...sonra da askerlik hatıraları gibi şeylerle sanki askerliği anlatıyor...daha doğrusu mantık olmadığını...e ne olmuş yoksa...kendini tanıtım yazından anlaşıldığı gibi, okuyunca sende de olmadığı apaçık ortada...
celi_bon--- diyecek bir şey bulamadım insanları biraz da olsun gülümsetmek için yazılmış bir yazıya böyle bi tepki vermenizdeki amaç nedir?bu bir paylaşımdır beğenmezseniz yorum yazmazsınız benim profilimin tasası size mi düştü ki?
Babamın şehit olması ve yaşadığımız bu gibi olaylardan sonra annem yaşıtlarına göre çok yıpranmış ve erken yaşlanmış kardeşlerimse babamı benim anlattığım babamla ilgili olaylar ve hatıralarda kalan fotoğraflardan tanımaya başlamıştı... Her ne kadar bizimle İlgilenilmese de kimseye kırılmadım darılmadım küsmedim..“ Bir şehit çocuğu olmaktan büyük 0nur duyuyorum... Bir Atatürk milliyetçisi olarak babamın Türk tarihine geçen aziz şehitlerimizden biri olması bulunduğum her ortamda alnım ak başım dik bir şekilde ve gururlu bir biçimde davranmamı sağlıyor. ”
TÜM ŞEHİT AİLELERİNE YÜCE RABBİM SABIR İHSAN EYLESİN..
ALINTIDIR...!
harika bir çalışma olmuş. çok sevdim hacker ları :)))
işe yarar şeyler yaptıkları zaman bende çok seviyorum :)))
süper olmuş oh olsun:)
az bile olmuş yahu:))) bu tür sitelerin kökünü kurutacak hackerlar fazlalaşmalı bence
Helal olsun,ellerine sağlık kim yapmışsa.Bu sayfayı her açtıklarında gözlerine sokulacak ve belkide kafalarına koydukları şeyin sadece bir hayalden ibaret olduğunu,asla gerçekleşmeyeceğini hatırlatacak...
ben bu hackerları sefiorum yahu:P ama sadece iyi şeyler yaptıkları zaman:)) bazıları işin tadını kaçırıyor:@ mesala geçen hafta bir müşterimiz telefon açıp internet sitenize bir bakın lütfen dedi.açtık şirketin web sitesini bi de ne görelim kocaman apo nun resmini yapıştırmışlar sayfaya bi de saçma sapan yazılar yazmışlar zor bela düzelttirdik:@ bu kötü bi örnek işte üstteki link ise iyi örnek :)) her daim üsttekiler gibi güsellikler görmek dileğiyle...
Aşağıdaki resimlere bilgisayarınızın önünden baktığınızda kızgın yüzün solda, sakin olan yüzün ise sağda olduğunu görürsünüz. Bir de ekrandan 2-3 metre uzaklaşıp bakmayı deneyin; işler tersine dönecek :)
hiç üşenmedim kalktım masamdan baktım gerçekmi diye. gerçekmiş :)))
ben de aynen senin gibi yaptım hatta mesafe kısaydı taaa öte taraflara geçtim teyit etmek için :))
bu resme her baktığımda bikaç duygu bir arada yaşıyorum. üzülüyorum hatta kahroluyorum, sinirleriyorum hatta o askeri yakalasam boğacak kadar.. ben artık bakmayacam bu resme
celi_bon--- evet haklısın oldukça sinir bozucu bir resim hele amerikan askerinin yüzünde ki o iğrenç gülümseme insanı kahrediyor
Ask : 1 sesli, 2 sessiz ve 2 aptaldan olusan sozcuk. Bas agrisi : Kadinlar tarafindan en fazla kullanilan dogum kontrol yontemi. Nanosaniye : Trafikte isigin yesile donmesi ve arkadaki hayvanin korna calmasi arasinda gecen sure. Futbol : Kadinlarin kocalari yerine bilmeden evlendikleri nesne. Hardware : Bilgisayarin software arizasi nedeniyle bozulmasi durumunda yumruklanan kismi. Entellektuel : 2 saat boyunca seksten baska, birsey dusunmeyi becerebilen insanoglu. Ekip calismasi : Butun suclari ekibin geri kalanina yuklemeyi saglayan calisma bicimi. Doktor: Hastaliginizi ilaclarla iyilestiren, sonra da sizi faturalarla olduren kisi. Patron: Gec kaldiginizda ise erken gelen, erken geldiginizde gec kalan kisi. Gozyasi: Erkek gucunun, kadin gucu karsisinda bozguna ugratilmasina yarayan hidrolik guc birimi. Soylenti: Ses hizindan bile hizli dagilan haberler. Sozluk: Bosanmanin, nikahtan 0nce geldigi tek yer Baba: Doganin bize armagani olan banka. Gulumseme: Pek cok seyi bir dogruya ceviren egri. Iyimser: Kazayla nehre dustugunde banyo yapmaya baslayan kisi. Diplomat: Size cehenneme gitmenizi oyle bir dille anlatir ki, bu yolculuk icin can atarsiniz. Ofis: Gergin bir ev hayatindan sonragevsediginiz yer. Komite: Kendi baslarina hicbir sey yapamayan ve birlikte hicbir seyin yapilamayacagina karar vermek icin bir araya gelen insanlar :)))
Sevgili günlük, Bu sabah Hürriyet´in Kelebek ekinde sigarayı bırakmanın vücuda yaptığı olumlu etkileri anlatan bir haber okudum. Bu tarz haberlerden oldum olası tiksinmeme rağmen nedense coşup sigarayı bırakmaya karar verdim. Kararım kesin, sigarayı bırakıyorum. Bu kararımın vücuduma etkilerini gösteren tabloyu başucuma astım. İçimin zehirden temizlenmesini tabloya bakarak daha rahat hissedeceğim. Şimdi masanın üzerindeki dolu sigara paketini buruşturup çöpe sallıyor ve sağlıklı gürbüz bir kişi olma yolundaki ilk adımımı atıyorum.SEKİZİNCİ SAATSevgili günlük,Tabloya göre sigarayı bıraktıktan sekiz saat sonra tansiyon ve nabız normale dönüyormuş. İnanır mısın, bunu hissediyorum sanırım. Tamam, tansiyon ve nabzımın bundan sekiz saat önceki halinde de anormallik hissetmemiştim,ama normale dönmesi iyi bir şey herhalde. Coşkumu paylaşmak için Teoman´ı aradım, sigarayı bırakmama "geçici Ubeyd Korbey sendromu" adını taktı. "Oğlum" dedim, "bak tam sekiz saattir sigara içmiyorum, tansiyonum ve nabzım cillop gibi oldu".Bunu söyleyince kendi nabzının ve tansiyonunun da harika olduğunu söyledi, meğer sekiz saattir uyuyormuş. uyuz işte, ben ne diyorum o ne diyor. Yalnız laf aramızda, kafama takıldı gerçekten, demek ki günde sekiz saat uyuyan bir sigara tiryakisinin tansiyonu ve nabzı da günde bir kere normalleşiyor. E peki, tansiyon ve nabız günde üç kez normale dönemeyeceğine göre benim kazancım ne bu işten? Demek ki, savaşı erken bırakmayacaksın. Yoksa Teoman uyuzundan ne farkım kalır? 0nun tansiyonu da normal, benimki de.... Neyse, bakıcaz....ONUNCU SAATSevgili günlük,Sigarayı bırakırken başlangıcın çok zor geçtiğini duymuştum. Hiç de değilmiş. Az önce yemek yedim, iştahım açılmış, yemeklerin tadını daha iyi aldım. Yıllardır ilk kez yemeğin üzerine sigara içmeyeceğim.ON BİRİNCİ SAATAcaba azaltarak mı bıraksam? Sadece yemeklerden sonra içsem mesela? Yok yok, dayanmam lazım. Kuruyemişçiye gidip kabak çekirdeği alayım, oyalanırım.ON ÜÇÜNCÜ SAATİki saattir aralıksız kabak çekirdeği yiyorum. Ve bir de yıldıran dejavu: "abi bu çekirdeğe elini sürünce bırakamıyorsun."ON DÖRDÜNCÜ SAATKabak çekirdeğini bırakınca yemekten sonrakine benzer bir sigara içme isteği uyandı. Çöpe attığım sigara paketini ararken telefon çaldı, Teomanmış. "Sağlığında yeni düzelmeler var mı?" diye sorup kahkaha attı .Vay ayı vaaay, sigarayla mücadelemde başarısız olmamı bekliyor demekki. Bu beni sinirlendirmekten çok kamçıladı. Ulan Teoman, görüşürüz bakalım. İlk işim sigara paketinin olduğu çöp torbasını evden atmakON YEDİNCİ SAATSevgili günlük,Kendimden utanıyorum. Az önce kapıdaki çöp torbasını geri almaya karar verdim, kapıcı götürmüş. Kararsızım, sigarayı bırakanların sinirli olmaya başladığı ve kilo aldığı söyleniyor. Şişman ve sinirli biri olup Hüseyin´e benzemeyeyim sakın?YİRMİ DÖRDÜNCÜ SAATSevgili günlük,Biliyor musun, sigarayı bıraktıktan 24 saat sonra kalp krizi riski yüzde 25 azalıyormuş. Fena değil ha, ne dersin? Teoman´ı aradım az önce, sana en fazla 15 gün veriyorum dedi. Kalp krizi riskinin azalmasından sözettim, güldü. Gül bakalım Teoman efendi, gül... Gidip kabak çekirdeği alayım.İKİNCİ GÜNSevgili günlük,Dün çok kötü geçti. Kuruyemişçiye gidip bir kilo kabak çekirdeği aldım. Gazeteleri çıkmadan okusaydım keşke, Hıncal Uluç köşesinin yarısını "kabak çekirdeğinin cinsel güce katkıları"na ayırmış. Allahım, ya kuruyemişçi de okumuşsa yazıyı? Ulan yüz gram al çık, bir kilo niye alıyorsun? Bundansonra o dükkanın önünden geçemem.ÜÇÜNCÜ GÜNSevgili günlük,Çok güzel bir gündeyiz. Sigarayı bırakmamın üzerinden 72 saat geçti, yani sinir uçlarım bugünden itibaren yenilenmeye başlıyor. Daha da güzeli, sevgilim geliyor. Bugün biraz sinirli gibiyim, kızın yanında arıza yapmasam bari...DÖRDÜNCÜ GÜNSevgili günlük,Dün ne güzel başlamıştı hatırlarsın, ama korktuğum başıma geldi ve sevgilimle kavga ettim. Her şey iyi başlamıştı halbuki. Bir ara dışarı çıktık, ben sosisli sandviç almak istedim, hanımefendi karşı çıktı. Neymiş, yürüyerek yemek yenilmezmiş. Durduk yerde kavga çıktı. Sonunda dayanamayıp karşıdaki lokantaya gittim ve patlıcan musakka söyledim. Garson tabağı getirir getirmez hatunun yanına koştum ve "yürüyerek yemek öyle yenmez böyle yenir" diyerek elimde tabak yürümeye başladım. Bir yandan da musakkayı yemeye çalışıyorum. Kız kaçmaya başladı, ben de peşinden koşuyorum. Bir ara ağzımdan köpükler çıktığını farkedince durakladım. Elimdeki tabağı çöpe atıp eve döndüm. Sevgilimin telesekreterine not bıraktım, umarım arar.BEŞİNCİ GÜNSevgili günlük,Bu sabah İstikbal´den çek-yat gelecekti, öğlene kadar bekledim, ne gelen var ne giden. Birden sinirlerim tepeme çıktı, elimde odunla beklemeye başladım. Hayır, niye sözünde durmuyorsun kardeşim? Sabah dediysen sabah getir. Adamlar saat üçte geldiler, ben odunla kapıya çıkınca tedirgin olup kaçtılar. İstikbal´i arayıp siparişi iptal ettim, Seray´ı var Mobella´sı var canım, banane yani...ALTINCI GÜNSevgili günlük,Sevgilim aradı, bana çok kızgın olduğunu söyleyip bir çuval zır zır yaptı. zaten 0na moralim bozuk, bir de Teoman gelip karşımda fosur fosur sigara içmesin mi? Dumanı suratıma üflediğinde çaktırmamaya çalışarak içime çekmeye çalıştım. Ulan özlemişim be...YEDİNCİ GÜNSevgili günlük,Kabul etmem gerekir ki bugün çok sinirliydim. Gevşemek için televizyonu açıp belgesel izlemeye başladım. Discovery Channel´da Timsah Avcısı diye bir lavuk var, 10 dakika dayanamadım herife. Eline bir yılan almış, yılan çıtır çıtır ısırıyor, bu gevrek gevrek gülüyor. Neymiş, yılan zehirsizmiş.Ya arkadaşım, zehirsiz diye ne bu yani? National Geographic´I açıyorum, zürafalar var, daha iyi. Ama zürafalardan, Mary ve ailesi diye söz ediliyor. Allah belanızı versin hepinizin. Süt içip uyumaya karar veriyorum, süt şişesinin üzerine "lütfen çalkalayınız" yazmışlar. Çal-ka-la-mı-yo-rum. Mecbur muyum lan sizin şişenizi temizlemeye. Para almasını biliyorsunuz eşşoğlueşşekler sizi be! Akşam arkadaşlarla bira içmeye gittik. Buinsanlarne kadar anlayışsız var ya günlük, aklın oynar.Ulan zaten sigarasız bira içiyorum, beynim sulanmış, hala üzerime geliyorlar. Masada ideolojik hadise çıktı, dışarı kadar uzadı. Tartışma sorun değildi de "sigarayı bıraktığından beri kilo aldın lan koca göbek deyince dayanamayıp kafa attım Teoman´a. Yapmasam iyiydi.SEKİZİNCİ GÜNSevgili günlük,Teoman arayıp bir daha benimle görüşmek istemediğini söyledi. Çok umurumdaydı sanki. Gereken cevabı verdim zaten. Bu arada, gazetede okudum yine. Sigarayı bırakmanın çeşitli yöntemlerinden bahsediyordu. Azaltarak bırakma ve marka değiştirerek bırakma maddeleri ilgimi çekti. Acaba? Ama yok yok, bu kadar dayandım, gerisini getirmek lazım.DOKUZUNCU GÜNSevgili günlük,Sana ne zamandır sevgili günlük diye seslenmediğimi farkettim. Oysa sen bu dünyada beni anlayan tek varlıksın, tek dostumsun. Bugün ne oldu biliyormusun, sevgilim beni terketti. Alçak kadın, Manyaklaştığımı söyleyip ayrıldı benden. Bu arada kabak çekirdeğinin bokunu çıkardım, her tarafımda sivilce çıktı.ONUNCU GÜNSevgili günlük,İki gün önce, sigarayı bırakmanın çeşitli yöntemlerinden sözetmiştim. Ben iki yöntemi birleştirip hem marka değiştirdim hem de azalttım. Günde üç tane yemeklerden sonra Pa
sevgili celi-bon .... sigarayı 13-14 yıl içtikten sonra ,4yıl nce bırakmıştım...hem de hiç nedensiz...tiksinmiştim...ama 4 yıl sonra --sebebi ne olursa olsun başlamak için bahanedir herşey--yeniden başladım ve günde 6-7 tane içiyorum bu aralar...hem kendime kızıyorum hem de zevkle içiyorum....eski aşklar gibi sigara da unutulmaz derlerdi...inanmazdım...doğruymuş...işin kötü tarafı böyle devam edicem herhalde...umarım yine tiksinirim bir gün...
en vefalı yar derler sigara için :))) sizi hiç terketmes
ben arada bi otlakçılık yapıorum içmeyi beceremediğim için de içime çekmiorum o yüsden alışmadım sanırım :)) ne kötü(!!!) benim vefalı bi yarim bile yok :)))
üzülme canım...yarların da vefalısı yok zaten...vefalı olan da yar değil zaten...
garip bi durum ne öle ne böle yane:PP
bu hikayeyi her okuduğumda o kadar hoşuma gidiyo ki anlatamam. Atam keskin zekasıyla harika bir cevap vermiş ....
pratik zekalı bir önder şak diye yapıştırmış cevabı ne güsel :)))
ATA'nın bu gibi pek çok durumlarda pek çok cuk oturan cevabı vardır...Neden?..Zekâ ve de Deha'dan elbette...
çok haklısınız.
bi de bu örneğe benzer bişi de Mehmet Akif Ersoy un başına gelmiş sanırım.Siz veterinermisiniz diye bi soru sorulmuş milli şairimize o da evet efendim bir yeriniz mi ağrıyordu demiş:)))
Utanç verici:((((
evet ne yazık ki aynen dediğiniz gibi.yazıyı okurken hem hüzünlendim hem de öfkelendim :((
Türkiye Cumhuriyetini satığıla çıkarmadıkları kaldı. çok üzücü
teker teker tüm değerlerimiz peşkeş çekilio.Allah sonumuzu hayır etsin
1 yaşınızdayken sizi elleriyle besledi ve yıkadı; Bütün gece ağlayıp 0nu uyutmayarak teşekkür ettiniz. 2 yaşınızdayken size yürümeyi öğretti; Size seslendiğinde odadan kaçarak teşekkür ettiniz. 3 yaşınızdayken size özenle yemekler hazırladı; Tabağınızı masanın altına dökerek teşekkür ettiniz. 4 yaşınızdayken elinize rengârenk kalemler tutuşturdu; Evin bütün duvarlarına resim yaparak teşekkür ettiniz. 5 yaşınızdayken sizi cici kıyafetlerle süsledi; Gördüğünüz ilk çamur birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz. 6 yaşınızdayken okula kadar sizinle yürüdü; Sokaklarda "gitmiycem" diye ağlayarak teşekkür ettiniz. 7 yaşınızdayken size bir top hediye etti; Komşunun camını kırarak teşekkür ettiniz. 9 yaşınızdayken size piyano öğretmeni buldu; Notaları bir gün bile çalışmayarak teşekkür ettiniz. 10 yaşınızdayken doğum günü partilerinden, dans derslerine kadar her yere sizi arabayla götürdü; Arabadan fırlayıp giderken arkanıza bile bakmayarak teşekkür ettiniz. 11 yaşınızdayken sizi arkadaşınızla sinemaya götürdü; "Sen bizimle oturma" diyerek teşekkür ettiniz. 12 yaşınızdayken zararlı TV programlarını seyretmenizi istemedi; O evde değilken hepsini izleyerek teşekkür ettiniz. 15 yaşınızdayken sizi yurtdışında yaz kampına gönderdi; Tek satır mektup yazmayarak teşekkür ettiniz. 17 yaşınızdayken erkek arkadaşınızla partiye gitmenize izin verdi; Bir telefon bile etmeden sabaha karşı eve dönerek teşekkür ettiniz. 19 yaşınızdayken okul masraflarınızı karşıladı, sizi arabayla kampüse götürdü ve eşyalarınızı taşıdı; Arkadaşlarınız alay etmesin diye kampüs kapısında vedalaşarak teşekkür ettiniz. 21 yaşınızdayken iş hayatı ve kariyerinizle ilgili size fikir vermek istedi; "Ben senin gibi olmayacağım" diyerek teşekkür ettiniz. 22 yaşınızdayken kep giyme töreninizde size gururla sarıldı; Avrupa seyahati için para isteyerek teşekkür ettiniz. 24 yaşınızdayken uzun süredir çıktığınız çocukla tanışmak istedi; "Zamanını ben bilirim" diye tersleyerek teşekkür ettiniz. 25 yaşınızdayken düğün masraflarınızı karşıladı, sizin için hem mutlu oldu hem çok duygulandı; Siz dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz. 30 yaşınızdayken bebek bakımı hakkında size akıl vermek istedi; "Artık bu ilkel yöntemleri bırak" diyerek teşekkür ettiniz. 40 yaşınızdayken sizi arayıp bir akrabanızın doğum gününü hatırlattı; "Anne işim başımdan aşkın" diyerek teşekkür ettiniz.
50 yaşınızdayken o, çok hastalandı, hafta sonunda onu görmeye gittiğinizde mutlu oldu; Ona yaşlıların çocuk gibi nazlı olduğunu söyleyerek teşekkür ettiniz Derken bir gün... O, öldü... O güne kadar 0nun için yapmadığınız ne varsa, o anda kalbinize bir yıldırım gibi düştü... EĞER HÂLÂ SİZİNLEYSE, ŞİMDİ 0nU HER ZAMANKİNDEN DAHA ÇOK SEVİN...