Bilgi Yarışması, Ana Sayfa

Ana Sayfa

İkili Yarışmalar

Kelime Yarışmaları

Zeka Yarışmaları

Günlük

Foto Kulüp

Bir Soru

Serbest Kürsü

Dostluk

Üyelik
Ana Sayfa
Seçkin Üyelik
Mesaj Kutusu
Tavsiye Et
Tıkla Kazan
Ödül Listesi
Gruplar / Sıralama
Sohbet Odaları
  Üyelik
Kullanıcı adı
Şifre
Yeni üye
Şifremi unuttum
Tavsiye Edenlere 10,00 Bonus
Tavsiye edeceğiniz e-posta adresi


%50 Daha Hızlı Flash Menü

Aktif soru
27.965
Aktif üye
256

Bayrak

GÜNLÜK ÖZELLİKLERİ
Günlük sahibiacemibilge -
Günlük adıÜRKÜTÜCÜ GERÇEKLER - Herkese açık günlük
Toplam okunma sayısı41086
Son güncelleme / Toplam kayıt19.02.2011 01:38:00 / Toplam kayıt: 4

GÜNLÜK KAYITLARI
İSRAİL TOHUMU...Yeni yorum girAç/Kapa

 

SAHNEDE "ONE MİNUTE ..."
PERDE ARKASINDA "YES PLEASE "
İSRAİL TOHUMU KULLANMA YASASI ve
KENDİ TOHUMUNU KULLANANLARA ULUSLARARASI MAHKEMEDE YARGILANMA

Daha da anlamayanlara, buna dur demeyenlere     YUHH MİNUTE.
---  

Tarım ve Köy işleri Bakanlığı'nda 115 bin kişi çalışıyor.
70 tane
üniversitemiz,
30 tane ziraat fakültemiz,
50 tane tarım araştırma enstitümüz,
10 bin işsiz ziraat mühendisimiz var.

 
Buna rağmen Türkiye tohumda tamamen dışa bağımlı. Tek kelimeyle tohumun patronu ise İsrail.
 
İsrailli araştırmacıların, genleriyle oynayarak, gül ile limon kokulu domates yetiştirdiğini Şalom Gazetesi'nin internet sayfasından biraz araştırıp okuyabilirsiniz. İstediğiniz şekle sahip domatesleri bile bulabilirsiniz; çekirdeksiz, kalp şeklinde, salatalık şeklinde, dilimli...
Yani genlerle oynama meselesi yüzde yüz doğru.

Gelelim başka doğrulara.
Bu tohumların bir ekimlik olduğunu bilmeyen yok.

Yani İsrail'den bir defa tohum almakla kurtulamıyorsunuz.
 
Bir gram tohumun fiyatı her dönemde bir gram altına denk oldu.
 
Üstelik İsrail tohumunu toprağa bir ektin mi artık isteseniz de yerli tohuma dönemiyorsunuz.

Genetik tohum o toprağ a da zarar veriyor. Artık hep bu genetik tohumu kullanmak zorundasınız. 50-70 yıl sonra ise toprak kanserojen maddelerle dolduğu için artık tamamen kullanılmaz hale geliyor.
Buna en güzel örnek
Türkiye'nin patates deposu olan Niğde ve Nevşehir bölgelerinde yetiştirilen patateslerde kanserojen maddeye rastlandığı için artık patates ekimine izin verilmemesidir.

Yani İsrail tohumu tek başına satmıyor. Tohum alana hastalığı bedava....

Tohumların içine hastalık yerleştiren İsrail bu sayede zirai ilaç satımını da garanti altına almış oluyor.

Bütün bu acı tabloya rağmen Türkiye'de yabancıların menfaatine çalışan bir patent sistemi işletiliyor.

Ne korkunç.
Köylü kendi bahçesinde tohum bırakamayacak.
 
Yoksa uluslararası mahkemede yargılanacak!

Şu anda dünyada İsrail tohumu kullanma yasası çıkartan ilk ülke işgal altındaki Irak'tır.

İkincisi de biz olacağız.

EY VATANDAŞ AKLINI BAŞINA DEVŞİR !!!
 
SOR SORUŞTUR, BOŞ DURMA...
 
Bu yazıyı okudunsa ister paylaş ister paylaşma umrumda değil ama bilip de susmak ortak olmaktır bunu bari hatırla...

 Güliz ÇELİK
Veteriner Hekim
Pendik Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü Müdürlü'ğü
Farmakoloji Bölümü
Pendik/İSTANBUL
34890



Kayıt tarihi : 8.01.2011 - Toplam yorum : 1

vay halimize,herşey bizi kanser yapıyor, en iyisi, hemen gidip alın bi tane,yeşim taşlı migun yatağından,toksinlerininz gitsin,omurganız düzelsin hemen

Kayıt tarihi : 19.02.2011 01:38:00 - Yorum sahibi: elify16


ANNEMİN KÖFTESİ..! (Yiyin... yiyin... Afiyet olsun..!)Yeni yorum girAç/Kapa

 

Değerli dostlar, 

Ben inşaat mühendisi olmakla birlikte yaklaşık 18 yıldır yemek sektöründeyim. Yemek Sanayici ve İş adamları Derneği başkan yardımcısı, Ankara Sanayi Odası gıda komite üyesiyim. 
 
Bu sürede öğrendiklerimi yazmaya sayfalar yetmez. 
Ancak birkaç bilgi aktarırsam ne demek istediğim daha iyi anlaşılır. 
Minimum M2 maksimum verim, olay tamamen budur. 

 
"Soya Kıyması" adıyla satılan ürün yağı alınmış soya küspesidir. 
25 Kg torbalarda kg fiyatı 1,5 TL civarındadır. 
Kullanırken ılık suyla ıslatılır 1 kg soya kıyması 3 kg su emer. 
Yani kullanım fiyatı kg da 50 krş tan aşağı olur. 
Gerçek etin 20 TL/kg olduğu yerde tabii ki bunu önce sermaye kullanır. 

Maret, Pınar vs gibi hazır tıp annemin köftesi gibi 
köftelerin tamamı soya katkılıdır. 
Şirin gözükmesi içinde mix kıyma, soya proteini vs. gibi farklı isimlerle ambalaj üzerinde yazılmaktadır. 
Yani et diye soya küspesi satıp, annemin köftesi gibi aynen diye reklâm yapıyorlar.

 
BİTMEDİ: Bu soya zımbırtısı granül veya toz halinde, beyaz, açık kahve, koyu kahve, kırmızı, yeşil renkleri vardır. Tadı nötre yakındır. Cevizle karışıp baklavaya, kıymayla karışıp köfteye, unla karışıp ekmeğe, keke vs.ye giriyor.
Marine kuşbaşı diye bir et satılıyor şimdi, normal kuşbaşı etten ucuz. Bir özel kimyasal karışım suyla ete emdiriliyor. % 20 su basılıyor ete, böylece fiyatı ucuzluyor.  
 
Ancak bu tuzlar sizin kalp, şeker, tansiyon vs, rejimlerinize zarar verir mi bilmiyorsunuz. 
Yemeğe tuz atmıyorsunuz, ama başka tuzları bilmeden yiyorsunuz. 
Yemek şirketinizin et giriş faturalarında "mix kıyma" ve " marine kuşbaşı "
var mı, bir kontrol edin bakalım. 
 
— PEYNİR ALTI SUYU TOZU: Adı üstünde, peynir  üretiminde kalan su sıcak plakalara püskürtülüyor, buharlaşma sonucu elde edilen toz işte. Nerede kullanılıyor? 
Peynirli çizi de peynir mi var zannediyorsunuz. 
Tüm bisküvit ve kek sektörünün birinci sınıf dolgu  maddesi. Kg fiyatı 50 krş gibi bişeydi. Yediğiniz bisküvit, kek, kraker vs paketlerin üzerini bir okuyun bakalım içinde şeker ve un dışında tanımadığınız kaç kalem malzeme var.

 
Bir top keki toptancısı 15 krş a satıyor. Anam-babam usulü un, yumurta ve yağ ile yapsanız 30 krş malzeme maliyeti var, ambalaj, üretici karı, nakliye ve toptancı karı vs eklenince nasıl o fiyata satılabiliyor? 
Çünkü kek değil kek benzeri kimyasal bir şey alıp  yiyoruz. Paketin üzerini okuyun anlarsınız.
 

— Bezelyenin kurusu öğütülüp fıstık süsü verilerek tatlılara konuyor. 
— Pul biberin, karabiberin, kimyonun vs, kilosu 5 TL ye satılan sucuklarda gerçek baharat mı var sanki. 
Bazılarında zaten sucuk benzeri ürün yazıyor. 
 
— Bir danadan 25–30 kg sinir çıkıyor. 
— 40 derecede dondurup öğütüyor sinir unu 
yapıyor sosise basıyorlar. Şarküteri ürünlerine
dikkatli bakın. %100 dana diyor, dana eti demiyor, anlayın işte.

 
— Tavukların boyun, taşlık, kanat ucu vs gibi ticari değeri olmayan her yeri kemikleriyle öğütülerek "mekanik kıyma " isimli bişi yapılıyor. Tüm tavuk sucuk ve salamlarında bu var, siz tavukların göğüs etlerinin kıyma yapıldığını sanıyorsanız  fena yanıldınız.
 
Bütün bu işler T.C.Tarım ve köy İşleri Bakanlığı izni ile yapılıyor. 
Tamamen ve her yönüyle gıda terörünün cenneti olan yurdumuzda izinle bunlar yapılırken siz varın kaçak yapılanları düşünün, 

 
Bütün ekmeğe tavuk döner 2 TL, yarısı işkembe, ööööffffffffffff,  
sıkıldım gene, GDO ne ki o daha yeni fark edildi, devede kulak bile değil. 
 
Bunlar işin yemek faslı, daha gıda ambalajları var,  koruyucular var vs.
 
Bu aymazlığa dur demek için birşeyler yapmalı, birşeyler yapmalı...
 
 
Mustafa Özyavuzgil 


Kayıt tarihi : 19.10.2010 - Toplam yorum : 5

Korkunç,korkunç.İnsanlar kuş beyinli kalıyor.Zekâları geriletilmiş milletlerle oynamakta  kolay oluyor böylece. Eti kasaptan alıyor,kendim kıyma yaptırıyorum,zaten pek et yemiyorum.Balık tercih ediyorum.O hazır köfteleri yemem. Yogurdu kendim yapardım,kefire dadandım şimdilerde ikisinden de sıkıldım.Süt ya da dondurma yiyorum:))

A: Ben de kesinlikle hazır köfte almıyordum ama, işin içinde böyle bir aldatmaca olduğunu da kesinlikle tahmin edemezdim doğrusu. En fazla, etlerin satışa sürülmeyen kısımlarından elde edilmiş kıyma ile yapıldığını düşünürdüm.  Bu bilgiler gerçekten de insanı dehşete düşürüyor. Bundan sonra etiketleri iyice inceleyerek okumamız, mix ve marine gibi tabirlere dikkat etmemiz gerekiyor demek ki. "%100 Dana" ibaresi bile aldatıcı olabiliyormuş meğer.  Anlattıklarına bakılırsa senin de bu işlere önem verdiğin belli.  Yalnız, kefir ve süt çok faydalı olsa dahi, yoğurdu kendin yapmaya ve yemeye devam et bence.:)


Kayıt tarihi : 20.10.2010 11:46:00 - Yorum sahibi: ışık3406

Normal zekâlı ya da üstün zekâlı doğan insanların zekâlarını durdurmak ya da geriletmek mümkündür.Çok zor olabilir fakat mümkündür.Bu milletin geçmişine bakarak zekâları,zaafları ,nelere muktedir oldukları bütün dünyaca malûm. Ellerini çekemiyorlar üstümüzden dolayısıyla. Eğitim sistemimizle oynamak,diplomalı cahiller yetiştirmek. Diplomalı cahiller uluslararası platformlarda karşılarına çıkınca galip gelmek çok kolay olur değil mi? Gıdalarıyla oynamak suretiyle de olanı hasta,mongol yap uğraşıp dursunlar. Akıllılar,zekîlerde vatan millet diye diye (Vatandaşına,arkadaşına,komşusuna,öğrencisine v.s v.s) 0nlara laf anlatmaya öğretmeye çalışırken geri kalıyor,o kadar çok ki çünkü.Daha yazayım mı:((

A: Yaz desem sayfalar yetmez ki!  İnsan nereye, hangi konuya elini atsa altında bir yığın yanlışlık ve pislik... Söylediklerine tamamen katılıyorum arkadaşım.  Yazdıklarından ne kadar duyarlı bir vatandaş olduğunu anlıyor ve yorumların için teşekkür ediyorum.:)


Kayıt tarihi : 20.10.2010 12:21:00 - Yorum sahibi: ışık3406

Eti sütü hallettim diye ben mükemmel mi besleniyorum tabii ki hayır.Sütünü içtiğim hayvanlar neyle besleniyor!!!:((  Un alıp pastamı kendim yapıyorum,un nasıl,şeker rafine edilmiş!Hergün mevye sebze yiyorum,hepsi hormonlu GDO'lu. Organik diye sattıkları (Onlarda şaibeli) çok pahalı. Su bile,bol su içiyoruz ya 0nda bile sert olmalı yumuşak olmalı bilmem ne!!! Ayy içim karardı.

A: :))))  Gel, en iyisi biz seninle ekolojik ürün işine girelim, ne dersin?:))  Samimi söylüyorum, son günlerde dünyaca yaşanan bu olumsuz gelişmeler yüzünden ekolojik ürün sektörü acayip kazandırmaya başladı. Yaptığım araştırmalarla şimdiden bu konuda epeyce bilgi edindim. Bütün mesele iyi bir ekip oluşturmakta. İlgilenen arkadaşlarla özelden haberleşip faydalı bir çalışma yapabiliriz belki diyorum.:))


Kayıt tarihi : 20.10.2010 12:31:00 - Yorum sahibi: ışık3406

Olur  girelim,ekolojik tarım,moda deyişle "Yükselen trend":)) Şaka bir yana gerçekten hem sağlıklı hem de doğada uzun saatler geçirmek,çok güzel vallahi.Ekolojik insan yetiştirmek artık çok zor olduğuna göre ekolojik tarım.Bu da bir nevi ekolojik insan yetiştirmek demek değil mi ama:)) .Bak benim atalarım çok ileri görüşlü insanlar beni zorla Ziraat Fakültesine göndermeye çalıştılar,gitmedim.Ne hata etmişim:))

A: Evet, cidden ileri görüşlülermiş. Ama olsun, biraz gayretle birşeyler öğrenmemiz zor değil herhalde. Her ne kadar ben elma, armut ağaçlarını bile birbirinden ayıramıyorsam; tarladaki ekinin cinsini hiç anlayamıyorsam da, ümitsiz vaka olmadığımı düşünüyorum.:))  Neyse, ben dersimi biraz daha çalışayım en iyisi.:))


Kayıt tarihi : 20.10.2010 13:19:00 - Yorum sahibi: ışık3406
desenize herşey bizi kanser yapıyor  o yüzden  yeşim taşlı migun ısı termal masaj yatağında yatın,hemen bi tane gidip alın derim ben

Kayıt tarihi : 19.02.2011 01:36:00 - Yorum sahibi: elify16


KAZA GELİYORUM DEMİYOR... Yeni yorum girAç/Kapa


Kayıt tarihi : 24.09.2010 - Toplam yorum : 13

Dişlerimi sıkarak izledim.Ürkütücü be Bilgem.:((

A: Gerçekten de ürkütücü..  Bu görüntüleri izleyince insan direksiyona daha bi tedirgin oturuyor doğrusu.  Ama biz ne kadar dikkatli olursak olalım, kaderde varsa kaçınılmaz oluyor o başka tabii... Allah korusun demekten başka yapacak bir şey yok Martıcım.


Kayıt tarihi : 24.09.2010 15:08:00 - Yorum sahibi: marti..

Ne yalan söyliyeyim sonuna kadar izleyemedim.Korkunçtu. Motosikletimle gidiyordum,hızım 80 civarında. Bir araba direkt olarak üstüme kırdı,farkettim fakat kaçmam imkânsızdı,kaçamadım ve çarptı.Yara bere dışında birşey olmadı.Kask olmasa yanmıştım.Tesadüfen ambulans geçmeside şanssızlığın şansı oldu.Gece yarısına kadar hastanelerde süründüm.Döneceği yolu son anda farketmiş ve hemen dönmüş salak:((  Nasıl hızla,hiç bakmadan üstüme kırdı.Artık motora binmiyorum.Sadece araba.Fakat insanların zekâ seviyeleri gerçekten iyice düştü galiba.Görüyorum,akşama kadar katliam gibi sürüşlerle trafiği alt üst ediyorlar.Allah hepimizi korusun.

A: Geçmiş olsun arkadaşım.  Biliyor musun, benim de yolda en korktuklarım motosikletlerdir.  Sağımda, solumda, önümde bir motor gidiyorsa çok daha fazla dikkatli ve tedirgin kullanırım arabayı. Allah muhafaza, en küçücük bir çarpmada bile sürücüsünün başına neler gelebileceğini düşünür ve ürkerim. Demek sonuna kadar izleyemedin bu videoyu.. Bundan daha da etkileyici bir benzeri var, 0nu seyretmeye hiç dayanamazsın o halde. Ama ben yine de 0nu günlüğüme koymayı düşünüyorum. Çünkü biz sürücülerin o çeşit görüntüleri arada bir izlemesi, olabilecek kazaları belki biraz olsun azaltmaya yarayabilir diyorum. Yorumun için teşekkürler Işık.:)


Kayıt tarihi : 25.09.2010 00:27:00 - Yorum sahibi: ışık3406

Motosiklet kazası geçirmiş ve 1 yıl sonra da omurilik ameliyatı geçirmiş biri olarak kaza ve kaza anını çok iyi bilirim. Bu ibret verici paylaşımın için teşekkürler...

A: Sana da geçmiş olsun Haydut arkadaşım.  Şükür ki hem sen, hem de Işık, motor kazalarından ucuz kurtulmuşsunuz. Öyle kaza geçirenler ya ölüyor, ya da sakat kalıyor çünkü... Bu çeşit durumlarda herkes öncelikle "verilmiş sadakan varmış" diyor. Uçuruma uçtuğumda ve kemerim sayesinde çürüklerle kurtulduğumda hep öyle demişlerdi de 0ndan biliyorum.:)  Yorumun için teşekkürler.:)


Kayıt tarihi : 25.09.2010 01:36:00 - Yorum sahibi: büyükyollarınhaydutu

Ben,acıları kolay kolay içinden atamayan biriyim,az çok biliyorsun.Kaza anı da gözümün önünden,aklımdan,fikrimden hatıramdan hiç gitmiyor. Son cümlen görüntülerden daha çok etkiledi beni.Bir cesaretimi toplayıp izleyebilirim belki.Ama inan hiç mi hiç kabahatım yoktu,zaten kaza raporunda da suçum yok.Çarpanda yalan söylemeden aynen anlatmış.

A: Canım arkadaşım, ben o cümleyi sadece olası yanlışlarımızı engellemek anlamında kullanmadım ki!  Başka sürücülerin yapabileceği kazalardan da kendimizi koruyabilme açısından temkinli olmayı, daha dikkatli sürmeyi ifade etmeye çalışmıştım. Başına gelen kazada senin de kusurlu olabileceğini hele hiç aklıma bile getirmemiştim. Rahat ol sen.:)


Kayıt tarihi : 25.09.2010 01:52:00 - Yorum sahibi: ışık3406

"Büyükyollarınhaydutu" nun yorumunu şimdi okudum da, bir yıl sonra geçirdiği omurilik ameliyatı motor kazasıyla mı ilgiliydi acaba? Sonradan mı çıktı? Benim dizimde bir şişlik elimde bir ağrı kaldı hâlâ ama geçiyor yavaş yavaş,korktum şimdi.

A: Kendisi bunu cevaplar sanıyorum. Ama kendim için ilave bir not düşeyim: Kaza esnasında başımı şiddetli çarptığım için, gittikçe şiddeti azalan ve 6 ay kadar süren baş dönmeleri yaşadım. Sonrasında yılda 1-2 defa birkaç günlük ataklar halinde devam etti. Son 2 senedir (2005 Ekim'de olmuştu) hiç olmuyor, artık geçti derken, geçtiğimiz günlerde 15-20 gün süreli olarak tekrarladı. Doktorlar zaman içinde tamamen geçeceğini söylediler.


Kayıt tarihi : 25.09.2010 01:59:00 - Yorum sahibi: ışık3406

Sana da çok çok geçmiş olsun sevgili Bilge,uçurum vaaavvv. Allah korusun ve bir daha göstermesin.

A: Amin canım amiinn.. Allah kimseye göstermesin.  Hiç öyle filmlerde göründüğü gibi olmuyormuş işin aslı. Yaşayınca dehşetini daha iyi anlıyor insan. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; insan en çok neden korkuyorsa, o başına geliyor sanki..  Ben uçuruma düşmekten korkardım, başıma geldi.:) 


Kayıt tarihi : 25.09.2010 02:16:00 - Yorum sahibi: ışık3406

Nasıl oldu? Nasıl düştünüz uçuruma ya da tek miydin?

A: Evet Işık, tek başıma idim.  Yeni çiseleyen yağmurla birlikte yolların kayganlaştığını bilmeme ve hız yapmamama rağmen, yol eğiminin tersliği yüzünden (o sebeple daha önce de kazalar olmuş aynı noktada) direksiyon adeta kilitlendi ve dosdoğru uçuruma sürüklendim.


Kayıt tarihi : 25.09.2010 15:11:00 - Yorum sahibi: ışık3406

Baş dönmeleri kaza esnasında başını çarptığın için mi olmuş?

A: Araba pert olmuş durumdaydı ve oturduğum koltuk yan dönmüştü. O esnada başımı çok şiddetli çarpmışım ve iç kulakta o sebeple hasar oluşmuş. Bunun tıbbi bir açıklaması var ama, şimdi burada uzun uzun anlatmayayım. Parçacıkların sıvı içinde hareketi filan... Aslında bu günlükle ilgilenen arkadaşlarımızın, varsa eğer, başlarından geçen kazaları anlatmaları çok iyi olur bence. En azından yaşamış gibi tecrübe edinmiş oluruz, öyle değil mi?


Kayıt tarihi : 25.09.2010 15:14:00 - Yorum sahibi: ışık3406

Anladım,iç kulakla ilgili o sorunu biliyorum,şiddetli baş dönmeleri yaparmış. Geçmiş olsun Allah bir daha göstermesin.Varsa, başlarından geçen kazaları yazmak iyi fikir gerçekten.Tecrübe olur,dikkat tazelenir.

A: Öyle de, son zamanlarda kürsü ve günlüklere ilgi azaldığı için pek de yazacaklarını sanmıyorum açıkçası. Katkıların için teşekkür ederim Işık.:)


Kayıt tarihi : 25.09.2010 17:43:00 - Yorum sahibi: ışık3406

Bende iki kaza daha var anlatayım mı:) Ama ben kullanmıyordum,birinde önde birinde arkada oturuyordum.

A: Sürücü olmak şart değil ki.  Mühim olan kazayı yaşayanların anlatımıyla olayı değerlendirebilmek. Anlatırsan bilgilenmiş oluruz.:)


Kayıt tarihi : 25.09.2010 22:57:00 - Yorum sahibi: ışık3406

Bak bir tanesi enteresandır. Kaza kadar insanların bakışı,böyle insanlar var mıydı,kalmış mı diye sorgulayacak ve arayacaksınız.Dik bir yokuşta,yönümüz aşağı doğruı.Ben arkada şoförün arkasındayım.Karşıdan gelenler var.Ayrıntıya girmeden,bizim şoförde de kabahatın büyüğünün olduğunu söyleyeyim.Bir anda kendimizi yolun sağında ki evin penceresinden içerde bulduk :( Güler misin ağlar mısın. Demirli bir pencereydi Salonmuş orası ve arka taraftalarmış.Kimseye bir şey olmadı yani.Ama biz yaralandık tabii.Bir yandan da o evi düşünerek kahroluyorduk ki evin sahibi çıktı,çok iyi tanımasak ta aynı mahallede oturan insanlardık.Ve bize;zaten değiştirecektim sakın bunu dert etmeyin,demirde çerçevede sakattı,sağlam olsa bu çarpmayla böyle dağılır mıydı dedi ve bizi hastaneye götürmek istedi.

A: Çok iyi yaaa!:)  Yanlış anlama, kazayı bu derece iyimser karşılayıp yardım etmeye çalışan evsahibine sözüm.  Nadiren de olsa, karşımıza böyle insanlar da çıkabiliyormuş demek. Anlatmakla ne iyi yaptın!  Kaza için geçmiş olsun diyorum tabii de, umarım ciddi bir yara almamışsındır. 


Kayıt tarihi : 26.09.2010 11:44:00 - Yorum sahibi: ışık3406

Açıkçası ben videoyu izlemeye cesaret edemedim. Görüntülerden olumsuz olarak çok fazla etkileneceğimi düşündüm. Ama başınızdan geçenleri içim burkularak okudum. Yaşadığınız o korku ve acı dolu günler için çok üzüldüm.:(( Hepinize büyük geçmiş olsun sevgili arkadaşlarım. Dilerim bir daha bu türden kötü olaylar yaşamazsınız. Allah hepimize kazadan uzak yolculuklar nasip etsin.

A: İyi dileklerin için çok teşekkürler Sumru.:)  Bu çeşit olaylardan ne kadar kaçınırsak kaçınalım, hani derler ya, "alnımıza yazılmışsa" yapacak bir şey yok.  Haa, "bir defa oldu, bir daha başıma gelmez" diye de bir şey yok.  Eşeğimizi sağlam kazığa bağlamak bütün derdimiz. Gerisi Allah'a kalmış..:)


Kayıt tarihi : 26.09.2010 12:00:00 - Yorum sahibi: toldi

Yok  yok ciddi bişey olmadı.

A: Aman iyi bari.. Allah hepimizi görünmez kazalardan korusun.


Kayıt tarihi : 26.09.2010 13:08:00 - Yorum sahibi: ışık3406


AİLECE İZLEMENİZİ ÖNERİYORUM..Yeni yorum girAç/Kapa


Kayıt tarihi : 3.09.2010 - Toplam yorum : 2

ailemizin hassas, duyarlı ve paylaşımcı üyesi Nerminimz yine sahnede... bende izlenmeyi bekleyenler arasındaydı, sayende izleme motivasyonum arttı:) sen tavsiye ediyorsan vardır bişey... tşkler... bu vesileyle, sevgiler...

A:Yorumunu görür görmez senin için "Vah vaahhh... Yahya da oralarda yıllarca bunlarla beslenmişti demek" diye düşündüm inan ki.  Valla senin kesinlikle bir Ege köyünde yerleşip, ekolojik ürünlerle beslenerek Amerika yaşantının izlerini silmen gerekiyor kardeşim.:)  Gerçi döneli epey oldu ama, sen yine de arınamamış olabilirsin bence.:))   Seni tekrar sitede görmek çok hoş Yahyacım. Benden de sevgiler...


Kayıt tarihi : 4.09.2010 19:03:00 - Yorum sahibi: synergyist

nermin öncelikle en insani, en yaşamsal bir konuya bizlerin dikkatini çektiğin için kocaman bi teşekkürü fazlasıyla hak ettin... birilerinin, ceplerini yeşil dolarlarla daha fazla doldurması için bizim ÇOCUKLARIMIZIN sağlığıyla, CANLARIYLA oynamaları gerçekten çok iğrenç ve mide bulandırıcı! ne yazık ki büyük bir sömürünün en baş MAĞDURLARIYIZ!...sanırım artık markette her elimize aldığımız ürünün etiketini yeterince okumalı ve bu konudaki hassasiyetimizi arttırmalıyız... sağlık ve esenlik içinde ol.

A: Bu videoyu izledikten sonra, bazı ürünleri bir daha hiç almamaya ve yememeye karar verdim Kıvanç.  Dediğin gibi, bundan böyle etiketleri daha çok incelememiz, tüketim konusunda daha bilinçlenmemiz gerekiyor.  Evet, mesela etlerde, özellikle de tavuk etindeki hormon konusunda bişeyler biliyorduk ama durumun bu kadar vahim olduğunu öğrenince, ben şahsen market tavuğunu bir daha asla almamayı düşünüyorum.  Allah'tan ki, burada bahsi geçen pek çok ürünün henüz doğal yollarla üretilebildiği muhteşem bir ülkede yaşıyoruz ve bilinçli davranırsak doğal ürünler tüketebilme şansına sahibiz.  Bu arada, siyasi alanda malum Cargill konusunun çok işlendiği günlerde öğrenmiştik ki, özellikle çocukların vazgeçilmezlerinden olan, birbirinden cazip ve lezzetli raf ürünlerinin hemen hepsinde mısır şurubu kullanılıyor.  Oysa mısır şurubunun (ve maalesef hayvan yemlerinin), tamamen genetiği oynanmış mısırlardan elde edildiğini de öğreniyoruz.  Çocukları olabildiğince bunlardan uzak tutmanın önemini anlamalı ve herkese de anlatmalıyız.  Neyse, daha bunlar hakkında yazacak ve paylaşılacak pek çok bilgi olsa da, konuya gösterdiğin ilgi ve hassasiyet için sen de kocaman bir teşekkürü hak ettin.:))  Sağlık ve mutluluk dileklerimle...


Kayıt tarihi : 8.09.2010 22:18:00 - Yorum sahibi: kurt2




Günlük yazmak için üye girişi yapmalısınız, üye girişi yapmak için buraya tıklayın.




Günlük nedir? | Günlüklerim | Yeni kayıt | Günlük ara

100% Güvenli Bölge
İş ortaklığı | Web Master | Hakkımızda | Sık Sorulanlar | Bize Ulaşın
birmilyon.com bilgi merkezli bir sitedir, bilginin paylaşılması ve çoğaltılması ilkesine dayanarak,
birmilyon.com da yer alan hertürlü soru ve bilgi yarışması tamamen paylaşıma açıktır.
Seçkin üyelik | Bilgi yarışmaları | Kelime ve Zeka Yarışmaları | Günlük | Foto kulüp | Bir sorum var | Serbest kürsü
Normal üyelik | Bilgi yarışması | Çocuk yarışması | Soru gönder | Bir işlem | Bir kelime | Timsah avı
Kullanım Şartları | Güvenlik ve Gizlilik | birmilyon.com V8 turbo

Bilgi Yarışması

0,3164063