Bir erkek kadına yaklaşıp ayarlama pozisyonlarına girecekken kadınların hazır cevaplılığı nasıl olur? -Erkek: "Seni ben daha önce bir yerlerde görmüştüm ama?" -Kadın: "Doğrudur 0nun için ben artık oraya gitmiyorum." -Erkek: "Bu sandalye boş mu?" -Kadın: "Evet, o sandalyeye oturacaksan benim sandalyem de bos." -Erkek: "telefon numaranı alabilir miyim?" -Kadın: "Telefon kitabında var." -Erkek: "Peki ne işle meşgulsün?" -Kadın: "Kadın taklidi yaparım." -Erkek: "Kadınların ne istediğini ben biliyorum." -Kadin: "O zaman neden beni rahat bırakmıyorsun?" -Erkek: "Seni bir çıplak halde göreyim ölmeye razıyım." -Kadın: "Evet ama ben seni çıplak görsem gülmekten ölürüm." -Erkek: "Vücudun adeta bir tapınak gibi." -Kadın: "Evet ama papazlar giremez." -Erkek: "Senin için dünyanın ta öbür ucuna bile giderim." -Kadın: "Orada kalmayı da ister misin?" -Erkek: "Kendimi sana ikram etmek istiyorum." -Kadın: "Özür dilerim ben ucuz şeyler almıyorum..." -Erkek: "Saçlarının rengi de ne kadar güzel." -Kadın: "Teşekkürler, bunu kuaförüme demeniz lazım o boyadı da." -Erkek: "Sen tam rüyaların kadınısın." -Kadın: "iyi o zaman sen uyumana devam et." -Erkek: "Seninle herşeyimi paylaşmak isterdim." -Kadin: "İyi banka hesabından başla o zaman." -Erkek: "Son dansı sizden isteyebilir miyim?." -Kadın: "Biraz önceki son danstı zaten." -Erkek: "Dünyanın en güzel kadını olmak nasıl bir duygu?" -Kadın: "Dünyanın en büyük yagcısı olmak nasıl bir duygu?" -Erkek: "Benim hayatım boyunca sen nerelerdeydin?." -Kadın: "Tipine bakılırsa ben daha doğmamıştım." -Erkek: "Dans etmek ister misin?" -Kadın: "Hayat çirkin insanlarla dans etmek için cok kısa."
Sinderella: Hatun kısmının gece 12.00'den sonra sokakta işi yoktur. Uyuyan güzel: Bir kız kendisini öpen ilk erkekle evlenir ve 0nunla sonsuza kadar mutlu yaşar. Hansel ile gretel: Masal kahramanlarının sayısı arttıkça IQ'ları düşer... Çikolatadan evler yenmemelidir. Kırmızı başlıklı hanım kız: Sokakta her gördüğün zibidiyle konuşma. Çirkin ördek yavrusu: Ortaokulda size imalı bakışlar atan gözlüklü tombul kızla/çocukla dalga geçip aşağılamayın, bir beş sene sonra afet olur ağzınız açık kalır, ağlarsınız. Ali baba ve kırk haramiler: Password'ler iyi saklanmalı 0nun bunun yanında bağırarak söylenmemelidir. Alice harikalar diyarında; Her bulduğunu ağzına sokma Heidi; Akıllı kızlar patikalarda neyin keçi kovalamazlar. Alaaddin: Sokakta her bulduğunu karıştırma.. Pamuk Prenses: Hiç tanımadığınız biri size elma verirse sakın yemeyin! Rapunzel: Bi kuleye kapatıldıysanız kaçmak için saç uzatmayın uçmayı öğrenmek daha kısa sürer. Pinokyo: Baban marangozsa asla yalan söylemeyeceksin.
usta , şef ,genç şampiyon ,pehlivan delikanlı ,kaptan kardeş ,hemşerim birader ,bacım üstad ,hoca lam ,lan hödük ,kuzen baba ,kopil denyo ,yenge hocam ,arkadasim oglum ,ulan lan ,abi gardaş ,pişşşt aloooaaa! hoooop! ortak! memur bey! gülüm ,yiğidim bey , hanım kuzum , cancazım ... yavru kus , evladım kamil , haci topraam , gözum.. yingee, abee dallama,lan zibidi... millet ,güzelim yakısıklı ,hafız bilaaader ,muhterem muhterem din kardesim eleman ,patron doktor ,çakal kulli
16. günşu memeleri çok sevdiğimi bir kez daha anladım, çok seviyorumonları, 0nlardan ayrılınca içimi bir huzursuzluk kaplıyor, en iyisi onlardan uzaklaştığım anda yaygarayı basayım ben. bugün benden biraz büyükbiri geldi yanıma, sevme amaçlı olsa gerek bir geçirdi başım dönüyo hala. sonradan öğrendim kuzenmiş, neyse yazdım kenara intikam alınacak. 17. günetrafı daha net seçer oldum, ama el ve ayak koordinasyonu halazayıf, memeyi kavrayabiliyorum ancak. bir de bu eller ve ayaklar bana mıait tam olarak emin değilim, sallıyorum öyle, zevkli birşey. yüze ve gözlere dikkat etmem lazım ama, tırnaklar tehlikeli. diğer yandan annembugün 0nları kesmeye çalıştı ama huysuzluk ettim, etmeseydim daha iyiolacaktı galiba, bak çizdik tam gözün altını yine.18. gün elime torbalar taktılar, kafaya çarpınca artık acıtmıyor, yarabere de yapmıyor. sanırım 0nlar da beni seviyor, iyiliğimi düşünüyorlar.aslında hala çıktığım yeri özlüyorum, geri girme imkanım olmaz mı acaba? 19.gunnihayet o adamin neden eve sadece ak$amlari geldigini anladimmegerse bana ve anneme bakmak icin gunduz cali$iyomu$.. aferin gozume girdi $imdi bak!..20. güntabii ya, annemin karnındayken de duyuyordum o adamın sesini sık sık.ona da ilgi alaka gösterdim, bağırdığımda bazen o alıyor benikucağına, meme vardır diye saldırdım ama vermedi. bir ara meme açıkkenkıstırdım ama emme olayından bir randıman alabilmiş değilim, meme yüzeyi bayağı bir farklı.
(9ncu gün)Çok fena hıçkırık tutuyor, geçsin diye nefesimi tutayım dedim 0nuda beceremedim, neyse ki süt içince geçiyor. bu süt her derde devaymış,bugün bunu gördüm.(10uncu gün) Sütten başka birşeyler verdiler, var ya, yeter artık be, tam alışıyordumyine dayadılar başka birşey, hayret bişi ya, vitaminmiyiş neymiş.Bu arada memelerin arasından dün gördüğüm lavuk gündüzleripiyasada yok akşamları geliyor sadece, hadi bakalım hayırlısı.(11nci gün)Al işte, başladı yine bir arıza. sütten sonra çok feci karnımağrıyor, böyle gaz gibi bişi, eğilip bükülüyorum, binbir şekile giriyorum çıkaracağım diye. sırtımı falan sıvazlayın bari be kardeşim. (12nci gün) Bütün gün gazdan kıvrandım arkadaş ya, bela oldu başıma,yaygarayı bastım ben de. uyutmadım, diktim bunları da hazır asker. Sonra birsaldım ki evlere şenlik, akabinde uyudum hemen gerisini hatırlamıyorum.(13üncü gün)Annemin suratına sıçtım. tamam utandım biraz da insan bebeğigötünden öper mi yaa. ayıp oldu di mi? naapıyım abi, neyse fazla kızmadı herhalde.14. günanneme kırmızı renkli birşeyler içiriyorlar, o zaman süt daha bi randımanlıoluyor sanki, böyle tadı da hoşuma gidiyor, şu memelere bir rating aletitaksalar da hangisini sevip hangisini sevmediğimi söyleyebilsem.15. güntopuktan kan alıp duruyorlar, metin olayım çok ağlamayayım diyorum ama canım yandı be arkadaş, hayır 0ndan sonra da hemen süt verincesakinliyorum, kızgınlığım geçiyor, ağız tadıyla asabiyet yaptırmıyorlar,şu memelere karşı biraz daha dikbaşlı durabilsem.
(1nci gün)Böylesi kötü bir başlangıç beklemiyordum. Oha hortumumu bile kesmişler!meme diye, süt diye birşey varmış.Nerden nasıl bulunur bu yaa?hayattan daha 1. günden soğutacaklar beni.(2nci gün) Meme buldum ama bundan süt gelmiyor, emiyorum allah emiyorum, tıkyok, süt başka yerde mi? neyse biraz daha emdim geldi, fazla abanınca meme sahibi kişilik bağırdı, ne bağrıyosun açım ben! çok yalnızım be sözlük. hayır bişi değiliçerdeyken de yalnızdım ama yediğim önümde yemediğim arkamdaydı en azından, bak yine aklıma geldi, hortumu bile kestiler yaa! Uykum geldi yine. Zzzzzz!(3ncü gün) memeyi sevdim, bu dünyadaki tek dostlarım bu iki meme. iyi ki varsınız.(4ncü gün) Bugün bir sürü olaylar oldu, gürültü yaptılar, başka bir yerlere gittik galiba. memeden ayrılınca bağrıyorum geri geliyor, sonra uyuyorum,uyanıyorum bir bakıyorum meme yok, neyse ama tekrar bağrınca geri geliyornasılsa. sıçmak da zevkliymiş be, eskiden yapamıyordum.(5nci gün) Bugün 15 kez kaka yaptım, rekorumu geliştirmeliyim. dikkat ettimde her yaptığımda temizliyorlar, bunu sevdim. dikkatimi çeken bir noktadaşu ki, amma koca kafalıyım be arkadaş, ağır mı ağır tutamıyorum şerefsizim, pat o yana,pat bu yana, dikkat etseler bari de çatlatmasak daha ilk günden.(6ncı gün) Avucuma ne verseler hemen tutuyorum, tik gibi birşey, maaleseffarkettiler, herkes parmağını veriyor avucuma, mecburen tutuyorum, alemin maymunuoldum iyi mi? Bu arada ne çok uyuyorum ya arkadaş, atamadım şu yorgunluğu,daha çok süt içeyim en iyisi. Hayır içtikçe de yoruluyorum o da ayrı, nerde oeski günler, hortumdan geliyordu ne güzel, şimdi em Allah em, bak yine aklıma geldi, şerefsizler kesti hortumu yaa.(7nci gün)Bugün solaryuma girdim, sarılık mı ne 0ndanmış. yine uykum geldi.(8nci gün)Biraz daha iyi hissetim kendimi, daha çok süt içiyorum artık. Kaka yapmaişini de tam alt açma anına denk getiriyorum ki etraf pislensin, eziyet olsun. Naapayımama alt açıkken daha rahat roketleyebiliyorum. Kaka yaparken başka bir şey dahayapıyorum galiba, anlamaya çalışacağım bakalım.
Sormuşlar bir bilgine: HAYAT ne? Diye; Demiş bilgin;
iki yönlü bir yol devam eder bilinmeze.Sen görmemezlikten
gelsen de vardır bir yoldaş her köşesinde
Bazen çıkarsın zorlukla dar bir yokuştan
bazen de aşarsın dertleri
sanki uçuyormuş gibi inerek buradan.
Peki, SEVGİ nedir? Demiş biri
Kalbine sığmayacak kadar geniş
Dedikodusunu yapamayacağın kadar temiz,
kokusunu alamayacağın kadar uzak
hayal edemeyeceğin kadar yakın...
Ya KORKU nedir? Diye atılmış diğeri
Bir yağmur damlasındaki barut kokusu.
Belki de saklanılan bir hayal yontusu
ya bir miniğin haykırışı,
ya da yüreği yaralı bir kuşun feryadı....
Peki ya UMUT nerededir? Diye atılmış bir umut avcısı.
Bilinmezde değildir bilirim, demiş yerini kaygılı ve tasalı.
Aradın boşuna her yeri ama unuttun en kolay yeri besbelli
bunu derken işaret etti insanın en derinden
yaralanan yerini...
Peki DOST kimdir? Diye sormuş biri.
Demiş; paylaştın mı sevgini, korkunu, ümidini ve
yenilgini, verdin mi desteğini, sordun mu halini,
yolladın mı yüreğini, ağladın mı 0nun gibi.
Hissettin mi DOSTLUĞU? Demiş diğeri.
Bilgin demiş:
Karşılığı olmadan verilir mi hiç yürekteki sevgi?
Dostluk dediğin; tek bir ruhun, iki ayrı bedende dirilmesi...
Çinli bir bilgenin kadınlara öğüdü:1. Ev işlerinde ve zor işlerde sana yardım edecek olan, aynı zamanda da iyi bir işi olan bir adam bulman önemlidir.2. Esprili, nüktedan ve seni güldürmesini bilen bir adam bulman önemlidir. 3. Kendisine güvenebileceğin, paranı değerlendirecek ve sana hiç yalan söylemeyecek bir adam bulman önemlidir.4. Yatakta iyi olan ve seninle aşk yapmayı seven bir adam bulman önemlidir.5. Bu dört adamın birbirlerini tanımamaları önemlidir .
Bu olay gerçek hayatta olmuş ve basına yansımış birolaydır. Şantiyelerden birinde meydana gelen bir kazasonunda kazaya maruz kalan duvarcı ustasının yazdığıtutanak: Is kazası tutanağına planlama hatası diyeyazmıştım.Bunu yeterli görmeyerek, ayrıntılı anlatmamıistemişsiniz.Şu anda hastanede yatmama neden olaylaraynen aşağıda anlattığım gibi olmuştur.Bildiğiniz gibiben bir duvarcı ustasıyım. İnşaatın 6.katındaki işimibitirdiğim zaman biraz tuğla artmıştı, yaklaşık 250kg.kadar olduğunu tahmin ettiğim bu tuğlaları aşağıyaindirmek gerekiyordu.Aşağıya indim bir varil buldum,ona sağlam bir ip bağladım, 6. kata çıktım. İpi birçıkrıktan geçirip ucunu aşağıya salladım. Tekraraşağıya indim ve ipi çekerek varili 6 kata çıkardım.İpin ucunu sağlam bir yere bağlayıp tekrar yukarıçıktım. Bütün tuğlaları varile doldurdum.Aşağı indim,bağladığım ipin ucunu çözdüm. İpi çözmemle birliktebirden kendimi havada buldum.Nasıl bulmayayım benyaklaşık 70 kiloyum. 250kg lık varil süratle aşağıyadüşerken beni yukarı çekti. Heyecan ve şaşkınlıktan ipibırakmayı akıl edemedim. Yolun yarısında Dolu varilleçarpıştık.Sağ iki kaburgamın burada kırıldığınısanıyorum. Tam yukarı çıkınca 2 parmağım iple beraberçıkrığa sıkıştı. Parmaklarım da bu sırada kırıldı. Buesnada yere çarpan varilin dibi çıktı ve tuğlalaretrafa saçıldı. Varil hafifleyince bu sefer benaşağıya inmeye varil yukarı çıkmaya başladı ve yolunyarısında yine varille çarpıştık. Sol bacağımın kavalkemiği de bu sırada kırıldı.Can havli ile ipi bırakmayıakıl ettim.Başımı yukarı kaldırdığımda boş varilinsüratle üzerime geldiğini gördüm.Kafatasımın da böyleçatladığını sanıyorum. Bayılmışım, gözümü hastanedeaçtım. Cenab-ı Hak'tan tüm kullarını böyle görünmezkazalardan korumasını diler, hürmetle ellerinizdenöperim. Duvarcı Ustanız LAZ OSMAN
Haydar gayet güzel bir restoran da sevgilisini beklemektedir.(Adamda para var demekki.Şu krizde) Birden karşı masadaki kişinin Kadir İnanır olduğunu görür. Hemen yanına gidip bir imza ister. Kadir İnanır imzayı verir. Haydar teşekkür eder ve masasına döner. Biraz sonra yine gelir :
> - Ya Kadir abi, birazdan benim manita gelecek o gelince sen benim yanıma gelsen "Ya Haydar napıyon?" desen manyak karizma yaparım abi... -Ya nasıl olur?
- Olur olur.
Neyse Haydar masasına geri döner biraz sonra yine gelir :
- Ya Kadir abi, gelmişken biraz da muhabbet et de tam olsun.
Kadir İnanır, sıkkın bir şekilde "Peki" der.
Biraz sonra sevgili gelir. Kadir İnanır hemen yanlarına gider ve şu konuşma geçer :
Kadir Inanır :
- Ya Haydar abi, nasılsın ya ?
Haydar :
- Ya Kadir, Allahını seversen bi sittir git ya...
Harika Muhteşeeeeeem.Sol tarafta Topkapı Sarayının planı çıkıyor.Görmek istediğiniz yeri tıklıyorsunuz sağ tarafta görüntüyü keyifle izleyiniz.
http://www.360tr.com/topkapi/index.htm
Fare ile görüntüyü sağa sola kaydırabilir veya ortada tutup dondurabilirsiniz.
Telgrafin tellerine konan kuşlar gitar çalıp şarkı söylemeye başlarsane olur? http://www.irlmeier.de/bird.swf Kısa yoluna tıklarsanız nelerolacağını görürsünüz. Kuşun sevimliliğine güvenip sesini sonuna kadar açmayınız. Rezil olursanız ben karışmam.)))))))))
Hayata farklı açıdan bakabilmekle ilgili söyle bir hikaye anlatılır: "Bir gün New-York'ta bir grup iş arkadaşı, yemek molasında dışarıya çıkar. Gruptan biri, Kızılderili'dir. Yolda yürürken insan kalabalığı, siren sesleri, yoldaki iş makinelerinin çıkardığı gürültü ve korna sesleri arasında ilerlerken, Kızılderili, kulağına cırcır böceği sesinin geldiğini söyleyerek cırcır aramaya baslar. Arkadaşları, bu kadar gürültünün arasında bu sesi duyamayacağını, kendisinin öyle zannettiğini söyleyip yollarına devam eder. Aralarından bir tanesi inanmasa da, 0nunla aramaya devam eder. Kızılderili, yolun karşı tarafına doğru yürür, arkadaşı da 0nu takip eder. Binaların arasındaki bir tutam yeşilliğin arasında gerçekten bir cırcır böceği bulurlar. Arkadaşı, Kızılderili'ye: "Senin insanüstü güçlerin var. Bu sesi nasıl duydun?" diye sorar. Kızılderili ise; bu sesi duymak için insanüstü güçlere sahip olmaya gerek olmadığını söyleyerek, arkadaşına kendisini takip etmesini söyler. Kaldırıma geçerler ve Kızılderili cebinden cıkardığı bozuk parayı kaldırımda yuvarlar. Birçok insan, bozuk para sesini duyunca sesin geldiği tarafa bakarak, 0nun ceplerinden düşüp düşmediğini kontrol eder. Kızılderili, arkadaşına dönerek: "Önemli olan, nelere değer verdiğin ve neleri önemsediğindir. Her şeyi 0na göre duyar, görür ve hissedersin." der.
Adamın biri, ıssız bir yolda dalgın dalgın giderken bir çukurayuvarlanmış. Uğraşmış, uğraşmış çıkamayınca, "İmdat!"diye bağırmaya başlamış. Bir doktor geçiyormuş çukurun yanından. Sesleri duyunca, cebindendefterini çıkarmış. Bir reçete yazıp atmış aşağıya ve yürümüş gitmiş.Adam çığlık atmaya devam ederken bir rahip gelmiş çukurun başına.Aşağıdaki adamı görmüş. O da bir kağıt çıkarmış cebinden. Bir duayazmış, çukura atmış, yürümüş gitmiş sonra. Derken bir arkadaşı görünmüş çukurun başında."Hey Joe" diye bağırmış çukurun içindeki. "Benim ben...Dışarıçıkmama yardım eder misin?"Arkadaşı hemen çukura atlamış. "Sen deli misin?" diye çıkışmış imdatçağıran. "Şimdi ikimiz de çukurdayız.""Doğru," demiş arkadaşı. "İkimiz de çukurdayız. Ama ben bu çukura daha evvel de düşmüştüm ve nasıl çıkılacağını biliyorum..."Arkadaşını çukurda görür görmez, hemen yanına atlamak...Kaçımız acaba kaç arkadaşımız için çukura atladık hayatta?... Nasihat edip geçmesi kolay. Ama sadece akıl öğretmek, dostluk içinyeterli mi?Çukura atlamak... Hem de tereddüt etmeden, düşünmeden atlamak... Uygarlaştıkça uzaklaşıyoruz birbirimizden...Bugünün arkadaşları birlikte eğlenmek için daha çok..Birlikte terlemek, birlikte savaşmak, sırt vermek, omuz vermek gerekince bakıyorsunuz pek bir yalnızsınız...Toplum geliştikçe toplumsal bağların gevşemesi ne acı bir çelişki...Mutlu olmanın vazgeçilmez şartı sevgi... İnsan sevgiye doyamıyor.Peki, beni çukura atlayacak kadar seven kaç kişi var dünyada?...Bu sorunun yanıtı, dünyada niye bu kadar mutsuz insan olduğunu ortaya koymuyor mu?Sevgi sadece hoş bir duygu değil. Birlikte güven getiriyor. Moralgetiriyor, güç getiriyor. Başarı getiriyor. Sevgi romantizm değil, hayatın ta kendisi...Sevgi yaşıyor..Yaşatıyor!...Daima sevgiyle.....
Daima iyiliklerle.....
Bir gün ihtiyar adam 0nu ziyarete gitmiş. Terzi çok büyük bir iş Bağlantısı yapmak üzere yurt dışına gidecekmiş ve uçağa yetişmesine Az bir zaman varmış. Biraz sohbet ettikten sonra Yaşlı adam birden fenalaşmış, kalp krizi geçiriyormuş. Hemen bir Ambulans çağırılarak hastaneye kaldırılmış.
Yeni işadamımız ise büyük işi kaçırmak istemediği İçin uçağa yetişmiş.
Yaşlı adam krizi atlatmış ve uzun sure hastanede yatmış,
bir yandan da Sadece bir kez telefon ederek durumunu soran terziyi bekliyormuş. Fakat terzi daha çok para kazanmak için oradan oraya koştururken bir türlü yaşlı adamı ziyarete gidememiş.
Aradan o kadar uzun bir süre geçmiş ki bu sefer de utancından yaşlı adamın Kapısını çalamaz olmuş. Bir süre sonra terzinin işleri yolunda gitmemeye başlamış.
Fabrikalarını kapatmak zorunda kalmış ve elinde kala kala yine
küçücük bir dükkân kalmış. Utana sıkıla yaşlı adama koşmuş
hemen nerede hata yaptığını sormak için. Son derece kırgın olan
ihtiyar yine de 0nu kabul etmiş ama anlatacağı öyküyü dinledikten
sonra hemen çıkıp gitmesini istemiş. Ve başlamış anlatmaya:
"Bir zamanlar fakir bir oduncu varmış.Ormandaki bir kulübede Yaşar ve odun keserek hayatını kazanırmış. Bir gün kulübesinde Yangın çıkmış ve bu yangın bütün ormanı kül etmiş. O çevrede kimse 0na güvenip iş vermeyince, çıkınını alan oduncu, eşeğine binip yola koyulmuş.
Ağaçların arasında yürürken birinin kendisine seslendiğini duymuş.Başını kaldırınca konuşanın bir bülbül olduğunu görmüş.
Bülbül 0na "Senin haline çok üzüldüm, şimdi öyle Bir büyü yapacağım ki eşeğin çok güzel şarkı söylemeye Başlayacak, sen de 0nunla gösteriler
yapıp çok para kazanacaksın" Demiş. Gerçekten de eşek birbirinden güzel şarkılar söylemeye Başlamış. Oduncu o şehir senin bu kasaba benim dolaşıp eşeğine şarkı söyletiyor ve herkes 0nları izlemek için birbiriyle yarışıyormuş.Oduncu ve şarkı söyleyen eşeği bütün ülkede ünlenmişler. Bir gün Yine bir gösteriye yetişmek için koştururlarken, bülbülün yardım
İsteyen sesini duymuş oduncu. Bir kedi bülbülü yakalamış ve yemek
Üzereymiş. Şöyle bir duraklamış ama gösteriye gitmemeyi, 0nca
Parayı kaçırmayı gözü yememiş, arkasına bakmadan kaçmış oradan. Gösteri başladığında ise eşeği her zamanki gibi güzel şarkılar söylemek yerine Sadece bir eşeğin çıkarabileceği sesleri çıkarmış.
Oduncu kendisini şarlatanlıkla suçlayan izleyicilerin elinden Canını zor kurtarmış. İşte o zaman bülbül ölünce büyünün bozulduğunu anlamış.
Ben de senin bülbülündüm ve sen beni öldürdün, büyü de o yüzden
Bozuldu. Keşke güzel giysiler dikerken dostluk ipliğini Koparmasaydın..."
Öyküyü dinleyince hemen çıkıp gitmiş terzi,
çünkü söyleyecek bir Sözü yokmuş...
ONUN SÖYLEYECEK BİR ŞEYİ YOK AMA BEN SÖYLEMEK İSTERİM.
DOSTLUK İPLERİNİZİ
KOPARMAMANIZ DİLEĞİYLE.......