Bilgi Yarışması, Ana Sayfa

Ana Sayfa

İkili Yarışmalar

Kelime Yarışmaları

Zeka Yarışmaları

Günlük

Foto Kulüp

Bir Soru

Serbest Kürsü

Dostluk

Üyelik
Ana Sayfa
Seçkin Üyelik
Mesaj Kutusu
Tavsiye Et
Tıkla Kazan
Ödül Listesi
Gruplar / Sıralama
Sohbet Odaları
  Üyelik
Kullanıcı adı
Şifre
Yeni üye
Şifremi unuttum
Tavsiye Edenlere 10,00 Bonus
Tavsiye edeceğiniz e-posta adresi


%50 Daha Hızlı Flash Menü

Aktif soru
27.965
Aktif üye
815

Bayrak

GÜNLÜK ÖZELLİKLERİ
Günlük sahibialeyra - NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Günlük adıbir tutam kahkaha - Herkese açık günlük
Toplam okunma sayısı3157464
Son güncelleme / Toplam kayıt26.06.2016 07:04:00 / Toplam kayıt: 618
ilginç bulduğum şeyleri paylaşmak istiyorum

GÜNLÜK KAYITLARI
HAYALETYeni yorum girAç/Kapa

Adamın biri bir gün şehir dışında yolda kalmış.

Saat gecenin 2siymiş ve arabaların nadir geçtiği ıssız bir yolmuş burası.

Kış mevsimi olduğundan aşırı derece soğuk,fırtınalı,kar yağışlı ve bir metre ötenin bile görünemeyeceği kadar sis hakimmiş.

Adam saatlerce yürüdükten sonra yanından yavaşça bir arabanın geçtiğini farketmiş ve bu işkenceye bir son vermek için koşarak arabanın ön kapısından içeri girmiş.

Kafasını sola çevirmiş,(Gözlerine inanamamış)şoför koltuğunda kimse yokmuş.Tam bunun şokunu yaşarken ileride bir uçurumun belirdiğini farketmiş ve korkudan ne yapacağını şaşırmış son duasını etmeye başlamış.

Bir de bakmışki direksiyonda sadece bir el var ve direksiyonu çeviriyor.Adam bu kadarına da dayanamıyarak arabadan dışarıya atlayarak hızla hiç bilmediği bir yöne doğru koşmaya başlamış ve ağaçların arasında olduğunu farkettiği küçük bir kahveye sığınmış.

Bir çay içip kendine geldikten sonra kahvedekilere başından geçenleri anlatmış.Kahvedekileride bir korku sarmış ve kimseden çıt çıkmıyormuş.

Derken birden kahvenin kapısı açılmış içeriye iri yapılı,yorgunluktan perişan olmuş,üstübaşı yırtılmış,kanter içinde kalmış iki adam girmiş.

Herkes hiç ses çıkarmadan 0nlara bakarken;adamlardan biri yanındakine hitaben ( göz işaretiyle bizimkini göstererek) :

"Lan Osman,şurda oturan adam biz arabayı itmeye çalışırken içine oturan şerefsiz değil mi lan." demiş.



Kayıt tarihi : 4.07.2006 - Toplam yorum : 0


bilim adamı ve fareYeni yorum girAç/Kapa

Bir bilim adamının deney raporlarından:
1. gün : Fare uzun süre labirentin içinde dolandı ama peyniri bulamadı. İçgüdüleri zayıf.
3. gün : Negatif. Sadece labirenti değil, odanın hemen her yerini aradı; tüm dolapları, çekmeceleri, kavanozları karıştırdı. Hatta bir tablonun arkasına ve ceplerime bile baktı. Bu fare tam bir salak.
7. gün : En ufak bir ilerleme yok. Artık arama isteğini bile kaybetti, telefonla köşedeki büfeden iki karışık tost, bir ayran istemiş. Zekadan böylesine yoksun oluşu deneylerimde yol almamı önlüyor.
18. gün : Zamanla becerilerini geliştirmesi lazımdı,ama sıfır! Bursa'dan aradı, 'kaygılanmamamı, peyniri bulacağını' söyledi. 0na gittikçe peynirden uzaklaştığını anlatmaya çalıştım, ama dinlemedi. Ciddi zeka problemi!
74. gün : Umutsuzluğa kapılıyorum; fare, henüz bir zeka belirtisi gösteremedi. En son Tibet'ten aradı, hayatın anlamı gibisinden bir şey bulduğunu söyledi. Ama peyniri bulamamış ve artık umrunda da değilmiş. Aptal hayvan! Hayallerimden ve kariyerimden geriye küflü peynirler kaldı.


93. GÜN : LABİRENTİN İÇİNE KOYMAYI UNUTTUĞUM İÇİN FARENİN PEYNİRİ BULAMADIĞINI FARKETTİM.



Kayıt tarihi : 4.07.2006 - Toplam yorum : 0


ALDATMA!!Yeni yorum girAç/Kapa

Ünlü diş hekimi sam ve eşi 50.evlilik yıldönümlerini kutluyorlardı.

Sam birden eşine bir soru sordu :

 'Sevgilim,bu elli yıl içinde beni hiç aldattın mı?

' 'O nerden cıktı?' diye sinirlendi eşi 'cevabı öğrenmek istemezsin herhalde'dedi.

 'isterim' dedi Sam. 'lutfen anlat.

' 'Madem öğrenmek istiyorsun evet seni üç kez aldattım' diye cevap verir eşi.

 'Kimlerdi bunlar'diye sordu Sam.

.İlki diye anlatmaya başladı eşi 'Hani sen 30 yaşındaydın ve kendi kliniğini kurmak istiyordun da hiçbir banka sana kredi açmıyordu.

Sonra bir banka müdürü eve geldi;hiçbir şey sormadan tüm kağıtları imzaladı ve sen en modern aletlerle kliniğini açmıştın.

' Oooov canım.Benim için kendini feda ettin haaaaaa... Benim sevgili karıcığım.'dedı Sam.

 'Peki ikincisi?'diye sorar Sam.

 Hani 50 yaşında kalp krizi geçirmiştin ya,kritik bir bypas ameliyatı olman gerekıyordu, hiçbir doktor o cesareti gösteremiyordu. Her an ölebilirdin.Dr.Halery 0nca yoldan kalktı geldi,ameliyatını yaptı.Sen hayata döndün.'dedi eşi.

 Ah benim sevgili karım.Hayatımı kurtarmak için kendini bir kez daha feda ettin,öyle mi?Peki üçüncü aldatışın?

 'Hatırlıyormusun,yıllar önce diş hekimleri odası başkanı olmak istemiştin de 247 OYUN EKSİKTİ......'



Kayıt tarihi : 4.07.2006 - Toplam yorum : 0


DEVEKUŞUYeni yorum girAç/Kapa
Adam bara gitmiş tam arkasında bir devekuşu..
- "Bir bira..!" demiş adam..
- "Ben de..!" demiş devekuşu.
Barmen servisi yapmış..
- "Hesap üç dolar kırk iki!" demiş..
Adam elini cebine sokmuş bir avuç para çıkarıp bara koymuş Saymış barmen.. Kuruşu kuruşuna 3 dolar 42!..
Ertesi gün
- "Viski!" demiş adam.
- "Ben de!" demiş, devekuşu.
- "Yedi dolar 0n dört!" demiş Barmen..
Yine elini cebine atmış adam.. Pat!. Çıkartmış parayı. Tamı tamına 7 dolar 14.. Günlerce devam etmiş bara gelişler.. İçki.. Aynısı devekuşuna.. Aynen cepten para..
Merak etmiş barmen sonunda..
- "Kuzum nedir bunlar..
Parayı saymadan tamı tamına çıkarıyorsun cebinden.."
- "Ben sihirli bir lamba buldum" demiş adam..
- "Ne alırsam.. Bir bardak su veya bir Rolls Royce cebimde kuruşu kuruşuna parasını buluyorum..!"
- "Peki.. Peki bu devekuşu?" diye sormuş Barmen..
- "Haa o mu?!" demiş adam.. "Bir de benimle ayni zevkleri paylaşan uzun bacaklı bir piliç dilemiştim..!"


Kayıt tarihi : 4.07.2006 - Toplam yorum : 0


DAMAT ADAYIYeni yorum girAç/Kapa

Zengin bir iş adamının kızı, kendisiyle evlenmek isteyen erkek arkadaşını anne ve babasıyla tanıştırmak için evlerine yemeğe çağırdı. Yemekten sonra zengin iş adamı damat adayıyla başbaşa konuşmak istedi ve 0nu çalışma odasına götürdü.
Senle söyle erkek erkeğe konuşalım yavrum, dedi.
- Evlendikten sonra aileni geçindirmek için ne iş yapmayı düşünüyorsun?
Damat adayı duraksamadan yanıt verdi:
- Aslında benim elimden her iş gelir efendim, evlendikten sonra bir yerde kesinlikle bir iş bulurum. Sonra da nasıl olsa, Tanrı yardim eder.
Damat adayının bu yanıtını kuşkuyla karşılayan iş adamı, bu kez daha somut bir soru sordu:
- Peki içinde kızımı oturtabileceğin bir eve nasıl sahip olmayı düşünüyorsun?
Damat adayı yine duraksamadan cevap verdi:
- Ben aslında çok çalışkan bir insanımdır, dedi. Gece gündüz demez çalışır, para biriktiririm. Sonra da nasıl olsa Tanrı yardım eder, bizde bir ev sahibi oluruz.
Kız babasının neşesi iyice kaçtı. Bu kez sesini yükselterek sordu:
- Peki oğlum ilerde çocuklarınız olunca 0nlara nasıl bakacaksınız?
Damat adayı o soruyu da yanıtladı:
- Biraz önce söyledim ya, gece gündüz çalışır kazandığım tüm parayı biriktiririm. Sonrada nasıl olsa Tanrı'nın yardımıyla çocuklarımızı büyütürüz.
Damat gittikten sonra kızı koşarak babasının yanına geldi:
- Damadını beğendiğini gözlerinden anlıyorum babacığım, lütfen söylermisin 0nun en çok neyini beğendin?
Babası kızının yüzüne dik dik baktı:
- 0nun en çok hoşuma giden yani benim hakkımdaki görüşü, dedi ve ekledi:
Beni Tanrı sanıyor…



Kayıt tarihi : 4.07.2006 - Toplam yorum : 0


İKİ DENİZCİYeni yorum girAç/Kapa

İki denizci oturmuş sohbet ediyorlar;

- "Sana iki haberim var, biri iyi, diğeri kötü."
- "Önce kötüsünü söyle."
- "Biz seninle zamanımızın çoğunluğunu seferde geçirirken karılarımızın dostluğu çığrından çıktı, ikisi de lezbiyen oldu!."
- "Vay canına!, Peki iyi haberin nedir?."

- "Senden hoşlanıyorum!"



Kayıt tarihi : 3.07.2006 - Toplam yorum : 2

ha ha ha ha ha ha ha
Kayıt tarihi : 3.07.2006 12:25:00 - Yorum sahibi: AITO
Kendileri ne olmuş acaba????  Çok komik ya :))))
Kayıt tarihi : 3.07.2006 14:08:00 - Yorum sahibi: Nisanur70


İHTİYAR BALIKÇIYeni yorum girAç/Kapa

İhtiyar balıkçı, Karayibler'de 85 gün olta salladıktan ve eve eli boş döndükten sonra bir gün iyice açılıp "büyük balık"ı yakalar.

Lâkin kıyıya dönerken, yedeğine aldığı, teknesinden yarım metre daha büyük olan bu kılıç, yol boyu kan kokusuna gelen canavar köpekbalıklarınca didik didik edilir. Bu korkunç mücadeleden elinde kala kala dev balığın iskeleti kalmıştır.

Kan revan içinde, uykusuz ve bitkin sahile yanaşırken "Beni adamakıllı yendiler... Hem de ne yeniş." diye
geçirir içinden. Sonra silkinir ve yüksek sesle şunu söyler:
"Yenilmedim aslında, belki biraz fazla açıldım, o kadar..."

Hayat yolculuğumuz da öyle değil midir?

Kimi için güzel bir kadındır "büyük balık", kimi için zengin bir damat... İyi bir hayat... Hayırlı evlat...Ya da müstakil ev, son model araba, sınırsız servet... Kimi, "büyük balık"ı hiç göremeden ölür. Kimi, bir kez tuttu mu, bir daha açılmaz hiç... 0nunla gömülür. Kimi ise; yaşam denilen, şakaya gelmez deryanın dalgalarında yalpalana yalpalana arar büyük balığı bir ömür boyu...Açıldıkça bulma şansıyla birlikte artar, yitirme ihtimali...
Zor bulanlar, çabuk yitirir bazen...

Acımasızca yağmalanır ve sonuçta elde bir kılçıkla kalakalırlar.

Yenilgi değildir 0nlarınki aslında...
Olsa olsa biraz fazla açılmışlardır.

Ama insanlık, kısmen de, 0nların fazla açılması sayesinde ilerler.

Ünlü romanın esin kaynağı olan Kübalı balıkçı Gregorio Fuentes 104 yaşında ölmüştü.

"Ensesinde derin kırışıklıklar olan sıska adam,“ Küba'da dünyaya veda etmeden önce, Ankara'da hafızama son bir ağ atıp geçmişti. Bir şişe rom karşılığı çektirdiği son fotoğraflarına
bakarken, "Keşke bu fırtınalı yolculuğun sonunda hepimiz aynı şeyi yüksek sesle söyleyebilsek“ dedim kendi kendime:

"Yenilmedim aslında,

belki biraz fazla açıldım, o kadar...“



Kayıt tarihi : 3.07.2006 - Toplam yorum : 0


BİR ZAMANLAR MAZİYE BAK(3NCÜ VE SON)Yeni yorum girAç/Kapa

"Seceat ve cesaret bakımından Türklerden üstün;

 büyük hedeflere ulaşmak  bakımından da

onlardan dirayetli hiç bir kavim yoktur.

 Cenab-ı Hak 0nları aslan sıfatında yaratmıştır.“

İbn-i Hassul

 

Türk, asillerin asilidir. yapma olmayan, gösterişi bulunmayan

bu pek yüce  asalet 0na tabiatın hediyesidir.

Pierre Loti

 

Türklerin yalnız sonsuz bir cesareti değil, iradeleri sersemleştiren bir  sihirbaz zekası vardır. İşte Türk, bu zekasıyla zafer kazanır, 

uygarlıklar  yaratır ve insanlık dünyasında

en şerefli hizmeti başarır. Zaten Avrupa'nın  yarısını yüzyıllarca boyunduruk altına almak başka türlü mümkün olamazdı.

Çarnayev(Rus Komutan)

 

Silahlı milletin en canlı örneği Türklerdir. Bu diyar köylüsünün orak,  katibinin kalem ve hatta kadınlarının etek tutuşunda

silaha sarılmış bir  pençe kıvraklığı vardır.

Türk ata biner gibi oturur, keşfe yollanan asker  gibi uyanık yürür.

Moltke

 

Türkler,

bir ırk ve bir millet olarak yeryüzünün en şerefli insanlarıdır.

La Martine

 

Savaşın zevkini almak isteyen herkes Türklerle savaşmalıdır.

 Towsend (İngiliz Komutan)

 

Bütün bu güzel sözler söylenmiş...

Şimdi neden söylenmiyor...

Suç kimde acaba?....

 

Bunun üzerinde çok düşünmeliyiz,

çok düşünmeliyiz ki çıkar yolu

bulabilelim.



Kayıt tarihi : 3.07.2006 - Toplam yorum : 0


BİR ZAMANLAR MAZİYE BAK(2NCİ BÖLÜM)Yeni yorum girAç/Kapa

"Poltava'da esir oluyordum. Bu benim için bir ölümdü, kurtuldum.

Buğ  nehri  önünde tehlike daha kuvvetli olarak belirdi;

önümde su, ardımda düşman,  tepemde cehennemler püsküren güneş...

Su beni boğmak, düşman beni  parçalamak,

güneş beni eritmek istiyordu; yine kurtuldum.

Fakat bugün esirim, Türklerin esiriyim.

Demirin, ateşin ve suyun yapamadığını 0nlar  bana  yaptılar, esir ettiler.

Yalnız ayağımda zincir yok, zindanda da değilim; 

istediğimi yapıyorum. Fakat bu defa da şefkatin, asaletin,

 nezaketin  esiriyim. Türkler beni işte bu elmas bağa sardılar.    

Bu kadar  alicenap,  bu kadar asil, bu kadar nazik bir milletin

arasında hür bir esir olarak  yaşamak,

bilsen ne kadar tatlı."

 Demirbaş Şarl -İsveç Kralı (Ruslardan kaçıp Osmanlıya sığınmıştır)

 

"Türkler ölmeyi biliyorlar, hem de iyi biliyorlar.

Ben de ölmeyi bilen  bir  milletin yenilmeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim. Burada hiç yoktan  ordular kurmak

ve bu orduları ölüme sürüklemek mümkün.

Bu imkanlardan bol  bol faydalanıyorum.

Fakat, meydana getirdiğim orduları sendeleten

bir  engel  var: Türklerin yaşayan hatıraları! 

Üç-dört yüzyıl önce her kudreti ve her milleti

yenen Türkler, şimdi desilinmez hatıralarıyla her teşebbüsü

sendeletiyorlar. Hemen her yürekte  bu  korkuyu seziyorum.

Demek ki yalnız Türkleri değil, 0nların tarihini de  yenmek lazım.

Bu durumda ben, Türklerin düzinelerle milleti

idare  etmelerindeki sırrı da anlıyorum.

Onlar milletleri bir kere yeniyor fakat kazandıkları zaferleri ruhlara ve

nesillere nakşedebiliyorlar."

 M. Montecuccoli (Avusturyalı Komutan)



Kayıt tarihi : 3.07.2006 - Toplam yorum : 0


BİR ZAMANLAR MAZİYE BAK(1NCİ BÖLÜM)Yeni yorum girAç/Kapa

İnsanları yücelten iki büyük meziyet vardır:

Erkeğin cesur kadının  namuslu  olması.

Bu iki meziyetin yanında hem erkeği,

hem kadını şereflendiren bir  meziyet vardır.

İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar 

vatanına  bağlı olmak.

İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip
 kahramanlardır.

Bundan dolayıdır ki Türkler öldürülebilir,

lakin mağlup edilemezler“

 Napoleon Bonaparte - Fransız İmparatoru

 

"Türklerden bahsediyorum...

Düşmanına saldırırken amansız bir kasırgaya,

 korkunç bir denize ve insafsız bir yıldırıma benzeyen Türk;

dost yanında  ve  silahsız düşman karşısında

bir seher yelidir,

berrak bir göldür.

Gönül  açan  bu yeli yıldırma, göz kamaştıran bu gölü

coşkun bir denize çevirmek
 tabiatı  da inciten bir gaflet olur.

 Tasso - İtalyan Şair

 

"Bütün milletler arasında en namuslu ve dostluk kurmada

tereddüt  edilmeyecek  olan yalnızca Türklerdir.

Henüz yabancı tesiri altında kalmamış olan

bir  köye gidecek olursanız;

gerçek misafirperverliğin ne demek olduğunu

orada  görüp öğrenirsiniz." 

   William Martin

 

"Irk ve millet olarak Türkler,

bence geniş  imparatorluklar içinde yaşayan

kavimlerin en asili ve başta gelenidir.

Dini,  sosyal ve örfi faziletleri,tarafsız kimseler için

birer takdir ve  hayranlık  kaynağıdır.“

Lamartine-Fransız Yazar, şair ve Devlet adamı.

 



Kayıt tarihi : 3.07.2006 - Toplam yorum : 0


VERGİ DAİRESİYeni yorum girAç/Kapa

Adamı, vergi dairesine çağırmışlar.. Yanında bütün defterlerini ve hesaplarını da getirmesini istemişler..
Adam korku içinde, mali danışmanına gitmiş..
Sormuş:
- Vergi dairesine giderken nasıl giyineyim?. Ne tür bir izlenim bırakırsam, bana daha az vergi cezası keserler?
Mali danışman öğüt vermiş:
- En eski elbiselerini giy.. Yoksul, muhtaç bir görüntü ver ki, sana az ceza kessinler..
Adam güvenemeyip, bir de avukatına danışmış..
Avukat, mali müşavirin tam tersi bir öğüt vermiş:
- En yeni, en pahalı elbiseni giy.. Güvenli, kendinden emin bir görüntü ver ki, az ceza kessinler vergiciler..
Adamı bu öğütler tatmin etmemiş.. Aklına güvendiği, filozof bir arkadaşına aynı soruyu sormuş.. Bu akıllı arkadaş bir hikaye anlatmış.. Şöyle demiş:
- Bir gelin, zifaf gecesi ne giymesi gerektiğini bir arkadaşına sorar.. O da, gırtlağa kadar kapalı, koyu renk bir gecelik giymesini tavsiye eder.. Bir başka arkadaşı ise, dekolte, şeffaf bir gecelik giymesini söyler..
Vergi dairesine giderken ne tür bir elbise giymesi için arkadaşından öğüt bekleyen adam, bu hikayeyi dinledikten sonra, sorar:
- Zifaf gecesi ne giyeceğini bilemeyen gelinle, vergi dairesine giderken ne giyileceğini soran benim aramda ne gibi bir ortak yan var ki?
Adamın akıllı arkadaşı gülerek, izah eder:
- Ne giyersen giy, başına gelecek şey aynıdır..



Kayıt tarihi : 3.07.2006 - Toplam yorum : 0


YAŞARKEN VERMEKYeni yorum girAç/Kapa

Adamın "biri çok cimriydi ve cimri olmaktan utanıyordu. Çevresindekilerden beklediği sevgiyi ve saygıyı göremiyordu. Bunun nedeni­ni anlamak için hayran olduğu bir bilgeye akıl danıştı.

Bilge, adama bir masal anlatmaya başladı:

"Çiftliğin birinde yaşayan domuz insanların kendisini hiç sevmedi­ğinden yakınarak komşusu ineğe dert yanmış. İçindeki kıskançlıkla bir­likte 0nun nasıl bu saygıyı gördüğünü de merak ederek, 'Ben insanla­ra senden fazlasını veriyorum. Etimi yiyorlar, derimden ayakkabı, kıl­larımdan en iyi fırçaları yapıyorlar. Dişlerimin değerini hiç anlatma­yayım. Oysa sen 0nlara yalnızca süt veriyorsun; buna karşın beni yine de sen denli sevip saymıyorlar' demiş.

Domuzun sözlerini dikkat ve sabırla dinleyen iyi yürekli inek yal­nızca şunları söylemiş.

İnsanlar tüm bunları sen öldükten sonra alabiliyorlar senden' demiş. 'Oysa ben yaşarken veriyorum 0nlara sütümü...



Kayıt tarihi : 3.07.2006 - Toplam yorum : 0


SEN DE BİR GÜN BAŞKASINA İYİLİK YAPYeni yorum girAç/Kapa

Eşim ve iki yaşındaki kızımızla birlikte her yerden uzak, karla kaplı bir kamp yerinde bozuk bir araçla kalakalmıştık. Bu yolculu­ğa, iki yıllık zorunlu hizmetimi tamamlama­mı kutlamak için çıkmıştık, ama yeni aldığım tıp derecem, yolculuk için kiraladığımız aracı 0nar­makta bir işe yaramıyordu.

Bu olayın üzerinden 20 yıl geçti, fakat o günü dün gibi anımsıyorum. Henüz uykudan kalkmıştım ve el yordamıyla elektrik düğmesini bulmaya çalışıyordum, ama elektrik yoktu. Ateşleme tertibatını da denedim, ancak sonuç alamadım. Kamp yaptığımız araçtan çı­karken ağzıma geleni söylüyordum ki bardaktan boşalırcasına yağan yağmur sesimi boğdu.

Eşimle birlikte, bacaklarımın otomobiller hak­kındaki bilgimden daha işe yarar olacağı sonucuna vardık. Birkaç mil ötedeki anayola çıkıp otostop

yapmaya karar verdim.Bu arada eşim de iki yaşındaki kızımızın yanımda kalacaktı.İki saat sonra burkulmuş bir bilekle  ana yola vardım ve bir kereste kamyonunu durdurmayı başardım.Kamyon  şoförü beni   yol   üzerindeki ilk benzincide bırakıp gitti. Benzinliğe girerken, birden bugünün pazar olduğunu anımsadım. Benzinlik kapalıydı ama kapının yanında jetonlu bîr telefon ve yırtık pırtık bir telefon rehberi var­dı. 20 mil uzaktaki en yakın kasabada bulunan bir araba servisini aradım.

Telefonu açan, başımıza gelenleri sabırla dinle­di ve ben bulunduğumuz yeri anlatırken ''Tamam, merak etmeyin. Pazarları genelde çalışmam, ama yarım saat sonra orada olurum" dedi.

Yardıma gelmesi beni rahatlatmıştı ama içime de bir kurt düşmüştü: Bu yardım önerisinin bana ne kadara mal olacağı düşüncesi kaplamıştı kafa­mın içini. Biraz sonra, pırıl pırıl kırmızı kurtarıcısıyla geldi ve birlikte kamp yerine gittik. Araçtan in­dikten sonra çevreme bakınırken 0nun koltuk değ­neklerine dayanarak dışarı çıkmaya çalıştığını gördüm. Belden aşağısı tutmuyordu!

Arabamı inceler incelemez hemen tanısını koydu, tedavisini de söyledi:

"Yalnızca akü bitmiş" dedi. "Aküyü bağlantı kablosuyla şarj ederiz ve hemen yola çıkarsınız."

 Aküyü şarj ederken kızımı da yaptığı numaralarla eğlendirdi. Hatta  kulağının arkasından bir de bozuk para çıkarıp 0na verdi. Bağlantı kablolarını aracına geri koyarken 0na borcumun ne kadar olduğunu sordum. Hiç bek­lemediğim bir yanıt verdi:

''Borcun yok' dedi.

Şaşkınlığımı üzerimden atar at­maz karşı koydum ve "Olmaz öy­le şey" dedim. "Yaptığın işin kar­şılığını ödemeliyim sana."

Babacan bir yüz ifadesiyle "Gerek yok" diye yineledi ve ben­den neden para almak İstemediği­nin öyküsünü anlattı:

"Bacaklarımı kaybettiğimde senin şu an içinde olduğun du­rumdan daha kötü durumday­dım" dedi. "Biri bana, o duru­mumda yardım etmiş ve teşekkü­rümü bile kabul etmeyerek bana, benim de, zor durumdaki bir başka kişiye yardım etmemi söy­lemişti Ben şimdi, bana yardım eden o kişiye teşekkür borcumu ödemiş oluyorum. O nedenle se­nin bana borcun yok. Ama unut­ma, eline fırsat geçtiğinde sen de bir başka kişiye iyilik yapacaksın. O zaman ödeşmiş oluruz."

Yirmi yıl sonra o günü anımsa­mama öğrencilerimden biri neden oldu. Öğrencimle birlikte içki ve uyuşturucu nedeniyle bedeni harap olmuş bir hastanın muayenesi­ni yeni bitirmiştik. Hemşire oda­sında olası tedavi seçeneklerini tartıştığımız bir anda 0nun, gözle­rinin dolduğunun ayırdına vardım.

"Bu tür şeylerden söz etmek seni rahatsız mı ediyor?" diye sor­dum. Hıçkırarak ağlamaya başladı ve "Hayır" dedi. "Ama bu hasta annem de olabilirdi. Çünkü 0nun da aynı sorunu var."

Öğle yemeği arasını konferans salonunda alkolik annesinin acık­lı geçmişini tartışarak geçirdik. Cindy gözyaşları içinde bana içini döküp, ailesinin geçmişini doldu­ran öfkeyi, utancı ve düşmanlık duygusunu anlattı. Ayrılırken an­nesinin tedavi olabileceğini söyle­yerek 0nu umutlandırdım ve eği­timli bir danışmanla konuşması için annesine randevu aldık.

Ailenin öteki üyelerinden de büyük destek gören annesi tedavi görmeye razı oldu.Birkaç hafta hastaneye gittik­ten sonra yepyeni ve bambaşka bir kişi vardı karşımda. Aile çö­zülmenin eşiğindeyken, ilk kez bir umut ışığı görmüştü.

Bana, "Size olan borcumu nasıl ödeyebilirim?" diye sorduğunda, geçmişe ba­kıp karla kaplı kamp ala­nındaki bozuk kamp aracımız ve belden aşağısı tutmayan İyi yürek­li, yardımsever insan geldi aklıma. Sorusuna yanıt verirken, yirmi yıl sonra da olsa, teşekkür borcu­mu da ödüyordum:

"Sen de bir gün, bir başkasına bir  iyilik yaparsın, ödeşiriz..."»



Kayıt tarihi : 2.07.2006 - Toplam yorum : 0


DİYETE GARŞIYIM ARKADAŞYeni yorum girAç/Kapa

 Dostlar atışır da yiğitler susar mı,
 Elma ilen armut, biftek yerin tutar mı
 Adem olan layt marul yutar mı
 Er kişi hazzetmez kepekten liften
 Zarar gelmez hiç ufak bir göbekten...

 Doymuş ile doymamış bir olur mu
 Sofrada galoriden sual olur mu
 Hiç nutrasvitten baklava olur mu
 Er kişi hazzetmez kepekten liften
 Zarar gelmez orta boy bir göbekten...

 Coşar şu deli gönül börek, mantı, pizzayla
 Ürkütme gözünü hiç hacimle enle boyla
 Elastik bir heyvandır mide olur yayla
 Er kişi hazzetmez kepekten liften
Zarar gelmez hiç tahterevan bir göbekten...

 Çiçek dalda güzeldir, guzu şişte...
 Üç beyazı tartışmak boş bu işte
 Fikirler değişir her yiyişte
Er kişi hazzetmez kepekten liften
 Zarar gelmez kimseye MUHTEŞEM bir göbekten



Kayıt tarihi : 30.06.2006 - Toplam yorum : 1

Bayıldımmmm bu şiire, okuduktan sonra nasıl rahatladım bilemezsin:))) Hemen gideyim de fırında sütlaç üstü dondurmamı yiyeyim:))
Kayıt tarihi : 30.06.2006 15:31:00 - Yorum sahibi: yedi7


PARA ÇEKMEYeni yorum girAç/Kapa

Dikkat, çok önemli
Bankalar arabayla yanaşıp para çekilebilecek
bankamatikleri hizmete sokacak. İşte Kanada'dan gelen ATM Kullanma
kılavuzunun dilimize çevrilmiş hali. Kadın ve erkekler için ayrı ayrı
hazırlanan kılavuzu iyi okuyup iyice bellemekte fayda var!!!
ERKEKLER İÇİN;

1- Aracınızla bankamatiğe yanaşın.
2- Sol ön camı açın.
3- Kartınızı yuvaya sokup şifrenizi girin.
4- Çekmek istediğiniz tutarı girin.
5- Kartınızı, paranızı ve fişinizi alın.
6- Camı kapatın.
7- Yolunuza devam edin.
KADINLAR İÇİN:
1- Aracınızla bankamatiğe yanaşın.
2- Geri vitese takıp camla makine aynı hizaya gelmesi için gereken miktarda
geri gelin.
3- El frenini çekin, camı açın.
4- Çantanızı bulun, kartınızı bulmak için ön koltuğa bosaltin.
5- Radyonuzu kapatın.
6- Kartı makineye takmaya çalışın.
7- Arabadan bariz miktarda uzak kalan makineye daha rahat ulaşabilmek için
arabanın kapısını açın.
8- Kartı yerleştirin.
9- Doğru tarafından tekrar yerleştirin.
10- İç kapağında şifrenizin yazılı oldugu telefon defterinizi bulmak için
çantanızı kurcalayın.
11- Şifrenizi girin.
12- İPTAL tuşuna basın ve doğru şifrenizi girin.
13- Çekmek istediğiniz tutarı girin
14- Yan aynadan makyajınızı kontrol edin.
15- Paranızı ve fişinizi alın.
16- Çantanızı tekrar koltuğa boşaltarak cüzdanınızı bulun ve paranızı içine
koyun.
17- Fişinizi fermuarlı bölüme yerleştirin.
18- Makyajınızı tekrar kontrol edin.
19- 1 metre ilerleyin.
20- Bankamatiğe doğru geri geri gelin.
21- Kartınızı alın.
22- Çantanızı tekrar döküp kredi kartlığınızı bulun ve kartınızı uygun yere
yerleştirin.
23- Arkanızda söylenmekte olan erkek sürücüleri kızdırmak için uygun el
hareketini yapın.
24- Motoru tekrar çalıştırın ve yola devam edin.
25- 5-6 kilometre ilerleyin.
26- El frenini indirin.



Kayıt tarihi : 30.06.2006 - Toplam yorum : 0


Sayfa : <<   <  1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21  >   >>

Günlük yazmak için üye girişi yapmalısınız, üye girişi yapmak için buraya tıklayın.




Günlük nedir? | Günlüklerim | Yeni kayıt | Günlük ara

100% Güvenli Bölge
İş ortaklığı | Web Master | Hakkımızda | Sık Sorulanlar | Bize Ulaşın
birmilyon.com bilgi merkezli bir sitedir, bilginin paylaşılması ve çoğaltılması ilkesine dayanarak,
birmilyon.com da yer alan hertürlü soru ve bilgi yarışması tamamen paylaşıma açıktır.
Seçkin üyelik | Bilgi yarışmaları | Kelime ve Zeka Yarışmaları | Günlük | Foto kulüp | Bir sorum var | Serbest kürsü
Normal üyelik | Bilgi yarışması | Çocuk yarışması | Soru gönder | Bir işlem | Bir kelime | Timsah avı
Kullanım Şartları | Güvenlik ve Gizlilik | birmilyon.com V8 turbo

Bilgi Yarışması

0,65625