Bilgi Yarışması, Ana Sayfa

Ana Sayfa

İkili Yarışmalar

Kelime Yarışmaları

Zeka Yarışmaları

Günlük

Foto Kulüp

Bir Soru

Serbest Kürsü

Dostluk

Üyelik
Ana Sayfa
Seçkin Üyelik
Mesaj Kutusu
Tavsiye Et
Tıkla Kazan
Ödül Listesi
Gruplar / Sıralama
Sohbet Odaları
  Üyelik
Kullanıcı adı
Şifre
Yeni üye
Şifremi unuttum
Tavsiye Edenlere 10,00 Bonus
Tavsiye edeceğiniz e-posta adresi


%50 Daha Hızlı Flash Menü

Aktif soru
27.965
Aktif üye
1.079

Bayrak

GÜNLÜK ÖZELLİKLERİ
Günlük sahibialeyra - NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Günlük adıbir tutam kahkaha - Herkese açık günlük
Toplam okunma sayısı3149471
Son güncelleme / Toplam kayıt26.06.2016 07:04:00 / Toplam kayıt: 618
ilginç bulduğum şeyleri paylaşmak istiyorum

GÜNLÜK KAYITLARI
SARIŞIN))Yeni yorum girAç/Kapa

Bir gün sarışın kadının biri süslenmiş püslenmiş sokağa çıkmış gidiyor.

İlerlerken beyaz eşya satan bir dükkana giriyor.
Havalı bir şekilde dükkanda biraz turladıktan sonra genç kasiyer yaklaşıp;
-Şuradaki 37 Ekran Tv’nin fiyatını öğrenmek istiyorum.
Kasiyer;
-Kusura bakmayın hanımefendi ama sarışınlara satış yapmıyoruz, der.
Bunun üzerine kadın sinirlenir ve dükkanı terkeder.

 Bir hafta sonra kadın saçlarını siyaha boyatır

ve koyu bir makyaj yaparak kendini esmerleştirir.

Aynı dükkana gene gelir. Dükkanı yine turlar ve kasiyere sorar;
-37 ekran Tv satın almak istiyorum. Fiyatı ne durumda acaba?
Kasiyer;

-Çok üzgünüm sarışınlara satışımız yoktur.
Kadın bunu duyunca çok sinirlenir ve ayrıca çok merak eder

kasiyerin kendisini nasıl tanıdığını. Bu merakla sorar.
-Beyefendi bu gelişimde saçımı boyattım makyajımı değiştirdim

ama siz beni tanıdınız. Nasıl oldu bu?
Kasiyer cevap verir;
-Çok basit hanımefendi,

o baktığınız 37 ekran Tv değil, mikrodalga fırın. der



Kayıt tarihi : 3.09.2006 - Toplam yorum : 0


DELİLER(15)Yeni yorum girAç/Kapa

Bir tımarhanede deliler ayaklanır ve binanın orta bahçesini işgal ederler. Hiçbiride dağılmaz. Bunun üzerine doktorlar toplanarak yönetmeliği açarlar ve aynısını uygulamaya karar verirler. Yönetmeliğe göre bir doktoru çırılçıplak soyar delilerin içine atarlar. Doktor içeri girince * BOMBAAA * diye bağırır.

Bunu gören deliler doktoru tuttukları gibi camdan dışarı atarlar.

 Bunun üzerine doktorlar tekrar toplanır ve konuşurlar.

 Bu işte bir yanlışlık vardır. Delilerin hepsinin dağılması gerekmektedir. Yeniden denerler. Bir doktoru daha soyup içeri atarlar ve oda * BOMBAAA * diye bağırır.

 Deliler o nu da tuttukları gibi camdan dışarı atarlar.

 Başhekim en sonunda bir de ben deniyeyim der ve soyunup delilerin arasına girer ve * BOMBAAA * diye bağırır.

 Bunun üzerine bütün deliler kaçışır ve binayı ve orta bahçeyi terk ederler. Doktorlar merak eder ve biraz akıllı olanlarından toplayarak bu durumu sorarlar.

 Niçin siz ilk iki doktor girdiğinde binayı boşaltmadınız da son başhekim girdiğinde boşaltınız? derler.

 Delilerde "İlk giren iki bombanın fitili uzundu ama son giren bombanın fitili  çok kısaydı

Kayıt tarihi : 2.09.2006 - Toplam yorum : 2

:))))
Kayıt tarihi : 2.09.2006 17:51:00 - Yorum sahibi: yedi7
Ne demek istedi şimdi buuu :))
Kayıt tarihi : 2.09.2006 20:41:00 - Yorum sahibi: delifay


ISSIZ ADAYeni yorum girAç/Kapa

Fırtına apansız bastırınca, koca gemi bir anda denizin dibini boyladı.

 Adam, ıssız bir adanın sahilinde gözlerini açtı. Ne gelen vardı ne giden...

Ne araç vardı ne gereç.. İstersen muz ve hindistan cevizi, istemezsen muz ve hindistan cevizi..Hayatı boyunca evi dışında beş yıldızlı otellerden başka yere adımını atmadığından, bir süre ne yapacağını bilemedi...

Sonra dört ay boyunca muz yiyip, hindistan cevizi suyu içti. Geçmişte kalan o güzel günleri düşünerek gözlerini denize dikip, kendisini kurtaracak gemiyi beklemeye koyuldu. Bir gün sahilde uzanmış yatarken, gözünün ucunda bir hareket hissetti. O da ne? Bir sandal ve kürekte o güne dek gördüğü en müthiş kadın...Son sürat geliyor...İnanamadı..."Nereden geliyorsun ?" diye haykırdı. "Buraya nasıl geldin?"

"Adanın öteki tarafından..." dedi kadın, "gemi batınca oraya çıktım."

 "Ne şans, benden başka kimsenin kurtulduğunu sanmıyordum. Kaç kişisiniz?" "Başka kimse yok...Sadece benim...Sandal da gemiden değil. Gemiden çöp yok..."Adamın aklı karıştı... "O halde sandalı nereden buldun?" "Basit" dedi kadın. "Adada bulduğum malzemeyle yaptım...Kürekler sakız ağacı...Zemini palmiye dallarından ördüm, yanlar okaliptüs..." "Ama, ama bu imkansız...Aletlerin yok...Nasıl becerdin?" "Pek de sorun olmadı. Öteki tarafta sıra dışı bir alüvyon kaya oluşumu var. Fırında belli dereceye ısıtılınca işlenebilir yumuşaklıkta demir elde ediliyor. Alet yapmak için kolayca kullandım...Boşver bunları. Hadi göster, nerede yaşıyorsun?" Bön bir ifadeyle orada yaşadığını itiraf etti adam...Aylardır oracıkta sahilde yatıp kalktığını... "Öyleyse bana gel...Benim yerime..." diyerek kadın küreklere asıldı. Birkaç dakika sonra küçücük bir iskeleye yanaştılar...Adam sahile göz atınca az daha sandaldan düşüyordu. Mavi beyaz boyalı kulübeyle, iskele arasına taş döşeli bir yürüme yolu bile yapılmıştı. Eve girerlerken kadın omuzlarını silkti, "Pek rahat sayılmaz ama ben yine de ev diyorum işte... Otur lütfen...Bir şey içer misin?" "Hayır, hayır teşekkürler..." dedi adam..Şaşkınlığını hala üzerinden atamamıştı. "Daha fazla hindistan cevizi suyu içemeyeceğim artık...Tahammülüm kalmadı..." "Hindistan cevizi suyu değil ki...İmbiğim var...Pina Colado'ya ne dersin?" Adam hayretini gizlemeye çalışarak ikramı kabul etti. Kanepeye oturarak sohbete daldılar. İkisi de birbirlerinin hayat hikayesini dinledikten sonra kadın, "üzerime rahat bir şey giyeceğim" diyerek ayağa kalktı. "Duş yapıp traş olmak ister misin? Üst kattaki banyo dolabında jilet var..." Artık sorgulamaktan vazgeçmişti...Banyoya girdi...Dolapta kemik bir sapın içine sıkıştırılmış oynak mekanizmalı iki deniz kabuğundan yapılma ustura o nu bekliyordu..."Bu kadın inanılmaz" diye mırıldandı..."Bakalım bundan sonra ne var?" Döndüğünde kadın o nu gardenya kokuları içinde, stratejik bölgeleri üzüm yapraklarıyla örtülü olarak karşıladı...Sadece üzüm yaprakları... ve yanına oturmasını istedi...Sonra yavaşça sokularak fısıldadı... "Söyle bana...İkimiz de uzun süredir bu adadayız...Çok yalnız olmalısın...Eminim şu anda yapmak için kıvrandığın bir şey var...Hani burada tek başına geçirdiğin aylar boyunca en çok yapmak istediğin...Anlıyorsun değil mi ?" Gözlerinin içine bakıyordu... Adam duyduklarına inanamadı..."Yani"...dedi. "Buradan e-mail'imi kontrol edebilirmiyim?" "



Kayıt tarihi : 2.09.2006 - Toplam yorum : 1

:)))))
Kayıt tarihi : 2.09.2006 17:53:00 - Yorum sahibi: yedi7


TEMELYeni yorum girAç/Kapa

Temel bara gitmis. Yanindaki kadinla sohbet etmege çalisirken kadin :
- Bosuna benimle yakinlik kurmaya çalisma, ben lezbiyenim...
demis. Temel lezbiyenin ne demek oldugunu sorunca, kadin :
- Ben yalnizca kadinlarla beraber olurum...
demis. Bu Temel in acaip hosuna gitmis ve söyle demis :
- Pen ta sizin cibu lezbiyenum...



Kayıt tarihi : 2.09.2006 - Toplam yorum : 1

:)))))
Kayıt tarihi : 2.09.2006 17:54:00 - Yorum sahibi: yedi7


GÖZ DOKTORU))Yeni yorum girAç/Kapa

Çok zengin bir kadın gözlerinden rahatsızlanmış.

Hangi doktora gitse bir çare bulamamış.bir arkadaşı bir doktor tavsiye etmiş
ona gitmiş muayene olmuş tedaviye başlamışlar .

Birkaç hafta sonra kadının gözleri iyileşmiş

eski haline gelmiş.

Kadın doktorun çalıştığı hastanenin Başhekim’inden izin almış

 hastanenin bahçesine bir göz heykeli yaptırmış

gözün tam ortasın da doktorun resmini koydurmuş.

 Heykelin açılışına doktoru çağırmış ve demiş ki

-          sen benim gözlerimi eski sağlığına kavuşturdun

bende seninin adına izafeten bir göz heykeli yaptırdım,

gör bakalım beğenecek misin?demiş.

Doktor heykele bir bakmış göz bebeğinde kendi resmini görünce

 Allah’a şükürler olsun bir tehlikeyi daha ucuz atlattık demiş.

Kadın sağlığına kavuşan beninim şükreden sensin

hem bunun neresi tehlike atlatmak demiş.

Doktor iyi ki göz doktoru olmuşum

ya jinekolog olsaydım şimdi benim resim nerede olacaktı demiş.



Kayıt tarihi : 2.09.2006 - Toplam yorum : 1

:))))))))))))
Kayıt tarihi : 2.09.2006 17:55:00 - Yorum sahibi: yedi7


SAVAŞ GEMİSİYeni yorum girAç/Kapa

Bir savaş gemisi karanlık ve sisli bir gecede yol alıyormuş. Derken kaptan köşkündeki komutan tam karşıda ve uzakta üzerlerine doğru gelen bir ışık farketmiş. Hemen karşı tarafa sinyal göndererek şu mesajı geçmiş: -"Derhal rotanızı 30 derece doğuya çeviriniz" Karşıdan anında cevap gelmiş:
-"Sen rotanı 30 derece batıya çevir!" Komutan şaşırmış, biraz da sinirlenmiş, mesajı tekrarlamış:
-"Rotanı derhal 30 derece doğuya çevir, emrediyorum!" Karşıdan cevap:
-"Asıl sen rotanı 30 derece batıya çevireceksin!"
Komutan öfkeden küplere binmiş, bir mesaj daha yollamış.
-"Ben 30 yıllık kaptanım, sana son kez emrediyorum, rotanı 30 derece batıya çevir!"
-"Sen 30 senelik kaptansan ben de 20 senelik denizciyim, sen rotanı 30 derece doğuya çevir."
Komutan, o kadar sinirlenmiş ki, hemen mürettebata bütün topları ateşe hazır hale getirmelerini emretmiş ve son kez bir mesaj göndermiş: -"Burası bir savaş gemisi, derhal rotanı 30 derece batıya çevirmezsen ateşe başlayacağız."
-"Burası da bir deniz feneri.. Sen rotanı bir an önce 30 derece doğuya çevirmezsen birazdan kayalara çarpacaksın"



Kayıt tarihi : 2.09.2006 - Toplam yorum : 1

Güzelll:))))))))))))
Kayıt tarihi : 2.09.2006 17:55:00 - Yorum sahibi: yedi7


KADERYeni yorum girAç/Kapa
"Kader, eninde sonunda şöyle veya böyle
 Günahlarımızın bedelini önümüze koyar.
 Görünen ya da görünmeyen zaman içinde
 Herkes günahlarının bedelini öder, ektiğini biçer.
 Bunu bilen adam kimseye kızmaz, gücenmez,
 Kimseyi aşağılamaz, kimseyi itham etmez,
 Kimseden nefret etmez, kimseye kin tutmaz.
 Bunu bilen adam karşılaştığı aksiliklere şaşmaz.
 Önüne çıkan maddi-manevi engellerin
 Kendi günahlarından başka bir şey olmadığını bilir... "




Kayıt tarihi : 1.09.2006 - Toplam yorum : 0


KAZANMAKYeni yorum girAç/Kapa

Güneşli bir gündü. Kadın parkta yanında oturan adama "Bakın,

Salıncakta sallanan şu kırmızı kazaklı çocuk benim oğlum" dedi.

Adam gülümseyerek "Güzel bir oğlunuz var" dedi. "Diğer salıncaktaki mavi

kazaklı çocuk da benim oğlum"

Sonra saatine baktı ve "Heyyy, Todd, sanırım artık gitme zamanı" diye

seslendi oğluna. Çocuk salıncakta yükselirken "Beş dakika daha baba,

lütfen yalnızca beş dakika daha" diye karşılık verdi babasına.

Adam başını "peki" anlamında sallayınca çocuk neşeyle sallanmaya devam

 etti. Dakikalar sonra adam ayağa kalkarak tekrar seslendi oğluna

"Todd, artık gidelim mi, ne dersin?"

Çocuk yine gitmeye isteksiz "Ne olur baba, beş dakika daha, lütfen, beş

dakika daha" diye bağırdı babasına.

Adam" Tamam" deyince çocuk kahkahalar atarak sallanmaya devam etti.

Sonunda kadın dayanamadı ve sesinde gizli bir hayranlıkla "Ne kadar

sabırlı bir babasınız" dedi .

 Adam gülümsedi kadına. "Sabır değil yaptığım bayan" dedi. "Büyük

oğlum Tommy'yi geçen yıl burada sarhoş bir sürücünün çarpması sonucu

kaybettim.

Buraya yakın yolda bisiklet sürüyordu. Tommy'e hiç yeterince zaman

ayırmamıstım. Oysa şimdi o nunla beş dakika daha fazla birlikte olabilmek

için herşeyi yapardım. Todd'la ayni hatayı yapmayacağıma söz verdim kendi kendime..  

O her "Beş dakika daha baba" dediği zaman , oyun oynamak için beş dakika daha kazandığını düşünüyor, oysa işin gerçeği ne biliyor musunuz? Ben o nu

oyun oynarken beş dakika daha fazla izleyebiliyorum, asıl kazanan benim"



Kayıt tarihi : 31.08.2006 - Toplam yorum : 1

AĞALARIM BEN YA...
Kayıt tarihi : 5.09.2006 09:36:00 - Yorum sahibi: emelatam


ŞANSINIZ BOL OLSUNYeni yorum girAç/Kapa

Pers imparatorunun baş veziri Buzur Mehir tarafından 1400 yıl önce tasarlanan tavla oyunu; dunyanın en popüler oyunlarından biridir.

Zaman kavramından alınan ilhamla tasarlanan oyunun zamana böylesine direnmesi son derece etkileyici.

Senenin birliği olarak tavla bir tanedir. 4 kösesi 4 mevsimi, tavlanın içindeki karşılıklı 6'şar hane 12 ayı, pulların toplamı ayın 30 gününü ,

siyah -beyaz pullar gece ve gündüzü, karşılıklı 12'şer hane günün 24 saatini simgeler..
Eski zamanlarda Hint İmparatoru, satranç oyununu Pers imparatoruna,yanında bir mektup ile hediye olarak göndermiştir.

Mektubunda oyunla ilgili hiç bir açıklama yapmazken şöyle bir mesaj yazmıştır.
 "Kim daha çok düşünüyor, Kim daha iyi biliyor, Kim daha ileriyi görüyorsa O kazanır. İşte hayat budur...
 

Pers İmparatoru dönemin en alim veziri olan Buzur Mehir ile bu mesajı paylaşarak, o ndan oyunu çözmesi ve kendisinin de karşılık olarak

Hint İmparatoruna hediye edilmek üzere başka bir oyun icat etmesini ister.

Vezir haftalarca çalıştıktan sonra gönderilen satrancın her taş hareketini ve oyunu çözer daha sonra da o n günde tavlayı icad eder

ve imparatora sunar. Hint İmparatoruna tavla oyunuyla birlikte gönderilmek üzere şöyle bir mesaj hazırlanır.

"Evet, Kim daha çok düşünüyor, Kim daha iyi biliyor, Kim daha ileriyi görüyorsa O kazanır.

AMA BİRAZ DA ŞANSTIR. İşte hayat budur..."

 ŞANS SiZDEN YANA OLSUN



Kayıt tarihi : 31.08.2006 - Toplam yorum : 0


SİGARA İÇME ODASIYeni yorum girAç/Kapa


Kayıt tarihi : 31.08.2006 - Toplam yorum : 0


BABA YEMİNİ (Alıntıdır)Yeni yorum girAç/Kapa

Yer yüzüne bir “melek” olarak indiği andan itibaren;
Geleceği ile ilgili planlar yaparak, benim yapmak isteyipte yapamadığım şeyler olacak diye dilekte bulunmayacağıma,

İleride ne olacağını önemsemeden, sadece “mutlu” olmasını ve hayattan keyif almasını dileyeceğime ve bu yolda o na hizmet edeceğime,
Temizliğinden oyunlarına, hastalığından sağlığına, gülümsemesinden ağlamasına, deliksiz uykularından uykusuzluklarına, kahkahalarından korkularına kadar her zaman ve her yerde “herkesten önce” orada olacağıma,

Görebileceği tüm renkleri, duyabileceği tüm sesleri, algılayabileceği tüm kokuları o na vererek; “yaşamın anlamını” keşfedebilmesi ve etrafının farkında olabilmesi için çalışacağıma,
Toplumun geçici ve tüketici pop kültürünün o na verebileceği zararları en aza indirebilmek amacıyla; yaşamın sırlarını keşfedebilmesi için her türlü “bilim ve sanat” konularındaki merakını artırıcı şekilde davranacağıma,

Ve bunları yaparken “ezbere dayalı” kalıplaşmış zihinler üreten klasik eğitim ve öğretim sistemlerini kullanmak suretiyle “öğretmenlik” ya da eğitmenlik yapmayacağıma,

Buna karşın “etkin öğrenme” sistemini kullanarak; düşünen, yaratan, gören, duyan, çözümleyen, söyleyen, yapan, katılan ve paylaşan, öğrenmeyi öğrenen ve böylece bilgiyi yalnızca tekrarlamayıp bilinenleri sorgulayarak ve kendi bilgisini kendisi üreten bir insan olması için o na “danışmanlık” yapacağıma,

Onunla her zaman “gözlerinin” içine bakarak konuşacağıma ve O konuştuğunda “susarak” sadece o nu dinleyeceğime,hiçbir şekilde ilgisiz davranmayacağıma, verdiğim sözleri tutacağıma,

Ne olursa olsun, o nu her zaman “bir koşul koymaksızın” sadece seveceğime,Onu başarılı olduğu günlerde o nurlandırıp, Genel göreceler veya kendi oluşturduğu değerlere göre kendini başarısız olarak değerlendireceği zamanlarda kesinlikle yanında olacağıma,

Varlıklı olmak yerine “var” olmanın, ahlaklı ve yardım sever olmanın, “İnsan” olmanın, kendi özgürlük anlayışının diğer İnsanların özveri sınırını aşmamasına dikkat etmenin; yaşamdaki en büyük erdemleri oluşturduğuna inancının teşkili için çalışacağıma,

Herhangi bir nedenle o nun için yaptığım ve yapacağım herşeyi o na sürekli hatırlatarak o nun duygularını kötüye kullanmayacağıma,

Beni Yaradanın bana verdiği güçle, yaradılış sebebim adına,

AND İÇERİM.                                                                         Metin Kalender



Kayıt tarihi : 31.08.2006 - Toplam yorum : 0


ZAMAN KAYBI(+15)Yeni yorum girAç/Kapa

Satış müdürü, iş isteyen satıcı adayına sorar:

 Askeri tatbikat gazisi misiniz?

 Evet, efendim.

 Geçmiş olsun. Nerenizden?

 Bir şarapnel parçası erkeklik organımı parçaladı.

 Satış müdürü, anlayışla başını sallayarak: Bu kadar yeter, işe alındınız. Burada mesai saat dokuzda başlar. Siz ise saat o nda işbaşı yapabilirsiniz. Kendisine ayrıcalık tanınmasından rahatsız olan satıcı adayı, sıkılarak sorar:

 Neden ben de diğer satıcı arkadaşlar gibi, saat dokuzda işe başlamıyorum?

 Satış müdürü, sakin bir şekilde cevap verir: Bunu hiç kafana takma, saat dokuzda burada olan diğer satıcılar, saat o na kadar olan zamanlarını senin kaybettiğin organı karıştırmakla geçiriyorlar.



Kayıt tarihi : 31.08.2006 - Toplam yorum : 2

:))
Kayıt tarihi : 31.08.2006 03:08:00 - Yorum sahibi: yedi7
DOĞRU SÖZE ŞAPKA ÇIKARACAM DA ŞAPKAM NERDE YAVVV...
Kayıt tarihi : 31.08.2006 14:21:00 - Yorum sahibi: emelatam


ÜNLÜ AVUKAT PETROÇELLİ NİN KAYBETTİĞİ TEK DAVA !!!... Yeni yorum girAç/Kapa

Ünlü bir futbolcu karısını öldürmekle suçlanıyordu..Futbolcu yakalanmıştı... Ama karısının cesedi ortada yoktu..
Duruşma Amerikan filmlerindeki gibiydi.. Futbolcu sanık sandalyesinde oturuyordu..
Kucak dolusu parayla tuttuğu avukatı jüriyi ikna etmeye uğraşıyordu:
"Sayın jüri, müvekkilimin suçsuz olduğuna yürekten inanıyorum.. Buna az sonra sizler de inanacaksınız.. Neden mi? Bakın, şimdi 1'den 10'a kadar sayacağım ve müvekkilimin öldürdüğü iddia edilen karısı bu kapıdan içeri girecek.. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10..."
Bütün jüri kapıya döndü... Kimse girmedi içeri.. Avukat bir savunma dehasıydı; öldürücü hamlesini yaptı..
"Bakın, siz de kadının öldüğüne inanmıyorsunuz.. Çünkü hepiniz içeri girecek diye kapıya baktınız.. İşte kararı verirken
Buna güvenmenizi talep ediyorum.."
Jüri, ünlü futbolcuyu suçlu bulduğunu bildirdi ve dava bu şekilde sonuçlandı.. Mahkeme çıkısında avukat, bayan jüri başkanına yaklaştı:
"10'a kadar saydığımda siz de diğer üyeler gibi kapıya bakmıştınız.. Neden böyle bir karara imza attınız?"
"Doğru" dedi jüri başkanı; "Ben de kapıya baktım, ama müvekkiliniz kapıya bakmıyordu !..



Kayıt tarihi : 31.08.2006 - Toplam yorum : 0


SİYASETÇİ))Yeni yorum girAç/Kapa

"Ölmeden önce şeytanı ve o nun kötülüklerini
lanetle" der Papaz…
Ancak adamdan ses çıkmaz. Papaz gene: "Ölmeden
önce şeytanı ve o nun kötülüklerini lanetle" der
demesine ama adamdan gene ses çıkmaz.
Papaz iyice sinirlenir ve:
- Neden şeytanı ve kötülüklerini lanetlemiyorsun
be adam?
Deyince, adam sakin sakin cevap verir,
- Nereye gideceğimi bilmeden kimse hakkında yorum
yapmak istemiyorum!!



Kayıt tarihi : 31.08.2006 - Toplam yorum : 0


DAHA NE OLSUN)))Yeni yorum girAç/Kapa

Adam karısıyla arabada giderken polis sirenini duymuş, hemen sağa çekmiş ve polis gelmiş:
- Buyrun memur bey?
- Beyefendi direksiyon başındayken cep telefonuyla konuşuyordunuz.
- Yok efendim sadece bip yaptı, ben de şarjı mı bitiyor diye baktım.
Karısı lafa atlamış:
- Aaa yapma hayatım. Yarim saattir ortağınla iş görüşmesi yapıyordun telefonda.
Adam karısına tip tip bakarken polis yine sormuş:
- Beyefendi emniyet kemerinizi neden takmıyorsunuz???
- Memur bey takmıştım ama sizin geldiğinizi görünce durduktan sonra
çözdüm.
Karısı yine atlamış:
- Aman şekerim sen de o kemeri hayatında bir kere taktın mi acaba.
Adam kadına bir tane patlatmamak için kendini zor tutarken; polis bu
sefer de arabayı incelemeye başlamış vee.
- Beyefendi bakar misiniz sağ sinyaliniz de kırık.
- Aaaa. Kırık mı?? Sabah yola çıkarken kontrol ettim kırık değildi. Yolda oldu galiba, hiç de fark etmedik.
Karisi çenesini tutamamış yine:
- Amma da attın kocacım, sana 3 haftadır söylüyorum artık su kırık
sinyalin icabına baktır diye.
Adam en sonunda dayanamamış bağırmış:
- BANA BAK SEN SUSUCAK MISIN ÇAKICAM SIMDI SURATININ ORTASINA!
Polis kadına sormuş:
- Hanımefendi eşiniz size hep böyle mi davranır?
Kadın cevap vermiş:
- Yok canim.Sadece alkollü olduğu zaman...



Kayıt tarihi : 29.08.2006 - Toplam yorum : 0


Sayfa : <<   <  1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17  >   >>

Günlük yazmak için üye girişi yapmalısınız, üye girişi yapmak için buraya tıklayın.




Günlük nedir? | Günlüklerim | Yeni kayıt | Günlük ara

100% Güvenli Bölge
İş ortaklığı | Web Master | Hakkımızda | Sık Sorulanlar | Bize Ulaşın
birmilyon.com bilgi merkezli bir sitedir, bilginin paylaşılması ve çoğaltılması ilkesine dayanarak,
birmilyon.com da yer alan hertürlü soru ve bilgi yarışması tamamen paylaşıma açıktır.
Seçkin üyelik | Bilgi yarışmaları | Kelime ve Zeka Yarışmaları | Günlük | Foto kulüp | Bir sorum var | Serbest kürsü
Normal üyelik | Bilgi yarışması | Çocuk yarışması | Soru gönder | Bir işlem | Bir kelime | Timsah avı
Kullanım Şartları | Güvenlik ve Gizlilik | birmilyon.com V8 turbo

Bilgi Yarışması

0,421875