Tanrı bakmış ki her gelen cennete giriyor ve de artık kapasitesi dolmak üzere, meleklerini yanına çağırıp, cennete girmeye hak kazananların ölüm hikayelerini dinleyin mantıklı ve haklı bulduklarınızı içeri alın gerisini gönderin demiş.Cennetin kapısı ilk çalışta bir adam görmüşler melekler karşılarında.-Anlat bakalım hikayen nedir demişler.Adam da;- Ben Amerika da bir apartmanın 25.katında oturuyorum demiş, bir gün eve geldiğimde karımı çırıl çıplak yatakta gördüm
ve beni aldattığını düşünerek hemen ortalığı aramaya başladım,
karım da bir yandan arkamdan yapma nolur falan demekte, fakat hiçbir yerde adamı bulamadım, en sonunda gözüm balkon demirine takıldı, orada bir adamın demirlere tutunarak aşağı sarktığını gördüm, hemen koşup parmaklarını ittiriverdim, adam aşağı düştü, dallara falan çarptı sırtüstü yere yapıştı fakat ölmedi. Ben de Buzdolabını adamın üstüne attım ve adam öldu, ben de sevincimden kalp krizi geçirip öldüm demiş.Melekler bunun üzerine geç bakalım demişler, daha sonra cennetin kapısı tekrar çalınmış, ikinci adama aynı soru sorulunca- Ben Amerika da bir apartmanın 26. katında oturuyorum demiş.Balkona çıkıp hava alıyordum dengemi kaybedip aşağı düştüm tam bu anda 25. katın parmaklıklarını yakalayabildim fakat manyağın biri önce beni aşağı attı sonra da üzerime buzdolabı fırlattı ve ben de öldüm demiş. Melekler bu adam da masum diyerek geç bakalım demişler. Cennetin Kapısı üçüncü kere çaldığında içeri Bill Clinton girmiş, melekler 0nu görünce şaşırmışlar ve burada ne işi olduğunu sormuşlar,- Şimdi hikayem şöyle, ben çırıl çıplak bir buzdolabınıniçindeydim......
Soğuk bir mart gecesinde genç erkek kediler dışarı çıkmak için süsleniyorlar. Tam bu sırada küçük erkek kedi birinin kolunu çekiyor.- "Abi nereye gidiyorsunuz? bende geleyim mi?"- "Hayır,biz dişi kedilerle sevişmeye gidiyoruz. sen gelemezsin"Küçük kedi 2. ve 3 .günde şansını denemiş ama hep olumsuz cevap.- "Hayır,biz dişi kedilerle sevişmeye gidiyoruz"Küçük kedi yine bir akşam üzeri dışarıya çıkmaya hazırlanan abilerine yaklaşmış;- "Abi bende gelebilirmiyim" diye sormuş. babacan bir kedi;- "Hadi gel, lan sende öğren" demiş.Küçük erkek kedi ve abileri çok soğuk ve karlı bir mart gecesinde sokaklarda dolaşmaya başlamışlar ve hemen bir plan yapılmış. Bir evin çatısına çıkıp bekleyecekler ve aşağıdan dişi kediler geçerken saldıracaklar. Aynen plandaki gibi çatıya çıkmışlar başlamışlar beklemeye, kar yağıyor ve hava çok soğuk, aradan geçen 2 saatten sonra yoldan gelip geçen bir tane bile dişi kedi yok.. Abilerinin yanında bekleyen küçük erkek kedi iyice üşümüş ve titrek bir sesle abisinin koluna dürtmüş;- "Abicim ben bi 0n dakika daha sevişip sonra gidebilirmiyim demiş…
Yaşlı borsacı ile genç borsacı parkta sohbet ederek dolaşıyorlar. Yaşlı, gence mesleğin püf noktalarını anlatıyor: - Bak evladım. Bu meslekte başarılı olmak için sadece fırsatları değerlendirmek yetmez. Zaman zaman fırsatları da senin yaratman gerekir. Bunun için sürekli dikkatli olman gerekir. Uygun bir yorumla hiç umulmadık olaylar bile, çok büyük fırsatlara dönüşebilir. Bak mesela, şu karşıda gördüğün taze köpek pisliği sana sadece iğrenç bir şey olarak geliyordur. Ama ben eğer, "su pislikten bir lokma alıp ağzına atarsan sana 1 milyar lira veririm" dersem, olay senin açından nasıl da büyük bir fırsata dönüşüverir, değil mi? Yapar mısın?" Genç borsacı: - "Tabi efendim" der, parmağını pisliğe daldırır, bir lokma alır yutar. Yaşlı borsacı cebinden bir milyarı çıkartır, gence verir. Bir süre yürürler, genç dayanamaz sorar: - "Hocam, ben size ayni teklifte bulunsaydım kabul eder miydiniz? Bakın ileride de başka bir pislik var, bir milyar karsılığı denermiydiniz?" Yaşlı borsacı;- "Tabii ki" der. O da bir lokma alıp yutar. Genç borsacı da çıkartır, biraz önce kazandığı 1 milyarı iade eder. Bir süre sessiz sessiz yürürler. Genç yine dayanamaz sorar: - "Hocam, ne sizin cebinizdeki para miktarı değişti, ne de benim cebimdeki. Söyler misiniz, biz bu boku niye yedik?" Kurt borsacı cevap verir: - "Öyle deme evladım. 2 milyarlık işlem hacmi yarattık!!!"
İstanbul'da üniversitede okuyan genç kız Ankara'daki babasına telefon etmiş:-"Baba, merhaba.
-"Ooooo. Güzel kızım benim. N'abersin bakalım?..."-"Hiç sorma babacığım. Hiç keyfim yok valla..."-"Hayırdır? Bir sorun mu var?...Kız ağlamaya başlar; babası ise üzüntü ve meraktan kafayı yemektedir:-"N'ooldu kızım? Anlatsana..."-"Murat evi terketti. Boşanmak istiyormuş..."-"Ne evi lan? Ne boşanması? Sen ne zaman evlendin de boşanıyorsun?..."-"Hani senin hiç hoşlanmadığın esrarkeş çoçuk vardı ya. Ben 0nunla evlendim."-"Iyi halt ettin, zilli. Neyse, artik yapacak bi şey yok. Versin mahkemeye, hemen boşanın..."-"Boşanalım ama benden 10 milyar istiyor. Eğer vermezsem, iyi zamanlarımızda çektiği çıplak fotoğraflarımı İnternetten herkese yollayacakmış...."-"Püüh. Rezil... Çıplak fotoğraf çektirdin, öyle mi?"-"Ama babacığım. O benim kocamdı. Ne biliyim böyle bir puştluk yapacağını."-"Peki. Olan olmuş artık. Yarın havale ederim parayı...Öğleden sonra Bankaya gidip çekersin; sonra da alıp yakarsın o kahrolası fotoğrafları..."-"Sağol baba. Eeee. Şey...Bi de kürtaj için 2 milyara ihtiyacım var..."Adam artık iyice fenalaşır. Boğuk bir sesle konuşur:-"Kürtaj mı? Bi de hamile mi kaldın o çocuktan sen?..."-"Aslında 0ndan değil... Zenci bi çocuk vardı...Zaten o yüzden ayrılıyoruz ya...."Adam bayılmak üzeredir. Nabzı yükselir, tansiyonu düşer, artık inleyerek konuşmaktadır:-" Biz seni oraya okumaya yollamıştık. Sen ne haltlar çevirmişsin. Allahım. Nedir bu başımıza gelenler...Okulu bitirir bitirmez Ankara'ya dönüyorsun, yoksa kırarım bacaklarını..."-"İstersen hemen dönebilirim babacığım. Ben geçen yıl okuldan atıldım çünkü..."Adam masanın üzerindeki soğuk su dolu sürahiyi başından aşağıya devirir ve ancak bu şekilde konuşmasını sürdürebilir:-"Okuldan mi atıldın? Hani birlikte avukatlık yapacaktık, zilli?...Eh ulan? Sen hele bi gel buraya. Ben sana yapacağımı bilirim. Evden dışarıya adım attırmıycam sana. İlk isteyenle de evlendiricem...."-"O iş zor be baba. Biliyorsun, moda oldu, artık evlenmeden önce eşler birbirlerinden sağlık raporu istiyorlar... Pek iyi bi rapor sunacağımı zannetmiyorum ben..."-"Allahım, çıldıracağım... Bir de cinsel hastalıklar haaa.....Kesin o zencidendir..."-"Çok pis arkadaşları vardı. Bilmem artik hangisinden kapmışımdır..."Güm diye bir ses duyulur. Adam kısa bir süre için kendinden geçmiştir; ancak hemen kendisini toparlayıp tekrar telefonu alır.-"Hemen bu aksam dayını yolluyorum oraya. Seni alıp gelecek. Adresini ver bakiyim..."-" Mahmutpaşa Karakolu'ndayım... Gelirken kefalet için de biraz para getirsin yanında..."-"Karakol mu?...Bi de karakola mi düştün layyynnn? Ne yaptın?...."-"Dün kafam çok bozuktu, çok içmişim. Araba kiralayıp dolaşmaya çıktım. O kafayla Arnavutköy'de kokoreççi dükkanına girdim. Ama neyse ki kimse ölmedi. Dükkan sahibiyle kiralık araba firmasına biraz para vermek gerekir sanırım..."Adam artik iyice fenalaşmıştır. Hatta fenalaşmak ne kelime; adeta kahrolmuştur. Telefonda kısa bir sessizlik olur. Kız tekrar konuşmaya başlar:-"Babacığım. Sakın üzülme. Bütün bunlar bir şakaydı. Ben sadece sınıfta kaldığımı söylemek için aramıştım..."Bunun üzerine adam sevinçle ve mutlulukla haykırır:-"Canın sağolsun be güzelim, boşveeerrr. Okul da neymiş? Hiç mühim değil, tatlı canın sağolsun senin...."
- Lan olum Rus ruleti öyle mi oynanır dur da göstereyim. - Teker teker gelin layn... - Sevgilim, abin bizi böyle görse ne yapardı? - Korkma, bu tünelden yllardr tren geçmiyor... - Abi çevremizde fazla polis yok, teslim olmayalım, kaçalım abi... - Geeel, geeel, sağ yap gel. - Abi çok seri bi araba bu yaaa... - Demek piranha dedikleri şey bu. Hiho, bak Hulusi abi bıyıkları ile oynuyom bi şey olmuyo. - O irmikleri neden aldın Nurhan, helva mı yapıcan? Niye? - Burası Fener tribünü değil mi? - Bah bah bah hala uzunlarla geliyo... - Müjdemi isterim Turhan abi bi kızın daha oldu. - Ordular ileri... Allah, allah, allah, allah... - Kim bekler lan yeşilin yanmasını?! - Bekle Cemşit abi ben bi dalıp çıkıcam. - Hala karlı gösteriyor mu hanım? - Elektrikçiye ne gerek var canım, ben hallederim. - Gel abi burası boyu geçmiyo. - Vakkas abi. Senin için öyle böyle diyorlar, doğru mu? - Hihoha... Bak gelen şey köpekbalığına ne kadar da benziyor. - Rasim abi, kafesin kapısı kapalı değil mi? - Baba... Ben hamileyim. - Yapma Satılmış abi, şeytan doldurur. - Bu külüstür essahtan 200 yapıyor mu? - Semra'cığım bak arabanın ibresi 200'ü gösteriyor. - Ben öldükten sonra tablolarım çok para edecek Ayşegül.. - Boğaza gelip temiz hava almayı iyi akıl ettik... Çocuğum oynama şu arabanın el freniyle... - Doktora neyin gerek yok. Beni üfürükçü Sabit hocaya götürün. - Ohooo doktorun her dediğini yapsak açlıktan ölürüz birader. Hadi yeyin yeyin afiyet olsun... - Ulan, biz bugüne kadar kaç bomba imha ettik be! İşimi bana mi öğretiyon, lavuk! Kes şu mavi teli! - Sayın seyirciler! Simdi en büyük numaraya geldik. Aslanın ağzını açıp, başımı içine sokuyorum. - Burası eskiden mayın tarlasıymış ama artık bi tane bile kalma... - Havlayarak üzerimize geliyor, çünkü bu cinsler çok insan canlısıdır. - Paraşütü en aşağıda ben açacağım. - Komutanım, pimini çektikten sonra kaça kadar sayıcaktık? - Olum bu mantarlar zehirli değil, bak ben nasıl yiyorum. - Amma keskin virajmış yav!! - Dikkat kaptanınız konuşuyor: Eşhedü en la ilahe illallah ... (Pilot Temel) - Önüne baksana lan! Ne çarpıyon omzuma? - Bu kadar korkma canım! Bu yılanların hepsinin zehirleri alınmış. - Uçağın pervanesini görüyon mu? O kadar hızlı dönüyo ki sankim dönmüyomuş gibi. - Kaplanlar da aynı kedi yavruları gibidir. Bak böyle gıdışından sevicen bak iyi bak...
Genç avukat, hırsızlıkla suçlanan müvekkilini hapis cezasından ancak, yaratıcı bir savunma yaparak kurtarabileceğini biliyordu.
Bu nedenle savunmasını, sözcüklere "dans ettirerek" yapmaya başladı. · "Müvekkilim, arabanın camından içeri yalnızca kolunu sokup çantayı almıştır" dedi ve yargıcın hukuka olan saygısını hedefleyerek sürdürdü konuşmasını:
"Siz de takdir edersiniz ki, müvekkilimin kolu, müvekkilimin bizzat kendisi değildir" dedi ve görüşünü şöyle sürdürdü:
"Yalnızca bir kol tarafından işlenen bir suç için, kişinin suçsuz öteki kolunu, bacaklarını ve bedeninin suçsuz tüm organlarını da cezalandırmış oluyorsunuz.
Bu kararınızla, suçsuz organları da hiç de hak etmedikleri bir cezaya çarptırıyorsunuz. " Genç avukat bu görüşünü açıkladıktan sonra yargıca sordu: "Bu davranışınızı, kişi hukukuna olan saygınızla nasıl bağdaştırabileceğinizi açıklayabilir misiniz?
" Yargıç, genç avukatın bu sözleri üzerine gülümsedi : · "Peki, o zaman ben de kararımı aynı mantık doğrultusunda veriyorum ve müvekkilinizin, suçlu kolunu bir yıl hapse mahkum ediyorum" dedi.
Sonra da kararını, gülümseyerek tamamladı : "Müvekkiliniz isterse, hapsedilen koluna eşlik edebilir." Yargıcın bu kararından sonra gülme sırası, yargılanmakta olan hırsıza gelmişti.
Genç avukatının yardımıyla takma kolunu çıkarttı, yargıca teslim etti ve öteki kolunu avukatının koluna sokarak mahkeme salonundan ayrıldı.
Her geçen gün araba sanayisinde Japonlara yenik düşen Amerikalılar bir gün araba teknolojilerini incelemek üzere Japonya'ya giderler. Fabrikayı gezerken bir köşede kutular içinde kediler görürler. Merak edip bu kedilerin ne işe yaradığını sorarlar. Japonlar cevap verir: - "Biz bu kedileri izolasyon testinde kullanıyoruz. Akşam giderken her bir arabaya bir kedi koyuyoruz. Sabah geldiğimizde ise arabada kedi ölüyse problem yok, eğer kedi yaşıyorsa arabanın problemli olduğunu anlıyoruz. Demek ki arabaya hava giriyor" diyorlar. Amerikalılar çok şaşırıyor. Geziyi tamamlayıp ülkelerine dönerken, "Bir de Türkiye 'ye uğrayalım" diyorlar. Türkiye'de bir araba fabrikasını geziyorlar. Yine bir köşede kutular içinde kedileri görüyorlar. Şaşırıyorlar. Dayanamayıp bu kedilerin ne işe yaradığını soruyorlar. Yetkili cevap veriyor: - "Biz bu kedileri izolasyon testinde kullanıyoruz. Akşam giderken her bir arabaya bir kedi koyuyoruz. Sabah geldiğimizde eğer kedi arabada ise problem yok, ama kedi arabadan kaçmışsa, arabanın izolasyon problemli olduğunu anlıyoruz..."
Genç iş adamı uçağa binmek üzere havaalanına gelir ve bilet kontrolü yapılan masaya giderek, elindeki valizleri teslim eder.
Görevli; "Biletinizi alabilir miyim?" Adam biletini verir ve ekler;
"Biletimden göreceğiniz gibi New York''a gidiyorum.
Ancak, verdiğim yeşil valizin Londra''ya, mavi olanın da Paris''e gitmesini istiyorum.
" Görevli kız şaşkınlıkla; "Özür dilerim, ancak bunu yapmam mümkün değil". Bunun üzerine genç adam;
"Bunu duyduğuma çok sevindim. Geçen sene yapmıştınız da!"
Bir grup İngiliz,amerikan ve Türk gemiyle yolculuk ediyorlarmış. Birden şiddetli bir fırtına kopmuş. Geminin batacağını anlayan kaptan hemen yolculara koşup gemiyi boşaltmalarını istemiş. Fakat kimse buna inanmayarak kendini denize atmayı kabul etmemiş. Bir süre sonra bütün yolcuların ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gören kaptan hemen bir tayfasını çağırmış. "Git bir de sen dene 0nları gemiden atlamaya ikna etmeyi" demiş.Tayfa gitmiş ve kısa bir süre sonra geri dönmüş.Kaptan merakla sormuş: -Eee,noldu? -Hepsi atladılar efendim. Kaptan çok şaşırmış: -Nasıl olur,daha demin kıllarını bile kıpırdatmamışlardı. Ne dedin 0nlara? -Çok kolay. İngilizlere "Sizin gibi soylu insanlar batmak üzere olan bir gemide olmamalılar" dedim. Amerikalılara deniz suyunun insan vücudu için çok faydalı olduğunu söyledim. -Peki ya Türklere ne dedin? -Onlara da "Denize girmek yasak! " dedim.
Bir gün 3 arkadaş ava çıkmaya karar vermişler.
Ama avlanacakları yeri bilmedikleri için temeli başlarına alıp yola çıkmışlar. Yolda ilerlerken temel bir delik görmüş. arkadaşlarına "yatın tavşan deliği" bir süre ordan tavşan çıkmış ve vurmuşlar.
Biraz ilerledikten sonra bir delik daha görmüşler. temel yine bağırmış "yatın tilki deliği" bir müddet sonra oradan tilki çıkmış ve vurmuşlar.
Biraz daha gitmişler ve bir delik daha görmüşler. "yatın ayı deliği" oradan da ayı çıkmış ve vurmuşlar. Güle oynaya giderlerken daha büyük bir delik çıkmış karşılarına.
Temel ve arkadaşları çok şaşırmış. temel ne diyeceğini bilemeyince "yatın ne çıkarsa bahtımıza" ertesi gün gazetelerde ve dergilerde "tren kazası 4 kişi tren altında feci şekilde can verdi"
Tiyatroda fevkalâde gerilimli bir polisiye oynuyor. Adam da fena halde polisiye meraklısı. Ama arkada çok kötü bir yere düşmüş. Ne yapsın? Yer göstericiyi yanına çağırmış:
-Arkadaş buradan oyuncuların yüzü bile görünmüyor. Bana önlerde bir yer ayarlarsan seni sevindiririm...
Yer gösterici adamı almış, önden ikinci sıraya oturtmuş. Bizimki de bir 250 binlik çıkarıp eline sıkıştırmış. Yer gösterici bir paraya bakmış, bir bizimkine...
Eğilmiş kulağına fısıldamış: - Katil uşak!..
KORSAN CD SATICISI İLE DİYALOGLAR :))
- pardon hocam sende skin - faithfulness var mı? - porno var abi ister misin? - yok saol istemez...* - sarışın var esmer var abi... - müzik arıyorum müzik!!! - abi 0nlarda da müzik var. -abi kapışma var mı sende?? -kapışma yokta, almanlar vividler falan var... hani el altından çıkarayım mı? -abi sibel kekilli'nin altın ayı alan porno filmi var mı? -yok. istersen civcivli var 0ndan veriyim. -abi gripin geldi mi? -biz ilaç satmıyoruz. -abi ben müzik albümü olarak şey ettiydim. -ben yabancı albüm satmıyorum. -peki abi... -abi, dün aldığım fifa cd sinin içinden izzet yıldızhan çıktı. - dinle sen de, iyidir o! - ? -will smith var mi? -dalga mi geciosun? -nasi yani? haa var yani? -git olum simitci orda tövbe tövbe.... -(bisey diyemeden uzaklaşılır) -muse var mı? -hö ?!?! -muse muse -gel kardeşim (bir eli de omzuma attı samimiyet baabında) bak bunların hepsi müzik, seç beğen al. -sağolasın abi. - iced earth var mı abi..? - bir sorayım kardeş.. selamiii, ice 4 var mı lannn?! -alengirli biseyler var mı usta -emmeli gömmeli diyon yani -oha - abi kapışma var mı? (bkz: snatch) (korsan amca tezgah altından yeni cd'ler çıkartır) - hayvanlı kapışma var, zencili kapışma var, sen nasıl bir şey istedin? - bakire intiharlar var mı? - var ama porno değil. - olsun yine de porno olmayanından alayım ben bir tane.. - halka vaarmı sizde? -yok. (1 hafta sonra) -merhaba...halka geldi mi ? -yok ..gelmedi da... (1 hafta sonra) -iyi günler abi halka geldimi -yook gelmedii... ( cd tezgahta görülür) -e abi gelmiş işte... niye yok diyosun ? -ha sen çember diyosuuun...var o var... -??? - sims 2 geldi mi abi? -simithski simitski. dur bakaım şuraya -yok sims2 sims2 -heee tıhe simiths mı? al abla? -yok abi oyun diyorum sims diyorum 2 diyorum -e ne aratıyosun karrrrdeşiim o zaman simitihs diyosun (cdleri düzeltir) alalaal -hasbinallaaaah abi sizde red hot chili peppers varmı? - ney? - red hot chili pepers abi ... - haa .. lan hüsamettin .. hiişştt hüsamm ... la hüsoo bizde red hot khillii peypirs varmı lan ? - olacaktı abi .. - mümkünse californication var... - la hüsoo kaliforniyayı ver la kaliforniyayııı ... - kolay gelsin, kapıdaki düşman var mı? - yok birader ama istersen porno var... kapında düşmanın olur. - ? -abi bomfunk mc's var mı? -ney? -bomfunk mc's... -yok kardeşim cd satıyoruz biz! -peki abi... - gemide varmı? - gemide var , teknede var, sahilde var abi .... - peki abi, smashing machines var mi? - yok be guzelim, dun bitti yarin yine getiririz.. - abi microcosmos var mi? - selahattin lan mikrogazoz var mi bizde? - bosver abi kactim ben. - iyi gunler, mental ray var mi? - yok be abi. ama max 3 var, yeni geldi. ("oha adam biliyo lan" dedirten $ok diyalogdur, saygı duymak gerekir.) -usta nasıl bunun çekimi -ben izledim devede nin aynisi -(hadi canım sende) - bu cube orjinal di mi - yok abi sinama - ha tamam o zaman - yannız bildiğin sinamalardan değildir bizimki, kafa girmiyo* - .. -office 2000 var mı abi? -var koçum buyur. (sene 1999 aylardan temmuz'dur ve soru dalgasına sorulmuştur) -abi pornolar bunlar mi? -bak aralarinda hayvanli var, sen seversin. -nası yani?!?!?! - ac/dc var mı? - ne sidisi? - ac/dc - ha eysi disi abi 1984 var mı? - 84 var 85 var 86 var... - hö?!? -iced earth var mi ? -yok be abim dördü gelmedi daha bize... - abi program var, mp3 var. istermisin? - yok sağol. - (hafiften sesini kısarak) abi porno var. - yok sağol.. - abi esaretin bedeli* var mı? - pornolar şu tarafta. -radiohead'in son cd'si var mı? -yok ya o. radyo be$ var, caiptal hits var, number 0ne volume be$ de geldi.. -hı yok, neyse.. - push the tempo var mı? - ? huş dı pempo? o yok - divx var mı? - nasıl abi? - divx diyorum... - haaaaa.... ooo * kalmadı abi, haftaya bir daha uğra, gelmiş olur. matrix var ama istersen. - neyse! arkadaşla film bakarken yaşlı bi amca geldi tezgahtara sordu -e şey hayvanlı varmı? -humm bi dk amcacım(2 tezgah ileriye bağırır). lan selooo hayvanlı varmı hayvanlı amca istiyor. mekan: sinanpaşa önü; -arkadaş: abi eiffel 65 (eyfel sixty five) varmı? -satıcı: o yoh yegenim ama şurada eiffel 65 (eyfel altmış beş), 0ndan verelim... -kült filmler var mı? -sen de mi kürtsün abi?memleket? -yok kült film dedim... -abi bi de kürt filmi satarsak bizim ağzımıza sıçarlar burda. -peki.kolay gelsin...