Bilgi Yarışması, Ana Sayfa

Ana Sayfa

İkili Yarışmalar

Kelime Yarışmaları

Zeka Yarışmaları

Günlük

Foto Kulüp

Bir Soru

Serbest Kürsü

Dostluk

Üyelik
Ana Sayfa
Seçkin Üyelik
Mesaj Kutusu
Tavsiye Et
Tıkla Kazan
Ödül Listesi
Gruplar / Sıralama
Sohbet Odaları
  Üyelik
Kullanıcı adı
Şifre
Yeni üye
Şifremi unuttum
Tavsiye Edenlere 10,00 Bonus
Tavsiye edeceğiniz e-posta adresi


%50 Daha Hızlı Flash Menü

Aktif soru
27.965
Aktif üye
804

Bayrak

KONU SAHİBİ: piruspapirus   -   33 yorum, 15.849 kez okundu

TARİH: 29.01.2009 09:42:00

KONU BAŞLIĞI: Zor Kararınız Ne Olurdu

KONU AÇIKLAMASI:
Bundan bir süre önce çok sevdiğim bir 'bay' arkadaşımla sohbet ederken konu aile, eşler ve çocuklardan açıldı. Kendisinin o dönemde Allah bağışlasın sadece bir erkek çocuğu vardı. (Şimdilerde birde kızı var.) Söz dönüp dolaşıp, olay "eş mi daha kıymetlidir, evlat mı ?" kırılma noktasına geldi. Arkadaşımın bu konudaki görüşü, "bir dakika bile tereddüt etmem, tercihim her zaman için eşimdir" dedi. "Çocuklar benim için her zaman 2. planda gelir" dedi. Bunun nedenini sorduğumda; "çocuk bir muammadır, ben ne kadar iyi yetiştirmeye çalışsam da ileride belki kendisine ve çevresine faydalı bir insan olacak belki de tam tersi aldığı eğitimin hakkını veremeyecek ve ileride edineceği arkadaş çevresi vs.. gibi nedenlerle cemiyet düşmanı bir insan olacak. Bana belki saygılı, sevgili bir evlat olacak, belki de tam tersi yaşlandığımda bana zulmedecek bir hayırsız. Oysa eşimi tanıyor, onu seviyorum. Onun "belki" riski yok denecek kadar az. Çocuksuz yapabilirim ama onsuz asla olmaz." dedi. Hatta olayı daha da detaylandırarak, "örneğin hem eşim hem de çocuğum ölüm döşeğinde olsa ve vereceğim kan sadece birisine hayat verecek olsa eşime verirdim" dedi..... İşin açıkçası bana bu düşünce çokta mantıksız gelmedi. Fakat gözlemlerime dayanarak şunu söyleyebilirim ki, her nedense özellikle de bizim toplumumuzda böyle durumlarda genel olarak çocuklar tercih edilir..... Kısacası böyle bir zor tercih kullanmak durumunda olsaydınız, sizin kararınız ne olurdu ? Evli olanlar tercihlerini, ileride evlenmeye aday bekarlar da gözlemlerini paylaşırsa sevinirim..... Not : Kürsülerimde genel de tarafımdır ama bu konuda taraf olmayacağım. Çünkü gerçekten çok zor bir karar.

Yorum yazmak için üye girişi yapmalısınız, üye girişi yapmak için buraya tıklayın


KULLANICIYORUM
sedefçelikDüşündüm taşındım, taşındım düşündüm ve bekar biri olarak - %100 emin olmasamda - çocuğum/çocuklarımın eşimden önce gelmesi gerektiğine karar verdim. Can vermekse çocuklarım ama başka konularda eşim olabilir. Çok emin değilim açıkcası. Yorumları şöyle bir gözden geçirdim ve anne olanların düşünceleri genelde aynı. Babalar biraz daha farklı düşünebilir bu konuda. Ama bir erkek ve bir baba olarak Demir bey bunu gayet güzel izah etmiş, objektif bakarsak haklı kendileri. Hahah bana göre herkes haklı aslında, ben emin değilim :))) Birde şu var insanın başına gelmeden böyle bir cevap vermesi zor. Belkide ben bekarım diye bana daha da zor geliyor. Dilerim Allah kimseyi böyle bir tercih yapmak zorunda bırakmaz. Sevgiler abicim.
Evet özellikle herkese "çok haklısınız" diyebileceğim bir kürsü açtım. :)) Çünkü şimdiye kadar açtığım kürsülerde genel olarak yorum yazanlara muhalif fikirlerim oluyordu ve bu kürsüde bunu aştım. :) Bahsettiğim gibi ne "önce eşim" diyen arkadaşımı ne de "önce çocuğum" diyen arkadaşlarıma herhangi bir eleştirim olamaz. Tercihler, öncelikler, spesifik olaylar bir çok faktör var çünkü bu zor kararı almamızda. Benimkisi sadece bir çeşit anketvari bir şey oldu. Değerli yorumun için teşekkür ederim Sedefçiğim, sevgiler.
marti..Aslında bu soru çok zor bir soru sevgili Özgür."Sophie'nin Seçimi " gibi olmuş.Ama bugünlerde vereceğim cevap belli.5 dakika önce karnını doyurduğum "MEVDUAT FAİZİ'M"hepsinin önüne geçti.Bu aralar ne eşimi ne kızımı ne de oğlumu gözüm görüyor:)))
Elbette torun sevgisinin önünde hiç bir kudret olamaz. :))) O yüzden işin torun faslını devre dışı bıraktık. :) Allah mevduat faizinize uzun vadeli borçlanma senedi ve bol arbitraj nasip eylesin. :))) Yorum için teşekkürler.
seba_tek kelime ile "çocuklarım"....tabii ki kimse ölmesin, kimseye bi şey olmasın; birarada yaşayıp gidelim ister gönül ama ya örneğinizdeki gibi bir tercih yapmak zorunda kalırsak???? tabii ki çocuklarım:D
Cem kardeşimin bu konudaki fikri nedir acep ? :) senden rica etsem akşama birde onun görüşünü alıp, bana mesajla bildirir misin ? :) Allah inşallah sana bu kürsüde beyan ettiğin güveni sarsmayacak hayırlı evlatlar ve böyle bir karar almak zorunda bırakmayan bir baht nasip eder. Kıymetli yorumun için teşekkürler sevgili Seba.
omert91"Evet birbirlerine formalite bağıyla bağlı evlilikler zaten bu kürsü kapsamının dışında kalıyor. Üst yorumda ozcanha kardeşime verdiğim yanıtta da belirttiğim gibi buradaki durumu ideal aile modeli olarak algılarsak daha doğru tespitlerde bulunmuş oluruz sanırım..." :) benim demek istediğimin arasında da ideal aile modeli olarak deli gibi seven deli gibi bağlı görülen ya daa uzaktan öyle algılanan evlilikler vardır ki... 20- 25 yıldan sonra bile "altını çizdiği eşinin" bir olay oluyor çok rahat "üstünü" çizebiliyor. Ama çocuklarımızı çizemiyoruz ne yaparlarsa yapsınlar.
Haklı olabilirsiniz ama aynı derece pişmanlıklar çocuklar içinde söz konusu olamaz mı ? Yani 20-25 senen bakıp büyüttüğünüz çocuğun 25 yaşına geldiğinde bir seri katil veya toplum düşmanı bir psikopat olmayacağının garantisi var mı ? .... Kısacası spesifik olaylarla kürsüyü detaylandırırsak sanki biraz akıllar karışabilir gibi geldi bana. O yüzden kürsü konusunu bir standarda bağlamaya gayret gösterdim naçizane. Teşekkürler.
ginger2004Kırmızılarınız dışındaki mesajınıza yöneliktir yazımım....F5 yapanlaradır sözüm...BU KÜRSÜDE F5 YAPACAK NEEEEEEEEEEEEEE VAR ALLAH AŞKINA.....TERBİYE AİLEDEN GELİR....BU CÜMLEDEN SONRAKİ CÜMLEYİ LÜTFEN BANA KURDURTMAYIN...ÇÜNKÜ AİLEYE SAYGIM VARDIR...
Maalesef sayın Ginger, tepkilerini bu şekilde korkakça gösteriyor bu arkadaşlar. Henüz celsus78 arkadaşa yazdığım yorumda tepkilerin açık ve net olarak ifade edilmesine vurgu yapmıştım. Bu şekilde kürsüyü protesto edeceklerine keşke kendileri daha nitelikli kürsü açsalardı da buraya gelip kürsüyü eleştirselerdi. Fakat bu tip kişilerin amacı üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğu sürece bu tip hezeyanlarına devam edeceklerdir eminim. Saygılar.
guzin4Tüm yaşamım boyunca öğrendiğim, hatta şöyle diyebilirim, kafama kakıla kakıla öğrendiğim, bildiğim aslında bilmemişliğim; hayatta hiç bir şeyin garantisinin olmadığıdır. Gün gelir öyle sürprizlerle karşılarsınız ki, o aşık olup evlendiğiniz, sevgisinden emin olduğunuz eşiniz, yıllarca aynı yastığa baş koyduğunuz insan sizi şaşırtabilir. O yüzden hep derim insanoğlu bir muammadır. Evladınız, kocanız,sıkı dostunuz, arkadaşınız, kim olursa olsun farketmez. Gün gelir şaşırıp kalabilirsiniz. Söz konusu sürprizlerde tavrımı her zaman çocuktan yana koydum, koyarım da. Evladı olanlar bilir, garip bir duygu bu, önüne geçilemeyen bir çekim. Eşek kadar olsa bile koruma duygusu hep önde gelir. Önünü, arkasını, olanları, olacakları düşünmeden yaparsınız. Gelecekte bana hayrı olmayabilir düşüncesini aklından geçirmek bile bana göre yanlış. Bu çıkar ilişkisi ya da yaşlılık garantisi değil ki. Sizin bir parçanız. Beklemeden verirsiniz.
Hani bu tür durumlarda derler ya; "insanoğlu çiğ süt emmiştir" diye bahsettiğiniz gibi bazen en güvendiğiniz yakınlarınız, bu eşiniz, çocuğunuz veya bir başkası olabilir bizi mahçup edecek davranışlarda bulunabilirler. Hayatta hiç bir şeyin garantisi yok sonuçta. Hatta hayatın bile garantisi yok. Fakat böyle durumlarda özellikle eşlerin birbirlerine tanıdıkları "hata" kotasıyla, çocuklara tanıdıkları farklılık arz eder. Bu durumda genel de gençlerin yaş itibarıyla daha çok hataya meyilli olmasından kaynaklanır. Tabii çocuklarımız yaş itibarıyla bizden küçük oldukları için de onlar çoğunlukla tercih sıralamasında üsttedirler. Bahsettiğiniz gibi iyi yetişmiş bir çocuk, anne babaya övünç kaynağı, iyi bir toplum temeline yatırımdır aslında. Değerli yorumlarınız için teşekkürler, saygılar.
omert91Ayrıca şunu da belirteyim ki bir yanlış analama sözkosu sanırım... ÇOCUKLARIMIZI GELECEĞİMİZİN GARANTİSİ, BİZE BAKACAK, BAKMAK ZORUNDA DA görmüyorum. Böyle bir beklenti ne annelerimizden- babalarımızdan bize olsun ne de bizden evlatlarımıza... Herkes kendini kurtarsın vatanına mamleketine hayırlı bir insan olsun yeter:)))
Haklısınız, çocuklar yukarıdaki yorumda da belirttiğim üzere iyi bir toplum için yatırım, anne baba için de bu iyi topluma yaptığı katkı nedeniyle övünç kaynağı olmalıdır. Teşekkürler.
quenteSevgili dostum neden şimdi kafamızı karıştırıyorsun durup dururken anlamadım :))) Hangisinin daha ekonomik olacağına bakarım bende. Yani çocuğu özel okula falan göndermiş, bir tomar para harcamışsam çocuğu tercih ederim, yok çocuk küçük ve fazla emek harcamamışsam eşimi seçerim :)
:)) Dostum, yılın neredeyse yarısını yurtdışında geçiren ve kapitalizmin ruhunu iyice özümsemiş bir kişi olman nedeniyle verdiğin yanıtın buna uygun düştüğünü düşünüyorum. :))) Yani "hangisi benden daha az götürdüyse onu tercih ederim" diyorsun öz olarak. :))) Değerli yorumun için çok teşekkür ederim. Sevgilerimle.
guzin4Quente, güldürdün beni, çok yaşa sen e mi.:)) Bir akrabamızın kocasının sözünü hiç unutmam. "En iyi yatırım çocuğa yapılan yatırım" demişti.:))
:)))
ginger2004İzninizle Sayın piruspapirus, bir konuya dikkat çekmek istedim...İnsanlar yanlız doğar ve yanlız ölür....Hayatta tek gerçek vardır:YANLIZLIK....erkek şunu yapar, çocuk bunu yapar...la zaman geçmez....İnsanoğluyuz...hepimiz herşeyi, yeri gelirse yapanlarız...hooşşşş yeri gelmesede....baştan neyi KABUL ETTİĞİ nle doğru orantılıdır aslında....KIRILMA NOKTASI ise kabul ettiğinle uyuşur....erkek milleti değilmi? dendiğinde, zaten ERKEK MİLLETİDİR...der ,beklentiler son noktadır(içten içede beklentiler beklenir)....bence HAYIR...HAYAT ARKADAŞLARIMIZDIR, iyisi ile kötüsü ile(kişilik olarak saygısızlar buna dahil değildir)....bugün iyi giden beraberlik yarın kötü gidebilir...Hayatta hiiiiiiiiiçççç bir şeyin GARANTİSİ yokki.....Erkektir, bir gün beni aldatır diye bir düşünceyi en azından kendime layık görmem...çünkü üzer beni....rahatsızlık duyarım...aldatana da yapacak bir şey yokken..kiiiiiiiiiiiiii aldatma beyinde başlar...zaten kaç kez aldatılmışımdır:))))...neyin peşindeyim...fiziksel olanının mı?....benden sonra evlenmiş...kimin umrunda?....benim yaşantım bitmişken....veee çevremizde popülerken de YANLIZLIĞI yaşıyorken.....(hayır sesleri yükselmesin lütfen..sorun kendinize: kendinizi neee kadar başkasıyla paylaşabiliyorsunuz? )....demem şu: Takılı kalmayın erkek milletine, kendinize yönelin...o zaman daha iyi noktada birliktelik sağlanıyor...ama bugün , yarını bilmeden...
:) Cinsiyetlere göre yakıştırılmış bazı tavırlardan gerçekten bende şikayetçiyim doğrusu. Bence insan duygusallığının cinsiyeti yok. Bahsettiğiniz gibi kalıplar içerisine sokulmayı ben kendi adıma çok fazla kabullenemiyorum. Henüz delikanlılık dönemimde, babamın bana bir öğüdü vardır, hala kulağımın bir köşesinde sürekli durur. Babam; "oğlum, namusun cinsiyeti olmaz namus bir kadına ne kadar lazımsa, bir erkeğe aynı derecede lazım. Buradaki namusu da sadece cinsellik olarak algılama. Buradaki namus kavramını insanın onurlu yaşaması için elzem olan kurallar bütünü olarak görmelisin." derdi. Bu söz benim her zaman şiarım olmuştur. Bu şiardan yola çıkarak gerek evliliğimde gerekse de sosyal yaşantımda kendimi "onursuz" kılacak davranış şekillerinden her zaman kaçınmışımdır. Hayatta hiç bir şeyin garantisi yok ama sadece bir tek şeyin garantisi var bence, insanı "insan" yapan kurallar manzumesine uygun davrandığımızda yüreğimizde duyacağımız derin bir huzur hissi. Yanlışı değil, doğruyu yapmış olmanın verdiği manevi haz. değerli ve önemli eklentiniz için bir kez daha teşekkür ederim. :)
bonjour34Seçim yapmasam olabiliyor mu acaba?:))
:))) Valla Zeynep hanım kapalı oy kapalı tasnif veya açık oy açık tasnif sizin takdirinize kalmış. :) Fakat benim gönlüm böylesi zor biri durumda, üstelikte mesleği psikolog olan bir üyemizin neler düşündüğünü öğrenmekten yana. :) Teşekkür ederim. :)
talatnayirSevgili Özgür öyle bir soru sormuşsun ki "Yumurtamı tavuktan,tavukmu yumurtadan çıkar" gibi birşey olmuş bu..:)Yani allah insanı seçim yapmak zorunda bırakmasın derim..Aile dediğin etle tırnak gibidir...Evlat yetiştiriyor geleceğe hazırlamak için kendi hayatını ikinci plana itiyorsun..Öyle değilmidir geleneksel türk aile yapısı...Ne yaparsak hep çocuklarımızın geleceğine yatırım olmaz mı? Ama sonra bakıyorsun gazetelerde,tv lerde bir haber yaşlı annesini tek bileziği için katletti:( Yani biz çocuklarımızı iyi ve sağlıklı bir insan olarak yetiştirmeye gayret gösterip tercihimizi eşten yana kullanmalıyız bence...Zaman bize ne getirip bizden ne götürür bilemeyiz ama umarım bu tür tercihler yapmak zorunda bırakmaz...Demir beyin söylediği gibi bazen kendimi sorguluyorum..Babam hayatta ve hayatının neredeyse en değerli zamanlarını benim ve kardeşimin geleceği için harcadı.Hatta annem vefat ettikten sonra elinden geldiğince bu görevide üstlendi..Yeniden evlenip yeni bir hayat kurmadı..Sebebi bizi zor durumda bırakmamaktı.Peki şimdi biz bunun karşılığında ne yapabiliyoruz...Sadece hafta sonları görmekle,telefonla aramakla,bayramlarda elini öpmekle yetiniyoruz...Karşılığı bu mu olmalı bizler için harcanılmış bir hayatın...Kendimi bu konuda fazlaca eleştiriyorum belki ama eğri oturup doğru düşünmek gerek...Ben şahsen bu konuda yeteri kadar ilgi gösterdiğimi söyleyemem...Ve beni korkutan çocuklarımız kendi hayat derdine düştükten sonra yeterince tarihin tekerrürden ibaret olduğunu görmek...Neticede onlar kanatlanıp yuvadan uçtuktan sonra iki kukumav kuşu gibii eşler kalacak..O sebepten derim ki tercihim eşimden yanadır...Çocukları iyi birer birey olarak yetiştirip hayatın kucağına bırakabilirsek ne mutlu bizlere...Sevgiyle kalınız...
Sevgili Talat, öncelikle içtenlikle kendini dahi eleştirebildiğin için teşekkür ederim. Fikirlerine bende katılıyorum. Bizler için heba edilmiş iki yaşlı hayata (anne-baba) yapabileceğimiz çok fazla bir şey olmuyor çoğu zaman. Bazen haftada ayda bir telefon ya da bir kaç senede yapılabilen ziyaretler. Çünkü bizleri de adeta eskiten çocuklara karışıyoruz. Özellikle o bayram günlerinde huzurevlerindeki dramları görünce insanın içi burkuluyor değil mi ? İçimiz gidiyor adeta bir şeyler yapabilmek için ama maalesef yapabileceğimiz hiç bir şey onların evlatlarından gördükleri hayırsızlıkların acısını dindirmeye yetmiyor. Bu açıdan da bakınca bir "eş"in önemi çok daha fazla anlaşılıyor. Bu bakımdan "eş" tercihi yapanları da anlayabiliyorum. Bahsettiğin gibi aslında bir yumurta-tavuk ikileminin tam ortası gibi bu kürsü konusu ama gelgelelim, hayatın acımasız yüzü bazen zorunlu da olsa bize bu veya buna benzer tercihler yaptırabiliyor. Aslolan verdiğimiz kararlardan ileride pişman olmamamız veya en az pişmanlık duyacağımız seçeneğe karar vermemiz olabilir ancak. Değerli yorumun için ben teşekkür ederim, sevgiler bilmukabele.
bigbrotherrMaalesef yukarıda yazan hiçbir yorumu okuyamadım. Dolayısı ile bağımsız olarak yazıyorum. Bu konuda her iki seçimi de savunmak bana bencillikmiş gibi geliyor. Eğer ben kıymetli olmayı başarabilmişsem ve değer vermeyi de becerebiliyorsam, zaten sevdiklerim hep benimle (ruhen veya somut olarak) olacaklardır. Yoksa yapılabilebilecek hiçbir şey zaten yoktur.
Böyle bir konuda seçimlerimizi savunmak gibi bir gayret içerisinde olmamız zaten çok mümkün gibi gözükmüyor. Çünkü seçime konu olan şey çok sevdiğiniz iki varlıktan birisi olunca seçim sonunda ne kazanacağınız değil, neyi kaybedeceğimiz sorusu önem kazanıyor zaten. Bu bakımdan kaybımızı savunmak gibi bir çaba içerisinde olamayız. Sadece kürsü konusundaki mizansen üzerine bir takım varsayım ve çıkarımları paylaşmaya çalışıyoruz. Bu varsayımlarda kişilere özgü değişik fikirleri içerisinde barındırıyor. Doğal olarakta kişilere göre değişen 'bencilce' hükümler içeriyor. Bahsettiğiniz üzere sadece konuyu bedensel olarak değilde ruhani yönden de ele alırsak yorumunuza katılmamak elde değil. Değerli katılımınız için çok teşekkür ederim Ertan bey. Sağolun.
m_m_c_evlenip baba olduktan sonra bu sorunun yanıtını vereyim olurmu
:))) Tamam, yalnız o zamana bu kürsü kalkarsa, söyle yeniden açayım olur mu ? :)))
m_m_c_evlenip baba olduktan sonra bu sorunun yanıtını vereyim olurmu
Sayfa : <<   <  1 2 3  >   >>


Serbest kürsü nedir? | Yeni konu aç | Açık konular | Biten konular | Konularım



Kelime Cambazı
Kelime Cambazı
Toplam 0 yarışmacı
Kelime Hazinesi
Kelime Hazinesi
Toplam 0 yarışmacı
İkili Bilgi Yarışmaları
İkili Bilgi Yarışmaları
Toplam 0 yarışmacı
Bir günlük hediye (ücretsiz) seçkin üyelik için buraya tıklayın

Ayın Yarışması

Mayıs ayı boyunca her gün Kelime Hazinesi yarışmasına katılabilir ve hergün 48 TL değerinde bir yıllık seçkin üyelik kazanan kişilerden biri siz olabilirsiniz.
Hemen yarışmak için buraya tıklayın

Üye olan herkese
10 BONUS
Üye olmak için tıklayın
Tavsiye edenlere
10 BONUS
Tavsiye için tıklayın
Tıkla Hemen
Bonus Kazan

Bonus için tıklayın
İş ortaklığı | Web Master | Hakkımızda | Sık Sorulanlar | Bize Ulaşın
birmilyon.com bilgi merkezli bir sitedir, bilginin paylaşılması ve çoğaltılması ilkesine dayanarak,
birmilyon.com da yer alan hertürlü soru ve bilgi yarışması tamamen paylaşıma açıktır.
Seçkin üyelik | Bilgi yarışmaları | Kelime ve Zeka Yarışmaları | Günlük | Foto kulüp | Bir sorum var | Serbest kürsü
Normal üyelik | Bilgi yarışması | Çocuk yarışması | Soru gönder | Bir işlem | Bir kelime | Timsah avı
Kullanım Şartları | Güvenlik ve Gizlilik | birmilyon.com V8 turbo

Bilgi Yarışması

0,0234375