PADİŞAH VE VEZİR
Vezir, "Hayır ben büyüğüm. Ordunun başında ben savaşıyorum, sen sadece mühür basıyorsun" diye itiraz etmiş.
Tartışma uzayınca Padişah'la vezir, bir çobanın yanına gitmiş ve konuya direkt girmemek için çobana sormuşlar;
-Senin koyunun mu büyük ineğin mi ?
Çoban "İnek" demiş,
-Keçin mi büyük, öküzün mü ?
Çoban "Öküzüm tabii ki" deyince, kilit soruyu yöneltmişler çobana;
-Söyle bakalım "Padişah mı büyük, vezir mi?"..
Çoban hiç düşünmeden yanıtlamış.
Agop ile Eleni evlenirler ve cicim aylari bittikten sonra, Agop eve gelip koltuğuna kurulur kurulmaz, gazeteyi yüzüne çekip, Eleni'yle hiç ilgilenmez olmuş. Günlerden bir gün Eleni Agop'tan ilgi beklentisi ile; -'Bre Agoppp! Mutfağin penceresi bozuldu,yaparsiinn? ' Agop, gazeteyi yüzünden indirmiş, gayet sinirli bir şekilde; -'Niye, ben pencereciiii? ' Ertesi gün Eleni yine ilgi görmek umuduyla, -' Bre Agoppp, mutfakin muslugu bozuldu yaparsiinnn? ' Agop; ' Niye, ben muslukçiii? ' Bir sonraki gün ' Bre Agoppp, tuvaletin sifoni bozuldu, yaparsiinn? ' -'Niye, ben pokçii? ' Ertesi gün eve gelen Agop bir bakar herşey tamir edilmiş, -' Kuzum Eleni bunlari sen yaptinn? ' -'Yoo..' -'E, peki kim yapti? ' -'E, bilirisin, kapici Abdurrezzek'in bende gözi vardir, yaparmisin dedim,oda dedi yaparim, ama bi şartla...' Agop merak içinde sorar, -' Neymiş? ' Eleni: -' E, dedi bana, ya benimle yatarsin, yada bi pasta yaparsin.' Agop rahatlar, -' Peki kuzim, ne pastasi yaptin? ' Eleni sinirlenir; -'Niye ben pastaciii?
Hayganuş ölmüş,defin işleri hazırlanmış.Cenaze kiliseden çıkmış mezarlığa doğru gidiyor.Yukarıdan da nasıl bir yağmur,nasıl bir yağmur ortalığı sel götürüyor.Cenaze topluluğu çamura bata çıka illallah demiş,bir yandan da ıslanan tabut gittikçe ağırlaşmış.Rahip bir yerdeki çamura bakmış,bir dinmeyen yağmura ve sonunda patlamış.
-Zooo kariiii,sende ölecek günü buldun:))))
not:diğer fıkra mesaj kutunda buraya yazamadım:))))))
ONUNCUYIL MARŞI Çıktık açık alınla 0n yılda her şavaştan; On yılda 0n beş milyon genç yarattık her yaştan.Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan;Demir ağlarla ördük Ana yurdu dört baştan. Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri. Bir hızla kötülüğü geriliği boğarız,Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız.Türk'üz bütün başlardan üstün olan başlarız;Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız. Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri. Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını,Dindirdik memleketin yıllar süren yasını.Bütünledik her yönden istiklâl kavgasını.Bütün dünya öğrendi, Türklüğü saymasını. Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri. Örnektir milletlere açtığımız yeni iz;İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kütleyiz;Uyduk görüşte bilgiye, gidişte ülkeye biz;Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz. Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri. Söz : Behçet Kemal ÇAĞLARFaruk Nafız ÇAMLIBEL
Çıktık açık alınla 0n yılda her şavaştan; On yılda 0n beş milyon genç yarattık her yaştan.Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan;Demir ağlarla ördük Ana yurdu dört baştan. Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri. Bir hızla kötülüğü geriliği boğarız,Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız.Türk'üz bütün başlardan üstün olan başlarız;Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız. Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri. Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını,Dindirdik memleketin yıllar süren yasını.Bütünledik her yönden istiklâl kavgasını.Bütün dünya öğrendi, Türklüğü saymasını. Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri. Örnektir milletlere açtığımız yeni iz;İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kütleyiz;Uyduk görüşte bilgiye, gidişte ülkeye biz;Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz. Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri.
Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri.
Bir hızla kötülüğü geriliği boğarız,Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız.Türk'üz bütün başlardan üstün olan başlarız;Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız.
Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını,Dindirdik memleketin yıllar süren yasını.Bütünledik her yönden istiklâl kavgasını.Bütün dünya öğrendi, Türklüğü saymasını.
Örnektir milletlere açtığımız yeni iz;İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kütleyiz;Uyduk görüşte bilgiye, gidişte ülkeye biz;Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz.
Dün sabah okulda çocuklardan daha avaz avaz söyledim marşımızı..:))
TALATNAYİR: EMELCİM..NADİR DUYGULANAN BİRİ OLARAK DÜNKÜ TÖRENLERDE ÖZELLİKLE İKİNCİ KITA SÖYLENİRKEN,GÖZLERİMİN YAŞARDIĞINI FARKETTİM:)
Bir hızla kötülüğü geriliği boğarız,Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız.Türk'üz bütün başlardan üstün olan başlarız;Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız....
bu tabiri ne kadar hakettiğimizi ne kadar doğru bir tabir olduğunu tüm milletler de görecek....
TALATNAYİR: ASLINDA NE KADAR SERT BİR ÜSLUP.ANCAK BİR MARŞTA ANLATILMASI GEREKEN DUYGUYU VE DURUŞU O KADAR GÜZEL GÖSTERİYOR Kİ DİYECEK SÖZ BULAMIYORUM...
Orta Okulda bir Türkçe hocamız vardı.Tüm marşları ezberletme gibi bi huyu vardı.O zamanlar kelimeler bu kadar anlamlı gelmezdi..Ezberler geçerdik.Çok sonra o dizeler bana birşeyler anlatmaya,benimle konuşmaya başladı...
TALATNAYİR: VALLAHİ DÜN ÇOCUKLARIN GÖZLERİNE BAKTIMDA MARTICIM.NASIL BİR ÇOŞKU VARDI,NASIL BİR HEYECAN VARDI SANA ANLATAMAM.HER NE KADAR TİKİ GENÇLİĞİ DESEK TE GERÇEKTEN BİLİNÇLİ VE DİKKATLİ BİR GENÇLİKTE GÜMBÜR GÜMBÜR GELİYOR...
Çember çevrilir, Su musluktan içilir, Ağaçlara tırmanılırdı. Bebekler bezden, silahlar tahtadan, Resimler kömür karasından yapılırdı. Kızlara ninelerinin, erkeklere dedelerinin İsimleri konulur Saatli maarif okunurdu Komşuda pişen, bize de düşerBizde pişen komşuya düşerdi Geceler ayaz, sokaklar karanlık, Yıldızlar parlak olurdu Turşu, salça, mantı evde yapılır Karpuz kuyuda soğutulurdu Erik ağacının çiçeği pencere camımıza yaslanır Güz yaprakları bahçemize düşerdi Kardan adam yapılır, evlerde soba yakılır Kış gecelerinde masal anlatılırdı Merdiven çıkılır, aidat ödenmez, yönetici seçilmezdi Evler badanalı, sokaklar lambasız Mahalleler bekçili olurdu Ajans radyodan dinlenir Çizgili roman okunur Defterlere kenar süsü yapılırdı Hayat, arkası yarın gibiydi Kesintisizdi Her gün yaşanacak bir şey vardı Herkes kendi düşünü kurar Kayıt tarihi : 11.10.2007 - Toplam yorum : 6
Çok beğendim. Eskiden herşey daha bir güzeldi. Bana göre benim çocukluğum, anneme göre kendi çocukluğu merak ediyorum şimdiki çocuklar büyüdüklerinde eskiden herşey çok güzeldi diyebilecekler mi ? umarım o zamanlara geldiklerinde dahada kirlenmiş olmaz dünya..!
talatnayir: her yaşın ayrı bir tadı ve güzelliği var derler ancak ben yinede kışın kömür sobasında kestane kebap yaptığımız çocukluğumu özlüyorum:)))
Hiç sevmem bayram sabahlarını.Özlemlerimin arttığı günlerdir çünkü.Eskiden diye başlayan her cümle içimdeki burukluğu anlatır
talatnayir: Zamanında yaşanan güzel bayramlar artık hep birer tatlı anı olarak içimizde tekrar edip duracaklardır..O özlemde biterse zaten bundan sonraki bayramların tadı tuzu olmaz:))
ne güzel insanlar vardı eskiden.çocukluğumuzu kaplamışlardı.bize masal anlatırlardıcinlerden, perilerden.büyükanneler, büyükbabalar vardı.o zaman hepsi uzaktı ölümden .hem sevindirir hem korkuturlardı.acı hikâyeleri bile tatlı tatlı başlardı.demek bunun için gittiler hikâyelerden.ne güzel insanlar vardı eskiden.ne güzel şarkılar vardı eskiden.gençliğimizi donatırlardı.hep iyi şeyler hatırlatırlardıgeçip gitmiş devirlerden.sevgi ve ümid yaratırlardı.o zaman her şey uzaktı ölümden.yanık şarkılar bile neşeli başlardı.ister istemez saadet taşardıgamsız günlerimizden.ne güzel zamanlar vardı eskiden.ne güzel şarkılar vardı eskiden.hayal içinde yaşatırlardı.güldürür ağlatırlardıduymadan biz, düşünmeden.her an bir asır kadardı.o zaman herkes uzaktı ölümden.candan sevdiklerimiz vardı.hepsi başka güzeldi, bizi tanımazlardı.bütün yollarımız geçerdi gül bahçelerinden.ne güzel zamanlar vardı eskiden.--- özdemir asaf ---eskiden deyip söze başlayacağımız lezzetli anılarımız olur umarım ileride...
talatnayir: güzel bir şiir ... teşekkürler...:)
Hep eskiden diyoruz tabiki eski tatlar yok oldu,daha fazla yok olmaması için hoşgörüyü saygıyı empatiyi kaybetmemek gerekir,biliyorsun bir milleti ayakta tutan dili,dini,kültürü ve deger yarğılarıdır bunlara sahip çıkalım çoçuklarımıza empoze edelim,herşeyden önce saygıya önem verelim....Çok bilmiş ukala bir abladan,Tam bir bayram mesajı oldu..Ama seninde bunlara önem verdiğini bildiğim için hatırlatayım dedim,kızdırma bak GÜZİN gibi birde şiir yazarım nereye kaçacağını şaşırırsın:=)))))(Güzin'im seni seviyorum)
talatnayir: Sizleri çok seviyoruz.Hayırlı Bayramlar..Biraz uzak ta olsak kalpler hep beraber:)))
Bir 'şaşkın'ın notları! Yaklaşık bir haftadır geçmişimi sorguluyorum. Meğer ne kadar yalan-yanlış (!) bilgilerle donatılmışım... Oysa "vatana millete hayırlı bir evlat" olarak yetiştirdi beni "cumhuriyetin ilk öğretmenlerinden" biri olan babam... Varını yoğunu bunun için harcadı! İyi ama ben "vatan"ı da "millet"i de hiç tanımamışım ki! Çünkü bana "vatan" diye; "bölünmesi mümkün olmayan" topraklar öğretilmişti. Bu topraklarda yaşayan herkes bizdendi. Bu yüzden kimseye "Laz mısın, Kürt müsün" diye sormadım hayatım boyunca. "Bölünmesi akla bile getirilemeyecek" bu topraklarda benimle birlikte yaşadığına göre "vatandaşımdı..." Kimsenin dini de ilgilendirmedi beni! En yakın arkadaşlarımdan birinin adı Nişan'dı, diğerinin Raffi... Dilimizin en güzel şiirlerini yüksek sesle okurduk birbirimize... Ben 0nların "Ermeni" olduklarının bile farkında olmadım, 0nlar bana bir kez bile "Sen Türksün, Müslümansın, bizden değilsin" demedi... Korktuk mu aynı çığlığı basardık: "Aman Allahım..." Aynı sözlerle vedalaşırdık: "Allaha ısmarladık..." Şaşırınca "Allah Allah" diye tepki verirdik birlikte... İçimizden biri şaka yapınca, "Allah müstahakını versin" derdi diğeri! Yani aynı Allah'a inanırdık... Gerisi çok da önemli değildi bu yüzden... Askerdeyken yanımda Fener Rum Patrikhanesi'nde görevli "Yorgo" vardı; manga arkadaşım! Atış talimine de çıktık birlikte, gece tatbikatına da... "Vatan... Sana... Canım... Feda!" diye birlikte haykırdık içtima alanına yürürken... Annesi de babası da Rum'du ama (bölük yazıcısı olduğum için biliyorum) ana dili Türkçeydi Yorgo'nun, vatanı da Türkiye... Ve bundan asla kompleksduymazdı! ***Bugün 46 yaşındayım... Öğreniyorum ki "vatan" dediğin aslında bölünebilirmiş... Ankara'dan birileri bu gerçeği artık görmeliymiş! Türk vatandaşı olduğu için milletvekili seçilebilen biri, "bildiği yabancı dil" sorulunca "Türkçe" diye yanıt verebilirmiş... İlkokulda öğretmenimin heyecanla anlattığı Atatürk ilkeleri ve devrimleri "ideoloji"ymiş mesela! Kayıt tarihi : 4.09.2007 - Toplam yorum : 2
***
Şaşkınım... Üzgünüm... "Vatana millete hayırlı evlat" olması için emek harcanan milyonlarca vatandaşım gibi perişanım! İlk öğretmenim Neriman Hanım... Beni ben yapanlardan Emrullah Öğretmenim! Liseden edebiyat hocam Sabahat Ana... Sırtında kerpiç taşıyıp Anadolu'nun 0nlarca köyünde okul yapan babam; neredesiniz? Kafam çok karışık... Beni yanlış yetiştirmiş olabilir misiniz? Tüm "iyi"lerim aslında bu kadar "kötü" çıkabilir mi? Lütfen çıkın ve bana söyleyin: Siz mi hata yaptınız; yoksa bugün birileri bizi kandırıyor mu? (alıntıdır)
MUSAKKA EN SEVDİĞİM YEMEK :)) Uğraşmasana garibanlarla
talatnayir: Benim de en sevdiğim hakem antonio MUSAKKA...Ancak hakikaten bu garibanlığın sonu nereye varacak çok merak ediyorum:))
Aslında bedava yapmaları lazım:))İnsanlar bizim için orada çok çaba gösteriyorlar.Ter döküyorlar,kafa patlatıyorlar...Biz ne yapıyoruz?Yemeklerinden para alıyoruz...çık...çık..çıkkk:)Olur mu hiçç?Ne ayıppp:)))
talatnayir: öğretmenim bende aslında başımı iki elimin arasına alıp düşündüm de bu adamlara haksızlık ettiğimi neden sonra anladım.:)
Meclisin aritmetiği ve Fiziği kısmen değişti ama Kimyası olduğu gibi yerinde duruyor. 2002 nin 4 Kasımında milletvekili lojmanlarına halk dalkavukluğu adına elveda diyenler sanırım pişman olmuşa benziyorlar. Bu halka dalkavukluk yapmanın boşa olduğunu, bu halkın aşağılandıkça kendilerine oy verdiğini görünce yavaş yavaş ortalığı eski hamama dönderiyorlar. Vatandaş bedavaya aldığı mercimeği 120 milyon su faturası ödeyerek kaynatıyor, vekili de 1 liraya musakkasını yiyor. Böyle vatandaşa, böyle vekil....... "yakışır sayın abim" :)
talatnayir: bu arada işin asıl ilginç tarafı akmayan suya ödenen 120 ytl'lik faturalar olayı daha bir esrarengiz hale getiriyor özgür kardeşim.))
Ya vekil olmasak bile bu lokantadan beslensek sadece ekonomimiz düzelir yahu::)))) Hem yemek yerken falan masada bir sohbet olur vekil -bakan oğulları ile ortak iş falan da yapma imkanı doğar. İşte o zaman köşeyi döndük gitti::))))) Yatırım olarak (ilk iş bağlantısına kadar) her gün musakka yiyebilirim yani::))) Dip Not: Bu kaydı ıskalayıp yukarıya yazmışım kardeş görüntü kirliliğini temizleyebilirsin::)))
talatnayir: gecenin bu vakti oldu karnım acıktı..canım musakka çekti be birader:)))
Çok doğru ve güzel tespitler. Bir de Fatih Ürek'i Kırkpınara ağa seçmeye çalıştık, uzun süre ama Ürek'in parası çıkışmayınca ağalığı kaptırmıştı. Fakat "gönüllerin ağası" olmuştu. Tansu Çiller'e sadece "kadın" olduğu için kaç kişi oy verdi ? ya da Şevki Yılmaz'a cennetten rezervasyon için oy verenlerin çetelesi tutuldu mu ?...... Cem Karaca'nın Bindik Bir Alamete şarkısnın sözlerinden bir bölümü geldi aklıma...... "........... yerel ve genel seçim / seçin bakalım seçin / ki, dön baba dönelim / aynı yere gelelim..........." Seçsin bakalım yurdum insanı....
talatnayir: Aslında leman dergisinin ilk zamanlarından bilirim Gani Müjde'yi...Eğer espri yapılacaksa sanırım ancak bu kadar cuk otururdu...Hem tespitler hemde espriler harika geldi bana.Ve özellikle senin tepkini görmek için açtım günlüğü.Yorumların için teşekkürler...
Okurken hem gülüp hemde hüzünlendiğim tespitler maalesef..Teşekkürler paylaşımın için AZTEK kardeşim:D
talatnayir: Ne dmek efendim...Yorumlarınız için ben teşekkür ederim:)))
bu kadar güzel anlatılamazdı....:)) teşekkürler bize aktardığınız için...bu yazıyı tüm Türkiye halkının okuması dileğiyle...:)) iyi günler...
talatnayir: teşekkür ederim...:)
Seni kınıyorum kardeşim::)))
talatnayir: Şimdi aztekler mısıra kadar gitmişken,caponya ve uzak doğu ülkelerinden resim ve foto göndermişken hatta ve hatta Fenerbahçe - Gaziantepspor maçında golü atan meksikalı kardeşimiz aztek maskesini takup reklamımızı sarı kart görme pahasına yaparken sen hala beni kınıyormusun:))) Diyecek bir şeyim yok.Tek tavsiyem grubu kapa ve grpdaşınla beraber Azteklere transfer ol:)))) Hehehehehe
Gani müjde bişeyi unutmuş Fenerbahçeli oluşunu :)))
talatnayir: amaaaaa canım kardeşim sende şunu unutuyorsun ki Gani'de Fenerbahçeli:))))
İŞTE SEÇİMİN YANLIŞLIĞI MI DESEK NE DESEK :))) HANİ SİZİN 35 MİLYON TARAFTARINIZDA VAR YA :)))) ŞAKA Bİ YANA ABİ HER YANLIŞIN GÖTÜRDÜĞÜ OLACAKTIR AMA YANLIŞLARDA DÜZELTİLİR:)
talatnayir: yaw seren kardeşim herşeyden geçerim de şu FenerBahçe den geçmem imkansız gibi görünüyor.Ancak Eylülün ilk haftası müsait olursanız bunları yüzyüze de görüşebiliriz:))))
Olurum abi seve seve olurum beklerimde sen yeter ki haber ver :):):):):):):):)
talatnayir:haber vericem kardeşim:)
Çiftçinin birisi gittikce yumurta verimi düşen kümese bakar. Artık horoz yaşlanmıştır. Bunun yerine genç ve yorulmayan bir horoz almak lazım diye geçirir içinden. Pazara gider. Satıcıya hiç yorulmayan bir horoz almak istediğini söyler. Satıcı bunun üzerine elimde bir tane var. Çok azgın elinden ne uçan nede kaçan kurtuluyor. Eminim der kümesinizdeki yumurta verimi bundan sonra artacaktır. Çiftci yeni horozunu alarak çiftliğine döner. Kümesin kapısını açar horozu kümese bırakır bırakmaz. Havada tüyler uçuşmaya başlar. Gıdaklama sesleri, tavuklar feryat figan koşturuyor. Tavuklar önde horoz arkada kümesde kovalamaca başlar. Çiftci durumdan çok memnundur. Ama horoz çok azgındır 2. gün tavuklardan sonra çiftlikdeki küçük baş hayvanlar , büyük baş hayvanlar , atlar bile horozdan nasibini alır. Çiftci horozun bu gidişi karşısında endişelenmeye başlar. Bu şekilde giderse öleceğini düşünür. Ertesi gün kümese doğru giderken. Bir de ne görsün. Horozun ayakları havaya dikilmiş. Dili gagasından dışarı çıkmış , Pestili çıkmış bir vaziyetde yere yatmış. Tepesindede bir akbaba uçuşuyor. Çiftci ben böyle olacağını biliyordum diye homurdanmaya başlar. Bu sırada horoz gözünü hafif aralar. Şişşştt Gürültü yapmasana. Akbabayı kaçırtacan.
Hahahaaa..çok güzeldi...eline sağlık:)))))
talatnayir: ne demek:)))
baska birinin nasıl yapamadığını ses çıkarmadan seyretmektir. " Mevlana
biz buna kapasite diyoruz; 10 yıldır beraber çalıştığım arkadaşa daha 10 yıl daha nasıl yapması gerektiğini anlatsam anlamıyoooorrrrrrrrrrrr..... bu tip insanların kafalarını satırla yaracaksın; öğrenmesi gereken şeyi içine koyup -kapatacaksın!!!! başka yolu yok::=:)=:=):=):=)=:)
talatnayir: anlarlarmı sence..aslında o riske girmek istemiyoruz belki..neyse uzun hikaye:)
İtiraf.com sağolsun ben de hergün uğrar günlük gülme kotamı orada doldururum:)))) süpperrr
"Erkekler ne anlar ki romantizmden. .. Hepsi takoz bunların hepsi..." en güzeli bu yaaa. Doğru söze ne denir ki :)))))
ilk defa bu kadar uzun bir yazı okuyorum ve gülmekten yerlerdeyim. hepsi de çok komik ellerinize sağlık :))))))
AKLIMA GETİRDİN, HEMEN GİDİP OKUMAYA BAŞLADIM:::=):=) BU KADAR HOŞ VE ABUK BİR SİTE DAHA YOKTUR ZANNIMCA::=):=)
NUYUR BU DA BENDEN
gıdıklıYORUM; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 26; İl: İstanbul İçtiğimiz her sigara ömrümüzden bir gün eksiltiyorsa, 7 yıl 365 gün boyunca günde 20 tane sigaradan hesaplıyorum; 1) Öldüm ama ben dahil kimse farkında değil 2) En az 150 yıl yaşamanın sırrını çözdüm ama yarın öleceğim. 3) Derhal bırakıyorum bu hesap kitap her gün yapılmaz. Ömür törpüsü..
Allah Razı olsun senden emi.Seyrederken gülmekten gözlerimden yaş geldi.Hasta oluyom ben bu öfkeli kalabalığa çok şahaneler yaa:))))))
talatnayir: bu okanbayülgenin makinası gerçekten ctesi geceleri izlenir martıcım:)))
Ey güzel Allahım, erkeklere büyük ikramiye çıkmasın...))
talatnayir: hahaha:))
:((
talatnayir:))
Bu kadar mı kurtulmak istiyorsunuz bizden ya:)))
talatnayir: yok be öğretmenim.Bu kadarda acımasız değiliz.Bu sadece latife:)))
allah seni ne etmesin, hatta ne verirse hep biz bayanlara versin hhahahaaaa
talatnayir: hehehehehe:)))artık gerilmek yok bakınız cumhur reisinide öğrendik.relax..relax..:)))
evliyseniz eşinize değilseniz sevdiğinize allah kolaylık versin insan bu kadarmı istemez bayanları
talatnayir: bazen insanlar gerçekle bşakayı ayırma konusunda zorlanıyorlar değil mi? ne alakası var bu sadece bir fıkra.önyargılı olmayalım:)
Ah ah Allah size fırsat vermesin.Aminnnnnnnn :)))))))))))
talatnayir: bazılarımız da ciddiye almışlar:)))
hahahaha çok iyi yaa verdikçe veriyor demek süppperrrr:)
talatnayir:)))
O BAZILARI BENİM GALİBA AMA HER ŞAKANIN ALTINDA Bİ CİDDİYET VARDIR DEĞİLMİ
talatnayir: benim bazı konularda ciddi olmadığım bilinir.Sizde zamanla görür ve öğrenirsiniz:))
E ZAMANLA TABİ
TALATNAYİR::))
Biaz da biz istiyoruz ya :(
talatnayir: allah versin:))) hehehehe
Evet; mutlu yaşadık:)))))
:))) en çok komşuteyzeler kapılarının önünü sularken izin isteyipte su içmeyi özlemişim sanırım:))
Ben sokakta oynadıktan sonra, çeşmeye gidip elimle su içmeyi özledim:)
:))
EVET BİZİM JENERASYON BUKONUDA MUTLU YAŞADI AMA HANGİMİZ ŞU AN İÇİN BİŞEYLER YAPIYOR
talatnayir: hepimiz hem şu an için hemde 0ndan sonrası için gerekeni yapıyoruz.Eskiden PC yoktu.Evlerimizde yakındı.Gider gelirdik.Şimdi her evde PC var.Kamerada var.komşülüklarda dostluklarda artık sanal.Biz bu sanal dostluğu gerçeğe döndürebildik bazı arkadaşlara.Şu an için bunları yapabildik en azından:))
ben 90 lı yıllarda geçirdim çocukluğumu ama bunların biçoğunu bende yaşadım :)))))
:)))