Sevgili Günlük,
Dün akşam bir kez daha emin oldum ki bu şehir artık Istanbulluların değil, başkalarının. Yer Nişantaşı'nda bir bar, konu karaoke, istenen ve tabii sonuçta da söylenen şarkıların yarısından fazlası Ibrahim Tatlıses. Üstelik bunları isteyen insanlar da, baktığında derli toplu insanlar. Eskiden bir Istanbulumuz vardı, daha elit, daha derli toplu, daha zarif zevkleri olan insanların yaşadığı. Artık o da kalmadı. Arabesk bir kültürdür almış başını gidiyor. E bana da artık yol görünüyor ;)
Dün gece gidip de eğlenemediğimi düşünme sakın. Aksine çok güzel vakit geçirdik. Üstelik karaoke yarışmasının birincisini de aramızdan çıkardık ;) Kuşum değildi tabii ki :))) Gecenin yıldızı güzel Elifciğimizdi. Sadece karaoke yapmadı, tribünlere fırlayıp direk sahne aldı, çok da iyi yaptı, gecenin ödüllerini sildi süpürdü :) Ama gecenin bir gizli kalmış yeteneği daha vardı, Sweet Dreams'i söyleyen çocuk. Kesinlikle muhteşemdi ama şarkı söylemesi değil. Ben hiç bir şarkıda söylenen ah, oh gibi aranağmelerin, bir alman sanat filmi ile birebir örtüştüğünü duymadım, dün geceye kadar kimsenin duyduğunu da sanmam. Bunlar gecenin eğlenceli kısımlarıydı. Bir de benim için çok eğlenceli, kuşum için kabus zamanlar vardı. Sevgili kuşumun, arkadaşlardan birini ıslatacağım diye su atarken, çocuğun arkasından geçmekte olan adamı ıslatması çok eğlenceliydi mesela. Üstelik adamın 1,90 boylarında, omuz genişliği uçtan uca 1 metre kadar olan, kolları bacaklarım kadar olan bir adamı ıslatmak yürek işi tabii :))) Yürekli kuşum benim.
Neyse Sevgili Günlük,
Birileri 0nline oldu, sana ara vermek zorundayım ama sonra devam edeceğim. Daha kuşumun gece kıyafetini anlatmadım mesela :)
Bildiğin üzere benim yemek tarifleri yüzünden adım gavura çıktı. Memleket tarifi bilmez misin kızım sen diyen canım arkadaşlarıma bugün Pastırmalı Kuru Fasulye tarifi vereyim dedim. Üstelik doc35 de bayılırmış :) Ben de severim. Kuşum pastırma sevmemesine rağmen bugün bu tarifi vermem bir şeref meselesi halini aldı.
Iyi de ben neden Meksika, İtalyan ve Çin mutfağına meraklıyım hiç sordunuz mu arkadaşlar? Nasıl olmam? Bir kere herşeyden önce Istanbul'da yaşıyorum ve tuhaf tarafı bir Istanbulluyum. Bunun ne demek olduğunu bilen insan sayısı o kadar azdır ki. Kapıdan çıkıyorum, caddede hemen köşede Elazığlı Çiğköfteci, biraz yürüyüyorum Gaziantep Kebapçısı, hemen ilerde Dürümcü Dede (trahmininiz üzere fajitas satmıyor, urfa,adana dürüm yapıyor). Dört bir yanımı kebapçılar kuşatmış, Istanbul'da olduğuma bin şahit lazım. Son birkaç yıldır kabullendim aslında. Bu şehir benim, İstanbulluların şehri değil. Bu şehir başkalarının, bizler de azınlık olarak varız burada. Ama ister istemez bir karşı tepki yaratıyor bünyem. Yapı olarak asiyiz ne de olsa. Üstelik bu tepkiden gayet memnunum da. Hiçbir Çin yemeği sonrası mide krampları geçirdiğimi hatırlamıyorum. Sevmiyor muyum yurdum doğusunun yemeklerini? Elbette seviyorum. İçli köfteye bayılırım, kuşumla sadece çiğköfte alıp yediğimiz olur. Ama madem bir metropol ve madem ben de azınlığım artık bu şehirde, kendim gibi azınlık olan nüfusa destek çıkmam lazım. Üstelik çok da lezzetli yapıyorlar hainler :) Kim harika bir pasta yerine salçalı makarna tercih eder ki? Kim kızarmış wonton'a hayır der, ya da üzerinden alevler çıkan bir mançuryan'a kim kuşumun verdiği tepkiyi vermez ;)
Yaşasın dünya mutfakları ! Yaşasın Istanbul'daki azınlıklar !
Gelelim yemeğimize, doc35'ciğim umarım kurufasulyeleri dün akşamdan ıslatmışsındır, yoksa bu akşam yiyemezsin :)
Tencerede yağı erittikten sonra pastırmaları ekleyip biraz sote edin, bir dakika falan yeterli. Sonra ince doğranmış soğanları da ilave edip, soğanlar pembeleşinceye kadar kavurun. (Pembeleşmek neydi? Deyim.) Soğanlar kavrulduktan sonra küp küp doğranmış (konkase derdim de iyice adım çıkar) domatesleri ve irice doğranmış yeşil biberleri de ilave edip, domatesler saldıkları suyu çekene kadar ki bu sanıyorum 3-4 dakika sürmeli, iyice kavurun. Üzerine etsuyu ya da saf su (kasmayın etsuyu hazır yok diye ve mümkünse sakın knor bulyon falan da koymaya kalkmayın) ilave ederek kaynatın. Su kaynayınca bir gece önceden ıslattığınız (isterseniz pişirmeden önce yarım saat kadar fasulyeleri ayrıca haşlayabilirsiniz) fasulyeleri ilave edip, tuzunu, biberini katıp pişirmeye başlayın. Sizin yerinizde olsam düdüklü tencerede hallederdim bu işi. Daha çabuk yemeğe hazır hale geliyor ne de olsa.
Neyse Sevgili Günlükcüğüm, şimdilik bu kadar. Sonra görüşürüz.
Nihayet güzel bir yemek yiyebileceğiz çok sağol.
Bu arada sanırım unuttun, bu gün doğacak çocuklar isimsiz kaldı. İsimleri ben koyiyim bari.
Erkek olursa: Özkan, Kız olursa: Özmen olsun pastırmalı fasulyenin yannda iyi gider.
Bugün kapımın önünde bir paket buldum. Üzerinde "BirMilyon.com'dan sevgilerimizle, İmza: Yönetim" yazıyordu. Oğlum Shrink pakedi koklayıp, hırlamaya başlayınca şüphelendim tabii. Pakedi elime alıp, evirip çevirdim, düzenli tiktakları duyunca kuşkuya yer kalmadı tabii. Bana çalar saat gönderdiklerini sanmadığımdan hemen Ataköy'ün o malum deresine attım pakedi. Eve dönerken kulakları sağır eden o patlamayı duydum. Hemen telefona sarılıp birmilyon.com u aradım. Bunun yanlarına kar kalmayacağını, CIA ve FBI'daki dostlarıma haber vereceğimi, Nicolai Hell'i bu iş için görevlendireceğimi söylediğimde, bana pişkin pişkin "Hodri meydan" dediler. Neymiş efendim Bir Kelime'de ve Bir İşlem'de duraklama işini beceremediklerini nasıl aşifte ay pardon afişe edermişim. Olabilir arkadaşlar dedim, madem beceremiyorsunuz, açıkça söyleyin, yardım edelim. Ama gurur yapıyorlar tabii. Gelişmiş egoları "biz beceremiyoruz" demelerine engel.
Bu yüzden de hemen kuşumu aradım, darbe hazırlıklarına girişmesini söyledim. Ardından Hasan Mutlucan'a haber saldım. Doc35'in hastanesinin bodrumunda bir hücreevi kurduk. Hicran kimyasal silah hazırlama görevini üstlendi, tahribat gücü gücü yüksek ama lokal kısıtlamalı bir kimyasal gaz üretiyor. Kuşum havan toplarını ve roketatarları hazırladı, bu arada kısır da yapıyor. İçine nane koymasına da izin verdik. Önce kısır yedirip şişireceğiz ki hareket kabiliyetleri kısıtlansın.
Şimdi gidip pancake yapmam lazım. Kısırın üstüne pancake de yedirirsek, mideleri iyice bozulur diye düşündük Hadi bana müsade, sonra görüşürüz.
Bu arada söylememe gerek yok biliyorsun, mkösem'in hesabını ben görcem:p
Bu arada pancake tarifini yazmayı unutmuşum. Hemen ekleyeyim, oldukça yaratıcı bir tariftir ne de olsa.
Bir kaba 2 ölçü Bisquick (Stop&Shop mağazalarında bulabilirsiniz), 1 ölçü süt ve 2 yumurta kırın. Mikserle güzelce çırpın. Teflon tavaya bir kepçe karışımdan döküp, her iki yüzünü de güzelce pişirin. Sakın tavaya yağ falan koymayın. Tüm karışımı bu şekilde pişirdikten sonra, ki takribi 5 pancake oluyor, bir kenara alın. Servis tabağına bir adet pancake koyup, üzerine Aunt Jentina marka maple şurup koyun. MAple şurup ne diyecek olursanız, hani şu Kanada bayrağındaki yaprak var ya, işte 0nun ağacının reçinesinden yapılan bir şurup. Bunu da Stop&Shop'ta bulabilirsiniz. Tercihen lite'ını alın. Ne diyorduk, bir adet pancake üstüne şurup, sonra bir pancake daha, 0nun üstüne şurup, derken tüm pancake leri bu şekilde dizip en üste tekrar bolca şurup dökün. Sonra da soğumasını beklemeden afiyetle yiyin. Memleket yemeklerinden bir adet daha.
Bu arada maple ın sözlük karşılığı akçaağaç'mış. Ama siz yine de Stop&Shop'ta maple deyin, daha kolay anlarlar.
Kötü yönetici olduğunuz kadar nankörsünüz de. Bir İşlem'de duraklamayı beceremeyen biri, fajitas yapmayı nasıl becersin. Becerememişsindir kesin :p
Yönetimin Buck kolu,
Yorum yapmak için aceleci davranmamalısınız, amacımız sizi yerken çatlatmak değil. Daha sinsice planlar içindeyiz. Sizi yedirip içirerek gevşetip, sonra asıl darbe girişimlerimize gireceğiz. Bu arada şu mkösem in fajitas'ını ben de merak ettim, kaldıysa bana da yollasanıza ;)
Arkadaşlar bir isyanın olmazsa olmazı halk desteğidir :)) Aksi taktirde isyan başarısızlığa mahkumdur. Anladığım kadarı ile sizin isyanınızın temelinde 2 kişiyi alaşağı etmek var. Bu yetmez arkadaşlar :))) Sizlere tavsiyem Carlos Puebla'dan Hasta Siempre'yi dinleyip Che Guevara'nın sonunu anımsamanız.
Darbenin başarılı olması için gizlilik esastır. Ben ve kuşum kendimizi ateşe atarak aşifte, ay pardon afişe ediyoruz. Asıl örgüt üyeleri, hücreevimizde hazırlık içerisindeler. Üstelik devrimci kardeşlerim sadece site üyeleri değil, ailenizden de destek almaktayız. İçten dıştan çökerteceğiz sizi.
Nicolai Hell, bask bölgesinden kalkan uçağı ile buraya gelmekte, Karla Sherif Florida'dan yola çıktı bile, Josef Gorev zaten bizden. Hasan Mutlucan da çoktan stüdyolara girdi. İşiniz zor.
Bir yerden başlamak lazımdı. Önce sizi seçtik. Ama eylemlerimiz durmayacak. Sizinle antrenman yapıp, daha büyük hedeflere oynayacağız.
Doc taraftar işi tamam sen dert etme:) Hatta ben Grangé'den rica ettim Jacques Riverdi'yi diriltiyor:)
Ah Sevgili Buck, Ah Sevgili Buck,
Sen bunları yazarken ben Jack Higgins'i aradım bile, romanına hemen az önce kuşumun hortlattığı Jacques Reverdi'yi katarak Sean Dillon'ı hakkın rahmetine kavuşturuyor. Bu arada senin Dirk Pitt Hollywood'da çekimlerdeydi, yanına 2 sarışın LA kızı gönderdik, biraz da afrodizyak, sen 0nu birkaç hafta bekleme. Jack' e ulaşamadım ama merak etme, 0nu da halletmenin bir yolunu buluruz.
Sevgili Hicran, doktor hanım, hamili kart yakinimdir durumları yok burada. Lütfen yanlış anlamayınız :) Yeni yeni ufuklara yelken açıyoruz. Yeni ufuklar ne ola ki derseniz, espiyonaj, kontr-espiyonaj, tetikçilik vs. Bu durumda bu işin profesyonellerinden yardım / tavsiye almamızı mazur görünüz :))
Bayram boyunca seni ihmal ettiğim için kusuruma bakma. Ama gelen gidenler derken pek vakit kalmadı tabii. O kadar ki dün 10 Kelime 10 İşlem'e bile giremedim :)
Bugün ne yazsam, ne yazsam sana diye arkadaşlara sorarken, konu nereden geldi bilmiyorum ama ilk aşklardan konuşmaya başladık ve tabii ki ben de günümün konusunu belirlemiş oldum.
İlk aşkım erkeklerle ilgili yaşadığım ilk hayalkırıklığımdır aslında. Ilk aşkım Rock Hudson'dır. Doris Day ile olan Yastık Savaşı'ndaki hallerini unutamam hala. Bir erkeğin bu kadar yakışıklı olması kadınlara karşı büyük bir haksızlıktı zaten. Rock Hudson'da bunu biliyor olmalı ki tercihlerini farklı yönde kullanmış. Aids'ten öldüğünü duyduğumda inanamamıştım, iğne yaptırırken falan bulaşmıştır diye kendimi avutmaya çalışırken, sevgilisi çıkıp pişkin pişkin aşklarını anlatmıştı. Robert Redford'a aşkım da aynı döneme denk gelir ki, neyse ki o dönemlerde böyle bir dedikodu çıkmamıştı. 10 yaşında bir çocuk daha fazlasını kaldıramazdı :)
Sonraki aşklarımda daha dikkatli davrandım tabii, Jack Scalia'nın böyle bir dedikodusunu duymadık neyse ki. Bu saatten sonra duysam da farketmez zaten, artık alıştık :) Tekila ve Bonetti'de hangisi Tekila idi, hangisi Bonetti, adamı izlemekten konuya ve isimlere dikkat edemezdim :p
Bu arada bazı arkadaşlar bu görüşümr ıykkk deseler de Tom Select'in bacaklarından bahsetmeden de geçemeyeceğim. Bir erkeğin bacakları bu kadar muntazam olmamalı, ayıptır, günahtır.
Sonra tam ekranlarda erkek kalmadı derken Kyle Masters hızır gibi yetişri. Uzun saç bir erkeğe bu kadar mı yakışır? Bu kadar yakışır. Legends of Fall'daki Brad Pitt alınmasın bu sözlerimden, O'nun da saçları gayet güzel dalgalanıyordu, sarışın olmasına rağmen :)
Ah, Sevgili Günlük, ne çok aşık olurdum o zamanlar. Sonra yıllar geçti tabii, bilgi, birikim arttı, beğeniler değişti, bir çift yeşil göz, düzgün bacaklar, geniş omuzlar kar etmemeye başladı. Ne zaman ki zeka aramaya başladım, işte o zaman olanlar oldu. Kimde ne arıyorsun kızım diyorum kendime ama artık çok geç :) Zaten insanlar hep bulamayacakları şeyin peşinden gitmezler mi? Ama iş göz banyosuna gelirse eğer George Clooney'i tek geçiyorum tabii.
George Clooney dedim de karnım acıktı. Ben hemen bugün ne pişirelim kısmına geçeyim.
Bugün Fajitas pişirelim diyorum. Mümkünse bunu fahitas diye okuyalım, aksi durumda sinirleniyorum da. Önce tavamıza sıvıyağ koyup, içine ince doğradığımız (ben artık doğramıyorum gerçi, atıyorum rondo'ya 30 saniyede hallediyor, hem rimellerim de akmıyor) soğanları atacağız. Soğanları pembeleşene (bildiğimiz pembe renk olmasını beklemeyin, avcunuzu yalarsınız, şekerlenip, yumuşaması yeterli) kadar kavuracağız. Sonra içine 2-3 diş sarımsağı ince ince doğrayıp, beraberce bir iki kavurup, parmak uzunluğu ve genişliğinde doğranmış tavuk parçalarını atacağız. Tavukların her iki yüzünü de kahverengileşinceye (bu renk bir referans olarak kabul edilebilir, çünkü gerçekten kahverengileşiyorlar) kadar pişireceğiz. Sonra pişen soğan ve tavukları ayrı bir tabağa alacağız. Tavaya yeşil, sarı, kırmızı renkte, acı olması gereken, ince doğranmış biberleri atıp, 0nları da iyice pişene kadar kavuracağız. (Neden soğanlarla birlikte kavurmadık diye merak ediyorsanız, bunu bana değil meksikalılara soracaksınız, ama sonradan pişirince gerçekten daha farklı oluyor. Ben tembellik edip en başta pişirmeye kalktığımdan biliyorum :) ) Biberler piştikten sonra tavaya soğan ve tavukları ekleyeceğiz. Kimyon, karabiber, tuz, kırmızı biber ekleyeceğiz. İsteyen kekik de katabilir, ben izin veriyorum. Bunları pişirdik, olayı çözdük diyorsanız yanılıyorsunuz. Daha Salsa sos hazırlamak lazım. Ama kuşum 0nline oldu, şimdi salsa sos tarifi yazmakla uğraşamam. Bu yüzden de gidip markette, meksika sosları bölümünden hazır alabilirsiniz. Hatta Kühne bile yapmış, bence gayet başarılı. Neyde hazırladığımız (!) salsa sosu da bir kenarda hazır tutup, önceden ellerimizle yaptığımız (yuh artık, gidip hazır almak daha akılcı diyorsanız, kesinlikle haklısınız) lavaşları bir tabağa alacağız. Lavaşların herbirinin içine önce tavuklu karışımdan koyup, üstüne salsa sos döküp, üzerine biraz yoğurt, rendelenmiş kaşar peynir ve ince doğranmış marul koyup, dürüm şeklinde saracağız. Sonra da afiyetle yiyeceğiz. Yoğurt fikrine karşı çıkmayın, gerçekten yakışıyor.
Yemeğimizi de pişirdiğimize göreee, doğmuş çocuklarımıza isim koyalım.
Bugün doğan kız çocuklarına Meneviş, Erkek çocuklarına George Clooney ismi uygundur.
Şimdilik bu kadar Sevgili Günlük, Yahoo gürül gürül ötüyor, sohbet koyu belli ki, yetişmem lazım.
Görüşürüz şekerim.
Nedir bizim bu yöneticilerden çektiğimiz, devleti yönetenlerden çekmiyormuş gibi bir de bu site yöneticilerinden çekiyoruz. Olacak şey değil yani...
Akşam kurulmuşum bilgisayarın başına, hadi diyorum yarışayım, giriyorum Bir Kelime'ye, başlıyorum yarışmaya. Buraya kadar bir sorun yok, herşey iyi hoş. Ama o sırada bir bakıyorum kuşum yarışmaya girmiş, merhaba kuşum yazacağım ama yok, yazamıyorum. Neden? Çünkü duraklamam imkansız, yarışmaya devam etmek zorundayım. Neyse diyorum kuşuma bir telefon açayım bari. Tam o sırada bakıyorum hicran girmiş yarışmaya, üstüne üstlük ben 3,85 puanken, bakıyorum hicran almış başını gidiyor, 17,90 olmuş. "Hicran taktın bakıyorum bana" diyeceğim, ama yok, yazamam. Neden? Çünkü yönetim duraklamamı istemiyor. Hadi diyorum, 0nu da boşverelim, o sırada doc35 girmez mi? "Ya kurye nerede kaldı, hani paket?" diye soracağım ama namümkün, hadi diyorum yine kendi kendime, kurye adresi kendi bulsun. Tam bu sırada mkösem de girmez mi Bir Kelime'ye, bu sefer dayanamıyorum artık, başlıyorum yazmaya "Yönetim, bu nasıl iştir, bir nefes almaya izin yok mu?" yazıyorum. Tam enter'a basıp yollayacağım yazdığımı, ekranım kızarıyor birden. "SÜRENİZ BİTTİ" yazıyor, yazdığımı da gönderemiyorum. Olacak şey değil.
Zorla yarıştırılmaya son, sigara yakmaya bile fırsat bulamadan mouse elde deli gibi uğraşmaya son, yarışırken konuşamamaya son.
Yönetim istifa !
Bu yönetim değişmeli, bu yönetim gitmeli. Arkadaşlar vakit darbe vaktidir. Bir şekilde yönetimi ele geçirmeli ve bu gidişata son demeliyiz. Yönetim istifa etmeli, yerine çağdaş, demokrat bir yönetim gelmeli.
Köleliğe son !
Sevgili Kuşum,
İstediğin gibi yarışabilmen, sitede at koşturabilmen için yönetime talibim. Gerekirse kan akıtarak başa geçerim.Yeter ki senin isteklerin gerçekleşsin, Hicranı sonuncu, doc35'i kuryenin ta kendisi yaparım:)
Bir Kelime'de yarışırken duraklayabilmemizi de sağlayacaksan oyum senindir.
Darbeci kuşum benim :)
Sana herşey serbest:)
Sen o kadar siteyi kullan bütün oyunlarda üstünlük sağla sonra bir süre durdurma butonunu bulama. Bide sanki bu senin eksikliğin değilmiş gibi yönetimi istifaya çağır.
Biraz evvel atoygar ın güzel böreğini yiyordum böreğin içinden bir not çıktı senin o gizli butonu bulamadığı farketmiş benden rica etti sana söylemememi istedi, sonra oyun içinde çok konuşup diğer yarışmacıların dikkatini dağıtırmışsın düşününce hak verdim. Şurada günde bir kez yazmana rağmen sitemizde neler oldu neler, birde sürekli yazacak olursan kimbilir neler olur.
En iyisi biz isyancıların hiç sesini duyuramıyacağı bir formül üzerinde çalışalım.
Senin ağzından dökülen sözlerin hiç bir zaman akıllı, uslu ve normal ifadeler taşıdığını duyamayacak mıyız? Kime çektin bilmem...Şimdi de isyan çıkartmaya uğraşıyorsun.Henüz veletken de böyleydin. Hem yarışıp, hem konuşmayıver canım.
Sevgili mkosem,
Beni bu şekilde susturamayacaksınız, Bir Kelime'de oyunu durduramıyoruz, bizler beceriksiz yöneticileriz demiyorsunuz da, yok efendim butonu bulamıyormuşmuşum. Sevgili atoygar'a da o böreğin hesabını ayrıca soracağım, benim açtığım baklavaları yerken böyle demiyordu.
Hem ne olmuş bir iki gün konuştuysam, hayatınıza renk kattım işte :p
Izin verin Bir kelime'de de konuşayım, görün bakın hayatınız gökkuşağı kıvamını alıyor mu almıyor mu :p
Sevgili Hicran,
zaten movekoveko kısmını anladık da, bari ölene kadar olmasa diyorum, çok şey mi istiyorum :)
Sevgili Micorazon,
Hakkımda yazdıklarını esefle kınıyorum. Bu vesile ile sana ailemiz hakkında bir gerçeği de açıklamak istiyorum. Aslında sen bu ailenin öz kızı değilsin. Rahmetli Paşa Babam seni konağımızın avlusunda bulmuş, göğsüne iliştirilmiş notu okuyup, haline acımış, e abime de yaşı yaşına uygun bir kız kardeş lazımmış, seni alıp beslemişler. Aramızdaki farklılık, senin sükunetin genetik değil yani. Sen farklı genlerin mahsulüsün. Sana bu gerçeği bu günlükte açıklamak istemezdim. Ama sen öz kardeşin sandığın beni, neredeyse gevezelik ve de normal olmayan ifadelerle konuşmakla suçladığın için dayanamadım. Beni öz kardeşin bildiğin halde, bunları yazabildiğine göre, aslında Paşa Babamın yaverinin kızı olduğunu bilsen kimbilir neler yazardın. Bu kadar nankörlük olmaz yani. Ailemin seni beslemek için harcadığı meblağlar, seni okutmak için tuttukları mürebbiyeler için ödenen paralar haram olsun. Annemi bu yazdıklarından haberdar etmeyeceğim, kadıncağız koynunda bir yılan beslediğini düşünmesin. Ama sen de, sana besleme değil de, evlat muamelesi yapan bu aileye daha fazla nankörlük etme.
Kime çekmişmişim? Isyan çıkartmak istiyormuşmuşum. Yazıklar olsun, söyleyecek laf bulamıyorum. Rahmetli Paşa Babam bunları bilse, kemikleri sızım sızım sızlardı. Seni avlumuzda bulduğu o güne lanet eder, yaverinin rutubet kokulu, o sefil dairesine geri postalardı. Neyse ki bu günleri görmedi, huzur içinde yatsın.
Geleneksel TV izleme gecelerimizden birini bayram sebebi ile ertelemek zorunda kaldık. Tek başıma TV seyrettim , çok acıklıydı. Annemin bayram için yaptığı burma tatlı ve zeytinyağlı yaprak sarmaya kalite kontrol yaparak avunmaya çalıştım.
Bugün bütün tv programları bayram teması üzerine kuruluydu doğal olarak. İnsanlar bayram yüzünden mutlu oluyorlar, ne güzel. Ama ne yalan söyleyeyim bende hiç de aynı etkiyi yaratmıyor. Benim için bayramın manası annemin gereksiz bulduğum, kendini deli gibi yoran, tatlı, dolma, börek uğraşıları, bunları yedikten sonra çekilen hazımsızlık sorunları, tanımadığım insanlar tarafından çalınan kapılar ve bayram tebrikleri, ziyaretçi trafiği, her kapı çalışı öncesi annemin heyecanı ve gelenleri istediğince ağırlayabilme paniği. Bayram annemin bayramı sanırım. Kardeşleri, kızları, torunları, yeğenleri, komşuları gelecek, 0nlar "Senin bu tatlını da, dolmanı da kimse yapamıyor" diyecek, Kuzenim "Offff, ya bu börek için bir yıl bekliyorum vallahi" diyecek ve annem bunlarla mutlu olacak :)
Ben ise sahte gülümsemelerle konuşulanları dinlermiş gibi yaparken, içimden 0nların ne zaman gideceklerini ve rahat rahat, yayıla yayıla oturacağımı, kitap okuyabileceğimi, nete girebileceğimi düşünüyor olacağım. Bir de Shrink sorunu tabii. Gelen konuklardan Shrink'ten korkanlar olacak, 0nlar yüzünden oğlumu odama kapatmak zorunda kalacağım ve bunu yaparken tabii ki söylenip, memnuniyetsizliğimi belli edeceğim, annem bunun için üzülecek ama Shrink'i sevdiğinden ses etmeyecek :)
Özetle bu bayram da benim bayramım olmayacak...
Iyi bayramlar anneciğim :)
Hala midem rahatsız, nasıl iyileşsin garibim, dün kızartma yemişken, 2 gün önce kuşum bana suböreği getirmişken. Sanırım öldürülmeye çalışıyorum. Annem şu an içerde çiğbörek yapmakta. Kuşum "Yarın sana geldiğimde çikolatalı sufle yapalım" diyor. Şu ramazan bir bitse. Herkesin canı bir şey çekiyor ve nedense kimsenin canı, haşlanmış patates, pirinç lapası, yulaf ezmesi falan çekmiyor. Ben artık emin oldum annem ve kuşum bir işbirliği içerisine girmişler ve beni öldürmek istiyorlar. Yarın 0nlardan gizlice bir doktora gideceğim, kan testi de yaptıracağım, yedirerek öldürmeyi planlayanlar, 2 damla zehir içirmeyi de akıl etmişlerdir herhalde.
Şimdilik bu kadar Sevgili Günlük,
Daha okumam gereken bir kitabım, çiş yürüyüşüne çıkarmam gereken bir oğlum var. Akşama yazarım tekrar.
Ama gitmeden okurlarıma son bir faydam olsun tabii iftar saati de yaklaşırken.
Bugün ne pişirelim? Tabii ki haşlanmış patates.
Bugün patatesleri alıp güzelce soyalım, sonra bol su ile yıkayıp, bir tencereye atıp, içine su ve tuz ilave edip haşlayalım. Bir çatal ya da kürdan yardımı ile pişip pişmediğini kontrol edebilirsiniz.
Günün Sözü: Düşman arayacaksan yanıbaşında ara.
Bugün doğacak çocuklara isimler: Kız olursa: Bergamut, Erkek olursa: Jack Collins
Bundan 10 dakika kadar önce kürsü'de bir yazı okudum, dağıldım. Uzun zamandır bu kadar gülmemiştim.Tam günümün kullanıcısı kim olacak derken FaithfulLover hızır gibi yetişti. Ay hala gülüyorum :))))) Ilahi çocuk. İnanmayanlar için kaynak göstereyim: http://www.birmilyon.com/e/?z=0&a=4&d=1130&e=&s=15
Sevgili Faithful Lover'ın bahsettiği aşifte, sözlük karşılığı ile yosma, uygunsuz tavırlar sergileyen kadın değil tabii. Arkadaş afişe edilmekten bahsetmiş. Ama iyi ki aşifte etmiş :)))
Gülmekten daha fazla yazamayacağım Sevgili Günlük,
İlerleyen zamanlarda görüşürüz :)))))
Sevgili Kupavalesi, bugüne dek, hakkımda yapılan yorumların hangisine cevap verdiğimi gördün? Hangi manasız insanın, hangi aptalca yorumuna karşılık verdim? Hiçbirine. Bu neyi gösterir peki? Benim için değeri olmayan insanların hakkımda ne düşündüğüne zerre kadar önem vermediğimi. Ama önem verdiğim şeyler var. Anadilim gibi, bunu doğru kullanmak gibi. Hem yazım kuralları ile, hem de kelimeleri yerinde ve doğru olarak kullanmak konusunda hassasım. Bir insan bir dile hakim değilse, hiç konuşmamalı. Yok eğer ben ille de konuşacağım diyorsa, o zaman konuşacağı kelimeleri özenle seçmeli. Afişe olmak ne demek bilmiyor olabilir, aşifte ne demek 0nu da bilmiyor olabilir. Ama madem bilmiyor, birinden kazara okuduğu, 0nu da yanlış okuduğu bir kelimeyi kullanmamayı öğrenmeli. Öğrenmeli ki, benim anadilimi kirletmemeli. Yok öğrenemiyor mu, o zaman ne yapmalı? O zaman sadece öğrenebildiği kelimeleri kullanmalı. Afişe olmak yerine ne bulabiliyorsa 0nu kullanmalı. Yok kullanamıyor mu? O zaman ben de kahkahalarla gülerim, aynen "aşifte olmak" yazısını okuduğumdan beri yaptığım gibi :))))))
Aaaa ne ayıp, hiç öyle hoşt yazılır mı? Hem ben senden daha fazlasını bekliyorum artık, aşifte olmak falan gibi :)))))))))))
Sevgili Juegos, birmilyon.com hayatıma kattığın renk için teşekkür ederim.
Bu arada aklıma gelmişken. "Ben afişe gördüm" (Kaynak Cem Yılmaz :))))
Juegos senin ilkokulda iken Türkçe derslerin boş mu geçiyordu kuzum ?
Neyse ki benim eğitimci kişiliğim sana yardımcı olmak istiyor bu gece. Az önce yazdığın yorumu alıp bir inceleyelim birlikte, sen de dikkatle takip et ve başarabilirsen ne demek istediğimi anlamaya çalış. Bak şimdi;
Bizde (BURADA EĞER SÖZ KONUSU KİŞİLER SİZİN EVDE DEĞİLSE Kİ SANIYORUM DEĞİLLER, "DE" AYRI YAZILMALIYDI) kendini bişey (BİŞEY DEĞİL BİR ŞEY OLACAK VE DE AYRI YAZILACAK) sanan insanlarla kaynak yaratıyoruz.(CÜMLE ANLAM BAKIMINDAN TAMAMEN BOZUK, NE DEMEK İSTEDİĞİN ANLAŞILMIYOR. ŞU ŞEKİLDE DAHA MANALI OLABİLİRDİ. (Biz de, kendini bir şey sanan insanlara kaynak yaratıyoruz). siz Zemzem suyu ile yıkanmış ak pak insanlarsınız. (TEVECCÜHÜN).. hey gidi heyy.. Acaba bu kelime cok tanıdık geldide (DE YİNE AYRI YAZILACAKTI, DE,DA'LAR BİLE VE DAHİ ANLAMI TAŞIYORSA -DAHİ DEDİĞİM DEHA SAHİBİ DEĞİL, 0nU DA YANLIŞ ANLAMA- AYRI YAZILIR) bu kadar üstüne düştünüz?(BU SORU CÜMLESİNDE BİR SORU EKİ EKSİK KALMIŞ, SENİN YERİNE BEN YENİDEN KURAYIM: Acaba bu kelime çok MU tanıdık geldi de bu kadar üzerine düştünüz?) son defa cvp verin aşifte hanım pardon Bayan-seytan (TÜRKÇE BİLMİYORSUN AMA SHEDEVIL NE DEMEK BİLİYORSUN? MADEM İNGİLİZCEN BU KADAR İYİ, Kİ GÖRDÜĞÜM ÜZERE TÜRKÇE İLE UZAK YAKIN ALAKAN YOK, BUNDAN SONRA İSTERSEN YORUMLARINI İNGİLİZCE YAZMAYI DENE, AMA DİKKATLİ OL, YOKSA EĞİTMEN YANIM ORTAYA ÇIKABİLİR YİNE)
Farkında isen yazmaya çalıştığın hakareti dikkate bile almıyorum, sorun senin kafatasının içinde yer alan organ ile neler düşündüğün değil, nasıl Türkçe yazdığın. Ama merak etme, bu konuda yardımlarımı esirgemeyeceğim. Daha önce kimseden esirgemedim, senden neden esirgeyeyim ki?
Bu sefer daha başarılısın, kendime bu durumdan paye çıkarmalı mıyım bilemiyorum. Ama yine de noktalamalarla ilgili sorunlarının devam ettiğini görüyorum. Hadi gel, birlikte tekrar inceleyelim yazdığın yorumu.
(HERŞEYDEN ÖNCE CÜMLEYE BÜYÜK HARF İLE BAŞLANIR) sizin (Sizin olacaktı) ana diliniz bu konusun yazın istediğiniz gibi..(NOKTALAMA İŞARETLERİ EKSİK OLMUŞ, DOĞRUSU ŞU ŞEKİLDE OLACAKTI: Sizin ana diliniz bu, konuşun, yazın istediğiniz gibi. BU ARADA BU BENİM ANA DİLİM DE, SİZİN ANA DİLİNİZ DEĞİL Mİ? YOKSA İNGİLİZ MİSİNİZ? MALUM SHEDEVIL NE DEMEK HEMEN ÇÖZMÜŞTÜNÜZ) ama (NOKTA İŞARETİNDEN SONRA GELEN CÜMLE, YENİ BİR CÜMLE DEMEKTİR VE BÜYÜK HARFLE BAŞLAMASI GEREKİR) ben yazmak zorunda değilim 4 4 lük..(DÜZ YAZIDA RAKAM KULLANMAMAK GEREKİR AMA YİNE DE ZAMAN ZAMAN HOŞGÖRÜLEBİLİR, BEN DE HOŞGÖRECEĞİM) yada (BAK YİNE DA BİRLEŞİK YAZILMIŞ. AZ ÖNCE DE AYRI YAZILMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEMEMİŞ MİYDİM? OLMUYOR JUEGOS, OLMUYOR) 4 1 lik... eğer başkaları ile anlaşıyorm (ANLAŞIYORSAM YAZMAK İSTEDİĞİNİZE EMİNİM, BU HATAYI, YAZARKEN HEYECANLANDIĞINIZA, YA DA KLAVYENİZDE BİR SORUN OLDUĞUNA BAĞLIYORUM) sizinle anlasamıyorsam bende değil sizde (BU -DE EKLERİ BİRLEŞİK YAZILACAKTI, AFERİN, BU SEFER BİRLEŞİK YAZMAN, İSTEMEDEN DE OLSA DOĞRU YAZMANI SAĞLAMIŞ) bi (SANIRIM "BİR" DEMEK İDİ BU) problem vardır.. Ki- (TEBRİKLER BÜYÜK HARFLE BAŞLAMIŞSINIZ, AMA YİNE DE Kİ'DEN SONRAKİ - (TİRE) MANASIZ OLMUŞ) anlaşabildiğim insan sayısı sizin aklınızda bile tutamayacagını kadar cokken.. (AH SEVGİLİ JUEGOS, ELBETTE ANLAŞABİLDİĞİN İNSANLARIN SAYISI ÇOK OLACAK, AZİZ NESİN'İ HİÇ Mİ OKUMADIN SEN? SİZLER BİRBİRİNİZLE ANLAŞABİLİYORSUNUZ DİYE, LİSANI DOĞRU MU KULLANMIŞ OLUYORSUNUZ. %80 GİBİ BİR ORAN VAR KENDİ İÇİNDE GAYET GÜZEL ANLAŞIYOR ZATEN. DİĞERLERİ DE, O %80'İ ANLIYORLAR, BENİM DE ANLADIĞIM GİBİ. AMA SIRF BİZLER SİZİ ANLIYORUZ DİYE, SİZ BU LİSANI BU KADAR KÖTÜ KULLANMAYA DEVAM MI EDECEKSİNİZ? DAHA ÇOK OKUMALISINIZ ARKADAŞLAR, OKUDUKLARINIZA DİKKAT ETMELİSİNİZ, OKURKEN SADECE KONUYA DEĞİL, YAZIMA DA DİKKAT ETMELİSİNİZ. YA DA BÖYLE ELEŞTİRİLERLE KARŞILAŞMAYI GÖZE ALACAKSINIZ)
Bu sefer doğru yazmışsın diyelim, büyük küçük harf ayırımı yapmadan. Doğru yazabildiklerinin sadece hoşt ve tın tın tın'dan ibaret olması sana da tuhaf gelmiyor mu :) Benim için tuhaf değil tabii, acıklı.
Yoksa yanlış yazmaktan korkup, uzun cümle kuramadın mı? Bence yılmamalısın. Hem bilmemek ayıp değil ki, öğrenmemek ayıp. İnanmayacaksın ama ben bile öğrenmeye devam ediyorum.Sen de utanmamalısın, eksikliklerini önce kabul edip, sonra bunları düzeltmek için uzanan yardım ellerini tutmalısın.
Sevgili Kupavalesi,
Ayda 5 milyon ödeyerek seçkin insan olunmaz, sadece seçkin üye olunur.
Aferin Juegos, doğru yazmayı öğrenmeye başlamak böyle bir şey işte. İnsana şevk gelir, hatta bu şevk, benliğini öyle sarar ki, başkaları hata yapınca, aynı şevkle düzeltmek ister. Eğitilebilir olman ne hoş.
Juegos, aklın sıra isteyerek yanlış yazdığını göstermeye çalışıyorsun, ama bunu ancak senin gibi, aklı kıt, vicdanı kıt insanlar yutar. Sana bu üslupta cevap veriyor olduğum için bir yandan kendime kızıyorum, ama o kadar avamsın ve aslında o kadar zavallısın ki, sana cevap vermemek, senin o kıt beynine "verecek cevap bulamadı" sinyalleri göndereceğinden, tüm basitliğine rağmen sana cevap yazmaya tenezzül ediyorum. Hoş, böyle düşünsen umrumda mı? Asla, senin gibi birinin ne düşündüğüne önem vermeyeceğim kadar bana uzaksın, hem zihinsel hem de sosyal manada. Zihinsel olduğu zaten ortada da, sosyal kısmını nereden anladım diye şaşırırsın şimdi sen. Ne de olsa okuduklarını anlama ve bunlara bir anlam yükleyebilme yetisi yok sende. Sanıyorum bugüne dek, seni bu denli ciddiye alıp, sana cevap verme zahmetinde bulunan tek insan benim. İnsan diyorum farkındaysan. Farkına varırsın da, anlar mısın bilemiyorum. Aslında biliyorum :) Senin buluştuğun "arkadaşların" dan sana kanaat notu kullanan insanları ben dikkate alır mıyım sanıyorsun? Senin lisanını, tavrını olumlu bulan, bunu savunan herkes, nazarımda seninle aynı kefede olacaktır zaten. İnsanların birbirleriyle iletişim kurmak için kullandıkları lisanı "boşşş" bulan birine, bir sorunu olduğunu, lisan kullanarak anlatmak ne derece faydalı bilemiyorum ama benim bildiğim tek yöntem bu. Hepinizi Taksim Meydanı'nda sallandıramam ya !
"Mahalle karısı" lafın için en az 3 paragraf yazardım ama sen ne yazdığımı bile anlamazsın. Şimdi o kıt beyninle kurmaya çalışacağın cümlelerini toparla ve yazacağın bir şey varsa hemen yaz. Çünkü bu senin kadar avam birine cevap vermeye tenezzül ettiğim son akşamdır. (Sen bu kadar bayağılaşmadan önce, daha başında söylediğim üzere)
Juegos, senin idrak yollarında gerçekten bir enfeksiyon var. Durdun durdun, bu alakasız cümleyi mi yazdın? 0nu da yanlış yazdın.
Bu kadar mı gelişmiş egon var. "Ben bilmiyordum, cahillik ettim ve senden duyduğum afişe etmek lafını yanlışlıkla çok iyi bildiğim aşifte ile karıştırdım" diyemiyor musun? Bu kadar mı özgüvensizsin? Bu kadar mı eksiksin ? Hata insanlara mahsustur. Bunu farkedip, kabullenmek insana yakışandır. Ama bu cehaletin kaldırabileceği bir şey değildir. Sen ise her cahilin yaptığını yaptın. Senin gibilerden o kadar çok var ki. Üstelik bunlar diploma falan da alıyorlar, birileri çıkıp bunlara iş falan da veriyor, hatta maaş da bağlıyor. Ben değil tabii. Allah beni o kadar düşürmesin.
Burada yazdıklarımdan ne anlarsın bilemiyorum ama bunlar aslında senin üzerine düşünmen gereken şeyler. Ne de olsa aklı başında hiçkimse senin gibi biri için bu kadar zaman harcamaz ve anlamanı sağlamaya çalışmaz. Allah'tan ümit kesilmez misali, burada yazıklarımdan bir şey çıkarabileceğini umuyorum. Bu çıkardığını kazanımların hanesine atacağını ve bir daha bir dangalaklık yaptığında, bunu farkeden birileri seni uyardığında,uyardıkları için teşekkür etmeni umuyorum.
Bu arada henüz gördüm ki ! sayın doktorumuz bu konuya daha önce dikkat çekmiş. Olsun ! bir kez daha tekrar etmiş olalım. Herkesi sükunete davet eder, saygılar sunarım.
hicrandenizgüneş fena taktı bu sefer, bu farkla ben bir süre yarışamam artık. Bu kadar fark da atılmaz ki, ayıp denen bir şey var. Hayır, şimdi yarışmaya girmeyeyim diyorum ama olmaz, şurada yarışabilen kaç kişi var ki doğru düzgün. Rekabet ortamı yaratmak için mecbur gireceğiz yine, ama bu gece kabus göreceğime eminim. Rüyamda Jacques Reverdi'nin öldüğünü görürüm kesin, ya da bir tabak kereviz falan :(
Ben biraz memleketimin hikayelerini okuyayım. En son Jack Collins'i FBI'merkez binasının bahçesinde bırakmıştım, geceydi de, üşümüştür garibim.
Bugün sahurda ne pişirelim? Bu saate bir şey pişiremem valla, ne haliniz varsa görün. Zaten 1. olamamışım.
Günün sözü: Keskin sirke küpüne zarar.
Günün üyesi: kupavalesi (sorulara verdiği yanıtlardan dolayı)
Şu günün üyesi olayına atlayanlar olur değil mi? Birincilik geyiği baymaya başladı artık, yenilikler bulmak lazım dedim. Yani sözün özü, yar bana bir eğlence... Hatta bize :)
(Bu arada günün üyesi olarak kuşumu, hicrandenizgüneş'i, toygarları ya da doc35'i seçmek olmazdı, en azından ilk gün. 0nları yarından itibaren seçmeye başlayacağım ki, şike anlaşılmasın :P)
Nasıl mesudum bilemezsin. Sonunda dualarım kabul oldu, hayalkırıklıklarım son buldu. Tam vazgeçmişken, yok artık bana çıkmaz diyorken, çıktı. Oturgaç, götürgeç bana çıktı. Hem de oturgaçgötürgeç şeklinde. Şu mkosem ne temiz kalpliymiş, malum olmuş kendisine. Bakarsın tüm gün oturgaçgötürgeç çıkar sana demişti. Tekin değil bu adam belli ki, dikkatle yaklaşmak lazım kendisine.
Adamasmaca'ya dönmek için sabırsızlanıyorum aslında ama ne pişireceğini bilemeyen insanları iftar üstü yüzüstü bırakmak, bugün doğan çocukları isimsiz bırakmak olmaz.
Bugün doğan çocuklara isimler: Kız olursa: Kuşum, Erkek olursa: Nicolai Hell
Bugün Ne Pişirelim?
Bana kalsa karides güveç pişirecektim ama kuşum beğenmedi, çaresiz 0nun seveceği bir şey yapacağız. Brokolili Rigatoni pişirelim en iyisi.
Bir teflon tavaya, çok az yağ koyup, orta parmak genişliğinde ve küçük parmak boyunda kestiğimiz tavuk etlerini koyalım. Tercihen göğüs eti. (Bu arada parmaklarınızın ebatından ben sorumlu değilim) Tavuk etlerinin heriki yüzünü de kızarttıktan sonra, tavaya brokolileri ekleyelim. Üzerine kremayı ne kadar bol sevdiğimize bağlı olarak 1 ya da 2 paket (minik kutulardakinden) hazır krema, bolca karabiber ve tuz ilave edelim. Brokoliler krema ile pişerken daha önceden kaynattığımız ve içine 1 kaşık tuz atıp, makarnaların birbirine yapışmaması için çok az da yağ ilave ettiğimiz suya (tercihen Barilla ama yoksa Pastavilla da olur) Rigatoni (Kalem) makarnaları ilave edelim. 11 dakika haşlandıktan sonra (çok fazla haşlamayın, hamur olur, bir halta benzemez) suyunu süzelim. Makarnaların üzerine kremalı sosumuzu döküp, iyice karıştırarak, bir iki dakika da böyle pişirelim. Sonra düz tabaklara koyup, yanına 2 adet taze nane yaprağı koyarak süsleyelim. Yeşil süsler makarnaya çok yakışıyor. Ama ben nane sevmediğim için yemiyorum tabii, siz yiyebilirsiniz, izin var.
Günün sözü: Dervişin fikri neyse, zikri de odur.
Yüksek müsadelerinle ben adamasmacaya gidiyorum
acaba karides güveç yaspsaydında ben şu salyalara sahip olmasamıydım diye düşünmeden edemedim... ya da ya da hadi kalk iftara pişirelim canım çekti:)))
Sevgili Shedevil,
eğer ki iznin olursa birmilyona bu sefer senin şu tarifi kullanarak brokolili rigatoni yapıp götüreceğim. :)Görüldüğü üzere babaannemin tarifleri işe yaramadı .sen her ne kadar böreğin yarattığı çağrışımlara suç bulsan da ben tekrar aynı hataya düşmek istemiyorum . Üstelik brokolili rigatoni hiç bi çağrışım yaratmıo sanırım aynı fikirdeyizdir. Neyse cevabını bekliyorum . Eğer iznini hemen alabilirsem marketler kapanmadan şu malzemeleri almaya gideceğim:P
Keşke başka bişi isteseymişsin bak oluverirdi belki.
atoygar sen yap yeterki biz yeriz, lezzetsiz bile olsa babayla gönderirsin biz sohbet arası afiyetle yeriz :) tabi sanada bi güzellik yaparız artık.
Ellerime hazıladığım, üzerine narlarla çiçek, dövülmüş antep fıstıkları ile yaprak resimleri yaptığım bir tepsi güllacı site yönetimine sundum. Bayıldılar doğrusu. Sözlerinin de eriymişler vallahi. Eve vardım, bir baktım beni birinci yapmışlar. Bu arada masanın üzerinde hicrandenizgüneş'in getirdiği antep sarmaları duruyordu. Çoğunu yemişler site yöneticileri. Neyse ki ben 0nlar tatlıya doymadan yetişmişim de, güllacımı da yediler. Tabii doğal olarak antepsarması ile birinci olan hicrandenizgüneş'in birinciliğini, bir html darbesi ile değiştirdiler. Yaşasın güllaç seven site yönetimi, yaşasın güllaç kardeşliği !! Bu arada ben yönetimin yanında ayrılırken atoygar elinde bir tepsi kolböreği ile kapıdan girmek üzereydi. Umarım yönetim kolböreğindeki imayı anlar ve atoygar'ı birinci yapmaz !
Birinciliğin verdiği sarhoşlukla huzur içinde uyuyabileceğimi sanıyorsan yanılıyorsun. Uyumam mümkün değil. Rahmetli Paşa Babam derdi ki, komşun açken, sen tok yatamazsın, komşun nal toplarken sen birinci olamazsın. Ben bu zihniyetle büyütüldüm, bu zihniyetle yetiştirildim. Buna bir çözüm bulmadan uyuyamam ben. Acaba diyorum birinci olamadığı için hırs yapıp, tırnaklarını falan kemiren arkadaşlar varsa, 0nlar için de birer tepsi güllaç yapıp yönetime sunsam mı? Yoksa beni yanlış anlayıp, gurur mu yaparlar :( O zaman çok üzülürüm ama.
Ben bu gece bunun üzerine bir düşüneyim, hatta iki rekat namaz kılıp rüyaya yatayım. Bir hal çaresi bulurum inşallah... Amin.
senin 1.liğin için güllacın yanında benin 2.liğim için götürdüğün çikolatalardan bahsetmediğin için teşekkür ederim....
Sevgili atoygar,
Sorun börek tarifinde değil de, böreğin nev'inde gibi geldi bana. Çağrışımı yüzünden kaybetti bence o börek, bir dahaki sefere de gözleme falan götür. O kolböreği de ziyan olmasın, sen bana getir, ben imasına falan bakmam, afiyetle yerim :)
Ohhh yeni ayıldım valla ne güllaçmış, ellerine sağlık gülsuyu koymadığında iyi olmuş. Zavallı atoygar geç kaldı tatlının üzerine kolböreği iyi gitmedi ama üzülmesin bir dahaki sefere inşallah 0nu önce alırız.O kadar güllaçtan bahsedince dayanamadık bugün aldık, yarın bizim evde güllaç var herkesi bekleriz hem gelmişken birde kelime partisi veririz :)
Ayrıca hicran bende seni kınıyorum beraber pastaları börekleri yerken iyiydi ama :)
Olimpiyat ruhu ile hazırlandığımız şu yarışmalarda aldığım tepkiler yok mu, beni derinden yaralamakta. Ama yola koyulduk bir kere, dönmek için artık çok geç. Bu arada bugün kocaman bir tepsi güllaç yaptım, üstüne narları ve dövülmüş antep fıstıklarını da serpiştirdim, ellerime sağlık çok da güzel oldu, yemeye kıyamadım. Zaten yemek gibi bir niyetim de yok, sevgili sitemin, sevgili yöneticilerine göndermeyi planlıyorum. Bugün kuşum, hicrandenizgüneş ve doc35 ile irtibat sağlayamadım, direk site yönetiminden güllaç marifetiyle yardım almak niyetindeyim. Sıralamadaki yerim ile güllacımın güzel olup olmadığını da anlamış oluruz. Gül suyu koymadım içine, ben hoşlanmıyorum diye. Umarım site yönetimi de aynı fikirdedir de, birinci olabilirim. Olamazsam da pes etmeyeceğim, yarın da bir tepsi gülsulu yapar gönderirim, site yönetimimden kıymetli mi?
Ben şimdi güllacımı site yöntemine götürmek üzere çıkıyorum. Sonuçları 1 saat içinde almış oluruz umarım.
Hadi kal sağlıcaklar, seni sonuçtan haberdar ederim.
Bu arada seni kışkırtmaya kalkan olursa dikkate alma, sen de benim gibi yap ve eğlenmene bak yurdum insanının yazdıklarıyla.
Bu geceki acım o kadar tarifsiz, o kadar büyük ki, ne gereksiz yorumlara takılacağım, ne de gocunanları tırmalayacağım...
Evet Sevgili Günlük,
Acım büyük, acım sonsuz. Nasıl büyük olmasın, nasıl sonsuz olmasın, bu gece 10 kelime 10 İşlem'de birinci olamadım. hicrandenizgüneş ile kuşumun kurduğu şirket haberini almam da avutmuyor beni. 0nce kuşum (chatlakh) girmis yarışmaya, 8 senelik kuşum, 3 gün görmesem gagamda tüten canım arkadaşım, hicrandenizgüneş'ten aldığı Ispanak püresi sözü yüzünden harfleri satmış. Hem de ne için, 3 tutam ot için, değer miydi? Hadi Çikolatalı Sufle söz konusu olsa neyse, 0nun için ben de satardım, ya da ne bileyim belki güzel bir Wonton için. Asıl sorun bu da değil zaten, hadi diyelim ki kuşum kelimeleri hicrandenizgüneş'e satti, hicrandenizgüneş'in aynı harfleri bana verirken eksik vermesi ne kadar arkadaşça? ne kadar dürüstçe? Üstelik kendisine bir tepsi suböreği göndermişken. Ne diyeyim, yazıklar olsun.
Çok gırıldım Sevgili Günlük çok... 0nulmaz yaralar açtı bu gerçek içimde. Ama herkesin gerçek yüzünü de görmüş oluyorum bu sayede. Zaten kuşumdan şüpheleniyordum. Malumun geçen çarşamba akşamı bendeydi, gelirken getirdiği Cheesecake ile zehirlenip yataklara düştüm. Ben de kuşum neden frambuazlı Cheesecake getirdi diyordum, kendisi çikolatalı sevdiği halde. Meğer amacı belliymiş.
hicrandenizgüneş'ten de hiç hoşlanmamıştım zaten. Ne o öyle, sürekli hırs yapmalar, birincilik kompleksi yaşamalar, sıralamada göremediklerini hor görmeler falan. Hatta hor görmek ne kelime, yarışmalarda başarısız olan arkadaşlarımızı sabun yapmak niyetindeymiş, doc35'ten doku yapıları üzerine bilgi alıyormuş, ne faşistçe bir yaklaşım. Şiddetle kınıyorum. İlk defa bugün sohbet etme şansımız oldu ve hemen anladım. Üstün ırk sohbetleri falan ediyor. Sen böyle kadınlardan bizleri koru yarabbim.
Sevgili Günlük, aslında çok yazasım var da, uykum geldi ufaktan, kelimeleri toparlayamıyorum, yarın yazarım artık. Şimdilik bu kadar. zaten acılıyım da, kasmayayım daha fazla. Site yönetimine kuşumu ve hicrandenizgüneş'i şikayet edip uyuyacağım. Hatta bir de kürsü mü açsam linç girişimi içeren... Bunu daha sonra düşüneceğim.
hadi bana iyi geceler
inanamıyorum planımı anlamışsın. neyse en azından cheesecake'e koyduğum zehiri hicranın temin ettiğini hiçbir zaman öğrenemeyceksin......
senin gibi zeki, güzel, tatlı bir kuşa bunu yaptığım için kendimden utanıyorum
''o kadar büyük ki, ne gereksiz yorumlara takılacağım, ne de gocunanları tırmalayacağım...''
sen kimlerin yorumlarının senin için gerekli olduğunu bildir sadece o insanlar sana yorum yapsın.bu sitede ne de olsa sadece sen ve senin gerekli bulduğun yorumcuların yormları var...
Hata senin, sonuca ulaşmak için yanlış kişileri seçmişsin, hicrandenizgüneş ve doc35 in sponsoru benim 0nlar benim sayemde bu kadar başarılı oluyorlar ama her başarının bir bedeli var tabiki sen pastaları börekleri bana yolla bak neler oluyor. hicran 2000 puanı geçmek için yarım kilo antepsarma yollamıştı 0na göre ayrıca son zamanlarda canım güllaç çekiyor aklında bulunsun :)
Bu arada bu yazışmalardan rahatsız olan arkadaşlar eğer bana iki kilo bülbülyuvası, ananeye gülsuyu, ufaklığa da çikolata yollarsanız bu yazıları da günlükleride silebilirim :)
Hani ben burada yazarken çok eğleniyorum ya, hani bazı arkadaşlarım da benimle birlikte, okuduklarıyla eğleniyorlar ya, hatta bu sayede insanlardan olumlu tepkiler de alıyorum ya, heh işte, 0nların dışında bir grup insan var :) Bu arkadaşlar sen tut, bugün hicrandenizgunes'in bana harfleri, doc35'in sayıları verdiğine, kuşumun bana cevapları mail ile gönderdiğine inan :) Neyseki site yönetimini karıştırmadım. Bir ara site yönetimi bana torpil geçiyor, tüm kelime ve işlemleri veriyor diyecektim neredeyse. İyi ki dememişim, kesin buna da inanıp, site yönetimi istifa diye kürsü açarlardı. Aslında ben de eğlenmeye devam ederdim, çok da güzel olurdu.
Bir defaya mahsus olarak bu günlükte ciddi bir şey yazacağım, çünkü ince espride algıda tıkanıklık yaşayan arkadaşlara da hitap etmem gerektiğini düşündüm. Sırf günlüğüme konu ettiğim diğer arkadaşlar da zan altında kalmasınlar diye.
Bakınız Sevgili Günlüğümün okurları, okuyup da ne demek istediğimi anlayamayanları,
Hani ben kelimeleri ve işlemleri bana gönderiyorlar diyorum ya, bunlar şaka. Sonra hani yanına gülme işaretleri ( :)))) aynen böyle) koyuyorum ya, 0nlar da bunu yazarken güldüğümün işareti.
Bir şey daha, lütfen bugün doğan kız çocuğunuza mücver, erkek olana da Jaques Riverdi adını koymayın (bunu da ciddiye falan alanlar olur neme lazım)
Isterseniz protesto edin ve bu günlüğü bir daha hiç açmayın, isterseniz sizler de okuyun ve anlamaya çalışın, paşa gönlünüz bilir. Ben burada yine aynı şekilde yazmaya devam edeceğim, üslubumu da, eğlencelerimi de idrak yollarında sorun yaşayanlar için değiştirecek değilim. Sevgilerimle.... (Bundan sonra okuyacaklarınız size göre değil, 0nlar dip notsuz olacak)
Neyse Sevgili Günlükcüğüm,
Bendeki bu Sarışın Kadın imajını nasıl değiştirsem acaba? Saçlarımın kızıl olduğunu Üye Özelliklerimde belirtsem acaba faydası olur mu? Herkes nasıl da anlıyor iki kulağımın arasında ki çınlamaları :( Tanrım bana biraz akıl fikir ver, kendi kendime yarışabileyim, kendi kendime kelime türetebileyim. Hergün buradaki arkadaşlara bana kelime söyleyin, işlemlerde yardım edin diye sızlanmaktan kurtulayım. Amin...
Neyse Sevgili Günlük, yarışma vakti geldi... bana biraz müsade, gelirim birazdan.
herkes sizin ince esprilerinizi anlamak zorunda değil efendim.yazıyosunuz şöyle yaptık burdan kelime aldık mailden sayıları aldık diye 0ndan sonra şaka yaptık zaten :) işareti koymuştuk diyosunuz.anlayamamışsınız diye suçu bize atıyorsunuz.herkes kendi aklıyla yarışsın eğer ortak çalışıyorsanızda bu kimseyi ilgilendirmez siz kendinizi avutmuş olursunuz sadece ama bunlar dalga geçerek anlatmak yerine bırakında sizde kalsın.
Kuşumla yaptığımız ekip çalışması afişe oldu malum. Bu yüzden de bugün kuşumla beraber yarışamadım. Ama sağolsun diğer arkadaşlar bana mail yoluyla destek çıktılar. hicrandenizgunes çıkacak harfleri gönderdi, doc35 sayıları verdi. E ben de 1. oldum tabii. Henüz hicrandenizgunes yarışmamış tabii, her an tepeme binebilir ama olsun :)
Bu arada bugün ne pişirelim bölümüne sadece salata koyuyorum. Nachos yiyelim bugün. Hemen tarif de vereyim ben.
Büyükçe bir tabak alınır, en alta Doritos Pançolar dizilir (Doritos reklam gelirini hesabıma yatırabilirsiniz) Üzerine ince kıyılmış göbek ya da kıvırcıklar koyulur. 0nun üzerine minik küpler halinde doğranmış domatesler koyulur. Üzerine yeşil biberler ince halkalar halinde kesilip serpiştirilir. Biber ve domateslerin üzeri yoğurtla kaplanır. Yoğurdun üzerine Salsa sos dökülür. Salsa sos yoksa; Domates suyuna biber, domates parçaları, acısso katılarak da benzer bir sos yapılabilir ama ben Acılı bir meksika sosu olan Salsa'yı şiddetle tavsiye ederim. Sosun da üzerine rendelenmiş kaşar peyniri serpiştirilir. Sonra en alttaki panço tutulup özenle yukarı dopru kaldırarak alınır ki üzerinde hem yeşillik, hem domates, hem yoğurt, hem sos hem de kaşar peynir rendesi olabilsin. Sonra ağız olabildiğice geniş açılır ki, hiçbir şey ziyan olup dökülmesin ve afiyetle yenir. Ay ben acıktım, gidip nachos yapayım.
Bugünün özlü sözü: Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin.
Bugün doğacak çocuklara isimler: Kız olursa: Mücver, Erkek olursa: Jaques Riverdi.
E hadi bana müsade, acıktım