Bilgi Yarışması, Ana Sayfa

Ana Sayfa

İkili Yarışmalar

Kelime Yarışmaları

Zeka Yarışmaları

Günlük

Foto Kulüp

Bir Soru

Serbest Kürsü

Dostluk

Üyelik
Ana Sayfa
Seçkin Üyelik
Mesaj Kutusu
Tavsiye Et
Tıkla Kazan
Ödül Listesi
Gruplar / Sıralama
Sohbet Odaları
  Üyelik
Kullanıcı adı
Şifre
Yeni üye
Şifremi unuttum
Tavsiye Edenlere 10,00 Bonus
Tavsiye edeceğiniz e-posta adresi


%50 Daha Hızlı Flash Menü

Aktif soru
27.965
Aktif üye
521

Bayrak

KONU SAHİBİ: deligurur   -   52 yorum, 14.728 kez okundu

TARİH: 21.07.2009 13:21:00

KONU BAŞLIĞI: Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu mu? HSYK=ESYK mi?

KONU AÇIKLAMASI:
Bir varmış bir yokmuş Star gazetesinde yayımlanan fotoğraflarda Emin ağaoğlu, Ergenekon sanığı Engin Aydın ve Kanadoğlu'nun avukatı Sami Çakmak bir yemek masası etrafından görülüyor. Ergenekonu Savunma Yüksek Kurulu!= Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndaki (HSYK)ya da (ESYK mu desek!) Ergenekon ve KCK soruşturmalarını yürüten hâkim ve savcıların görevden alınmak istenmesiyle başlayan kararname krizi." Hasan Celal Güzelden bence yapılabilecek en güzel yorum: HSYK, Ergenekon Çetesi savcılarını ve hâkimlerini değiştirmeye çalışıyor. Ankara kulislerinde geçen ay, bu savcı ve hâkimlerin değiştirilmesi ve Ergenekon Dâvası'nın kapatılması için darbenin dahi düşünüldüğü söyleniyordu. Şimdi ise bir yargı darbesi ile karşı karşıya bulunuyoruz. Ergenekon Soruşturması ve Dâvası ile ilgili olan ve bir kısım HSYK üyesinin 'korsan liste' düzenleyerek değiştirmek istedikleri savcılar ve hâkimlerin hiçbir atanma talepleri yoktur ve bunlar hakkında hiçbir disiplin soruşturması da söz konusu olmamıştır. Bu hukuk adamlarının değiştirilmesi demek, 2,5 senedir devam eden bu soruşturmanın ve dâvaların bitirilmesi demektir. HSYK üyeleri bu gerçeği bilmiyor olabilirler mi? Bu takdirde aklımıza, bu üyelerden bir kısmının Ergenekon Dâvası ile ilişkili olduğu ya da en azından bu dâva hakkında aleyhte değer hükümlerine sahip bulunduğu geliyor. Nitekim, HSYK üyesi Ali Suat Ertosun'un Ergenekon zanlılarıyla yakın ilişkisi, fotoğraflarla ve buluşmalarla gösteriliyor. Bu durumda Ertosun'un istifa etmesi gerekirken pişkinlikle beklemesi ve diğer bazı üyelerden destek görmesi vahimdir. Bu skandal eleştirilince HSYK bir de kalkıp 'üzüntü ve kaygısı'nı belirtiyor. Bu olan bitenleri anlamakta gerçekten güçlük çekiyoruz. Sen kalk 2,5 yıldır devam eden ve kamuoyuna mal olmuş bir dâvanın savcılarını ve hâkimlerini değiştirerek 'dâvaya dışardan müdahale et'; hem de hiç sıkılmadan bundan kaygı duyduğunu açıkla... Milletimiz bu rezaleti çok yakından takip ediyor. Ergenekon savcı ve hâkimlerinin tayini, Türkiye'de yargının ve demokrasinin tükendiği nokta olacaktır. Göz göre göre böylesine bir haksızlık ve hukuksuzluk gerçekleşirse artık yargının dikiş tutturması ve darbeci çetelerle mücadele edilmesi hayâl olur. Bu itibarla; 1. Adalet Bakanı ve Müsteşarı, gerekirse Ergenekon dâvası bitinceye kadar HSYK toplantılarına katılmamalıdır. Kararnamenin çıkarılamaması üzücüdür ama bu gecikmeye tahammül edilebilmelidir. 2. Bir şekilde HSYK kararı Ergenekoncuların istedikleri gibi çıkarılırsa, Cumhurbaşkanı kararnameyi iade ederek 'korsan liste'nin kaldırılmasını sağlamalıdır. KOCAMAN SORU İŞARETLERİ OLUŞTU İYİCE NEYE KİME GÜVENECEĞİZ!...

Yorum yazmak için üye girişi yapmalısınız, üye girişi yapmak için buraya tıklayın


KULLANICIYORUM
deligururPROF. DR. NİLÜFER GÖLE:F.G. ÖĞRETİSİ, BATI MODERNLİĞİNİ İSLAMİ MUHAFAZAKARLIKLA SINAMAKTA, MANALAŞTIRMAKTA, DAHA ÖTESİ MODERNLİĞİ BATININ MALI OLMAKTAN ÇIKARANK İSTEMEKTEDİR. MEDENİYET İLE BATICILIĞIN ÖZDEŞLEŞTİĞİ, TEVAZU İLE BİRAYCİLİĞİN ZITLAŞTIĞI MUHAFAZAKARLIKLA MODERNLİĞİN ÇATIŞTIĞI DEĞERLER SİLSİLESİNİ ALT ÜST ETMEKTEDİR
deligururSAYIN HOCA EFENDİ; MEHMETÇİK VAKFININ DA VERMİŞ OLDUĞU GİBİ PEKÇOK ÖDÜLE LAYIK GÖRÜLMÜŞTÜR. ALDIĞI ÖDÜLLER 1995 – Türk Ocakları Vakfı "Nihal Atsız Türk Dünyası Hizmet Ödülü" 1995 – Mehmetçik Vakfı “Teşekkür Beratı” 1996 – Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı (TÜSİAV) “Hoşgörü Ödülü” 1997 - Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı (TÜRKSAV) “Türk Dünyasına Hizmet Ödülü” 1997 – Türk Eğitim-Sen “24 Kasım Eğitim Özel Ödülü 1998 – “Türk 2000'ler Vakfı Ödülü” 1998 – “Hamdullah Suphi Tanrıöver Türk Ocakları Kültür Armağanı” 1998 – “İpekyolu Vakfı Ödülü” 2001 – Türkiye Yazarlar Birliği “Üstün Hizmet Ödülü”
MEHMETÇİK VAKFINDAN ALDIĞINIZ TEŞEKKÜR BERATI İÇİN ASKERLERİMİZ ADINA BEN DE TEŞEKKÜR EDİYORUM HİZMETLERİNDEN DOLAYI...
deligururFethullah Gülen`in biyografisini yazan gazeteci-yazar Faruk Mercan: Gülen`in elli yıllık mücadelesin... FARUK MERCAN Fethullah Gülen yakın tarihin en önemli şahsiyetlerinden biri. Dünya çapında eğitim faaliyetlerine öncülük etmiş, konuşmaları ve kitaplarıyla geniş kitleleri etkilemiş bir kanaat önderi. Yaşayan 100 büyük entelektüel listesine seçilen Gülen adına çeşitli üniversitelerde konferanslar düzenleniyor, kürsüler açılıyor. Gülen, 9 yıldır Amerika`da bir inziva hayatı yaşıyor.
p.erseusBelli bir noktaya ve kıvama gelecekleri ana kadar... bu şekilde hizmete devam etmeleri şarttır, zaruri ve luzumlu. Yanlış birşey yapar, kıvama ulaşılmadan, özleriyle tam bütünleşmeden, gereken mesafe alınmadan, bir kısım erken vuruş diyebileceğim çıkışlar yaparlarsa dünya başlarını ezer ve Müslümanlara Cezayir'deki hadise gibi yeni bir hadise yaşatırlar. Suriye'deki 82 vakıası gibi bir fecaat yaşatırlar. Her sene Mısır'da yaşanan fezaat ve fecaat gibi fezaat ve fecaat yaşatırlar... Böyle bir dönemde, tam özünüzü bulacağınız, kıvama ereceğiniz ana kadar dünyayı sırtınıza alıp taşıyabilecek güce ulaşacağınız ana kadar... Türkiye'deki devlet yapısı ölçüsüne göre bütün anayasal müesseselerdeki güç ve kuvveti cephenize çekebileceğiniz ana kadar her adım erken sayılır. Her adım yirmi gününü doldurmadan yumurtayı kırma gibi birşeydir. Civcivleri terkedip terkeden bir kuluçka gibi civcivleri doluya, fırtınaya terketmek gibi birşeydir. Ve burada yapılan şeyler bunlardır. Burada yapılan şeyler mikro planda dünyayla hesaplaşma işidir... Bunca kalabalık içinde ben bu duygu düşüncemi sözde mahremce anlattım ama sizin mahremeyete sadık, mahremiyet mevzuunda hassas duygularınıza sığınarak anlattım. Biliyorum ki elinizdeki meyve suları boş kutularını dışarı çıkarken bir çöp kutusuna attığınız gibi bu düşünceleri de... çöp kutusuna atıp geçeceksiniz. f.g
p.erseusTürkiye dışında da Fethullahçı okullar örgüte yeni üyeler kazandırmak için kullanılan bereketli topraklar gibidir. Türk kökenli Fransız bilgini Bayram Balcı, Institut d'Etudes Politiques'te savunduğu, "Orta Asya'daki Gülen Okulları" konulu doktora tezinde şunları yazmıştı: "Fethullah'ın amacı Türk milletinin İslamcılaştırılması ve dış ülkelerde İslamın Türkleştirilmesidir. Fethullah'ın yurtdışındaki düzinelerce okulu—çoğu erkek çocuklar için açılmıştır—doğrudan 'okul içinde' olamasa da 'okul dışında' zorla İslam'a döndürme amacıyla kullanılmaktadır." Balcı konuya biraz daha açıklık getiriyor: "Fethullah devlet, din ve toplum arasındaki ilişkiyi yeniden canlandırmak istiyor." Fethullahçı Nur hareketinin Orta Asya'daki okulları, yıllarca Sovyet baskısı tarafından laikleştirilmiş bölgelerde İslam'ın yeniden canlandırılması için mücadele etmektedir. Balcı bu durumu şöyle açıklıyor: "Cemaat'in amacı, geleceğin İngilizce ve Türkçe konuşan, Fethullahçılara ve Türkiye'ye olumlu bakan milli elitlerini eğitip etkisi altına almaktır." Bu kuşkular nedeniyle bölgedeki pekçok ülke Gülen'in eğitim kurumlarına karşı önlemlerini almıştır. Özbekistan bu okulları şeriatı teşfik ettikleri gerekçesiyle yasaklamıştır.[17] Rus hükûmeti de Fethullah hareketinin Federasyon'un çoğunluğu Müslüman olan bölgelerdeki faaliyetlerine kuşku ve endişeyle bakmakla kalmayıp sadece Gülen okullarını değil, Nur tarikatının ülkedeki bütün faaliyetlerini yasaklamıştır. Elbette Özbekistan ya da Rusya çoğulculuğa verdikleri önemle bilinen ülkeler değil ama Gülen okullarına ve Fethullahçı beyin yıkama faaliyetlerine karşı duyulan şüpheler, Hollanda gibi ülkelere de sıçramıştır. 2008'de Hollanda'nın Hırıstiyan Demokrat, İşçi, ve Muhafazakar partileri, "Türk imamı Fethullah Gülen"le ilişkisi olan kurumlara yapılan devlet yardımlarının birkaç milyon Euro düzeyinde kesilmesini öngörmüş ve Gülen cemaatinin bütün faaliyetlerinin en ince detaylarına kadar soruşturulmasını istemiştir. Bu kararın verilmesinde Gülen'in Işıkevi'nde çalışan Amsterdam merkezli Uluslararası Soysal Tarih Enstitüsü directörü Erik Jan Zürcher ile beş eski Fethullah cemaati üyesinin Hollanda televizyonda Cemaat'n adım adım laik düzeni yıkmaya çalıştıklarını belirtmeleri etkili olmuştur
Fethullah Gülen’in fikirlerine gönül vermiş kişiler, tüm Hollandalıları Müslüman yapmak istiyormuş. Diyalog falan hikayeymiş... Hımmm. ‘Tüm Hollandalıların Müslüman olması…’ Valla fena fikir değil yani, kulağa hoş geliyor. Benim bildiğim kadarı ile hangi dine mensup olursa olsun, birinin, bir başka insanın gönül verdiği dine geçmesi, o din mensuplarını sevindirir. Katoliklerin başı Papa da bunu istemiyor mu? Yoksa Katolik kilisesinin faaliyetleri de mi Hollanda’da yasak? Kaldı ki şu diyalog meselesine de açıklık getirelim. Bu işle ilgilenen arkadaşlar her fırsatta söylüyor, biz de burada tekrar edelim. Diyalogdan kasıt; özellikle Soğuk Savaş sonrası değişen parametrelerle ortaya çıkan bir takım siyasi-stratejik ihtiyaçlar sonucu ete kemiğe büründürülen ve 11 Eylül saldırılarıyla da ortaya salıverilen İslam ‘öcüsünün’ dünyanın aklı başında ve vicdan sahibi insanlarının kafasında yarattığı korkuyu izale etmek, ağızlara sakız edilen ‘medeniyetler çatışması’ ihtimalini, doğmadan boğmaktan başka bir şey değildir. Kendisini diyaloga adayan bu insanların amacı; muhataplarına, gönül verdikleri dinin özünü anlatmak, onlar ile barış ve diyalog ortak paydasında sağlıklı bir ilişki kurabilmek, toplumların birbirini önyargısız anlamaya çalışmasını sağlamaktır. Ha, tabi bu zamana kadar olduğu gibi, İslam’ın gerçek yüzünü fark edip bu dinin huzur iklimine girmek isteyenler de olacaktır. Ne yapsınlar yani? ‘Yok kardeşim, biz laf olsun diye bunları size anlatıyoruz, siz olduğunuz dinde kalın’ mı diyecekler? Sonuçta bu, kadim dinlerin ortaya çıktığı günden bu yana devam eden kalplere ve zihinlere ulaşma yarışıdır. Zora, baskıya dayanmadıkça, her insan, bir diğerine istediği dinin reklamını yapabilir. Bunda ne sakınca var? Ama yok siz, ‘Bir din, ancak, baskı ve silahla benimsetilebilir. Biz batılılar yıllar önce sömürge döneminde böyle yapmıştık, başka yol bilmeyiz’ diyorsanız, Allah selamet versin, her sakallıyı dedeniz sanmayın, deriz.COPY PASTEYE COPY PASTE .. Linki vereyim...
p.erseusNurettin Veren'e göre, Fethullah Gülen Türk Silahlı Kuvvetleri'ki her kırk İslamcı subay içinden bir tanesinden fazlasının atılmamasını, geriye kalan İslamcı subayların ise sanki hücre evlerindeymiş gibi gizlenmeleri gerektiğini savunmuştur. Bu tip iddialar komplö teorilerinin ürünleri gibi görünseler de, son zamanlardaki AKP yanlısı medyaya yapılan sızıntılar, askerî kadrolara sinmiş pekçok İslamcı gücün olduğunu kanıtlıyor; Fethullah Gülen'e bağlı altyapının Genel Kurmay Başkanlığı'nda önemli bir yeri olduğu spekülasyonlarını ortaya atıyor. Yüksek Askerî Şura'nın, tarihinde ilk kez, hiçbir şüpheli İslamcı subayı ordudan atmaması, bu tip spekülasyonlara geçerlilik kazandırıyor. AKP hükûmeti, Gülen hareketine yargı analında da yardımcı olmuştur. İktidarının ilk beş yılında Erdoğan, binlerce yargıç ve savcıyı AKP yanlısı kişilerce değiştirmiştir. Şimdi Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı da bir İslamcı olduğuna göre, selefi Ahmet Necdet Sezer'in aksine, bu tip önemli pozisyonlara İslamcıların atanmasını veto etmesi pek mümkün görünmüyor. Tam tersi, AKP bu tip binlerce yeni atamalar yapmak istiyor. AKP, yargıç adaylarının İslam'a ve İslamcılığa bağlılıklarını ölçmek için önce AKP bürokratları tarafından mülakata tabi tutulmasını zorunlu kılan bir yasa çıkarmıştır. AKP'nin yargı sistemini hedeflediğinin en belirli örneklerinden biri, Van Üniversitesi eski rektörü Yücel Aşkın'ın AKP yanlısı, laiklik düşmanı kişilerce tacize ve cezalandırmaya tabi tutulmuş olmasıdır. Buna, savcının Genelkurmay Başkanı olmadan önce General Yaşar Büyükanıt'ı Şemdinli soruşturmasına bulaştırmaya çalışmış olması ve Ergenekon masalı da eklenebilir. Bu tip inanılmaz bir şekilde politik ve intikam duygularıyla beslenen davalar, Utah Üniversitesi siyaset bilimcisi Hakan Yavuz gibi bazı eski Fethullah Gülen sepatizanlarının fikir değiştirmelerine neden olmuştur. Bir mülakatta, Yavuz odatv.com'a dört önemli hukukî davanın düşüncelerini değiştirdiğini bildirmiştir: Aşkın davası, Şemdinli davası, 2005'te gerçekleştirilen Atabeyler operasyonu (sözde Tayyip Erdoğan'a süikast düzenlemeye çalışan bir "çete"ye karşı yapılan operasyon) ve Ergenekon masalı (soruşturması). Yavuz şöyle açıklıyor: "Cemaat bu dört davayı da yönlendirmeye çalışmıştır. Cemaat'in gazetelerinin arşivlerindeki Yücel Aşkın'ı yok etmeye yönelik iftira dolu raporlara bakın! Şimdi de Ergenekon masalı! Bu derece önemli insanları yargısız, bir yıldan fazla hapisanelerde çürütmek kabul edilebilir birşey değil." Yavuz, Gülen Cemaati'nin kendi üyelerine çok başka bir dille konuştuğunu ve Türkiye Cumhuriyeti'nin temel felsefesiyle çelişen bir siyasi ajanda peşinde koştuğunu vurguladı. Hakan Yavuz, Fethullahçıları insanları parayla satın almakla suçladı. Yavuz, Fethullahçıların insanları büyük paralar karşılığı Cemaat'e kazandırmaya çalıştıklarını ve onların laik Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı konuşup yazı yazmaları için, herhangi bir fatura vermeksizin, Cemaat tarafından satın alındıklarını itiraf etti.
p.erseuskendi gözlemlerimi ya da düşüncelerimi değil bizzat hareketinin liderinin ve saygın insanların f.g örgütüne yönelik gözlem bilgi ve endişelerini copy paste olarak sizlere sundum gerçek anlamda f.g. örgütünü incelemek isteyenlere harketin baş aktörlerinin f.g örgütüne ilişkin yayınladıkları makaleleri link olarak verebilirim türkçe konuşan çocuklar masalının ötesini görmek isteyenlere....
merak etme ben kopyalayım okumak isteyen oradan okusun.Nereden aldığın belli zaten:)http://ihtiyarus.googlepages.com/FethullahGlentehlikesi.pdfama istersen başka bir link de verebilirim reklam yapmış olurum o zaman değil mi:))) dopru olmaz. Kimseyi etkilemeyim ben canım.
p.erseusSonuçlar Gülen pekçok dostun, bütün dünyayı dolaşan yoldaşlarının ve parayla satın alınmış gazeteci ve akademisyenlerin desteğinin verdiği keyfi çıkarıyor. Gülen'in faaliyetlerinden duyulan endişe, çoğu zaman Türk, Amerikan ve Avrupa medyası tarafından "paranoya" olarak sunuluyor, bu konudaki uyarılar ciddiye alınmıyor. Türkiye'nin başsavcısı AKP'yi laik anayasayı yok etmeye çalışmak suçundan dava ettiğinde, İslamcılara destek veren medya ile Batılı diplamat ve gazeteciler, davayı "anti-demokratik bir hukukî darbe" olarak yorumladılar.[53] Ama bu kaynakların büyük bir çoğunluğu, İslamcılıkla demokrasi arasında, laiklikle faşizm arasında bir dikotomi olduğu varsayımından yola çıkarak, Ergenekon tutuklamalarını da topa tuttular. İslamcı medya tarafından Türkiye'deki İslamcıların "reformcu demokratlar," modern, laik Türk aydınlarının ise "gericiler" olarak sunulmaya devam edilmesi, modern politikadaki en saldırgan ama maalesef etkili yalanlardan biridir. Türkiye'de dindar Müslümanların Ramazan'da oruç tuttukları için saldırıya uğradıkları görülmemiş bir olayken, son yıllarda bunun tam tersi pekçok olay yaşanmış, oruç tutmadıkları ya da içki içtikleri için pekçok Türk vatandaşı İslamcı saldırıların kurbanı olmuştur. Kadınlar Şeriat kuralları doğrultusunda başlarını kapayıp memleketin her yanında serbestçe dolaşabildikleri halde, türban takmayan Türk kadınları belli bölgelerde dışlanmış, pekçok kez saldırılara maruz kalmışlardır. Batı dünyasında hâkim olan "dindar Müslümanlarla din-karşıtı laik Kemalistler arasındaki çatışma" imajının tam tersi, laikler dahil, Türklerin büyük bir çoğunluğu geleneksel ve dindar insanlardır ve kendilerini "önce Müslüman" olarak tanımlarlar.[57] Her ne kadar Türkiye Cumhuriyeti anayasası bütün Türk vatandaşlarını "Türk" olarak kabul etse de, ülkedeki yaygın ve hâkim anlayış, "Türk" olabilmenin tek yolunun "Müslüman" olmaktan geçtiği yolundadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin hiçbir kurumunda tek bir gayrimüslim vali, büyükelçi, subay ya da polis şefi olmaması, Türkiye'de İslam'ın hâkimiyetinin kanıtlarındandır. Fethullah Gülen Türkiye'deki kişisel özgürlüklerin artması için değil, İslam'ı caminin ve özel alanın sınırlarından kurtarıp onu toplumun her alanında hâkim kılmak, hayattaki bütün ilişkileri İslam kurallarına göre yeniden düzenlemek için savaşıyor.[58] Gül ve Erdoğan dahil, AKP liderleri "İslam'ın camide tutuklu kılınmış olması"na karşı çıkan görüşlerini defalarca ifade etmiş, İslam'ın bir yaşam biçimi olarak her tarafa hâkim olması gerektiğini talep etmişlerdir. Türklerin büyük bir çoğunluğu, kısa bir zaman önce AKP liderlerinin laikliğin "din ve devlet işlerinin ayrımı" olarak tanımlanmasına nasıl karşı çıktıklarını çok iyi hatırlıyor. Gül—27 Kasım 1995 tarihinde The Guardian'da yaptığı mülakat dahil—laikliği her fırsatta aşağılamıştır. Türk İslamcıların yegane gayesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş prensiplerini ortadan kaldırmaktır. Amerika Birleşik Devletleri ve Batı liderleri Fethullah Gülen'in "hoşgörü" retoriğinin bir aldatmaca olduğunu görmemeye devam ettiği sürece, kendilerini "dinlere özgürlük diyaloğu"nun değil, "Türkiye'yi kim kaybetti?" sorusuna yanıt aramaya çalışan bir aşamanın kurucuları olarak bulacaklardır.
Gelelim, gençlerin beyninin yıkandığını iddia ettiğiniz ve devletten alınan paralarla kurulan eğitim kurumlarına. Bu kurumlara giden öğrenciler ya da velileri arasından bugüne kadar adliyeye gidip ‘bana baskı yaptılar’ diyen olmuş mu? Hollanda mahkemeleri, yıllardır bu ülkede faaliyet gösteren bu kurumlar hakkında olumsuz bir karar almış mı? Eğer yoksa, neden bu kurumlara gönül vermiş veli ve öğrencileri, ‘beyni kolaylıkla yıkanabilecek aciz zombiler’ gibi resmediyorsunuz?
gul6060p.erseus, ordan burdan çok güzel kopyala yapıştır yapmışsın. Ama sadece karşıt görüşleri almışsın. Türk-islam düşmanı yazarların yazdıklarını kopyalamışsın. Eğer sen türk ve müslüman isen, bu durumdan gurur duyman sevinmen gerekir. Çünkü son 200 senedir bizler müslüman türk camiasi olarak hep geriledik. Hiçbir konuda söz hakkı verilmedi. Kimisi İngiliz mandasına girelim dedi kimisi bilmem nereye. Bizim atalarımız değilmiydi dünya imparatorluğu kuran. Medeniyeti avrupaya götüren. Bizim bilim adamlarımızın kitapları yıllarca avrupa üniversitelerinde okutulmadı mı. Avrupa Ortaçağ karanlığını yaşarken bizim atalarımız medeniyetin doruklarında değilmiydi. Osmanlı vesilesi ile Türklerin Adaletine bütün dünya güvenmiyormuydu. Hatta bircok avrupa kenti, kentın anahtarını kendi elleri ile osmanlı Türklerine teslim etmedimi. Çünkü bıkmışlardı. insanca ve korkusuzca yaşamak istiyorlardı. Kazıklı Voyvodalardan, derebeylerinden bıkmışlardı. Ancak daha sonra Osmanlının son dönemlerinde, dinden uzaklaşma ve dünya hayatına bağlılık arttıkçca gerileme ve cöküş başladı. Osmanlı Devletinin amacı bir ülkeyi istila yada işgal etmek değildi. Amaç ilahi kelimetullah yani Allahın adının yeryüzünde yayılmasıydı. Cihat ruhuyla hareket ettiler. Allahta yardım etti. ARTIK ÖZÜMÜZE DÖNME ZAMANI GELMİŞTİR. BİZLER UŞAKLIK YAPMAYA ALIŞIK BİR MİLLET DEĞİLİZ. ESKİ PARLAK VE ŞAŞAALI GÜNLERİMİZE DÖNECEĞİZ ELBET. KENDİMİZE GELMEMİZ GEREK. ANCAK BUNLARI YAPABİLMENİNDE OBJEKTİF BAZI KURALLARI VARDIR. EĞİTİM-EĞİTİM-EĞİTİM...EVET EĞİTİMLİ İNSANLARIMIZ, AYDIN İNSANLARIMIZ, DÜŞÜNEN FİKİR ÜRETEN İNSANLARIMIZ OLMASSA HİÇBİRYERE VARAMAYIZ. O YÜZDEN DİYORUMKİ FETHULLAH GÜLEN HOCANIN TAVSİYELERİ İLE KURULAN VE BİRÇOK BİLİM OLİMPİYATLARINDA BİRİNCİLİKLER VEYA BAŞKA DERECELER ELDE EDEN, DÜRÜST, NAMUSLU, VATAN SEVDALISI İNSANLAR YETİŞTİREN BU OKULLARIN ACABA NE GİBİ ZARARLARI VAR. 30-40 YIL OLMUŞ BU OKULLAR KURULALI. BUGÜNE KADAR KİM NE GİBİ BİR ZARAR GÖRMÜŞ ONU SÖYLESİN. NE YAPMIŞLAR....SORUYORUM NE YAPMIŞLAR SÖYLEYİN. EĞİTİMLİ, ENTELLEKTÜEL BİLGİ BİRİKİMİNE SAHİP, MİLLİYETÇİ-MUHAFAZAR, VATAN MİLLET AŞIĞI ÖĞRENÇİLERİN YETİŞMESİ KÖTÜ BİRŞEYMİ. BUNLAR TİNERCİ OLSAYDI, UYUŞTURUCU MÜPTELASI OLSAYDI, KAPKAÇCI VE DAHİ BAŞKA ŞEYLER YAPSAYDI DAHAMI İYİ OLURDU. OTURUN BİR 5 DK.DÜŞÜNÜN YANİ. SADECE SİZİN FİKİRLERİNİZE TERS DÜŞÜYOR DİYE BİRİLERİNİ KARALAMAK KOLAYDIR. AMA ÜLKEMİZ ADINA İYİ VE GÜZEL İŞLER YAPILDIĞINI GÖRÜN ARTIK.. BEN BİLİYORUM Kİ BU İNSANLAR TERTEMİZ, PIRLANTA GİBİ, ÜSTELİK CUMHURİYETİNE BAĞLI, DEMOKRAT VE ADİL İNSANLAR..KİN VE GAREZ GÜTMEYEN İNSANLAR. TEK DÜŞÜNCELERİ RIZAYİ İLAHİ OLAN İNSANLAR. BELKİDE KENDİNİ BU DÜNYADAN SOYUTLAMIŞ ÖTELER İÇİN ÇALIŞAN HASBİ İNSANLAR DEMELİYİZ. BAŞKA KARDEŞLERİNİN MUTLULUĞU İÇİN KENDİ MUTLULUĞUNU, REFAHINI DÜŞÜNMEYEN İNSANLAR.. HATTA BUNLARA ADANMIŞ İNSANLARDA DİYEBİLİRİZ. TABİ BUNU ANLAMAK İÇİN BİRAZ İNANÇ VE KALBİNİZDEDE BİRAZ İMAN VE ALLAH KORKUSU OLMASI LAZIM. DAHA CUMA NAMAZI NASIL KILINIR, GUSUL ABDESTİ NE ZAMAN VE NİYE ALINIR BUNLARI DAHİ BİLMEYEN AMA SADECE KAĞIT ÜZERİNDE NUFUS CÜZDANINDA İSLAM YAZAN İNSANLARIMIZ OLDUKCA BUNLARI ANLAMAKTA ZOR OLUR. ÖNCE BİZ KİMİZ, DÜNYAYA NE İÇİN GELDİK, NİYE YARATILDIK, NERDEN GELDİK NEREYE GİDİYORUZ GİBİ SORULARI KENDİNİZE BİR SORUN BAKALIM.
katılımınız için teşekkür ediyorum. Umarım sıkılmadan okurlar da anlaşılırsınız:)
p.erseusyazdıklarımı kendi fikirlerim olarak satmadım bu yazılar din karşıtı demişsiniz ama bizzat hareketin içinde otuz kırk yılını vermiş örgütün kilit noktalarında bulunmuş örgütün sempatizanı olan ve örgütü tez olarak incelemiş müslüman ve dindar kesimden insanların görüşleri benim görüşlerime gelince keşke düşündüğünüz kadar iyi amaçlarla kurulmuş olsaydı ben elkaideden daha az korkuyorum fg örgütünün ne olduğunu üstte sempatizanlarında belirtiği şekliyle birebir savcılık oynadıkları 4 davaya bakarakta çıkartabiliriz ve türkten kasıtları ne ona bakmak lazım müslüman türk anlayışındalarmı bir dönem osmanlının yaptığı gibi türkçe konuşan ama müslüman olmayan karamanileri rumeliye sürmeleri gibi bir anlayışalarımı var müslüman olayan yada daha küçük bazda ele alalım sünni olmayan insanlara bakış açıları nedir neyi amaçlıyorlar f.g.nin verdiği vaazdan bir pasajda yazmıştım bu düşüncelere sahip anlayışın laik,kemalist,nonteist,alevi,islam dışı dinlere inananlar kısacası ötekiler hakkında ne düşündüğünü sorgulamamız gerekmiyor mu bu anlayışın devlet düzenini değiştirmek ötekileri asimile etmek tek tip insan yetiştirme amacı gütmediklerinin ötekilerin yaşam hakkına tecavüz edip etmeyeceklerinin bir garantisini verebilirmi örgüt üye ve sempazitanları
gul6060Nurettin Veren ismindeki zat, para karşığılı yada başka menfaatleri adına tv lere çıkarılmış bir insan. Allah akıl fikir versin; ıslah etsin diyelim. yıllarca içinde bulunduğu camiaya hakaret etmek olsa olsa egosunu tatmin edememek yada nefsine hırsına yenik düşmek olabilir. Unutmayın ki Peygamber efendimiz zamanındada birçok münafık vardi. Eminim Münafığın ne demek olduğunu biliyorsundur. Neticede insanız. Ve insanların kalbıni açıp bakamazsınki bu adam neye inanıyor. Kime hizmet ediyor. Her dönemde Dönek insanlara, vatan hainlerine, ikiyüzlü riyakar insanlara rastlayabiliriz. Kimisi dini, dindarları, cemaatleri kullanır, KİMİSİ DE GÜNÜMÜZDE OLDUĞU GİBİ ATATÜRK'Ü, LAİKLİĞİ, ÇAĞDAŞLIĞI KULLANARAK ya makam mevki sahibi olmak ister yada mal mülk edinmeye çalışır. Kimisi Mason Localarına üye olur ki bir yerlere kolay geleyim ister. Kimiside ergenekon adını verdikleri birşeylere yapışır. Neden.. Gözlerini hırs bürüdüğü için. allah kuran kitap, hak hukuk adalet nedir bilmedikleri için..Nefsinin esiri olmuş insanlardan herşey beklenir. Cenabı allah ne diyor.. yarın mahşer gününde insanlar hesaba çekilirken benim karşıma kul hakkı ile yetim öksüz hakkı ile gelmeyin.. İftira, gıybet dinimizin yasakladığı şeylerdir. Tabiki bilene..
gul6060perseus birde asimilasyondan bahsetmişsin..Güldürdün beni valla.. Ya arkadaş osmanlı zamanında bile şeriat hükümleri geçerli iken, hangi milleti asimile etmişiz. kimlerin dinini değiştirmiş bu aziz türk milleti. bi söylesene..... Eğer öyle bişey olsaydı Hepimiz aynı kafada olurduk. üstelik yeryüzünde yunun, bulgar, sırp, romen daha ismini sayamadığım bazı milletler olmazdı bileb. Sen hangi asimilasyondan bahsediyorsun.
Misyonerler iş başında, bizim çocuklara bedava incil tevrat dağılıyorrrrr yahu, haberleri var ama işlerine gelmiyor müslüman geçinenlerin.
p.erseusfatih dönemi karamanilerin türkçe konuşan ortadoks bir beyliğin nerelere ne koşullarda sürgün edildiğini ve bir dönem sonrada sabebayatislerin nasıl anadoluya yollandığını yada alevilere yavuz döneminde neler yaşadığını sorgulamamız gerekiyor osmanlı döneminde yaşananlar için ki osmanlı gerçekten çağdaşı olduğu pek çok ülkeye oranla çok daha fazla hoşgörülüydü aynı hoşgörüye bu örgüt sahip midir pek sanmıyorum
gul6060perseus....insan bilmediğinden korkarmış. senin çekincelerin bilmediğin için..işte bende bu yüzden sana anlatıyorum.. iyi bildiğim için söylüyorum.. Hocaefendinin bir sözü vardır. kerbelaya benim ağladığım kadar hiçbir alevi vatandaşımız ağlamamıştır diye. Alevi demek dinsiz mi demek.. git anadolu aleviliğini bir gör bakalım. Hacıbektaş veli bir eren değilmi. pir sultan abdallar.. Üstelik bu insanlar allaha peygambere inanan namaz kılan insanlar.. Bugün aleviliği çarpıtmaya çalışıyorlar..alevilerde müslümandır. onlarda allaha inanıyor. Başka mezheplerde var onlara dinsiz imansız demek bile günahtır..Bırak bir insanı incitmeyi bir karınca ezenin bile hesabı görülmeyecek mi.. Karamanilerden falan bahsetmişsin.. Devlete başkaldıran, isyan edenleri karıştırma.. Devletin bekası herşeyden önde gelir.. 1938 yılında Dersim isyanı çıkanca Atatürk oraya asker yollamadı mı. söylesene.. konuları birbirine karıştırma derim.. Birde bişey dikkatimi çekti DAYTUG okursan sana sesleniyorum.. Şeyh Sait isyanındaki Şeyh Sait ile Said Nursi aynı kişiler değiller. bunu bilmeni isterim. Şeyh Sait isyanı çıktığı zaman üstat Bediüzzaman said nursi hz.leri vanda Erek dağında inzivaya çekilmişti. Bu isyan için desteğini isteyenleride terslemiş ve yanından kovmuştu..bunuda böyle bilesiniz diye yazdım..
p.erseusalevilik derken müslüman olmalarına rağmen mezhep farklılıklarından dolayı uğradıkları haksızlıklar ve öteki kavramı içinde bulundukları için alevileride kattım hakim olan görüşün dışında oldukları için ateist,nonteist ve alevilik kelimelerini ayrı ayrı ama arka arkaya yazdım çünkü ortak yönleri sünni anlayışın dışında kalmaları benim konuyu örneklemem için yardımcı oldu bilmediğinden korkmak evet ben bu örgütü bilmiyorum takım elbise giyen adamların 15 yıl sonra kara cübbeler giyip tarihteki cadı avları gibi beni ve benim gibi düşünenleri öldürmeyeceğinin garantisinin bana verilmesi lazım Turan Dursun üç beş aykırı fikrini kitaplaştıracağını söylediği için kitabının basıldığını göremeden katledildi bu ülkede ve o katledilğinde bu derece kuşatılmamıştık henüz korkuyorum evet ve madem hoşgörülüler kendilerini anlatsınlar ne olduklarını neyi amaçladıklarını ifade etsinlerde biz göremediğimiz bir canavardan korkmadan yaptıkları iyi şeyleri destekleyelim karamanileride bir araştırın lütfen devletin bekası için nasıl bir tehditlermiş ve neden rumeliye sürülmüşler bir bakın isterseniz
Sayfa : <<   <  1 2 3  >   >>


Serbest kürsü nedir? | Yeni konu aç | Açık konular | Biten konular | Konularım



Kelime Cambazı
Kelime Cambazı
Toplam 0 yarışmacı
Kelime Hazinesi
Kelime Hazinesi
Toplam 0 yarışmacı
İkili Bilgi Yarışmaları
İkili Bilgi Yarışmaları
Toplam 0 yarışmacı
Bir günlük hediye (ücretsiz) seçkin üyelik için buraya tıklayın

Ayın Yarışması

Mayıs ayı boyunca her gün Kelime Hazinesi yarışmasına katılabilir ve hergün 48 TL değerinde bir yıllık seçkin üyelik kazanan kişilerden biri siz olabilirsiniz.
Hemen yarışmak için buraya tıklayın

Üye olan herkese
10 BONUS
Üye olmak için tıklayın
Tavsiye edenlere
10 BONUS
Tavsiye için tıklayın
Tıkla Hemen
Bonus Kazan

Bonus için tıklayın
İş ortaklığı | Web Master | Hakkımızda | Sık Sorulanlar | Bize Ulaşın
birmilyon.com bilgi merkezli bir sitedir, bilginin paylaşılması ve çoğaltılması ilkesine dayanarak,
birmilyon.com da yer alan hertürlü soru ve bilgi yarışması tamamen paylaşıma açıktır.
Seçkin üyelik | Bilgi yarışmaları | Kelime ve Zeka Yarışmaları | Günlük | Foto kulüp | Bir sorum var | Serbest kürsü
Normal üyelik | Bilgi yarışması | Çocuk yarışması | Soru gönder | Bir işlem | Bir kelime | Timsah avı
Kullanım Şartları | Güvenlik ve Gizlilik | birmilyon.com V8 turbo

Bilgi Yarışması

0,046875