Bilgi Yarışması, Ana Sayfa

Ana Sayfa

İkili Yarışmalar

Kelime Yarışmaları

Zeka Yarışmaları

Günlük

Foto Kulüp

Bir Soru

Serbest Kürsü

Dostluk

Üyelik
Ana Sayfa
Seçkin Üyelik
Mesaj Kutusu
Tavsiye Et
Tıkla Kazan
Ödül Listesi
Gruplar / Sıralama
Sohbet Odaları
  Üyelik
Kullanıcı adı
Şifre
Yeni üye
Şifremi unuttum
Tavsiye Edenlere 10,00 Bonus
Tavsiye edeceğiniz e-posta adresi


%50 Daha Hızlı Flash Menü

Aktif soru
27.965
Aktif üye
978

Bayrak

KONU SAHİBİ: piruspapirus   -   40 yorum, 14.079 kez okundu

TARİH: 30.12.2008 11:29:00

KONU BAŞLIĞI: Kürsüm Sövgü Üstüne

KONU AÇIKLAMASI:
Efendim, 1987 yılında Eurovision şarkı yarışmasında Seyyal Taner ve Grup Lokomotif "Şarkım Sevgi Üstüne" ile Türkiye'yi temsil etmişti. Kürsü başlığımda oradan esinlemedir.... Tabii üstüne şarkı yazılan her söz "SEVGİ" kadar güzel olabilse. Fakat takdir edersiniz ki, her söz sevgi kadar güzel olmadığı gibi bazen iş şirazesinden çıkıp, beddua, hakaret ve sövgüye kadar gidebiliyor. Hoş olsa da olmasa da bu yadsınamaz bir gerçek. Sanırım sövgünün de kökeni araştırılsa, kökü Hz. Adem'e kadar uzanır...... Peki bu üçü arasında ne gibi farklar vardır, ne kadar biliyoruz ? Pamuğun çiğidini ayıran çırçır makinasının bile uzun zaman önce keşfedildiği şu dönemde sapla, samanı ne kadar ayırabiliyoruz ? Beddua, hakaret veya sövgü nedir? mesela bir insana ne söylersek beddua, ne söylersek hakaret veya ne söylersek sövgü olur ? ..... Bunun yanı sıra vücut diliyle veya maruz bırakılan davranışlar yoluyla bir insana beddua, hakaret veya sövgü yapmak mümkün müdür ? Beddua, hakaret veya sövgünün bazı insanlar tarafından "HAK" edilebileceğine ve o HAKkın teslim edilebileceğine inananlardan mısınız ? yoksa her ne surette olursa olsun, bu üçünü de yapmam, yapanı kınarım diyenlerden misiniz ? ..... Önemli Not : Kürsünün konusu sövgü üstüne olmasına rağmen son derece mantıklı bir kürsüdür. Sadece konu ile ilgili fikri olanlara açıktır. Kürsümde aleni olarak herhangi bir yere, kimseye sövülmemesi, sağa sola sataşılmaması, yerlere çöp atılması, çimlere basılmaması önemle rica olunur. Aksi davranışlarda bulunanlara "pirusvari HAK teslimi" hakkım mahfuzdur.

Yorum yazmak için üye girişi yapmalısınız, üye girişi yapmak için buraya tıklayın


KULLANICIYORUM
ginger2004Sayın piruspapirus, izninizle bir konuya açıklık getirmek istedim...YARALI RUH:genetik kodlanma ve aile kültürü ile direct alakalı kazanımlar..ve zaman içinde bu kazanımlara etken (kiii ben buna törpülenme süreci diyorum )çevresel faktörler...yoksa kast ettiğim birinden herhangi bir şekilde alınma, yaralanma, vs. değil...Dünya üzerinde %100 lük doğru kazanım yada mükemmelliyetçilik yoktur....herkes yaşantısının gerekliliği olarak YARALI BİR RUHA sahiptir...önemli olan önce bunu fark etmek, sonrada buna sahip çıkıp ortalığa bırakmamaktır...
Bu konuya açıklık getirdiğiniz için teşekkür ederim. Sizin bahsettiğiniz yaralı ruh tanımıyla ilk yorumunuzu yeniden incelediğimde, küfür, beddua, hakaret gibi olguların ve bunlara karşı verilen tepkilerin aslında alınan aile terbiyesi ile alakalı olduğu ve çevresel faktörlerle de bilendiği ya da körlendiği gibi bir sonuca ulaştım. Mükemmeliyetçilik elbette hiç bir insanın doğasında yoktur ama bence azamiyetçilik bence her insanda bulunması gereken bir duygu diye düşünüyorum. Size tekrar teşekkürlerimi sunarım. Saygılar.
bulmalıyımBir kimse, başka bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat ederse hakaret etmiş olur. Ve sövme; bir kimsenin, her ne biçimde olursa olsun diğer bir kimsenin onur, namus, şöhret, vakar ve haysiyetine sataşmada bulunması, küfretmesidir. Birinin kötülüğü için edilen dua, ilenme de bedduadır. Hakaret -> Okuduğu gazete de kendi gibi.. Nokta beyinli şey… Sövme -> Bu yaptığın şeytanlıktır! Beddua -> O hayvana vuran elin kırılsın! … Günlük hayatta karşılaştığım çileden çıkarıcı davranış veya sözlerde en fazla “geri zekalı” derim. Ama bunu kendi kendime söylerim veya olayın stresini hala üzerimden atamamışsam, derdimi anlatmakta olduğum arkadaşımın yanında söylerim. Yoksa doğrudan o ters yaklaşımda bulunan kişiye karşı ilk etapta böyle bir söz sarf etmem. (Bakın burada önemli bir ayrıntı var. Geri zekalı olduğunu iddia ettiğim kişiyle dalga geçmek veya onu küçümsemek kastıyla değil de sinirimin etkisiyle yaparım bunu.) Yalnız hiç unutmuyorum, bir defasında bir bayana hakaret etmiştim. Her sorduğuma ters yanıtlar verip ukala bir görüntü arz eden bi bayanla tartıştık. Ben söyledim söyleyeceğimi, o da söyledi ve odadan çıktım. Ardından odaya giren ve olayla alakasız birisine kadın başladı mı benim hakkımda atıp tutmaya. Başladı mı dır dır dır konuşmaya. Sinirim resmen zıpladı ve tekrar odaya girip “mahalle dedikoducuları gibi ne çekiştirip duruyorsun beni!” diye bağırdım. Konuşma ardımdan, konuşma! Diye de eklememi yaptım.. Olabiliyor… Olmaması gerek ama oluyor işte…
Senin birisine hakaret etmiş olabileceğine inanmak çok zor doğrusu. :))) Eminim ki, tahammül ötesi bir kişilik olsa gerek o kişi. Şaka bir yana elbette olmaması gereken bir şey ama zaman zaman "kaderse, çekiliyor" maalesef. :) Teşekkürler sevgili Güldane.
bulmalıyımBedduaya gelince… Biliyorum çok yanlış ama yapmıyorum dersem de yalan söylemiş olurum. Genelde beddualarım, aciz insanlara veya aciz hayvanlara uygulanan vahşetlere yöneliktir. Çünkü deli oluyorum o an. İstiyorum ki bir daha yapamasın. Bakın akşam İsrailli bir yetkili konuşuyordu. Spiker bayan, adama soruyor: Şu kadar masum öldü yapılan saldırıda diyor. Geri zekalı adam (evet alenen hakaret ediyorum kendisine) bu sayı muhabbetinin yapılmasını ahlaki bulmadığını söylüyor. Ahlaksızlıkmış ölenlerin sayısının söylenmesi.. Kendilerine saldırıldığı zamanı mı beklemeleri gerekiyormuş.. Haklılarmış saldırmakta! Şimdi sorarım size, bu adam geri zekalı olmaz da kim olur! Bu zihniyetlerin hayat bulduğu bedenler bedduayı hak etmez de kim hak eder! Bütün bu itiraflardan sonra şunu da söylemem gerek ki şahit olduğum tartışmalarda eğer taraflardan birisi orantısızca bir tepki içine girmişse bunu da kınarım. Uzatmaya devam ediyorsa bunu da… Yakıştıramadığım için belki… Alaycılık içine girilmesini de kınarım. Ya çıkıp mertçe edersin kavganı ya da susup oturursun… diye düşünürüm. (Çünkü ben öyle yaparım) Kıs kıs gülmediğim gibi gülünmesinden de hiç hoşlanmam yani… … … Sizin de başta söylediğiniz gibi, keşke üzerine şarkı yapılan her söz, sevgi kadar güzel olabilse.. Olmuyor çünkü maalesef diğerleri de hayatlarımızın birer gerçeği… (Haa bu arada, hani o kavga ettiğim bayan vardı ya, şimdi bayramlarımızı bile kutluyoruz birbirimizin) Aslında konu konuyu açtı durdu ama çok uzattım. Saygılarımı sunuyor, huzur, mutluluk dolu günler diliyorum Sevgili Abim…
Yani ilk yorumda Nail bey'in bahsettiği hikaye gibi bir soru sordun Güldane. Valla bu adama hakaret edilmezse, sanırım yeryüzünde hiç bir canlıya hakaret etmemek gerekir. Tekrar teşekkürler.
quenteAslında en kötüsü ister küfür, ister hakaret, ister beddua olsun bunu birşeylerin arkasına saklanıp haince yapmak sanırım. Son günlerde sitede dolaşan ÇAKMA nicklerden isteyen istediği gibi, istediği miktarda ve kolayca edinebilir. Doğrusunu istersen ve dürüstçe söylemek gerekirse benim de aklıma gelmedi değil. Al bir nick as duvara, lazım olduğunda ve söylemek istediklerine kendi kimliğinle cesaret edemediğinde ÇAKMA nicki göreve çağır. Git sağa sola hakaret et, sevmediğin insanların kürsülerine musallat ol, işin bittiğinde çıkar maskeyi eski delikanlı şahıs rolüne geri dön!!! Düşünmesine düşündüm de o zaman, o aşağılık insanlardan ne farkım kalacaktı? Düşündüğüme bile utandım. Kimsenin beni sevmesi gibi kaygım da olmadığından, burada ne söylersem söyleyeyim, ne anlatırsam anlatayım asla hiçbir maskenin ardına saklanmadan olacaktır. Bunu da herkese tavsiye ederim çünkü bazı yüzler maskelerin ardında bile o kadar belli ki...
Dostum bu bir 'karakter' ya da 'karaktersizlik' meselesi. Sen istesende öyle birisi olamazsın. Fakat bir gün böyle bir ÇAKMA nick yakalarsam, Demir bey'in burun üstü şaplak formülüyle öyle bir vuracağım ki, bırak ÇAKMAsını, normal nickiyle bile dolanamayacak sitede.
ginger2004İTİRAF:yaralı ruhum, araba kullanırken küfretmemi istiyor, bende kırmamak adına yapıyorum:))))))
:))) Onu biz de yapıyoruz maalesef.
celsus1978http://www.birmilyon.com/e/?z=0&a=4&d=12617&e=&ct=&s=30 BU LİNKTE Kİ PİRUSPAPİRUS'UN YORUMLARI KÜFÜR , HAKARET VE SÖZGVÜLERLE DOLUDUR.ÖRN: ŞEREFSİZ KELİMESİ BİZZAT KÜFÜR VE HAKARETTİR.ALLAH'A HAVALE ETMEK / BEDDUA KISMINIYSA HİÇ GÖREMEDİM :) MANTIKLI CEVAPLAR İSTEMİŞSİNİZ, DÜŞÜNDÜMMMMM DÜŞÜNDÜMMMMM ANLAMLARINI BİZE SORDUĞUNUZ KELİMELERİN ANLAMLARINI BEN DİREK ÖRNEKLEDİM :) YANLIŞ ANLAMAYIN DAHA İYİ ANLAŞILMASI İÇİN :)YANLIZ O LİNKTE SİZİN SORMADIĞINIZ BİR KELİMEYE ÖRNEK VAR Kİ (SİZE YİNE HİÇ YAKIŞTIRAMADIM ) ZAN ALTINDA BIRAKMAK . EMİN OLMADIĞINIZ BİR KİŞİ İÇİN O KÜRSÜDE GEREKSİZ YERE BİRSÜRÜ (YUKARDA VERDİĞİNİZ KELİMELERİN ) ANLAMLARINI YAŞATTINIZ.BENCE BİRAZ DÜŞÜNÜN.
Bakın 3-5 günlük ÇAKMA nickli arkadaşım. Öncelikle "şerefsiz" kelimesi kişiye özeldir ve küfür değil hakarettir. Ben HAK edene hakaret ettiğimi zaten söylemiştim. Madem linke meraklısınız, bende size 3 ayrı link vereyim. Sizin verdiğinizle birlikte kürsüyü takip edenler 4 linki bir arada incelesin. Küfürbazın, milletin haremine saldıran ahlaksızın kim olduğunu görsün. Bizde her şey şeffaf.............. LİNK 1 : http://www.birmilyon.com/e/?a=4&d=11749 ........... LİNK 2 : http://www.birmilyon.com/g/?a=2&mi=6650 ......... LİNK 3 : http://www.birmilyon.com/e/?a=4&d=12615 ve nihayet LİNK 4 (SİZİN VERDİĞİNİZ LİNK) http://www.birmilyon.com/e/?z=0&a=4&d=12617&e=&ct=&s=30 ........... NOT: LİNKLER TARİH SIRALAMASINA GÖRE VERİLMİŞTİR...... İNSANLAR BU LİNKLERİ İNCELEYİP, BEL ALTINDAN İNSANLARA VURAN, KOVULDUĞU YERE ISRARLA GİDEN, PROVOKATÖRÜN KİM OLDUĞUNU VE BENİM ONA NEDEN HAKARET ETTİĞİMİ DAHA İYİ ANLASINLAR.
quenteBazı sözler de vardır ki deyim midir, sövgü müdür bilinmez. Mesela bunlardan biri de 'İti an çomağı hazırla' dır ki. Yeri geldi diye söylüyorum yanlış anlaşılmasın.
:)
celsus1978Vermiş olduğunuz 2.link açılmıyor (diğer linkleri okudum ) Arkadaşın ısrarla aynı konuda üstünüze gitmesi konusundaki tepkinizde haklısınız.Özür dilerim.Ancak bir konuda bence yanılıyorsunuz o da zan altında bıraktığınız kişidir.İlginç bir şekilde arkadaş sizin muhalefet -görüşmediğiniz- ilgilenmediğiniz-ilgilenmek istemediğiniz kişinin ismini kürsülerinizde zikrederek bence olayı kendinden uzaklaştırıp başka yöne çekmeye çalışıyor.Şimdide beni o kişi sanmayın :) Katiyen değilim, sadece size yakışmadığını düşündüğüm uslubun kürsüde böyle yansıması beni fazlası ile şaşırttı. Belki farkında değilsiniz ancak olaylar gerçek yaşamın içine girecek bir hal aldı.Sanırım bu konuda benle hemfikirsiniz ve birbirinizi görmeden böylesi erkek muhabbetlerinin kürsülerde ,günlüklerde yapılması iki tarafıda fazlası ile gerer ve hoş olmayan şeyler yaşanabilir.Ben linkini verdiğim kürsüyü çok iyi okumadan size bazı ithamlarda bulunmuştum.Yineliyorum tekrar özür dilerim.Arkadaş gerçektende abartmış.İyi akşamlar.
Uyarınız üzerine verdiğim linkleri yeniden teker teker adres çubuğuna kopyalayıp denedim, hepsi çalışıyor linklerin. Bence bir daha deneyin. Ayrıca şunu ifade edeyim, şahsım tarafından hakarete uğrayan arkadaşın, bu güne kadar kürsüsünü veya günlüğünü vs... hatırlamam. Açmışsa da benim tek bir yorumum vs.. yoktur. Fakat gelgelelim ilk linkte verdiğim tartışma, son derece medeni ölçülerde devam ederken, kendisi birden bire eşimi gündeme getirmiş, terbiyesizlik yapmıştır. Bu olaydan sonra geçenlerde benim günlüğüme gelmiş ve kibarca kovulmuştur. Ertesi gün nisan hanımın kürsüsünde yine bana sataşmış ve nihayet dün akşam eşimin kürsüsünü sabote etmiştir.... Kısacası kendisinin art niyetli olduğu çok açıktır. Bu tartışmalarımız esnasında da nedense hep aynı kişiyi şiddetle savunması, bu kişi sitede zor duruma düşünce birden bire ortalığa çıkması, malum kişiyle bağlantılı olduğu izlenimini sadece bende değil, çok kişide uyandırmıştır..... Sözün özü; ben sevmediğim insanların kürsüsüne günlüğüne gitmiyor, onları "yok" sayıyorum. Onlardan da aynısını bekliyor, beni "yok" saymalarını bekliyorum. Bilmem çok şey mi istiyorum ? Size de iyi akşamlar.
ginger2004Sayın daytug, oldukça hızlı ve tüm trafik kurallarına uyan biriyimdir.....ama bana bayan olduğumun saygısız bir tavırla anımsatılmasında HAK edilenide ilgili kişiğe saygı kuralları içinde geri iade etmeyide borcum bilirim....bana göre küfür, bir başkasına alt seviye olan sözcüklerimi kullanmaktan çekinmem....örnek:bir akşam bir yerden dönüyordum, ışık bana açıktı ve doksan derece dönmeye çalışırken arkamdan bir taksici, yırtınarak gelip sağımdan girdi ve beni sola atmaya çalıştı....biran ürktüm...gaza basıp, fırlayıp önünü kesip, durumamla dışarı fırlayıp kiii taksi şöförüde fırladı.."ne yapıyorsun beeeeeeeee adam" derken burun buruna geldik...."yaptığının hangi trafik kuralında yeri var, bana onu söyleeeeeeeeeeeeee"......diye bağırıyordum....soför baktııııııı ve dönüp arkasını gitti..bende döndüm ve arabamı oldukça yavaş kaldırıp, beni beklemesini sağladım....küfür budur....istedimi yaptım ama !!!!!!!!....ve öfkeyle tabiki:))))
:)
ginger2004Sayın daytug, kendi adıma konuştum..kürsü konusu SÖVGÜ...buna bir örnek veeee mükemmel olmadığıma da....bayanların şoförlüğü ile ilgili bir kürsüde düşüncelerimi yazarım...ancak size özel olarak trafikte burun buruna geçerken benim bayan olduğumu anlayabilirsiniz deee derim:))))....abartı değil GERÇEK...
:)))
bettybluebilindik manada küfür ettiğimi hatırlamam hiç:))ama tabii ki üzgünlük,kızgınlık karışımı duygusal anlarımda beddua,hakaret ve sövgü karışımı sayılabilecek laflar sarfetmişimdir...karşı taraf anlamış mıdır,alınmış mıdır veya haketmiş midir diye de düşünülmüyor öyle zamanlarda(ya da ben düşünmüyorum).adı "satılmış" olan biriyle çalışmıştım bir süre.bir türlü çıkıp ta "satılmış efendi" diye seslenememiştim.adamcağız bana ne etti ki, ortalık yerde çıkıp sesleneyim öyle di mi ama?:)))(ben zaten ormanlık alanda bile basamam çimlere...inşallah sanal çimlerinizi görmemezlik etmemişimdir:))))
Siz zaten tanıdığım kadarıyla zarif yapıda bir hanımefendisiniz. Sizin hakaret, küfür gibi şeyleri kullanacağınızı doğrusu pek tahmin etmiyorum. Olsa olsa kahırlanıyorsunuzdur. :))) Satılmış efendi mevzuuna gelince, işe ilk başladığım yıllarda benim de işyerinde bir "Satılmış Efendi" vardı. İlk zamanlar bana da garip gelmişti ismiyle hitap etmek. "Dayı" falan diyordum. :))) Derken bizim müdür bey bir gün kızdı, "burası çiftlik değil resmi devlet dairesi, burada öyle dayı, amca falan bulunmaz" dedi ve "dayı" demeyi yasakladı. :))) Ondan sonra dilimi alıştırdım ve söylemeye başladım. Sonunda adamcağız emekli oldu gitti, ben de o işkenceden kurtuldum. :))) Sanırım bu Satılmış lardan, her devlet dairesinde mutlaka derde deva niyetine oluyor. :))) .... Onun haricinde sitemizin yeşil çimlerini korumak için kendimce böyle bir kampanya düşündüm. Bundan sonra her kürsümde "lütfen birmilyonun yeşil çimlerine basmayınız" ibaresi koymayı düşünüyorum. :))) Bu neşeli yorumunuz için teşekkürler.
bettyblueyukarıdaki tanımlardan birine uyar mı bilmem ama,bazen karşımdakinin şirretliği karşısında söyleyecek söz bulamayıp;vazo,kültablası,ayakkabı vs. fırlattığım olmuştur.normalde insancıl ve şiddet karşıtı bir tipimdir oysa...attıklarımdan biri isabet etse üzülürdüm ama:)))şimdi aklıma takıldı da ,sanal olarak birinin kafasına kültablası fırlatmakla eşdeğer ne yapılabilir ki diye?sanal şirretliklerin karşısında susup kalıyorum çünkü...
Bir zaman şöyle bir öneride bulunmuştum, sizin gibi; "sanal alemde sevmediğimiz kişileri ne yapalım ?" diyen bir arkadaşa. Bence hemen adam asmacaya gidin. Orada sehpadaki adamı o sevmediğiniz kişi gibi düşünün. Örneğin beni sevmeyenler "pirus" gibi düşünebilirler. :))) O asılacak adama konsantre olun ve büyük bir zevkle en çıkmayacak harfleri tıklayın. :)))) J, V, F vs.. gibi. :))) Bir süre sonra son bacakta gidince, eminim büyük bir rahatlama hissedeceksiniz. :))) Gerçi 3-5 bonusta gidecek bu arada ama sevmediğiniz kişiyi darağacına göndermenin doyumsuz zevkinin yanında sözü bile olmaz değil mi ? :)))
kafkas.muratAskerlikte acemi birliğini tamamladığım Isparta Dağ komando Okulunda "onbirlilik" (bulaşıcı ruh hastalığı) son derece yaygındı. Kadrolu askerlerin neredeyse tamamı bu illetin pençesine düşmüştü. O kadar ileri gitmişlerdi ki; birbirlerine ve kursiyer askerlere aşk(!) ile sövüyorlardı. Duruma karşı olanları ise: Küfür "haki elbiseden içeri geçmez" şeklinde manipüle ediyorlardı. Bir gün 160 cm boyunda bir onbaşı, esas duruştaki acemilere, gerek döner tekme atarak gerek avuç içi (destekli) vurarak başlarındaki bereyi düşürmeye çalışıyordu. Başından beresini düşüremediği delikanlıların bütün sülalesine yönelik akrabalık girişimlerini ise bu satırlara taşımam söz konusu olamaz. Onbaşı ilk mangayı bitirmek üzereydi ve ben ikinci manganın başındaydım. Allaha yalvarıyordum bana bir çıkar yol göstermesi için. Derken karşıma dikilip eline kaldırması ile birlikte, şartlı refleksle :) tam burnunun üzerine kafamı oturtturmam bir oldu. Onbaşı yere yığılırken kendinde değildi. O kendine geldiği zaman ise ben kendimde değildim. Üstümdeki kadro askerlerin sayısını bile sayacak mecalim kalmamıştı. Artık usta askerlerin yeni hedefiydim. Kısa aralıklarla buna benzer üç olay geçti başımdan. Hepsi de aynı tepki ve aynı sonla noktalandı. Şahsıma yapılan üçüncü linç girişiminden sonra, birkaç acemi asker de aynı tepkiyi koyunca, artık kadrolu askerler başlarına geleceği anladılar. Netice de acemilerin sayısı, kadroluların yüz katıydı. Ben psikopat(!) kategorisine sokulmak suretiyle, Acemiliğin son 65 gününde ne dayak teşebbüsüne nede hakarete maruz kalmadım. Sonuç: Eline fırsat geçirmiş veya iyi mevzi almış, şahsiyetsiz, korkak ve sünepe tipler, ezikliklerini ve zavallılıklarını örtbas etmek için, agresif tavırlar içerine girerler. Bilinçaltlarındaki aşağılık duygusunu bastırabilmenin belki de tek yolu budur. Bu tip kişiliksiz zevat her daim olacağı gibi, bunları yok saymak, görmezden gelmek, onların bölünerek çoğalacağı anlamına gelir. Toplumun gelişmesi veya ıslahı için: Doğru , haklı ve dürüst olanların da en az namussuz ve karaktersizler kadar cesur olması gerekir. Dinimiz Bu mücadelenin örnekleri ile doludur. “Haksızlığa boyun eğenler, hakları ile birlikte şereflerini de kaybeder” diyor Hz.Ali efendimiz. Diğer yandan, kutsallarına karşı bir saldırı yapıldıysa: Önce elinle olmazsa dilinle yok o da olmadıysa kalbinden buğz et diyor peygamberimiz. Malumunuz Buğz ise imanın en zayıf olduğu durumdur. Saygılarımla.
Yazdıklarınızı büyük bir ilgiyle okudum. Gerçekten de noktasından virgülüne kadar her satırına katılıyorum. Bahsettiğiniz türden bazen toplumun bir kesimi içerisindeki statülerini bir hizmet aracı değil, zulüm aracı gibi gören, bazen de ortamın flu olmasından istifade edip bunu kötüye kullanan ve bu şekilde kendisine göstermelik bir itibar sağlamaya çalışan özgüveni gelişmemiş, silik, namussuz tipler çıkabiliyor. Çoğu zaman insanlar bunların baskılarına boyun eğiyor. Oysa "birey" olabilmeyi kavrayan insanlar tıpkı sizin askerlik örneğinde olduğu gibi bunu kabullenemiyorlar. Yeri gelmişken bir kısa hatıramı da ben anlatayım. Üniversite yıllarımdaydı. Gece geç saatte bir arkadaşımı otogardan memleketine yolcu etmiş, yurda gitmek için otobüs beklemekteydim. Geç saat olduğu için durakta da benden başka kimse yok. Önümde bir araba durdu. Arabanın camı açıldı ve sivil polis olduğunu söyleyen birisi bana; "bin arabaya" dedi. Nedenini sordum, "şüpheli gördük seni" dediler. Ben arabaya binmeyi reddettim ve öğrenci kimliğimi, yurt kimliğimi vs.. gösterdim. Fakat öylesine kararlılardı ki beni götürmeye hala "bin arabaya" demeye devam ediyorlardı. En son dayanamadım ve dedim ki; "siz eğer polisseniz, cebinizde silahınız vardır. Beni vurmadan o arabaya bindiremezsiniz." Bunun üzerine şaşırdılar. Sanırım böyle bir mukavemet beklemiyorlardı. İçlerinden birisi, şoför mahallinde oturana, "neyse, sür gidelim" dedi ve devam edip gittiler...... Kısacası neyin, ne için yapıldığını sorgulayan "birey" duygusu gelişmiş insanların çoğalması elbette en büyük dileğimiz. Bahsettiğiniz güzel sözlere ilaveten merhum İsmet paşa'nın; "Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur" sözünü eklemek isterim. Değerli yorumunuz için teşekkür eder, saygı ve sevgiler sunarım.
bigbrotherrÖzgür Bey, biraz geç oldu ama, ancak şu an vakit bulabildim birşeyler yazmak için:) Bana göre, hemen "beddua"'yı bir tarafa ayırıp, "hakaret" ile "sövgü" yü tartışmak daha mantıklı olur kanaatindayim. Hakaret etmek, genel ve kabul görür anlamı ile - bir başka kimseyi aşağı görmek - olarak adlandırılabilir. Dolayısı ile sövgü de bir başka kimseyi aşağılamak eylemi olduğuna göre, bu 2 kavram birbirinin ikizi olarak kabul görmelidir diye düşünüyorum. Aslında ingilizcede "insult" deyimi tam da bunları anlatan bir kelimedir. Beddua ise daha çok (yukarıda yazan birçok kimsenin de belirttiği gibi) kişinin dinsel kimliği ile inandığı yüce varlıktan kuvvet alarak bir başka kimsenin kötülüğünü istemesidir. Aslına bakacak olursa, bu kişinin mücadelesinin yetmediği noktada, olayı kendi kafasından uzaklaştırma, rahatlama ve çıkış noktası bulma anıdır. Bununla beraber bazen bu 3 kavramın da birbirlerinin eşleniği olarak kullanıldığı da sözkonusudur. Ben hakaret, sövmek ve beddua etmek konusu üzerinde değer yargısı sorgulama tarafına pek girmek istemiyorum. İyi akşamlar dileklerimle:)
Ertan bey; hakaret ve küfür (sövgü) TDK da anlam olarak ayrı kategorilendirmiştir. Yani anlam olarak birbirini tam karşılamaz. Tabii TDK sözlükleri uzun uzun ansiklopedik bilgiler içermediği için bunu sözlükte bulmamız mümkün değil. Sizin yorumunuzda belirttiğiniz "Hakaret etmek, genel ve kabul görür anlamı ile - bir başka kimseyi aşağı görmek -" tanımından da yola çıkarsak, hakaret ferdidir, kişiye edilir. Eğer aynı hakaret çok kişiye ya da bir gruba yönelik sarf edilirse "sövgü" özelliği kazanabilir. Yine izninizle örneklendirmek isterim; örneğin bir kişiye, (sözüm meclisten dışarı) "ahlaksız" derseniz bu hakarettir. Fakat bir grup veya zümreye topyekün "ahlaksızlar" demek küfürdür. Yani bunlar ikiz kavramlar değil, aynı 'aşağılama-hor görmenin' tekili ve çoğulu gibi algılanabilir bence. Beddua da bahsettiğiniz gibi çaresizliğe düşmüş insanların özellikle de dini motifli bir çeşit deşarjından başka bir şey değildir diye düşünüyorum. Gecenin bu saatinde zaman ayırıp, yazdığınız için çok teşekkür ederim. Sağolun.
guzin4Ozgur Bey, vucut dili, kelimelerdeki vurgu ve ses tonu bence cok onemli. Mesela ben esek desem birine bunu hakaret olarak da algilayabilir ya da muzipce yapilmis, sevimli, uzun kulakli Karakacan oldugunu da algilayabilir. O nedenle klavye arkasinda cok yanlis anlamalar olabiliyor.
Elbette klavye arkasında bazen ifademizin, bazen de imlamızın sonucu yanlış anlaşılmalar olabilir, bu bir devlet sorunu değildir ve aşılabilir. Fakat süreğen bazı tavırlar o kadar nettir ki, yanlış anlamaya imkan ve ihtimal bırakmaz. Bu açıdan şahsım adına opsiyonlu bir kişiyimdir. Örneğin bazen kürsülerde benimle ilgili yorum yapan özellikle çokça tanımadığım üyelerin yorumu üzerine, "acaba ne demek istemiş, beni eleştirmiş mi yoksa desteklemiş mi ?" gibisinden bir ikilem yaşadığım olmuyor değil hani. Bu tip durumlarda, aynı kişinin diğer yorumlarını vs... gözden geçiririm ve kafamın içerisindeki düşünceyi netleştiririm. Kısacası hoş olmayan bir tavır sadece bir kez canımı sıkarsa, nispeten toleranslarım vardır. Fakat bu hoş olmayan tavırlar süreklilik arz etmeye başladığında toleransta biter. Değerli yorumunuz için teşekkürler. Bu arada epeydir yoktunuz sitede, sanırım yeni döndünüz, size hoşgeldiniz demek isterim. Kuzey'i de öpüyorum. :)
Sayfa : <<   <  1 2 3  >   >>


Serbest kürsü nedir? | Yeni konu aç | Açık konular | Biten konular | Konularım



Kelime Cambazı
Kelime Cambazı
Toplam 0 yarışmacı
Kelime Hazinesi
Kelime Hazinesi
Toplam 0 yarışmacı
İkili Bilgi Yarışmaları
İkili Bilgi Yarışmaları
Toplam 0 yarışmacı
Bir günlük hediye (ücretsiz) seçkin üyelik için buraya tıklayın

Ayın Yarışması

Mayıs ayı boyunca her gün Kelime Hazinesi yarışmasına katılabilir ve hergün 48 TL değerinde bir yıllık seçkin üyelik kazanan kişilerden biri siz olabilirsiniz.
Hemen yarışmak için buraya tıklayın

Günün Yarışması

Sayın kullanıcımız, bugün Adam Asmaca yarışmamıza ücretsiz üye olarak katılabilirsiniz.

Şimdi Adam asmaca yarışmamıza ücretsiz üye olarak katılmak için buraya tıklayın

Bilgi

Üye olan herkese
10 BONUS
Üye olmak için tıklayın
Tavsiye edenlere
10 BONUS
Tavsiye için tıklayın
Tıkla Hemen
Bonus Kazan

Bonus için tıklayın
İş ortaklığı | Web Master | Hakkımızda | Sık Sorulanlar | Bize Ulaşın
birmilyon.com bilgi merkezli bir sitedir, bilginin paylaşılması ve çoğaltılması ilkesine dayanarak,
birmilyon.com da yer alan hertürlü soru ve bilgi yarışması tamamen paylaşıma açıktır.
Seçkin üyelik | Bilgi yarışmaları | Kelime ve Zeka Yarışmaları | Günlük | Foto kulüp | Bir sorum var | Serbest kürsü
Normal üyelik | Bilgi yarışması | Çocuk yarışması | Soru gönder | Bir işlem | Bir kelime | Timsah avı
Kullanım Şartları | Güvenlik ve Gizlilik | birmilyon.com V8 turbo

Bilgi Yarışması

3,320313E-02